güncel gastroenteroloji
16/2
133
N
öroendokrin tümör (NET); vücudun herhangi bir ye-
rinde nöroendokrin sistemden köken alan tümörlerdir.
NET’ler nadir görülen, lokasyonları ve salgıladıkları
hormonlar nedenler nedeniyle çok farklı klinik durumlar orta-
ya çıkaran, çoğunlukla benign seyirli olmakla birlikte agresif se-
yirli de olabilecek tümörlerdir. Bu tümörleri bir grupta toplayan
özellik köken aldıkları organın özelliklerini taşımalarına rağmen
hepsinin ortak nöroendokrin yapı göstermeleridir. NET’ler üze-
rindeki yoğun araştırmalar tanı ve tedavilerde yeni imkanlar
sunmaktadır. Ancak, bunca çalışmaya rağmen NET araştırmala-
rı çoğunlukla yazarların ilgi alanına giren organlar ve sistemler
[örneğin akciğer, gastrointestinal sistem (GİS), pankreas] üze-
rinde yoğunlaştığından tüm NET’leri içeren sınıflandırma, gra-
ding ve evreleme gibi genel yaklaşımlar henüz tam olarak kesin-
leşmemiştir. Aynı NET’lerin farklı organlarda gelişimi tedavi ve
prognoz açısından büyük fark yarattığından klinisyenler bu tü-
mörleri herkesçe kabul edilen sınıflandırmalar içine koymakta
zorlanmaktadırlar. Günümüzde NET’ler pankreatik NET’ler ve
diğer NET’ler (genellikle karsinoid) olarak ikiye ayrılır.
EPİDEMİYOLOJİ
NET insidansı 0.2/100.000 kişi olup NET’ler tüm kanserlerin
%0.5’ini oluşturur. ABD’deki yıllık prevalans 100.000’in üzerinde
olup, bu rakam mide ve pankreas kanser prevalansından yüksek-
tir (1). NET insidansı 1973-2004 yılları arasında 5 kat artmıştır ve
daha da artacağı düşünülmektedir (1). NET’ler diğer kanserler
(over, meme, özofagus, endometrium gibi) ile birlikte bulunabi-
len bir tümör olduğundan gözardı edilmemeleri gerekir (1,2).
NET’lerin üçte ikisi GİS’te, dörtte biri akciğerde, diğerleri ise di-
ğer endokrin dokularda görülür. NET’lerin büyük kısmı karsi-
noid tümörlerdir. Karsinoid tümör GİS’teki enterokromaffin
hücrelerden köken alan ve serotonin salgılayan tümörlerdir. Ak-
ciğer, pankreas, adrenal bez ve diğer endokrin dokulardaki
fonksiyonel ve nonfonksiyonel NET’ler genellikle daha nadirdir.
ETİYOLOJİ
Geniş toplum tabanlı veriler, sigara, alkol, hipergastrinemik
sendromların NET gelişimi için birer risk olduğunu destekle-
mektedir (2). Sporadik görülebildikleri gibi, herediter sen-
dromlar NET için risk oluşturmaktadır (Tablo 1).
KLİNİK BULGULAR
Klinik bulgular NET’lerin lokasyonu ve salgıladığı hormona
göre değişir. Tanı yaşı rektumda 54, akciğer ve ince barsak kö-
kenli NET’lerde genellikle 64-66’dır (1). Yaş farkı tanıdaki ge-
cikmenin bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Nonfonksiyo-
nel tümörler tümörün büyümesi ve kitle etkisi ile semptom
verirler; karın ağrısı, ikter, bulantı ve kusma gibi. Metastazlar
genellikle karaciğere olur (2). Genetik yatkınlığı olmayan in-
sanlarda NET için kabul edilen evrensel tarama kılavuzları
yoktur. Ancak, MEN sendromları sözkonusu olduğunda tiroid
fonksiyonları gibi ilişkili durumlar taranmalıdır. Klinik NET
sendromları olarak tanımlanabilecek tümörün hormon üreti-
mine bağlı gelişen klinik tablolar Tablo 3’de özetlenmiştir.
TANI
NET’lerin birbirinden faklı klinik tablolara yol açması tek bir ta-
nı algoritmasının gelişmesinin önündeki engeldir. Ancak, NET
tanı süreci genellikle tümörün veya metastazının görüntüleme
yöntemleri ile tespit edilmesi ile başlar. Tanıdaki metastaz
Nöroendokrin Tümörler
Levent FİLİK
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Gastroenteroloji Kliniği, Ankara
134
HAZİRAN 2012
oranlarının yüksekliği NET tanısında şüphenin önemini göste-
rir. NET’leri olan hastaların uzun bir süre spastik kolon veya
dispepsi tanıları ile izlenmesi NET tanısını geciktirir (1).
Tanı süreci, hormon fazlalığının gösterilmesi, chromogranin
düzeyi, 5- HIAA, CA19-9 ve CEA düzeylerinin incelenmesi ile
devam eder (1, 5-7).
Chromogranin %80 duyarlılık %90 özgüllük ile 5-HIAA, nöron
spesifik enolaz (NSE) ve pankreatik polipeptitten daha iyi bir
tanı göstergesidir. Plazma nöron spesifik enolaz kötü differan-
siye NET’leri %85 özgüllük ve %70 duyarlılık ile gösterir (6,7).
Gastroskopi, kolonoskopi önemli tanı töntemleridir. Kitle
tespit edilince eğer pankreasta ise endosonografik olarak do-
ku örneklemine ihtiyaç duyabilir.
Somatostatin reseptör sintigrafisi ile insülinoma dışındaki
NET’ler görülebilir. İnsülinoma sözkonusu olduğunda single
photon emission computed tomography (SPECT) ve manye-
tik rezonans görüntüleme, tümör ve metastazların gösteril-
mesinde kullanılabilir (1,2).
Metaiyodobenzilguanidin (MIBG) sintigrafisi bir diğer görün-
tüleme tekniğidir (1).
Klinik Malignite
‹nsidans
Spesifik
Bulgular
Riski
(/100.000)
Tedavi
‹nsülinoma
Hipoglisemiye
<%10
1-2
Dekstroz, diazoxide, diyet
ba¤l› adrenerjik ve
nörogliopenik bulgular
Gastrinoma
Ülser, reflü, kar›n a¤r›s›, ishal
%60-90
0.5-1.5
Proton pompa inhibitörleri
(Zollinger-Ellison Sendromu)
Glukagonoma
Hiperglisemi, nekrolitik
%50-80
0.01-0.1
‹nsülin, antikoagülasyon,
migratuvar eritem, diyare,
diyet
tromboemboli
V‹Poma
Sulu diyare, hipokalemi,
%40-70
0.05-0.2
Uygun s›v› elektrolit tedavisi
(Verner-Morrison Sendromu,
aklorhidri
WDHA sendromu)
Somatostatinoma
Diyabet, safra tafl›, ishal, kilo kayb›
>70
Nadir
Pankreas enzimleri,
diyet, insülin
Karsinoid tümör
Flushing, kalp hastal›¤›, astma,
95-100
2-8.4
Serotonin reseptör
(Serotonin)
diyare
antagonistleri, antihistaminikler,
antidiyareik ilaçlar
Tablo 3.
NET’lere ba¤l› spesifik sendromlar (2)
Sendrom
Gen Ürünü
NET Tipi
MEN tip1
Menin
Gastrinoma, insülinoma, nonfonksiyonel NET
MEN tip2
RET reseptör tirozin kinaz
Medüller tiroid Ca, feokromasitoma
Nörofibromatozis tip 1
Hamartin
Somatostatinoma
Von Hippel Lindau
pVHL supresor protein
Nonfonksiyonel NET
Tüberoz skleroz
Tüberin
Nadir nonfonksiyonel NET’ler, insülinoma
Tablo 1.
NET’e efllik eden herediter tümör sendromlar› (2)
H i s t o l o j i
‹yi Diferansiye
Orta Differansiye
Kötü Differansiye
Görünüm
Küçük yuvarlak hücrelerin monomorfik kümeleri
Hücresel pleomorfizm
Prognoz
‹yi
Orta
Kötü
Mitoz Oran›
<2
>10
Ki- 67 index
<%2
>%10
Nekroz
Yok
Var
Tablo 2.
NET s›n›fland›rmas› (1,2)
GG
135
NET’lerde Sınıflandırma
Nöroendokrin tümörler pankreatik NET’ler ve diğer NET’ler
olarak iki gruba ayrılır (1,2). Pankreatik NET’ler salgıladıkları
hormonlara göre ayrılırken (insülinoma, gastrinoma, gluka-
gonoma, VIPoma gibi) diğer NET’ler embriyolojik kökenine
göre üç grupta incelenebilir:
• Foregut (solunum sistemi, mide, duodenum)
• Midgut (ince barsak, appendiks, sağ kolon)
• Hindgut (distal kolon, rektum)
Güncel bir sınıflama olarak histopatolojik inceleme Tablo 2’de
gösterilmektedir (1,8). Tablo 2’den anlaşılabileceği gibi sağka-
lım grade ile doğru orantılı olarak azalmaktadır.
NET’ler hastalığın yayılım düzeyine görede sınıflandırılabilir
(1,2).
• Lokal
• Bölgesel
• Uzak yayılım
Burada vurgulanması gereken nokta küçük NET’lerin bile
(<2 cm) metastatik olabileceğidir (3). NET’lerin %50’si tanı
anında metastatiktir. Metastazların yarısı uzak metastaz olup
diğerleri bölgesel yayılımdır. Metastazların tanıdaki sıklığı ta-
nının 5-7 yıl gibi geç konulması ile açıklanmaktadır. NET’lerin
köken aldığı organ metastaz oranında etkili olur. Örneğin,
rektum kökenli NET’lerde metastaz oranı tanıda %10 iken bu
oran ince barsak kökenli NET’lerde %70’dir. Uzak metastaz
varlığında sağkalım ortalama 33 aydır.
TEDAVİ
Tedavi yaklaşımı aşağıdaki faktörlerle belirlenir:
1. Tümörün tanısı ve lokasyonu
2. Grade ve evreleme
3. Sekretuvar etkinin varlığı
4. Yayılım durumu, komorbiditeler
5. Hasta tercihleri
NET’lerde tedavi multidisipliner (onkolog, cerrah, gastroen-
terolog, radyolog, patolog gibi) yaklaşım ve işbirliği gerektirir.
Cerrahi
Erken dönemde yakalanan olgularda mümkünse cerrahi yak-
laşım en önemli tedavi girişimidir. Fonksiyonel NET’lerde
cerrahi öncesi hormonal stabilizasyonun spesifik tedavilerle
sağlanması gerekir. Cerrahi ileri dönem hastalarda palyatif
amaçlı da yapılabilir (1,2, 9,10).
Kemoterapi
NET gibi yavaş büyüyen bir tümörde yüzgüldürücü sonuçlar
vermediğinden ancak palyatif amaçlı kullanılır (1,2).
Targeted Nucloetide Therapy
131I-MIBG kullanılarak yapılan ve ileri evre NET’lerde kulla-
nılan bir tedavidir (1).
Radyoterapi
1. Radyofrekans ablasyon metastatik hastalıkta
2. Eksternal beam radyasyon kemik metastazında ağrıyı din-
dirmek için kulanılır (1).
KAYNAKLAR
1.
Yao JC, Hassan M, Phan A, et al. One hundred years after carcinoid: epi-
demiology and prognostic factors for neuroendocrine tumors in
35.825 cases in United States. J Clin Oncol 2008;26:3063-72.
2.
Mougey AM, Adler DG. Neuroendocrine tumors: Review and clinical
update. Hospital Physician 2007;51:12-20.
3.
Modlin IM, Lye KD, Kidd M. A 5-decade analysis of 13,715 carcinoid tu-
mors. Cancer 2003;97:934-59.
4.
Alexiev BA, Drachenberg CB, Papadimitriou JC. Endocrine tumors of
the gastrointestinal tract and pancreas: grading, tumor size, proliferati-
on index do not predict malignant behaviour. Diagn Pathol 2007;2:28.
5.
Anderson MA, Carpenter S, Thompson NW, et al. Endoscopic ultraso-
und is highly accurate and directs management in patients with neuro-
endocrine tumors of the pancreas. Am J Gastroenterol 2000;95:2271-7.
6.
Seregni E, Ferrari L, Bajetta E, et al. Clinical significance of blood chro-
mogranin A measurement in neuroendocrine tumours. Ann Oncol
2001;12(Suppl 2):S69-72.
7.
Nobels FR, Kwekkeboom DJ, Coopmans W, et al. Chromogranin A as
serum marker for neuroendocrine neoplasia: comparison with neuron-
specific enolase and the alpha-subunit of glycoprotein hormones. J
Clin Endocrinol Metab 1997;82:2622-8.
8.
Strosberg JR, Nasir A, Hodul P, Kvols L. Biology and treatment of me-
tastatic gastrointestinal neuroendocrine tumors. Gastrointes Cancer
Res 2008;2:113-5.
9.
Norton JA, Kivlen M, Li M, et al. Morbidity and mortality of aggressive
resection in patients with advanced neuroendocrine tumors. Arch Surg
2003;138:859-66.
10.
Jarufe NP, Coldham C, Orug T, et al. Neuroendocrine tumours of the
pancreas: predictors of survival after surgical treatment. Dig Surg
2005;22:157-62.
2>2>
Dostları ilə paylaş: |