Anoreksiya Nervozalı Çocuk ve Ergenlerde Sosyal Biliş



Yüklə 218,56 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix09.02.2017
ölçüsü218,56 Kb.
#8185

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2015; 7(2):178-189 

doi: 10.5455/cap.20140724125111 

 

 

 



Anoreksiya Nervozalı Çocuk ve Ergenlerde 

Sosyal Biliş 

Social Cognition in Child and Adolescents  

with Anorexia Nervosa 

 

İpek Perçinel, Kemal Utku Yazıcı, Öznur Bilaç, Sezen Köse, Burcu Özbaran 



 

 

 



Özet 

 

Sosyal biliş, kişinin kendisi ve diğerleri arasındaki sosyal etkileşimle ilgili zihinsel süreçleri temsil 



eder. Son yıllarda yeme bozukluğu olgularının sosyal biliş becerilerine yönelik ilgi artmıştır. Anorek-

siya nervosa, etiyolojisi çoklu etmenlerle ilişkili olan bir yeme bozukluğu tablosudur. Tedavisi halen 

tartışmalıdır. Yeme bozukluğu hastaları içinde en zor ilişki kurulan grubun anoreksiya nervosa tanılı 

gençler olduğu bilinmektedir. Çalışmalar çoğunlukla, anoreksiya nervosa olgularının sosyal bilişsel 

işlevlerinde güçlükler olduğuna işaret etmektedir. Bununla birlikte farklı sonuçların bildirildiği 

çalışmalar da mevcuttur. Görüldüğü kadarıyla, anoreksiya nervosa olgularında sosyal biliş işlevlerini 

değerlendiren çalışmaların büyük çoğunluğu, erişkin yaş grubu ile yapılmış çalışmalardır. Çocuk ve 

ergen yaş grubu ile yapılmış çalışmaların kısıtlı sayıda olduğu dikkati çekmektedir. Bu yazıda, 

literatürdeki, anoreksiya nervoza tanılı çocuk ve ergenlerin sosyal biliş becerileri ile ilgili çalışmaların 

incelenmesi ve genel özelliklerinin sunulması amaçlanmıştır.  

 

Anahtar sözcükler: Anoreksiya nevroza, çocuk, empati, sosyal biliş. 

 

 



Abstract 

 

Social cognition represents  the mental processes of social interaction between oneself and others. 



In recent years, the interest in social cognition skills has increased in cases with eating disorders. 

Anorexia nervosa is an eating disorder that is associated with the multiple factors in etiology. 

Treatment of anorexia nervosa is still controversial. The youths diagnosed with anorexia nervosa are 

known to be as the most difficult group in eating disorders for building therapeutic relations. 

Studies, mostly suggests that there are difficulties in social cognitive functions in patients with 

anorexia nervosa. However, there are studies that reported different results. It seems that, the 

majority of studies which evaluate the social cognitive functions in patients with anorexia nervosa

are carried out with the adult age group. There are limited number of studies in child and adoles-

cent age group. The purpose of this paper was to examine the studies of social cognitive skills in 

children and adolescents diagnosed with anorexia nervosa and present the general characteristics.  

 

Key words

Anorexia nervosa, child, empathy, social cognition. 



 

 

Y

EME 

B

OZUKLUKLARI 

(YB)

, çocuk ve ergenlerde sıklıkla görülen durumlardır. 

Önemli  ölçüde  morbidite  ve  mortalite  sebebidirler.  Amerikan  Psikiyatri  Birliği’nin 

sınıflandırma sistemi olan DSM-IV-TR YB’nu, anoreksiya nervoza (AN) ve bulimiya 

nervoza  (BN)  ve  bu  iki  sendromun  atipik  biçimleri  (başka  türlü  adlandırılamayan, 

 

©2015, Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar  eISSN:1309-0674  pISSN:1309-0658 

 


179 

Anoreksiya Nervozada Sosyal Biliş 

 

BTA-YB)  olarak  sınıflandırmıştır  (APA  2000).  Son  yıllarda  bunlara  Tıkınırcasına 



Yeme Bozukluğu (TYB) da eklenmiştir. Bu sistemin son versiyonu olan DSM-5’te ise 

YB’nun  yer  aldığı  “Beslenme  ve  Yeme  Bozuklukları”  başlığında  şu  bozukluklar  yer 

almaktadır:  Pika,  Ruminasyon  Bozukluğu,  Kısıtlayıcı/Sınırlı  Gıda  Alımı  Bozukluğu, 

AN, BN, Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu, Belirtilmemiş Beslenme veya Yeme Bozuklu-

ğu, Diğer Beslenme veya Yeme Bozukluğu (APA 2013). 

YB içerisinde ilk tanımlanan tablo olan AN halen en yüksek mortalite oranına sahip 

psikiyatrik bozukluktur (Treasure ve ark. 2010). Etyolojisinde biyolojik, sosyokültürel 

ve  ruhsal  pek  çok  etmen  öne  sürülmekte,  hastalığın  birden  çok  nedenin  etkileşimiyle 

ortaya çıktığı kabul edilmektedir (Gilberg ve Rastam 1998). Son yıllarda AN etiyoloji-

sinde bilgi işleme süreçlerinin de önemli olduğu vurgulanmaktadır (Bydlowski ve ark. 

2005).  AN,  ölüme  kadar  varan  ciddi  biyolojik  sonuçlarla  birlikte  sosyal  içe  çekilme, 

düşük benlik saygısı, yaşıt ilişkilerinde sorun, özkıyım girişimi gibi ağır psikososyal işlev 

bozukluklarına da yol açar (Troop ve Bifulco 2002). Bu yazıda, literatürdeki AN tanılı 

çocuk ve ergenlerin sosyal bilişsel becerileri ile ilgili çalışmaların incelenmesi ve genel 

özelliklerinin sunulması amaçlanmıştır. 

Anoreksiya Nervosa 

AN, zayıf bir bedene sahip olma arzusu, şişman olmaya karşı duyulan aşırı korku, kilo 

vermek amacıyla yapılan çeşitli özgün davranışlarla karakterize bir YB tablosudur. Baş-

lıca özelliği, bireyin olağan sayılan en az vücut ağırlığına sahip olmayı reddetmesi, vücut 

biçimini  ya  da  boyutunu  algılamada  belirgin  bozukluk  sergilemesidir  (APA  2000). 

AN’nin,  DSM-IV-TR’te  iki  ayrı  tipi  tanımlanıştır:  kısıtlı  tip  ve  tıkınırcasına  ye-

me/çıkartma tipi (Küey 2008).  

DSM-5’te AN ile ilgili tanı ölçütlerinde kısmi değişiklikler yapılmıştır. DSM-IV’te 

A  ölçütündeki,  “reddetme”  terimi  istemliliği/niyeti  ima  edebildiğinden  ve  dolayısıyla 

hastaların  değerlendirilmesinde  zorluk  olabileceğinden  dolayı,  A  ölçütü,  DSM-5’te 

daha çok davranışa odaklanmıştır (Örn. kalori alımının kısıtlanması vs.). B ölçütü, “kilo 

alımını engelleyen kalıcı davranış” ifadesini de içerecek şekilde genişletilmiştir. C ölçü-

tünde değişiklik yapılmamıştır. Amenore ölçütü (D ölçütü), erkek olgularda, kadınlarda 

menarş öncesi durumlarda kullanılamadığından ve birçok kadın AN olgusunda menst-

ruel aktivite görülebildiğinden dolayı, bu ölçütün gerekliliğinden vazgeçilmiştir (APA 

2013). 


AN  sıklığı,  çalışmaların  yöntemlerine  göre  farklılık  göstermekle  birlikte,  genelde 

kadınlarda yılda 8/100.000, erkeklerde ise 0,5/100.000 olarak bildirilmektedir (Nielsen 

2001,  Hoek  ve  Van  Hoeken  2003).  Kadın/erkek  oranının  6-10/1  arasında  değiştiği, 

erkeklerde  görülme  sıklığının  giderek  arttığı  belirtilmektedir  (Hoek  ve  Van  Hoeken 

2003).  

Etyolojisinde pek çok neden öne sürülmektedir. Halen tartışmalı olan bu konuda; 

biyolojik, sosyokültürel, ruhsal etmenleri sorgulayan ve hastalığın bunların etkileşimiyle 

ortaya  çıktığını  belirten  araştırmalar  bulunmaktadır  (Gillberg  ve  Rastam  1998).  Son 

yıllarda  hastalığın  etiyolojisinde  bilgi  işleme  süreçlerinin  de  önemli  olduğu  vurgulan-

maktadır (Bydlowski ve ark. 2005). 

AN psikiyatrik hastalıklar içerisinde en yüksek mortalite oranına sahip yeme bozuk-

luğu  tablosudur  (Treasure  ve  ark.  2010).  Prognozu  nispeten  düşüktür  (Steinhausen 

2002). Ciddi biyolojik sonuçlarla birlikte ağır psikososyal işlev bozukluklarına yol açar 

www.cappsy.org 



 

Perçinel ve ark.  

180 

 

(Troop ve Bifulco 2002, Arkell ve  Robinson  2008). Kişilik  özellikleri incelendiğinde; 



premorbid AN olgularının genellikle, aşırı kaçıngan, inatçı, mükemmeliyetçi oldukları, 

benlik  saygılarının  düşük  olduğu  ve  zayıf  sosyal  ilişkiler  kurdukları  bildirilmektedir 

(Halmi ve ark. 2000).  

Tedavisi halen tartışmalıdır. Gençlerle kalıcı ve etkin işbirliği kurmak tedavinin ba-

şarısı ve devamı için çok  önemlidir. Terapide gencin kendi duygularıyla ilişki kurma-

sı/duygusal  gereksinimlerini  tanımlayabilmesi  üzerinde  çalışılır.  Bu  durumda  gencin 

öncelikle  duyguları  ve  dolayısıyla  kendi  duygularını  tanıması/anlamlandırabilmesi  ge-

rekmektedir. Oysa ki, YB hastaları içinde en zor ilişki kurulan grubun AN tanılı gençler 

olduğu bilinmektedir (Küey 2008). 

Son  yıllarda  AN  olgularının  yaşadığı  sosyo-emosyonel  güçlüklere  yönelik  ilginin 

arttığı dikkati çekmektedir. Bugün literatüre baktığımızda AN olgularının sosyal biliş 

işlevlerini değerlendiren çalışmaların sonuçları, çoğunlukla, olguların sosyal ve emosyo-

nel  bozulma  gösterdiklerine  işaret  etmektedirler  (Kucharska-Pietura  ve  ark.  2004, 

Tchanturia ve ark. 2004, Bydlowski ve ark. 2005, Hambrook ve ark. 2012, Tchanturia 

ve ark. 2012). Görüldüğü kadarıyla, AN olgularında sosyal bilişsel işlevleri değerlendi-

ren çalışmaların büyük çoğunluğu, erişkin yaş grubu ile yapılmış çalışmalardır. Çocuk ve 

ergen yaş grubu ile yapılmış çalışmalar kısıtlı sayıdadır. 

Sosyal Biliş 

Bir bilgi işlem süreci olan sosyal biliş, doğuştan gelen, aşamalı olarak örgütlenmiş bir 

modülü  temsil  eder.  Diğerlerinin  inançlarını  ve  niyetlerini  anlayabilme  aracılığıyla 

onların  davranışlarının  anlamını  çıkarabilme,  kendisinin  dışındaki  kişilerin  kendinin-

kinden farklı bir zihne sahip olduklarını fark edebilme, öngörebilme ve karmaşık sosyal 

çevreler  ile  etkileşime  girebilme  yeteneği  olarak  tanımlanabilir  (Grady  ve  Keightley 

2002, Smith ve Semin 2007). Diğer insanları anlama ve onların davranışlarını yordama 

yeteneği, başarılı bir etkileşim için çok önemli bir kapasitedir (Singer ve Lamm 2009).  

Literatüre bakıldığında genel olarak; sosyal biliş ve nörobilişin birbiriyle ilişkili fakat 

birbirinden  bağımsız  işlevler  olduğu  belirtilmektedir.  Nörobilişsel  ve  sosyal  bilişsel 

becerilerin nöral temellerini inceleyen bazı çalışmalarda, sosyal ve sosyal olmayan uya-

ranların işlemlenmesinde farklı sistemlerin görev aldığı sonucuna ulaşılmıştır (Couture 

ve ark. 2006, Özbaran ve ark. 2009). Sosyal biliş ile ilgili beyin bölgelerinin, prefrontal 

korteks, fusiform girus, superior temporal girus, ön singulat korteks ve amigdala olduğu 

ifade edilmiştir (Pinkham ve ark. 2008).   

Yakın zamanda yapılan Amerikan Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü (National Institute 

of Mental Health (NIMH)) destekli bir çalışmada, sosyal bilişin beş ana alanda ince-

lenmesi önerilmiştir. Bu alanlar; duygu algılama, sosyal algı, sosyal bilgi, atıfsal yanlılık 

ve  zihin  kuramıdır  (Green  ve  ark.  2008,  Yıldırım  ve  Alptekin  2012).  Duygu  algıla-

ma/tanıma süreci, kişinin yüz ifadesinden, ses tonlamasından ya da her ikisinin birleş-

mesinden elde edilen duygusal bilgilerin yorumlanması sürecidir (Green ve ark. 2008).   

Sosyal algı, kişinin içinde bulunduğu duruma ait bilgilerden elde edilen sosyal ipuç-

larıyla  bir  yargıya  varabilmesi  olarak  tanımlanmaktadır  (Corrigan  ve  Green  1993). 

Kişinin  içinde  bulunduğu  sosyal  ortamlarda  diğer  kişilerin  sosyal  rollerini,  o  andaki 

sosyal durumu anlayabilme, karmaşık sosyal durumlarda sözel ve sözel olmayan ipuçla-

rını  kullanarak  çıkarımlar  yapabilme  becerisidir  (Fiske  1992,  Yıldırım  ve  Alptekin 

2012).  

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry 

 


181 

Anoreksiya Nervozada Sosyal Biliş 

 

Sosyal bilgi, sosyal durumlara ve sosyal etkileşimlere rehberlik eden roller, kurallar 



ve  hedeflerin  farkında  olma  durumu  olarak  tanımlanmaktadır.  Kişinin  farklı  sosyal 

durumlarda  kendisinden  nelerin  beklendiğini  bilmesini  sağlayan  sosyal  bilgi,  sosyal 

yeterlilik için ilk adım ve ön koşul olarak görülmektedir (Fiske 1992, Yıldırım ve Alpte-

kin 2012). 

Atıflar, kişinin yaşadığı durum, kendisinin ya da diğerlerinin davranışlarının neden-

leri  hakkındaki  yargılarıdır.  Nedensel  açıklamalardır  (Zullow  ve  ark.  1988).  Atıfsal 

yanlılık ise durumun zihinsel olarak atfedilmesinden (zihin kuramı) farklı olarak, olum-

lu  ya  da  olumsuz  olayların  nedenlerinin  nasıl  açıklandığını  yansıtmaktadır  (Green  ve 

ark.  2008).  Atıf  yanlılığı  ilk  olarak  depresyon  ile  ilişkilendirilmiş  ve  depresif  kişilerin 

olumsuz  olaylar  için  daha  çok  içsel  atıfta  bulundukları;  olumsuzluklardan  kendilerini 

sorumlu  tuttukları  gösterilmiştir  (Kinderman  ve  Bentall  1996,  Yıldırım  ve  Alptekin 

2012). Sonrasında yapılan çalışmalarda, farklı psikopatolojilerde çalışılmıştır (Martin ve 

Penn 2002, An ve ark. 2010). 

Zihin kuramı, başkalarının davranışlarının altında yatan zihinsel durumları yorum-

lama,  çıkarsama  ve  açıklama  kapasitesi  olarak  tanımlanır;  yanlış  inançları,  ipuçlarını, 

amaçları, mizahı, imayı, metaforu ve ironiyi anlamayı içerir. Zihin kuramı becerilerinin 

temelinde akıl yürütme (mentalizing) becerisi yatar (Köse 2006). İlk olarak otizm spekt-

rum bozukluğu olan çocuklardaki belirtileri açıklamak için  kullanılmış (Baron-Cohen 

1985),  sonrasında  Frith  tarafından  şizofreni  üzerinde  çalışılarak,  şizofreninin  birçok 

belirtisinin zihinselleştirme bozukluğu ile açıklanabileceği iddia edilmiştir (Frith 1992). 

Zihin  kuramı  yeteneğinin  gelişimsel  bir  sıra  izlediği,  basit  işlevlerden  daha  karmaşık 

işlevlere doğru derecelendirilebileceği belirtilmiştir. Bu yetenekler gelişim sırasına göre; 

birinci derece yanlış inanç, ikinci derece yanlış inanç, metafor/ironi/ima kavrama ve son 

olarak faux pas kavrama olarak sıralanmıştır (Bach ve ark. 2000). Zihin kuramı becerile-

rinin temellerinin, 18. ayda ortak dikkat becerisi ile atılmaya başlandığı ve 9-11 yaşlarda 

faux  pas  kavrama  ile  gelişimini  tamamladığı  öne  sürülmüştür  (Baron-Cohen  ve  ark. 

1999).  

Anoreksiya Nervoza ve Sosyal Biliş 

Literatürde  görüldüğü  kadarıyla,  ilk  kez  Bruch  tarafından  yapılan  çalışmalarda,  AN 

tanılı kadın olguların duygusal durumları tanımlamada, kendisi ile diğer kişiler arasın-

daki  ilişkileri  yorumlamada  eksiklikler  olduğu  ifade  edilmiştir  (Bruch  1962,  Bruch 

1977).  Sonraki  yıllarda  birkaç  klinik  izlem  sonucunda  AN’da,  sosyal  bilişsel  sorunlar 

üzerine olan endişeler öne sürülmüş, hastalıkta premorbid bir sosyal bozukluğun olduğu 

(Rastam 1992), olguların sosyal problemleri çözmede düşük başarı gösterdikleri (Russell 

1995),  daha  az  empati  yapabildikleri  (Tchanturia  ve  ark.  2004,  Russell  ve  ark.  2009) 

bildirilmiştir. AN olgularında, sosyal fobi insidansının arttığı ifade edilmektedir (Nils-

son ve ark. 1999, Kaye ve ark. 2004). Olguların daha yüksek aleksitimi puanları aldıkları 

(Rastam ve ark. 1997) ve sosyal anhedoni gösterdikleri (Tchanturia ve ark. 2012) belir-

tilmiştir.  

Bazı  araştırmacılar,  YB’da,  otizm  spektrum  bozukluklarına  (OSB)  benzer  bilişsel 

profil olduğunu öne sürmüşler (Gillberg 1983, Zucker ve ark. 2007, Hambrook ve ark. 

2008, Oldershaw ve ark. 2011, Tchanturia ve ark. 2013) ve AN populasyonu içindeki 

OSB  yoğunluğuna  dikkati  çekmişlerdir  (Baron-Cohen  ve  ark.  2013).  Araştırmacılar, 

AN  olgularının  duygu  tanıma  ve  zihin  kuramı  becerilerinde  zorluk  olduğunu  ifade 

www.cappsy.org 



 

Perçinel ve ark.  

182 

 

etmişler (Bydlowski ve ark. 2005, Kucharska-Pietura ve ark. 2009, Oldershaw ve ark. 



2010, Harrison ve ark. 2010); olguların, hastalık oluşmadan önce, hastalık sırasında ve 

hatta  tedavi  sonrasında  da  sosyal  güçlük  yaşadıklarını  belirtmişlerdir  (Wentz  ve  ark. 

2001, Troop ve Bifulco 2002, Zucker ve ark. 2007). Çalışmalara göre, sosyal biliş bece-

rilerinde  bozukluk  olması,  YB’nın  gelişiminde  ve  devam  etmesinde  önemli  rol  oyna-

maktadır (Rothschild‐Yakar ve ark. 2011) ve sosyal becerilerin geliştirilmesi, hastalı-

ğın tedavisinde faydalı olabilir (Tozzi ve ark. 2003, Nilsson ve Hagglof 2006). 

Bugün literatüre baktığımızda AN olgularının sosyal biliş işlevlerini değerlendiren 

çalışmaların sonuçları, çoğunlukla, olguların sosyal ve duygusal bozulma gösterdiklerine 

işaret  etmektedirler.  Herhangi  bir  bozukluk  olmadığını  belirten  çalışmaların  ise  daha 

kısıtlı  sayıda  olduğu  dikkat  çekmektedir  (Mendlewicz  ve  ark.  2005,  Kessler  ve  ark. 

2006, Calderoni ve ark. 2013a).  

Çocuk ve Ergenlerde Yapılmış Çalışmalar 

Görüldüğü kadarıyla, AN olgularında sosyal bilişsel işlevleri değerlendiren çalışmaların 

büyük çoğunluğu, erişkin yaş grubu ile yapılmış çalışmalardır. Çocuk ve ergen yaş grubu 

ile  yapılmış  çalışmalar  kısıtlı sayıdadır.  Ergen  ve erişkin  olguların birlikte  kullanıldığı 

çalışmaların  yanında  (Mendlewicz  ve  ark.  2005,  Zonnevylle-Bender  ve  ark.  2004b, 

Castro ve ark. 2010, Sagardoy ve ark. 2014), sadece çocuk ve ergen yaş grubu örneklem 

kullanılarak  yapılmış  olan  yedi  çalışmaya  ulaşılabilmiştir  (Zonnevijlle-Bendek  ve  ark. 

2002, Zonnevylle-Bender ve ark.  2004a, Hatch ve ark. 2010, Schulte-Rüther ve ark. 

2012, Baron-Cohen ve ark. 2013, Calderoni ve ark. 2013a, Calderoni ve ark. 2013b). 

Bu çalışmaların sonuçları çeşitlilik göstermekle birlikte, AN tanılı çocuk ve ergenlerde 

sosyal güçlükler ve ilgili beyin bölgelerinde daha düşük aktivasyon olduğunu saptayan 

çalışmalar daha çoğunluktadır (Zonnevijlle-Bendek ve ark. 2002, Zonnevylle-Bender ve 

ark.  2004a,  Hatch  ve  ark.  2010,  Schulte-Rüther  ve  ark.  2012,  Baron-Cohen  ve  ark. 

2013, Calderoni ve ark. 2013b). Farklı olarak bir çalışmada, AN-ksııtlı tip tanılı ergen 

olguların sosyal algı becerileri sağlıklı kontrollerden farklı bulunmamıştır (Calderoni ve 

ark. 2013a). Mevcut çalışmaların genel özellikleri Tablo 1’de sunulmuştur. 

Zonnevijlle-Bendek ve arkadaşları (2002) tarafından yapılan çalışmada, 30 YB ol-

gusu ve 31 sağlıklı kontrol olgusu, Toronto Aleksitimi Skalası (TAS) (Taylor ve Bagby 

1988)  ve  Duygu  Tanıma  Testi  (Emotion  Recognition  Test,  ERT)  (Matsumoto  ve 

Ekman 1988) kullanılarak karşılaştırılmıştır. Çalışmanın sonucunda, YB olguları, daha 

yüksek aleksitimi puanları almışlar ve duygu tanımada daha düşük performans sergile-

mişlerdir (Zonnevijlle-Bendek ve ark. 2002). 

Diğer bir çalışmada, YB alt tiplerinden sadece AN olgularıyla çalışılmış, AN olgu-

ları hem sağlıklı kontrol olgularıyla hem de yeme bozukluğu dışında psikiyatrik hastalık 

tanısı bulunan olgularla (PSYCH) karşılaştırılmıştır. PSYCH grubu, depresyon ya da 

anksiyete bozukluğu tanısı almış olgulardan seçilmiştir. Olgulara, TAS ve ERT uygu-

lanmıştır. Çalışma sonucunda, TAS puanları değerlendirildiğinde, AN tanılı gençlerin 

sağlıklı  kontrollere  göre  daha  kötü  duygusal  işleyişlerinin  olduğu,  PSYCH  grubunun 

anlamlı  olarak  farklılaşmadığı  saptanmıştır.  ERT  performansları  değerlendirildiğinde 

ise, hem AN hem de PSYCH grubunda, görsel duygusal bilginin işlenmesinde sağlıklı 

kontrollere göre daha kötü işlevsellik gözlendiği, işitsel duygusal bilginin işlenmesinde 

ise en kötü puanı PSYCH grubunun aldığı belirtilmiştir. Duygusal olmayan görevlerde 

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry 

 


183 

Anoreksiya Nervozada Sosyal Biliş 

 

ise, üç grup arasında anlamlı farklılık olmadığı ifade edilmiştir (Zonnevylle-Bender ve 



ark. 2004a). 

Sadece çocuk ve ergen yaş grubuyla yapılmış başka bir çalışmada, AN’nin biyolojik 

belirteçlerinin  tanımlanmasının,  yeni  tedavilerin  geliştirilmesi  için  çok  önemli  olduğu 

belirtmiştir. Bu amaçla, AN’de, duyguların tanınmasında ve nöral işlenmesinde bozuk-

luk olup olmadığı ve bu bozuklukların kilo aldıktan sonra devam edip etmediği ince-

lenmiştir. Çalışmada, 12-18 yaş arası AN tanılı 28 genç ile çalışılmış; olgular hem ilk 

başta  hem  de  kilo  alımı  olduktan  sonra  iki  kez  değerlendirilmişler,  sonuçlar  sağlıklı 

kontrol olguları ile karşılaştırılmıştır. Değerlendirmede, emosyon-elicited event-related 

potentials  (Olaya  İlişkin  Potansiyeller-OİP)  kullanılmıştır.  OİP,  beyin  aktivitesinin 

yüksek  çözünürlüklü  ölçümünü  sağlar;  uyaran  verilmesinin  hemen  ardından,  gerçek 

zamanlı  milisaniye  ölçeğinde,  direkt  nöral  aktiviteyi  yakalar  (Gordon  2000).  Çalışma 

sonucunda AN tanılı olguların, sağlıklı olgulara göre OİP’de belirgin farklılık göster-

dikleri ifade edilmiş; düşük kilolu AN olgularında, düşük temporal ve oksipital aktivite-

nin yanı sıra, geç frontal aktivite ve düşük temporal amplitüd saptandığı belirtilmiştir. 

AN olguları kilo aldıktan sonra değerlendirildiklerinde de, sağlıklı kontrol olgularından 

farklılık göstermişlerdir. Bu farklılıklar; düşük frontal, temporal, oksipital amplitüd, geç 

frontal P300 aktivitesi ile erken temporal N170 aktivitesi olarak sunulmuştur (Hatch ve 

ark. 2010). 

Schulte-Rüther ve arkadaşları (2012) AN tanılı gençlerde, bu kez zihin kuramı gö-

revini kullanmış ve zihin kuramı güçlüklerinin altında yatan olası nöral mekanizmaları 

incelemişlerdir. Olgular, bir zihin kuramı görevinin yürütülmesi sırasında fonksiyonel 

manyetik  rezonans  görüntüleme  (fMRI)  ile  değerlendirilmişlerdir.  Çalışmada,  12-18 

yaş  arası  19  AN  olgusu  ile  21  sağlıklı  kontrol  olgusu  karşılaştırılmıştır.  AN  olguları, 

hem ilk görüşmede hem de kilo düzenlenmesinden sonra iki kere değerlendirilmişler; 

her  iki  ölçümde  de  AN  olgularında  middle  ve  anterior  temporal  korteks  ve  medial 

prefrontal kortekste düşük aktivasyon  olduğu tespit edilmiştir. Medial prefrontal kor-

teksteki  hipoaktivasyonun,  izlemde  klinik  sonuçlar  ile  korele  olduğu  bildirilmiştir 

(Schulte-Rüther ve ark. 2012). 

Baron-Cohen ve arkadaşları (2013) AN olgularında otistik özelliklerin bulunup bu-

lunmadığını incelemiş ve bu amaçla, Otizm Spektrum Anketi (Autism Spectrum Quo-

tinent-AQ)  (Baron-Cohen  ve  ark.  2001),  Empati  Anketi  (Empathy  Quotinent-EQ) 

(Wheelwright  ve  ark.  2006)  ve  Systemizing  Anketi  (Systemizing  Quotinent-SQ) 

(Auyeung ve ark. 2012) kullanmışlardır. Çalışma örneklemi, 12-18 yaş arası, AN tanısı 

olan 66 ve genel popülasyondan seçilmiş AN tanısı olmayan 1609 kız olgudan oluştu-

rulmuştur. 15 yaş üzeri olgularda anketlerin self-report erişkin versiyonu kullanılırken, 

12-15 yaş arası olgularda parent-report adolesan versiyonu (Baron-Cohen ve ark. 2006) 

kullanılmıştır. Çalışma sonucunda AN tanılı olguların AQ ve SQ puanları AN tanılı 

olmayan  olgulardan  daha  yüksek  bulunmuştur.  EQ  puanları  karşılaştırıldığında  ise, 

yalnızca 12-15 yaş arası AN olgularının, AN olmayan olgulara göre daha düşük perfor-

mans  sergilediği  belirtilmiştir.  Araştırmacılar,  AN  tanılı  olgularda  otistik  özelliklerin 

yüksek bulunduğunu, AN tanılı olguların değerlendirilmesinde ve tedavisinde bu duru-

ma odaklanmanın faydalı olabileceğini öne sürmüşlerdir (Baron-Cohen ve ark. 2013). 

Ergen yaş grubu ile yapılmış bir başka çalışmada, 32 AN-kısıtlı tip olgu ile 41 sağ-

lıklı kontrol olgusu, bu kez, Interpersonal Reactivity Index (Davis 1983) ile değerlendi-

www.cappsy.org 

 


Perçinel ve ark.  

184 

 

rilmişler;  araştırmacılar,  AN  olgularının  özellikle  bilişsel    empati  güçlüğü  olduğunu 



ifade etmişlerdir (Calderoni ve ark. 2013b). 

 

Tablo 1. Anoreksiya Nervozalı Çocuk ve Ergenlerde Sosyal Biliş Çalışmaları 

Çalışma 

Örneklem 

Özellik 

Testler 

Sonuç 

Zonnevijlle-Bendek 

ve ark. (2002) 

30 YB; 16 AN;8 BN; 6 BTA-YB; 

33 Sağlıklı kontrol 

 

Duygu Tanıma/ 



Tanımlama 

TAS 


ERT 

YB olguları, daha yüksek aleksitimi puanları 

almışlar ve duygu tanımada daha düşük 

performans sergilemişler 

 

Zonnevylle-Bender 



ve ark. 2004a 

48 AN; 21 PSYCH ;48 Sağlıklı 

kontrol 

 

Duygu Tanıma/ 



Tanımlama 

TAS 


ERT 

TAS: AN tanılı gençler sağlıklı kontrollere 

göre daha yüksek aleksitimi puanı almışlar. 

ERT: Hem AN hem de PSYCH grubu, görsel 

duygusal bilginin işlenmesinde sağlıklı 

kontrollere göre daha kötü işlevsellik 

göstermişler, işitsel duygusal bilginin 

işlenmesinde ise en kötü puanı PSYCH almış 

 

Hatch ve ark. 



(2010) 

28 AN: baseline değerlendir-

me, 21 AN: Kilo alımından 

sonra, retest; 34 Sağlıklı 

kontrol:  

Duygu Tanıma 

Tanımlama 

Facial 


Task 

OİP 


Düşük kilolu AN olgularında: düşük temporal 

ve oksipital aktivitenin yanı sıra, geç frontal 

aktivite ve düşük temporal amplitüd 

saptanmış 

Kilo aldıktan sonra da olgular, sağlıklı 

kontrollerden farklılık göstermişler: düşük 

frontal, temporal, oksipital amplitüd, geç 

frontal P300 aktivitesi ile erken temporal 

N170 aktivitesi 

 

Schulte-Rüther ve 



ark. (2012) 

19 AN: Ort yaş 15.7 Ort BKİ 

15.3; 21 Sağlıklı kontrol: Ort 

yaş 15.8 Ort BKİ 22.7 

Zihin Kuramı 

TOM 


Task 

FMRI 


AN olguları, hem ilk görüşmede hem de kilo 

düzenlenmesinden sonra iki kere değerlen-

dirilmişler; her iki ölçümde de AN olguların-

da middle ve anterior temporal korteks ve 

medial prefrontal kortekste düşük aktivas-

yon olduğu tespit edilmiş 

 

Baron-Cohen ve 



ark. (2013) 

66 AN; 1609 genel popülas-

yondan seçilmiş AN olmayan 

olgu 


 

Otistik Özellikler 

AQ 

EQ 


SQ 

 

AN tanılı olguların AQ ve SQ puanları AN 



tanılı olmayan olgulardan daha yüksek 

bulunmuş. EQ puanları karşılaştırıldığında, 

12-15 yaş arası AN olgularının, AN olmayan 

olgulara göre daha düşük performans 

sergilediği belirtilmiş 

 

Calderoni ve ark. 



2013b 

32 AN-kısıtlı tip; 41 Sağlıklı 

kontrol:  

Empati 


IRI 

AN olgularının özellikle bilişsel empati 

güçlüğü olduğu ifade edilmiş 

 

Calderoni ve ark. 



2013a 

23 AN-kısıtlı tip; 46 Sağlıklı 

kontrol:  

Dikkat ve yürütücü 

işlevler, Dil, Bellek ve 

öğrenme, Sensori-

motor işleme, 

Görsel-uzamsal 

işleme, Sosyal algı 

NEPSY 


II 

AN tanılı olguların, nöropsikolojik işlevleri 

sağlıklı kontrollerden farklı bulunmamış 

YB:Yeme bozukluğu, AN:Anoreksiya nervoza, BN:Bulimiya nervoza, BTA-YB:Başka türlü adlandırılmayan yeme bozukluğu, BKİ:Beden kitle indeksi, 

TAS:Toronto aleksitimi skalası, ERT:Emotion recognition test, PSYCH:Yeme bozukluğu dışında psikiyatrik hastalık tanısı bulunan grup, OİP:Olaya 

ilişkin potansiyeller, ToM:Theory of mind, fMRI:Fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme, AQ:Autism spectrum quotinent, EQ:Empathy 

quotinent, SQ:Systemizing quotinent, IRI: Interpersonal Reactivity Index, NEPSY-II: A Developmental Neuropsychology Assessment  

 

Bu çalışmaların aksine, AN olguları ile sağlıklı kontroller arasında fark bulunmadı-



ğını  ifade  eden  tek  çalışmada,  9-16  yaş  arası  AN-kısıtlı  tip  tanılı  23  kız  olgu  ile  46 

sağlıklı  kontrol  olgusu  NEPSY-II  (a  Developmental  Neuropsychology  Assessment) 

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry 

 


185 

Anoreksiya Nervozada Sosyal Biliş 

 

(Korkman ve ark. 2007) kullanılarak karşılaştırılmıştır. NEPSY-II, dikkat ve yürütücü 



işlevler, dil, bellek ve  öğrenme, sensori-motor işleme, görsel-uzamsal işleme ve sosyal 

algı alanlarını değerlendiren, özellikle çocuk ve adolesanlar için tasarlanmış, nöropsiko-

lojik bir test bataryasıdır. Çalışma sonucunda, AN-ksııtlı tip tanılı olguların, nöropsiko-

lojik işlevleri sağlıklı kontrollerden farklı bulunmamıştır (Calderoni ve ark. 2013a).  



Sonuç ve Öneriler 

AN  tanılı  çocuk  ve  ergenlerde  sosyal  biliş  özelliklerini  değerlendiren  çalışmalar  ele 

alındığında, öncelikle dikkati çeken özellik, kullanılan sosyal biliş görevlerinin ve testle-

rinin  çeşitliliği  olmuştur.  Sosyal  biliş  testlerinin  daha  standardize  değerlendirilmeleri, 

psikopatoloji  gösteren  hastaların  davranışlarını  değerlendirmenin  yanı  sıra,  hastaların 

tedavisinde  kullanılacak  bilişsel  yöntemlerin  geliştirilebilmesi  açısından  da  oldukça 

önemlidir  (Brüne  ve  Brüne-Cohrs  2006).  Sosyal  bilişsel  işlevlerin,  gelişimsel  süreçte 

kademe  kademe  artarak  kazanıldığı  düşünüldüğünde,  bu  işlevleri  geniş bir  yaş  aralığı 

içerisinde gelişimsel olarak ölçen araçlara ihtiyaç vardır (Muris ve ark. 1999). 

Mevcut çocuk ve ergen çalışmaları incelenebildiği kadarıyla, konu ile ilgili gelecekte 

yapılması düşünülen çalışmalar için şu önerilerde bulunulabilir: 

1.

 



AN ile birlikte YB’nin diğer tiplerinde de çocuk ve ergenlerin yaşadığı sosyal 

güçlükler ile ilgili daha fazla çalışma yapılması 

2.

 

Çalışmalarda  mümkün  olduğu  kadar  kapsamlı  sosyal  biliş  görevlerinin  ince-



lenmesi. 

3.

 



Görüldüğü kadarıyla çocuk ve genç olgularla yapılan çalışmalarda duygu tanı-

ma ve zihin kuramı görevleri daha çok kullanılmıştır. Sadece bir çalışmada sos-

yal  algı  görevi  incelenmiştir  (Calderoni  ve  ark.  2013a).  Gelecekte  yapılacak 

olan çalışmalarda, atıfsal yanlılık, sosyal bilgi gibi sosyal bilişin farklı görevleri-

nin de değerlendirilmesi, konu ile ilgili literatürün zenginleşmesine katkıda bu-

lunacaktır. 

4.

 

Sosyal biliş işlevleri ile nörobilişsel/yürütücü işlevlerin birlikte değerlendirilme-



si 

5.

 



Daha geniş örneklem kullanılarak, mümkün olduğu kadar homojen gruplarla 

çalışılması 

6.

 

Hasta  gruplarında  hastalıkla  ilgili  kapsamlı  bilgi  alınması  (Örn.  Belirtilerin 



başlama yaşı, hastalık süresi, tedavi durumu, belirtilerin başlaması ile tedaviye 

başlanması arasında geçen süre vs.) 

7.

 

Hasta gruplarının, hastalık şiddeti açısından homojen olması 



8.

 

Komorbid tıbbi ya da psikiyatrik hastalıkların ayrıntılı değerlendirilmesi, eğer 



varsa, bu hastalıkların da sosyal biliş üzerine etkisinin incelenmesi 

9.

 



Olguların tedavi sürecinde kilo alma durumlarına göre (öncesi ve kilo aldıktan 

sonra) değerlendirilmesi 

10.

 

Sosyal  biliş  güçlüklerinin,  malnütrisyondan  ve  hastalık  şiddetinden  bağımsız 



bir etmen olup olmadığının net olarak belirlenebilmesi açısından, özellikle yeni 

tanı almış olguların,  hastalığın başlangıcında, tedavi sürecinde, tedavi sonrası 

iyileşme sürecinde tekrar değerlendirilmeleri 

11.


 

Klinik olmayan örneklemde de sosyal biliş değerlendirmelerinin yapılması 

12.

 

Nesnel biyolojik işaret olanağı sunan, OİP ve sonrasında fMRI çalışmalarının 



sayısının artması 

www.cappsy.org 



 

Perçinel ve ark.  

186 

 

13.



 

Erkek olgularla çalışılması 

14.

 

Amenoresi olan AN olgularının hormonal durumlarının sosyal güçlüklere etki-



sinin değerlendirilmesi 

Araştırmacılara göre, YB olgularında sosyal biliş işlevlerinin değerlendirilmesi; has-

taya spesifik bilişsel profil oluşturulması ve kişiye özel terapi yöntemlerinin uygulanması 

konularında gelecekteki çalışmalara ışık tutabilir (Baron-Cohen ve ark. 2013, Calderoni 

ve  ark.  2013a).  AN  olguları  değerlendirilirken,  bu  olguların;  diğer  insanlardan  uzak, 

kendine dönük ve kendine odaklı, otizm hastalarına benzeyen, normalden farklı kogni-

tif profillerinin olduğunu akılda tutmak, tedavi sürecinde klinisyenlere yardımcı olabilir 

(Baron-Cohen  ve  ark.  2013).  Sosyal  bilişsel  bozulma,  AN  gelişiminde  risk  faktörü 

olabilir ya da hastalığa yatkınlaştırıcı bir etmen olarak tespit edilebilir. Bu durumda elde 

edilecek  sonuçlar,  hastalığın  önlenmesinde  de  faydalı  olacaktır  (Calderoni  ve  ark. 

2013a).. 

Kaynaklar 

APA (2000) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, 4th Ed.- Text Revision (DSM-IV-TR). Washington D.C., American 

Psychiatric Association. 

APA (2013) Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fifth Edition (DSM-5). Washington D.C., American Psychiatric 

Association. 

An SK, Kang JI, Park JY, Kim KR, Lee SY, Lee E (2010) Attribution bias in ultra-high risk for psychosis and first-episode 

schizophrenia. Schizophr Res, 118:54-61. 

Arkell J, Robinson P (2008) A pilot case series using qualitative and quantitative methods: biological, psychological and social 

outcome in severe and enduring eating disorder (anorexia nervosa). Int J Eat Disord, 41:650-656. 

Auyeung B, Allison C, Wheelwright S, Baron-Cohen S (2012) Brief report: development of the adolescent empathy and 

systemizing quotients. J Autism Dev Disord, 42:2225–2235. 

Bach LJ, Happe F, Fleminger S, Powell J (2000) Theory of mind: Independence of executive function and the role of the frontal 

cortex in acquired brain injury. Cogn Neuropsychiatry, 5:175-192. 

Baron-Cohen S, Leslie AM, Frith U (1985) Does the autistic child have a "theory of mind"? Cognition, 21:37-46. 

Baron-Cohen S, O'Riordan M, Stone V, Jones R, Plaisted K (1999) Recognition of faux pas by normally developing children and 

children with Asperger syndrome or high-functioning autism. J Autism Dev Disord, 29:407-418. 

Baron-Cohen S, Wheelwright S, Skinner R, Martin J, Clubley E (2001) The Autism Spectrum Quotient (AQ): evidence from Asperger 

syndrome/high functioning autism, males and females, scientists and mathematicians. J Autism Dev Disord, 31:5–17. 

Baron-Cohen S, Hoekstra RA, Knickmeyer R, Wheelwright S (2006) The Autism-Spectrum Quotient (AQ)--adolescent version. J 

Autism Dev Disord, 36:343-350. 

Baron-Cohen S, Jaffa T, Davies S, Auyeung B, Allison C, Wheelwright S (2013) Do girls with anorexia nervosa have elevated 

autistic traits. Mol Autism, 4:24. 

Bruch H (1962) Perceptual and conceptual disturbances in anorexia nervosa. Psychosom Med, 24:187-194. 

Bruch H (1977) Psychological antecedents of anorexia nervosa. In Anorexia Nervosa (Ed RA Vigersky):1-10. New York, Raven 

Press. 

Brüne M, Brüne-Cohrs U (2006) Theory of mind--evolution, ontogeny, brain mechanisms  and psychopathology. Neurosci 



Biobehav Rev, 30:437-455. 

Bydlowski S, Corcos M, Jeammet P, Paterniti S, Berthoz S, Laurier C et al. (2005) Emotion-processing deficits in eating disorders. 

Int J Eat Disord, 37:321-329.  

Calderoni S, Muratori F, Leggero C, Narzisi A, Apicella F, Balottin U et al. (2013a) Neuropsychological functioning in children and 

adolescents with restrictive-type anorexia nervosa: an in-depth investigation with NEPSY-II. J Clin Exp Neuropsychol, 35:167-

179. 


Calderoni S, Fantozzi P, Maestro S, Brunori E, Narzisi A, Balboni G et al. (2013b) Selective cognitive empathy deficit in adolescents 

with restrictive anorexia nervosa. Neuropsychiatr Dis Treat, 9:1583-1589. 

Castro L, Davies H, Hale L, Surguladze S, Tchanturia K (2010) Facial affect recognition in anorexia nervosa: is obsessionality a 

missing piece of the puzzle? Aust N Z J Psychiatry, 44:1118-1125. 

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry 

 


187 

Anoreksiya Nervozada Sosyal Biliş 

 

Corrigan PW, Green MF (1993) Schizophrenic patients' sensitivity to social cues: the role of abstraction. Am J Psychiatry, 150:589-



594. 

Couture SM, Penn DL, Roberts DL (2006) The functional significance of social cognition in schizophrenia: a review. Schizophr Bull, 

32(Suppl 1):S44-S63. 

Davis MH (1983) Measuring individual differences in empathy: Evidence for a multidimensional approach. J Pers Soc Psychol, 

44:113–126. 

Fiske AP (1992) The four elementary forms of sociality: framework for a unified theory of social relations. Psychol Rev, 99:689-

723. 

Frith CD (1992) The cognitive neuropsychology of schizophrenia. Psychology Press. 



Gillberg C (1983) Are autism and anorexia nervosa related? Br J Psychiatry, 142:428. 

Gillberg C, Rastam M (1998) The etiology of anorexia nervosa. In Neurobiology in the Treatment of Eating Disorders (Eds HW 

Hoek, JL Treasure, MA Katzman):127-141. West Sussex, Wiley. 

Gordon E (2000) Integrative Neuroscience: Bringing Together Biological, Psychological and Clinical Models of the Human Brain. 

London, CRC Press. 

Grady CL, Keightley ML (2002) Studies of altered social cognition in neuropsychiatric disorders using functional neuroimaging. 

Can J Psychiatry, 47:327-336. 

Green MF, Penn DL, Bentall R, Carpenter WT, Gaebel W, Gur RC et al. (2008) Social cognition in schizophrenia: an NIMH workshop 

on definitions, assessment, and research opportunities. Schizophr Bull, 34:1211-1220. 

Halmi KA, Sunday SR, Strober M, Kaplan A, Woodside DB, Fichter M et al. (2000) Perfectionism in anorexia nervosa: variation by 

clinical subtype, obsessionality, and pathological eating behavior. Am J Psychiatry, 157:1799-1805. 

Hambrook D, Tchanturia K, Schmidt U, Russell T, Treasure J (2008) Empathy, systemizing, and autistic traits in anorexia nervosa: a 

pilot study. Br J Clin Psychol, 47:335–339. 

Hambrook D, Brown G, Tchanturia K (2012) Emotional intelligence in anorexia nervosa: is anxiety a missing piece of the puzzle? 

Psychiatry Res, 200:12–19. 

Harrison A, Tchanturia K, Treasure J (2010) Attentional bias, emotion recognition, and emotion regulation in anorexia: state or 

trait?. Biol Psychiatry, 68:755-761. 

Hatch A, Madden S, Kohn MR, Clarke S, Touyz S, Gordon E et al. (2010) Emotion brain alterations in anorexia nervosa: a candidate 

biological marker and implications for treatment. J Psychiatry Neurosci, 35:267-274. 

Hoek HW, Van Hoeken D (2003). Review of the prevalence and incidence of eating disorders. Int J Eat Disord, 34:383-396. 

Kaye WH, Bulik CM, Thornton L, Barbarich N, Masters K (2004) Comorbidity of anxiety disorders with anorexia and bulimia 

nervosa. Am J Psychiatry, 161:2215–2221. 

Kessler H, Schwarze M, Filipic S, Traue HC, von Wietersheim J (2006) Alexithymia and facial emotion recognition in patients with 

eating disorders. Int J Eat Disord, 39:245-251. 

Kinderman P, Bentall RP (1996) A new measure of causal locus: the internal, personal and situational attributions questionnaire. 

Pers Individ Dif, 20:261-264. 

Korkman M, Kirk U, Kemp S (2007) NEPSY– II: A Developmental Neuropsychology Assessment. San Antonio, TX, Psychological 

Corporation. 

Köse S (2006) Otistik bozukluk tanılı çocukların ebeveynlerinde zihin teorisi bozuklukları ve nörobilişsel işlevler ile otistik 

özelliklerin ilişkisi (Uzmanlık tezi). İzmir, Ege Üniversitesi. 

Kucharska-Pietura K, Nikolaou V, Masiak M, Treasure J (2004) The recognition of emotion in the faces and voice of anorexia 

nervosa. Int J Eat Disord, 35:42-47. 

Kucharska-Pietura K, Gowda P, Midwinter H (2009) Social cognitive functioning and specific cognitive deficits in anorexic 

patients. Eating Disorders Intemational Conference, March 2009, London. 

Küey GA (2008) Ergenlerde Yeme Bozuklukları. In Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı. (Rds F Çuhadaroğlu, A Çoşkun, E İşeri, S 

Miral, N Motovallı, B Pehlivantürk et al.):407-422. Ankara, Hekimler Yayın Birliği. 

Martin JA, Penn DL (2002) Attributional style in schizophrenia: an investigation in outpatients with and without persecutory 

delusions. Schizophr Bull, 28:131-141. 

Matsumoto D, Ekman P (1988) Japanese and Caucasian Facial Expressions of Emotion (JACFEE). Berkeley, CA, The Wright Institute. 

Mendlewicz L, Linkowski P, Bazelmans C, Philippot P (2005) Decoding emotional facial expressions in depressed and anorexic 

patients. J Affect Disord, 89:195–199. 

Muris P, Steerneman P, Meesters C, Merckelbach H, Horselenberg R, Van den Hogen T et al. (1999) The TOM test: A new 

instrument for assessing theory of mind in normal children and children with pervasive developmental disorders. J Autism Dev 

Disord,  29:67–80. 

www.cappsy.org 

 


Perçinel ve ark.  

188 

 

Nielsen S (2001) Epidemiology and mortality of eating disorders. Psychiatr Clin North Am, 24:201-214. 



Nilsson EW, Gillberg C, Gillberg IC, Råstam M (1999) Ten-year follow-up of adolescent-onset anorexia nervosa: personality 

disorders. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 38:1389-1395. 

Nilsson K, Hagglof B (2006) Patient perspectives of recovery in adolescent onset anorexia nervosa. Eat Disord, 14:305–311. 

Oldershaw A, Hambrook D, Tchanturia K, Treasure J, Schmidt U (2010) Emotional theory of mind and emotional awareness in 

recovered anorexia nervosa patients. Psychosom Med, 72:73–79. 

Oldershaw A, Treasure J, Hambrook D, Tchanturia K, Schmidt U (2011) Is anorexia nervosa a version of autism spectrum disorders? 

Eur Eat Disord Rev, 19:462–474. 

Özbaran B, Köse SG, Erermiş S (2009) Yaygın gelişimsel bozukluklarda sosyal biliş. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 19:322-331. 

Pinkham AE, Hopfinger JB, Pelphrey KA, Piven J, Penn DL (2008) Neural bases for impaired social cognition in schizophrenia and 

autism spectrum disorders. Schizophr Res, 99:164-175. 

Rastam M (1992) Anorexia nervosa in 51 Swedish adolescents: premorbid problems and comorbidity. J Am Acad Child Adolesc 

Psychiatry, 31:819–829. 

Rastam M, Gillberg C, Gillberg IC, Johansson M (1997) Alexithymia in anorexia nervosa: a controlled study using the 20-item 

Toronto Alexithymia Scale. Acta Psychiatr Scand, 95:385-388. 

Rothschild‐Yakar L, Eviatar Z, Shamia A, Gur E (2011) Social cognition in eating disorders: encoding and representational 

processes in binging and purging patients. Eur Eat Disord Rev, 19:75-84. 

Russell G (1995) Anorexia nervosa through time. In Handbook of Eating Disorders: Theory, Treatment and Research. (eds G 

Szmukler, C Dare, J Treasure):5-17. Chichester, Wiley. 

Russell TA, Schmidt U, Doherty L, Young V, Tchanturia, K (2009) Aspects of social cognition in anorexia nervosa: affective and 

cognitive theory of mind. Psychiatry Res, 168:181-185. 

Sagardoy RC, Solórzano G, Morales C, Soledad Kassem M, Codesal R, Blanco A et al. (2014) Procesamiento emocional en pacientes 

TCA adultas vs. adolescentes. Reconocimiento y regulación emocional. Clínica y Salud, 25:19-37. 

Schulte-Rüther M, Mainz V, Fink GR, Herpertz-Dahlmann B, Konrad K (2012) Theory of mind and the brain in anorexia nervosa: 

relation to treatment outcome. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 51:832-841. 

Singer T, Lamm C (2009) The social neuroscience of empathy. Ann N Y Acad Sci, 1156:81-96. 

Smith ER, Semin GR (2007) Situated social cognition. Curr Dir in Psychol Sci, 16:132-135. 

Steinhausen HC (2002) The outcome of anorexia nervosa in the 20th century. Am J Psychiatry, 159:1284-1293. 

Taylor GJ, Bagby RM (1988) Measurement of alexithymia: recommendations for clinical practice and future research. Psychiatr 

Clin North Am, 11:351–366. 

Tchanturia K, Happe F, Godley J, Treasure J, Bara-Carril N, Schmidt U (2004) “Theory of Mind” in anorexia nervosa. Eur Eat Disord 

Rev, 12:361–366. 

Tchanturia K, Davies H, Harrison A, Fox JR, Treasure J, Schmidt U (2012) Altered social hedonic processing in eating disorders. Int J 

Eat Disord, 45:962–969. 

Tchanturia K, Smith E, Weineck F, Fidanboylu E, Kern N, Treasure J et al. (2013) Exploring autistic traits in anorexia: a clinical 

study. Mol Autism, 4:44. 

Tozzi F, Sullivan PF, Fear JL, McKenzie J, Bulik CM (2003) Causes and  recovery in anorexia nervosa: The patient's 

perspective.International J Eat Disord, 33:143-154. 

Treasure J, Claudino AM, Zucker N (2010) Eating disorders. Lancet, 375:583–593.  

Troop NA, Bifulco A (2002) Childhood social arena and cognitive sets in eating disorders. Br J Clin Psychol, 41:205-211. 

Wentz E, Gillberg C, Gillberg IC, Rastam M (2001) Ten-year follow-up of adolescent onset anorexia nervosa: psychiatric disorders 

and overall functioning scales. J Child Psychol Psychiatry, 42:613-622. 

Wheelwright S, Baron-Cohen S, Goldenfeld N, Delaney J, Fine D, Smith R et al. (2006) Predicting Autism Spectrum Quotient (AQ) 

from the systemizing Quotient Revised (SQ-R) and Empathy Quotient (EQ). Brain Res, 1079:47–56. 

Yıldırım E, Alptekin K (2012) Şizofrenide öne çıkan yeni bir boyut: sosyal biliş. Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler 

Dergisi, 25:368-375. 

Zonnevijlle-Bendek MJS, Van Goozen SHM, Cohen-Kettenis PT, Van Elburg A, Van Engeland H (2002) Do adolescent anorexia 

nervosa patients have deficits in emotional functioning? Eur Child Adolesc Psychiatry, 11:38-42. 

Zonnevylle-Bender MJ, Van Goozen SH, Cohen-Kettenis PT, Van Elburg A, De Wildt M, Stevelmans E et al. (2004a) Emotional 

functioning in anorexia nervosa patients: adolescents compared to adults. Depress Anxiety, 19:35–42. 

Zonnevylle-Bender MJ, Van Goozen SH, Cohen-Kettenis PT, Van Elburg TA, Van Engeland H (2004b) Emotional functioning in 

adolescent anorexia nervosa patients. Eur Child Adolesc Psychiatry, 13:28-34. 

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar - Current Approaches in Psychiatry 

 


189 

Anoreksiya Nervozada Sosyal Biliş 

 

Zucker NL, Losh M, Bulik CM, LaBar KS, Piven J, Pelphrey KA (2007) Anorexia nervosa and autism spectrum disorders: guided 



investigation of social cognitive endophenotypes. Psychol Bull, 133:976–1006. 

Zullow HM, Oettingen G, Peterson C, Seligman ME (1988) Pessimistic explanatory style in the historical record: CAVing LBJ, 

presidential candidates, and East versus West Berlin. Am Psychol, 43:673-682. 

  

 



İpek Perçinel, Uzm. Dr., Osmaniye Devlet Hastanesi, Osmaniye; Kemal Utku Yazıcı, Uzm. Dr., Fırat Üniversi-

tesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Elazığ;  Öznur Bilaç, Uzm. Dr., 

Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi, Manisa; Sezen Köse, Uzm. Dr., Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 

Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, İzmir; Burcu Özbaran, Doç. Dr., Ege Üniversitesi Tıp 

Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, İzmir.  

Yazışma Adresi/Correspondence: İpek Perçinel, Osmaniye Devlet Hastanesi, Osmaniye, Türkiye.  

E-mail: ipek.pr@hotmail.com 

Bu makale ile ilgili herhangi bir çıkar çatışması bildirilmemiştir · No conflict of interest is declared related to this article

 

Çevrimiçi adresi / Available online: www.cappsy.org/archives/vol7/no2/  



Geliş tarihi/Submission date: 9 Temmuz/July 9, 2014 · Çevrimiçi yayım/Published online 24 Temmuz/July 24, 2014 

 

www.cappsy.org 



 

Document Outline

  • Anoreksiya Nervosa
  • Sosyal Biliş
  • Anoreksiya Nervoza ve Sosyal Biliş
  • Çocuk ve Ergenlerde Yapılmış Çalışmalar
  • Sonuç ve Öneriler
  • Kaynaklar

Yüklə 218,56 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin