Ii fosfoliPİdler
tarix 03.05.2020 ölçüsü 3,59 Mb. #31062
lipidlerin yapisi 2. bolum lisans- 2020
II FOSFOLİPİDLER Fosfogliseridler (gliserofosfolipidler) (gliserin taşıyan sınıfı) Fosfosfingozitler (sfingomiyelinler) (sfingozin alkol taşıyan sınıfı) Fosfolipidler hücre membranı yapısının temel taşı olan lipidlerdir. Nötral yağlar gibi depo edilmezler. Fosfogliseridler (gliserofosfolipidler) Fosfolipidlerin gliserol taşıyan sınıfıdır. 1 mol gliserol + 2 mol yağ asidi + 1 mol PO4 + 1 mol Amino alkol bağlanması ile oluşur. Amino alkolün farklılığı fosfolipidin çeşitlerini oluşturur. Bunlar; Lesitin Kefalin Plazmalojen Fosfogliseritlerde amino alkol grubu kolin yada kolamin olabilir. Lesitin (Fosfatidil kolin ) Hidroliz edildiğinde gliserol, yağ asidi, fosforik asit ve azotlu bir baz olan kolini verir. Lesitin = Gliserol + Y.asidi+ Fosforik asit + Kolin Fosfatidik asit = Gliserin + Y.a.+ Fosforik asit Kısacası; Lesitin = Fosfatidik asit + Kolin Lesitin = Gliserol + 2 Y.a.+ Fosforik asit + Kolin Lesitin protoplazmanın önemli bir maddesidir. Lesitin protoplazmanın önemli bir maddesidir. Yumurta sarısı ve mayalarda bol miktarda bulunmaktadır. Lesitinin dipalmitil lesitin şekli yüzey aktif bir maddedir. alveoler sürfaktantın yapısına girerek inspirasyonda ve ekspirasyonda yüzey gerilimini ayarlar; alveoler sürfaktantın yapısına girerek inspirasyonda ve ekspirasyonda yüzey gerilimini ayarlar; böylece alveollerin kollabe olmasını ve yapışmalarını önler. amnion sıvısında lesitin/sfingomiyelin (L/S) oranı önemlidir; amnion sıvısında lesitin/sfingomiyelin (L/S) oranı önemlidir; lesitin sentezindeki artışa bağlı olarak gebeliğin ilerleyen haftalarında L/S oranı artar. Lesitin eksikliğinde ya da erken doğumlarda respiratuvar distres sendromu (RDS) olarak bilinen hiyalen membran hastalığı gelişebilir ve bebek kaybedilir. Lesitin eksikliğinde ya da erken doğumlarda respiratuvar distres sendromu (RDS) olarak bilinen hiyalen membran hastalığı gelişebilir ve bebek kaybedilir. Amnion sıvısında L/S oranı 2’nin üzerindeyse RDS gelişmeyeceği söylenebilir Yılan zehiri, eşek arısı zehiri ve bazı bakterilerde bulunan fosfolipaz A enzimi lesitinden 1 mol yağ asidini ayırır. Yılan zehiri, eşek arısı zehiri ve bazı bakterilerde bulunan fosfolipaz A enzimi lesitinden 1 mol yağ asidini ayırır. Kalan kısıma lizolesitin= lizofosfatidil kolin denir. Kuvvetli hemoliz yapıcı etkisi vardır. Kefalin (Fosfatidil etanolamin ) Kefalin = Gliserin + Y.asidi + Fosfarik asit + Kolamin (etanolamin) Beyin ve vücut dokuları bol miktarda kefalin içerir özellikle sellüler membranların yapısında yer alır; trombosit agregasyonunu artırıcı etki gösterir. Plazmalojenler Bir yağ asidi, gliserolün 1. C’una ester bağı yerine eter bağı ile bağlanırsa plazmalogenler oluşur. Eter gliserofosfolipidlerdir. Yağ asidi eter bağı ile bağlanır Plazmologenler miyelin,kalp, beyin, iskelet kası, karaciğer ve yumurtada bol bulunur. Plazmologenler miyelin,kalp, beyin, iskelet kası, karaciğer ve yumurtada bol bulunur. Kalpte bulunan fosfolipidlerin yarısı plazmalogendir. Bu eter bağı, fosfolipaza dirençlidir. Platalet aktive eden faktör (PAF), plateletlerden serotonin salınımını ve platelet agregasyonunu aktive eden bir eter lipidtir. İnflamasyon ve alerjik cevapta rol oynar. Ester gliserofosfolipidlerin diğerleri; -Fosfatidil serin (PS) -Fosfatidil inozitol (PI) -Fosfatidil gliserol (PG) -Difosfatidil gliserol (DPG) Fosfatidil serin (PS) Fosfatidik asit + Serin = Fosfatidil serin Kanın pıhtılaşmasında rol oynar Fosfatidil inozitol (PI) Fosfatidik asit + inozitol = Fosfatidil inozitol Hücre membranındaki fosfatidil inositol 4,5-bifosfat (PIP2) fosfolipaz C ile hidrolizi olduğunda inozitol-1,4,5-trifosfat (IP3) ve oluşur IP3 hücre içi ikincil haberleşmede yer alan bir sinyal molekülüdür. IP3, endoplazmik retikulumdaki reseptörlerine bağlanınca Ca+2 depolarından Ca+2 salınımına yol açar. IP3 ikincil haberleşmede görevlidir. IP3 ikincil haberleşmede görevlidir. Difosfatidil gliseroller (Kardiyolipin) 2 mol fosfatidik asit + gliserol= Kardiyolipin Hayvansal dokularda mitokondri iç membranı (%15-20), bakteri duvarı ve bitki kloroplast zarında bol bulunur. GLİSERİN TAŞIMAYAN LİPİDLER SPHİNGOLİPİDLER Seramidler Sfingomyelinler(fosfosfingozitler) Glikosfingolipidler Serobrositler Gangliyositler Seramid oligosakkaritler MUMLAR TERPENLER STEROİDLER I Sfingolipidler Sfingozin alkolün türevleri sfingolipidlerdir. Sfingozin alkol; 1 çift bağ ve amino grubu bulunan 18 C’lu bir alkoldür Seramidler Sfingomyelinler (fosfosfingozidler) Glikosfingolipidler Serobrositler Gangliyositler Seramid oligosakkaritler(globozid) 1. Seramidler Seramid; sfingozin alkolün NH2 grubuna yağ asidi bağlanması ile oluşur. Hayvansal ve bitkisel dokularda bol bulunur. 2.Sfingomyelinler Sinirlerin ve beyin yapısında , özellikle myelin kılıfında ve çoğu memeli hücresi plazma mebranlarında bulunur. Sfingomyleinler insan saç ve epidermisinde , at ve sığır tırnaklarında bulunur. Sfingomiyelin= Sfingozin alkol+ Y.asidi + Fosfat + Kolin Sfingolipidlerin fosfat içerenleri sfingomyelinler dir; fosfat içermeyip karbonhidrat içerenleri glikolipidler olarak bilinirler. Membran yapısında bulunurlar. 3. Glikosfingolipidler Seramidlerin primer alkol grubuna bir glikozid bağlanır. Seramid= Sfingozin alkol+ Y.asidi Bu grupta Serobrositler, Gangliyositler, Seramidler a. Serebrositler Beyin hücrelerinin zarlarında bulunur. Serobrosit = Sfingozin alkol + Y.asidi + galaktoz veya laktoz Galaktoserobrositler sinir dokusunda bol bulunur Galaktoserobrositler sinir dokusunda bol bulunur ve myelin kılıf lipidlerinin % 15 ini oluşturur. Yavrularda sinir sisteminin gelişmesi için serobrosit sentezi, galaktozun bulunmasıyla mümkündür. Bunun için süt emen yavruda laktozun alınması çok önemlidir. b. Gangliyositler Gangliyositlerde, serobrositlerdeki galaktoza ilaveten birkaç molekül karbonhidrat bulunur. Sinir ve dalak hücrelerinde bol miktarda bulunur. Gangliyositler sinir hücrelerinin iletiminden sorumludur. Kan gruplarını tanıyan kan grubu antijenleri seramide bağlanan oligosakkaridin yapısına göre farklılaşır. Seramid + oligosakkarid + 1 veya daha fazla N-asetil nöraminik asid (NANA) (siyalik asit)’den oluşmuştur. En karmaşık glikosfingolipidlerdir. Genel olarak santral sinir sistemi ganglion hücrelerinde ve özellikle sinir uçlarında yer alır. İnsan kan grupları A, B ve O’nun belirleyicileri, gangliositlerin yapısındaki oligosakkaritlerin farklılığından kaynaklanır II Alifatik alkoller ve mumlar Alifatik alkoller, özelleşmiş lipidlerde bulunan düz zincirli yüksek alkollerdir. Alifatik alkoller, özelleşmiş lipidlerde bulunan düz zincirli yüksek alkollerdir. Mumlar 16-22 C atomu taşıyan uzun zincirli alkoller ile 14-36 ya kadar C atomu taşıyan doymamış uzun zincirli yağ asitlerinin nonpolar esterleridir. Mumlar yüksek yapılı hayvanlarda biyolojik değeri fazla olmayan kompleks maddelerdir. Arı mumu çok sayıda alkol, serbest yağ asidi ve hidrokarbon taşıyan kompleks bir esterdir. Arı mumu çok sayıda alkol, serbest yağ asidi ve hidrokarbon taşıyan kompleks bir esterdir. Hayvanlarda yün, kıl ve tiftiğin etrafını saran yağlı tabakanın yapısında lanolin veya yün yağı denen mum yapılı maddeler bulunur. Lanolin su tutucu öz. ile cila, merhem, kozmetik sanayinde de kullanılır. Yağ asitlerinin gliserolden daha büyük moleküllü alkollerle oluşturdukları esterler mumlar dır. Mumlar, doğada yaygın olarak bazı böceklerin salgılarında; hayvanların deri, kıl ve tüylerinde; bitkilerin yapraklarında, meyve ve kabuklarında bulunurlar. 2-metil bütadien yapısına sahip izopren denilen moleküllerden oluşurlar. 2-metil bütadien yapısına sahip izopren denilen moleküllerden oluşurlar. Aktif olanı dehidre izopren molekülüdür Dehidre izopren molekülleri yan yana gelerek polimerleşirler Dehidre izopren molekülleri yan yana gelerek polimerleşirler polimerilizasyon sonucu oluşan bileşiklere terpen adı verilir. Böylece monoterpen, diterpenler, triterpenler ve tetraterpenler oluşur. Terpen grubunun en önemli maddeleri karotinoidlerdir. En önemli terpenler ise Vit A, E ve K vitaminleridir. Hayvansal ve bitkisel dokularda yaygın olarak bulunan steroidler 4 halkalı bir yapıya sahiptir. Hayvansal ve bitkisel dokularda yaygın olarak bulunan steroidler 4 halkalı bir yapıya sahiptir. Bu halkanın hepsine birden steran halkası (siklopentanoperhidrofenantran halkası) denir. Biyolojik bakımdan önemli steroidler Sterinler (steroller) D vitamini Adrenal korteks hormonları Cinsiyet hormonları Safra asitleri Steroller Steroid çekirdeği taşır. Hayvan dokularda (zoosterinler) Kolesterol Bitkilerde (fitosterinler) Stigmasterol Maya ve mantarlarda (mukosterinler) Ergosterol Sterinler (steroller) Sterinler 3 gruba ayrılır 1.Zoosterinler Zoosterinlerin en önemlisi Kolesterin (Kolesterol)dür. Bütün hayvansal dokularda bulunur. Bitkilerde yoktur. Beyin, sinir dokusu adrenal bezler ve yumurta sarısında çok bulunur. Kolesterol vücutta Hücre membranlarında Myelin kılıf, beyin ve sinir dokuda Safra asitleri sentezi Cinsiyet hormonları sentezi Adrenal korteks hormonları sentezi Vitamin D (kolekalsiferol) sentezi Safra asitleri 24 C’lu steroidlerdir, Kolesterolden sentezlenirler primer safra asitleri kolik asit (3,7,12-trihidroksikolanik asit) kenodezoksikolik asit (3,7-dihidroksikolanik asit) sekonder safra asitleri dezoksikolik asit (3,12-dihidroksikolanik asit) litokolik asit (3-dihidroksikolanik asit) 2. Mukosterinler Maya ve mantarlarda bulunur. Ergosterin (ergosterol) VitD2'nin ön maddesidir. Ultraviole ışınlarının etkisiyle vitamin D2 haline dönüşür 3. Fitosterinler Stigmasterin (stigmasterol)dür. Organizmada Progesterona çevrilebilir. Stigmasterine antistiffness ( deride kalınlaşmayı önleyen) faktör de denir. Yoncada bol bulunur. Yetmezliğinde diz ve dirsek derilerinde kalınlaşma, kaslarda atrofi, kalsifikasyon ve beyazlaşma görülür. TÜREV LİPİDLER LİPOPROTEİNLER GLiKOLİPİDLER 1.Lipoproteinler Trigliserid, kolesterol ve fosfolipidlerin değişik oranlarda protein ile kombinasyonu sonucu oluşan molekülerdir. Lipoproteinler suda çözünürler ve lipidler böylece kanda taşınabilirler. Lipoproteinlerin sınıflandırılması şilomikronlar, çok düşük yoğunluklu lipoproteinler (very low-density lipoproteins =VLDL ), düşük yoğunluklu lipoproteinler (low-density lipoproteins =LDL ) orta dansiteli lipoproteinler (IDL), yüksek yoğunluklu lipoproteinler (high-density lipoproteins= HDL ) Şilomikron Görevi: Şilomikron Görevi: Şilomikronlar, TG’in ince bağırsak epitellerinden alınıp dolaşımla diğer dokulara taşınmasını sağlar. VLDL Görevi: Karaciğerde sentezlenen trigliserid ve kolesterolü karaciğerden perifer dokulara taşımaktır. orta dansiteli lipoproteinler orta dansiteli lipoproteinler (IDL) IDL, LDL öncüsüdür IDL; VLDL’nin Lipoprotein lipazın etkisiyle plazmada oluşturulur LDL’nin görevi LDL’nin başlıca görevi karaciğerdeki kolesterolün periferik dokulara taşınmasıdır. Karaciğerde ve VLDL’nin hidrolizi sonucu dolaşımda sentezlenir Kan kolesterolünün yaklaşık olarak % 70 LDL olarak taşınmaktadırlar. LDL bilinen en aterojenik faktördür. Kandaki konsantrasyonunun yükselmesi insanlarda aterosiklerozisin bir habercisi olarak kabul edilmektedir. Yüksek yoğunluklu lipoproteinler Yüksek yoğunluklu lipoproteinler (HDL) HDL’in başlıca görevi kolesterolü periferal hücrelerden karaciğere taşımaktır. Kolesterolün dokulardan naklini yaptığı için iyi kolesterol olarak adlandırılır. HDL dansitelerine göre; HDL1 (1.050-1.063 g/ml), HDL2 (1,063-1.12 g/ml) HDL3 (1.12-1.21 g/ml) olarak ayrılır. Biyolojik önemi olan lipidler 1) Eikozonoidler Araşidonik asit türevidirler Parakrin hormonlardır. Kanla uzak hedef doku ve organlara taşınmazlar. Eikoza 20 C’lu anlamındadır. Eikozanoidler, araşidonik asit (20: 4 5, 8, 11, 14) türevi bileşiklere verilen genel isimdir. Eikozanoidler başlıca, prostanoidler (prostaglandinler ve tromboksanlar) lökotrienler (LT) ve lipoksinleri (LX) kapsar. Araşidonik asit metabolizması Membran fosfolipidleri fosfolipaz A2 etkisi ile araşidonik aside dönüşür. Araşidonik asit 3 yol izler; 1.Lipooksijenaz enzim yolu ile lökotrienlerin; 2. Siklooksijenaz enzim yolu ile prostaglandin ve tromboksanların sentezi 3. Sitokrom P450 yolu 1) Siklooksijenaz yolu Prostanoidler, prostanoik asit içeren siklik yapıdaki prostaglandinler (PG ), prostasiklin (PGI) ve tromboksanlardır (TX) Prostaglandinler (PG) İlk olarak seminal plazmada bulunan PG’ler tüm dokularda bulunur. PG ler prostanoik asidin türevidir. Öcül maddesi linoleik asittir. Linoleik asit PG lerin öncüllerinden olan 20Clu ve 3-5 çift bağ içeren doymamış y. a. lerine dönüşür. Prostaglandinlerin sentezi PG lerin en büyük öncül maddesi araşidonik asittir. Araşidonik asit, siklooksijenazlar (COX-1 ve COX-2) (endoperoksit sentetaz) aracılığı ile prostaglandin, prostasiklin ve tromboksanlara dönüşür. Araşidonik asit önce PGG2’ye çevrilir, daha sonra da PGH2’yi oluşturmaktadır. Araşidonik asit önce PGG2’ye çevrilir, daha sonra da PGH2’yi oluşturmaktadır. Yarı ömürleri 30 saniyeden kısadır. PGH2’den değişik hücrelerde izomerazlar aracılığı ile tromboksan A2, prostasiklin PGE2, PGF2 veya PGD2 oluşturur. PGE2 ve PGI2 inflamasyonun vasküler fazında rol oynar ve vazodilatatördür ve histamin, serotonin, bradikinin gibi vazoaktif aminlerle birlikte etki ederek mikrovasküler permabiliteyi arttırırlar. PGI2 ve PGE2 ayrıca osteoklastik kemik rezorbsiyonunu da uyarırlar. Prostaglandinler T ve B lenfosit fonksiyonları üzerinde etkilidirler. Akut ve kronik inflamasyonlu dokuda nötrofiller, plateletler, makrofajlar, lenfositler toplanarak prostaglandin sentezi yaparlar ve o bölgede PGE2, PGI2, PGI2a ve Tromboksan A2 meydana getirirler. Prostasiklin Prostasiklin, damar endoteli tarafından sentezlenen temel prostaglandindir. PGI2 stabil değildir; hızla inaktif PGF2’ya dönüşür. Prostasiklin, bir vazodilatördür. Prostasiklin, trombositlerin agregasyonunu ve endotel yüzeyine tutunmalarını engeller. Tromboksanlar TXA2 , trombositler tarafından sentezlenir, Vasokonstriktördürler Trombosit agregasyonunu uyarırlar. Düz kasların kasılımını sağlar hızla inaktif bir metabolit olan TXB2 ’ye dönüştürülür. 3.Lipoksinler Lipoksinler, araşidonik asidin trihidroksi türevleridirler İnflamasyonda rol oynayan mediyatörlerden birisi de lipoksijenaz ürünlerinden olan Lipoksinlerdir. Lipoksin A ve Lipoksin B biyolojik olarak aktiftirler. . Lipoksin A, lökosit kemotaksisi ve lökositlerden süperoksit anyon salınımını uyarmaktadır; Lipoksin A, lökosit kemotaksisi ve lökositlerden süperoksit anyon salınımını uyarmaktadır; düz kas kasılmasına da yol açar. Lipoksin A ayrıca protein kinaz C’yi de aktive eder. Lipoksinler, doğal öldürücü hücre aktivitesini de inhibe ederler. TEŞEKKÜRLER Dostları ilə paylaş: