Mikotoksin Aranmasında Kullanılan Analiz Yöntemleri



Yüklə 91,08 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix02.03.2017
ölçüsü91,08 Kb.
#10002

Orlab On-Line Mikrobiyoloji Dergisi   

Yıl: 2004 Cilt: 02 Sayı: 11  Sayfa: 1-11 

www.mikrobiyoloji.org/pdf/702041101.pdf  

 

 

                                                          

 

Mikotoksin Aranmasında Kullanılan Analiz Yöntemleri 

 

Işıl Var

1

 , Bülent Kabak

2

 , Meva Özkarslı

3

  

             



 

Özet 

 

Mikotoksinler, küfler tarafından üretilen, insan ve hayvanlara toksik etkileri olan ikincil 



metabolizma ürünleri olup canlılar üzerinde alındıkları dozlara ve kişisel dirence bağlı 

olarak ölümle sonuçlanan akut etkileri olabileceği gibi kanserojen, teratojen, 

tremorgen, hemoraljik, dermatitik, hepatotoksik, nefrotoksik ve neurotoksik 

etkilerinden de söz edilmektedir 

 

Gıdalarda eser miktarda olan bu kontaminasyon seviyelerinin tespiti, çok duyarlı ve 



kesin sonuçlar veren metodların geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu amaçla, 

günümüze değin değişik gıda maddelerinden mikotoksinlerin ayırımı ve teşhisi için 

birçok farklı metod geliştirilmiştir 

 

  

 

Giriş 

 

Mikotoksinler, küfler tarafından üretilen, insan ve hayvanlara toksik etkileri olan ikincil 



metabolizma ürünleridir. Bu ikincil metabolizma ürünlerinin birçoğunun yapısının 

bilinmemesine rağmen biyolojik olarak aktif olan bazı gruplarının antibiyotik, 

phytotoksik, ve insan ve hayvanlara toksik etkisi bulunmaktadır (1). 

 

Mikotoksinlerin canlılar üzerinde alındıkları dozlara ve kişisel dirence bağlı olarak 



ölümle sonuçlanan akut etkileri olabileceği gibi kanserojen, teratojen, tremorgen, 

hemoraljik, dermatitik, hepatotoksik, nefrotoksik ve neurotoksik etkilerinden de söz 

edilmektedir (2). 

 

Mikotoksinler, çok sayıda küf cinsi tarafından üretiliyor olmasına karşın, Aspergillus



Penicillium ve Fusarium  en önemlileridir. Mikotoksinlerin toksik olarak oluşturdukları 

etkiler de farklıdır (1). 

 

Günümüzde Avrupa Topluluğuna üye ülkelerde ticarete konu olan gıda ürünlerinde 



bulunmasına izin verilen Bı üst sınırı 5 ppb, süt sığırlarının yeminde 10 ppb, sütte 0.5 

ppb Mı’dir. Ülkemizde son yıllarda tarım ürünleri için bazı yasal düzenlemeler 

yapılmış ve belli gıda maddeleri standartlarına, izin verilen en yüksek aflatoksin Bı 

 

1



Yrd. Doç. Dr., Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Balcalı, 

Adana. Yazışmalardan sorumlu yazarın E-posta adresi: 

ivar@cu.edu.tr

  

2



Arş. Grv., Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü, Balcalı, Adana.  

3

Şölen Çikolata Gıda San.ve Tic.A.Ş., Gaziantep 



 

 

1



üst sınırı 5 ppb ve toplam aflatoksin (B1+B2+G1+G2) üst sınırı 10 ppb olarak 

belirlenmiştir (3). Çizelge 1’de dünyada çeşitli ürünlerde kabul edilebilir bazı 

mikotoksin üst limitleri verilmiştir . 

 

Çizelge 1. Dünyada  bazı mikotoksinlerin kabul edilen üst limitleri (µg/kg) 



Ülke 

               Gıda Maddesi 

Aflatoksin (B

1

+B



2

+G

1



+G

2

) /  B



1

 

Arjantin Fıstık, Fıstık Ürünleri, Mısır ürünleri 



20 / 5 

Brezilya 0-2 

Yaş ve Okul Çocukları Dışında 

Endüstriyel  Gıdalar 

İthal Gıdalar 

Diğer Gıdalar                                     

 

3 / - 


10 /  5 

30 / 5 


Kanada Fıstık ve Fıstık Ürünleri 

15 / - 


Patulin 

 

Belçika 



 

Tüm Gıdalar 0 

Norveç 

Elma Suyu (Konsantre) 



50 

İsveç 


Elma Suyu (Konsantre) 

50 


İsviçre 

Elma Suyu (Konsantre) 

50 

 

Brezilya 



 

 Mısır 


Zearelenon 

200 


Belçika Tüm 

gıdalar 0 

Rusya 

Hububat Bitkisel ve hayvansal 



yağlar için 

100 


(4, 5) 

 

 



Böylesine eser miktarda olan kontaminasyon seviyelerinin tespiti, çok duyarlı ve 

kesin sonuçlar veren metodların geliştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu amaçla 

değişik gıda maddelerinden mikotoksinlerin ayırımı ve teşhisi için birçok farklı metod 

geliştirilmiştir (3). 

 

Aflatoksinlerin keşfedilmesiyle birlikte araştırmacılar çalışmalarını mikotoksin analiz 



yöntemleri üzerinde yoğunlaştırmışlardır. Mikotoksinlerin gıda veya tohumlarda tespit 

edilmesinde başlıca 3 sorundan söz edilmektedir. Bunlar;  

 

1. Mikotoksinlerin kimyasal yapılarının birbirinden farklı olması nedeniyle farklı fiziksel 



ve kimyasal özelliklere sahip olduklarından her bir mikotoksin grubu için bireysel 

metodların geliştirilmesi gerekmektedir. 

2. Gıdada veya tohumda eser miktarda bulunabilecek mikotoksinin gıdadan izole 

edilebilmesi için çok etkili ekstrakt temizleme işlemlerine ihtiyaç duyulmaktadır.Ayrıca 

her bir mikotoksin grubu için ayrı ekstrakt temizleme işlemi gerekmektedir. 

3. Mikotoksinler ürünlere düzensiz bir şekilde dağılmış durumdadır. Bu nedenle 

analizin hassasiyetini ve kesinliğini arttırmak için çok sayıda test uygulamak 

gerekmektedir (6). 

 

Bu derlemede  mikotoksin aranmasında kullanılan bazı temel ve yeni geliştirilen  



analiz yöntemleri  hakkında bilgi verilmeye çalışılacaktır. 

 

 



2

Analiz Metotları 

 

İnce Tabaka Kromatografisi 

  

İnce tabaka kromotografisi ile yapılan mikotoksin analizlerinde analitik işlem 



basamakları;örnekleme, ekstraksiyon ve ekstrakt temizleme, yoğunlaştırma, 

kromatografik ayırım, kalitatif ve kantitatif tayin, doğrulama testleri şeklindedir. 



 

Örnekleme:   

 

 



 

 

 



 

 

    



    

Alınacak örneklerin alındığı kitleyi temsil edebilecek durumda olması gerekmektedir 

(7). 

 

 



Ekstraksiyon ve Ekstrakt Temizleme İşlemi: 

 

Örneklerden aflatoksin ayrıştılması amacıyla başlıca 3 farklı ekstraksiyon ve ekstrakt 



temizleme yöntemi uygulanmaktadır. Bunlardan BF ve CB yöntemleri AOAC resmi 

yöntemidir. BF yöntemi ayırma hunisinde, CB yöntemi ise kromatografi kolonunda 

temizleme işlemlerini içermektedir. Üçüncü metod ise zencefil için Stoloff ve 

Trucksess adlı araştırıcılar tarafından geliştirilmiş bir yöntemdir ve hem ayırma 

hunisinde hem de kromatografi kolonunda çok aşamalı temizleme işlemlerini 

içermektedir. (3). 

 

Son yıllarda özellikle HPLC kullanımında ekstraksiyon immunoaffinity kolonlarda 



yapılmaya başlanmıştır. Bu ekstraksiyon yöntemi İnce Tabaka Kromatografisi için de 

önerilmiştir.  

 

Ekstraksiyondaki amacımız mikotoksinin kullandığımız solventle karşı karşıya 



gelmesi ve bu maddelerin moleküler düzeyde çarpışmasının sağlanmasıdır. 

Kullandığımız solventin seçiminde ise analizini yapacağımız mikotoksinin polarlık 

derecesini gözönünde tutmaktayız. Ekstraksiyon işleminde dikkat edilecek diğer bir 

konu da, ekstraksiyonda kullanılan solventle birlikte su ilave edilmesidir. Bunun 

nedeni, suyun gıda maddesinin içine penetre olma özelliğinden kaynaklanmaktadır. 

Böylece su ile birlikte solventin ürün içine girmesi sağlanmaktadır (8). 

 

Aflatoksin analizlerinde başlıca 3 ekstraksiyon kullanılmaktadır. 



1. Kloroform-su ekstraksiyonu 

2. Metanol-su ekstraksiyonu 

3. Asetonitril-su ekstraksiyonu 

Ekstrakte üründe aflatoksinin yanısıra protein, lipit, renk maddeleri gibi analiz 

sonucunu etkileyebilecek kirlilik maddeleri de bulunmaktadır. Amacımız bu kirlilik 

maddelerini ortamdan uzaklaştırmak, toksinin ise fazda kalmasını sağlamaktır. Son 

olarak da uygun polaritede bir solvent kullanarak toksini fazdan almaktır (8). 

 

Yoğunlaştırma: 

 

Yoğunlaştirma işlemi, rotary evaparatörde yapılmaktadır.Yoğunlaştırma işlemi 



sonunda aflatoksine ait olan kalıntı, aflatoksini çok iyi çözen bir solvent olan 

kloroformla yıkanarak viale alınır (7). 

 

 

3



Aflatoksini viale almak için kullanılan kloroform azot gazı altında buharlaştırılır. 

Buharlaştırma sonucu vialde kalan kalıntı 200 mikrolitre benzen+asetonitril (98+2) 

kullanılarak çözündürülür ve kromatografi işlemine tabi tutuluncaya kadar 

buzdolabında bekletilir (8, 3). 

 

 

Kalitatif  İnce Tabaka Kromatografisi 



 

Aflatoksin analizlerinde sabit faz olarak silikajel, hareketli faz olarak ise değişik 

solvent karışımları kullanılabilmektedir.Sabit faz olan silikajel polar özelliktedir. 

Hareketli faz ise daha az polar özelliktedir. Hareketli faz sabit faz üzerinde belirli bir 

hızla hareket ederken polaritesi düşük olan moleküller hareketli faz ile daha hızlı 

taşınırken, polaritesi yüksek olan moleküller silikajele daha sıkı tutunduğundan yavaş 

taşınırlar (8). 

 

Örnek ekstraktlarının ve standartların, plakaya azaltılmış  ışık altında ve mümkün 



olduğu kadar çabuk bir şekilde spotlanması gerekmektedir(7, 3). 

 

Kromatografi tankında yürütme 2 aşamada gerçekleştirilir. 1.yürütmede  eterde geri 



yürütme işlemi yapılırak renk maddeleri ve benzeri maddeleri ayırılır. 1. Yürütme 

tankında aflatoksin yürümez, spotlanan yerde kalır. Yürütme işlemi tamamlandıktan 

sonra plakanın karanlık bir ortamda  kuruması için beklenir. 2. Yürütme tankına ise 2 

cm derinlik oluşturacak  şekilde kloroform-aseton (90+10) çözücü konur. Plaka alt 

kenarı tankın kanarına dayanarak yerleştirilir ve oda sıcaklığında 40 dakika kadar 

veya aflatoksinler 0,4-0,7 Rf (Rf değeri :sabit faz üzerinde hareketli faz olarak 

kullanılan çözücünün aldığı yolun aflatoksinin aldığı yola oranıdır) değerine ulaşacak 

kadar bir sürede geliştirilir. Geliştirmenin sonunda plaka tanktan çıkartılarak karanlık 

veya az ışıklı bir yerde oda sıcaklığında kurumaya bırakılır (3, 7). 

 

Plakanın Değerlendirilmesi 

 

Plakada öncelikle rezolüsyon referans standartının (aflatoksin B1+B2+G1+G2)  4 



beneğinin oluşturduğu hat incelenir. Bu 4 benek birbirinden tam olarak ayrılmış 

olmalıdır. Bunlar azalan Rf değerlerine göre B1,B2,G1,G2’dirler. Aflatoksin B1 ve 

B2’nin mavimsi floresanına karşılık G1 ve G2’nin yeşilimsi bir renkte olduğu görülür 

(7). 


 

İkinci olarak numuneye ait kromotogram incelenir. Numuneye ait benekle standarta 

ait benek aynı renkte ve aynı Rf değerinde bulunmalıdır. Bu durumda numuneye ait 

kromotogramdaki beneğin aflatoksine ait olabileceği dolayısıyla, numunede 

aflatoksinin bulunabileceği kabul edilerek doğrulama testlerine geçilir ve kantitatif 

ince tabaka kromatografisi işlemi uygulanır (7). 



 

Doğrulama Tetleri 

 

1. Sülfirik asit testi : Aflatoksin olduğu  şüpheli benekler üzerine % 25’lik H



2

SO

4



 

püskürtülür 

 

 

4



2. Triflor Asetik Asit (TFA) Testi:  Bu test sadece aflatoksin B

1

 ve G



1

’e 


uygulanabilmektedir. Örnek ve standart noktalarının üzerine 1-2 

µl TFA konularak 

yapılır (8). 

 

 



Kantitatif İnce Tabaka Kromatografisi 

 

Kalitatif ince tabaka kromatografisinde belirtilen incelemeler yapıldıktan sonra örnek 



ve standartlara ait aflatoksin beneklerinin floresans konsantrasyonları birbiri ile 

karşılaştırılır. Öncelikle numune ve standartlardaki B1 benekleri incelenir. 

Numunedeki B1 beneklerinin standarta ait hangi konsantrasyondaki beneğe eşit 

olduğu tespit edilir. Bu tespiti yaparken  plaka UV lambasından yavaş yavaş 

uzaklaştırılır ve örnek beneği ile birlikte kaybolan standart beneği gözlenir ve miktar 

tayini yapılır (7). 

Aflatoksin B1 miktarı şu şekilde hesaplanır. 

               Af B1(

µq/kg) = S x C x V / WxY 

   


S : Örnek ile çakışan standart hacim(

µl) 


C : Standart konsantrasyonu(

µg/ml) 


V : Örnek ekstraktının seyreltildiği son hacim(

µl) 


W : Alınan ekstarkt hacminin temsil ettiği örnek ağırlığı(gr) 

Y : Plaka üzerine uygulanan örnek hacmi 

 

 

 



   

Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografisi 

 

Yüksek basınçlı sıvı kromatografisi (HPLC), mikotoksinler ve mikotoksinler gibi düşük 



molekül ağırlığına sahip diğer bileşiklerin analizlerinde son yıllarda üzerinde en çok 

çalışılan cihazlardan birisidir (6).  

 

HPLC cihazı temel olarak, hareketli faz, pompa, enjektör bloğu, kolon, detektör 



kısımlarından oluşmaktadır (9). 

 

Harektli Faz: Hareketli faz olarak kullanılan çözgenler uygulanan kromatografi 

şekline bağlıdır. Solvent rezervuarının çalışma esnasında ağzının kapalı olmasına 

özel bir dikkat gösterilmelidir. Buharlaşmadan dolayı hareketli fazın kompozisyonu 

değişebilir. Flouresans şiddeti hareketli fazın kompozisyonuna göre değişebilir. 

Örneğin kloroform hareketli faz çözeltisinde aflatoksin B’ler, aflatoksin G’lerden daha 

az fluoresans göstermektedir. Aflatoksin analizlerinde hareketli faz olarak genellikle 

asetonitril+su (28+72) kullanılmaktadır (9, 10). 

 

Kolon:  Yüksek basınçlı  sıvı kromatografi cihazında kullanılan kolonlar 4,5-5 mm iç 

çaplı ve 10-30 cm uzunluğunda, 5-10 µm sabit faz partikülleriyle paketlenmiş 

durumdadırlar. Kolonlar paslanmaz çelikten yapılmışlardır (9). 

 

Kolon Dolgu Maddesi : Dolgu maddesi seçiminde tanecik büyüklüğü, tanecik 

büyüklüğünün dağılımı, gözenek hacmi ve yüzey alanı gibi özellikler rol oynar. Sabit 

faz olarak genellikle poröz (gözenekli) maddeler kullanılmaktadır. Kullanılan dolgu 

maddeleri silika ve alimüna esaslıdır (9). 



 

 

5



Detektör : HPLC için ideal bir detektör, geniş bir konsantrasyon aralığında yüksek 

duyarlılığa, düşük gürültü seviyesine ve bilinen seçiciliğe sahip olmalı ve 

kromatografik resolüsyona kötü etki yapmaksızın kolon akıntısındaki bileşiklere 

duyarlı olmalıdır. Aflatoksinler hem normal hem de ters faz sistemlerde UV 

absorbsiyon, fluoresans ve MS detektörü ile HPLC’de analiz edilebilmektedir. 

Aflatoksinler yaklaşık 360 nm’de (metanol çözeltisinde) kuvvetli UV absorbsiyonu 

göstermektedir (9).  

 

HPLC ile yapılan aflatoksin çalışmalarında genellikle fluoresans detektör 



kullanılmaktadır. Fluoresans detektörde hücreden hareketli faz içerisinde çözünmüş 

halde bileşikler geçerken üzerine uzun dalga boyunda monokromatik ışın gönderilir. 

Bileşik tarafından absorbe edilen bu ışın daha sonra başka dalga boyunda geri verilir. 

Fluoresans ölçümde bu emisyon analiz için değerlendirilir (9). 

 

Aflatoksinlerin HPLC ile analiz edilmesinde ilk aşama örneğe uygulanacak olan etkili 



bir ekstrakt temizleme işlemidir. Ekstrakt temizleme yöntemi olarak kullanılan CB, BF 

yöntemlerine ek olarak son yıllarda ımmunoaffinite kolon uygulaması yoğunlaşmıştır. 



 

Immunoaffinite kolonla örnek hazırlama:  Ekstrakte edilen örnekten alınan 10 ml 

filtrat  ımmunoaffinite kolona aktarılır. Kolonun çıkışına bir toplama kabı konulur. 

Kolonu yıkamak için 2 defa 10 ml destile su kolondan geçirilir. Son olarak  

aflatoksinleri  kolondan almak için 1 ml metanol uygulanır ve aflatoksinler kolondan 

alınır. Mikroenjektör vasıtasıyla örnek cihaza enjekte edilir ve örneğe ait 

kromotogram alınır.  İkinci olarak aflatoksin standartı enjekte edilir ve standarta ait 

kromotogram alınır. Kromotogramlardaki alıkonma zamanlarına bakılarak kalitatif ve 

kantitatif tayin yapılmaktadır (8).  

 

Son yıllarda aflatoksin analizlerinde çok sık kullanılan HPLC cihazının bazı 



dezavantajları da bulunmaktadır (6). 

 

1. HPLC cihazının hassasiyetinin yüksek olmasından dolayı, örneklere etkili bir 



ekstrakt temizleme işleminin yapılması gerekir. 

 

2. Bir kerede sadece  bir örnek analiz edilebildiğinden, otomatik enjeksiyon sistemi 



olsa bile çok sayıda örnek kısa sürede analiz edilemez. 

 

3. Cihazın pahalı olması ve kullanımı için iyi yetişmiş teknik elemana ihtiyaç 



duyulmaktadır (6). 

 

 



 

Enzyme-Linked Immunosorbent Assay (ELISA) 

 

Enzyme-linked 



ımmunosorbent assay (ELISA) yöntemi, antijen-antikor 

reaksiyonlarının direk olarak saptandığı bir enzim immunoassay yöntemidir. 

Mikotoksinler antijenik özellik göstermezler. Mikotoksinlerin antijenik özellik 

göstermeleri için bir protein veya polipeptid zincirine bağlanmaları gerekir. 

Mikotoksinlerin antijenik özellik göstermeleri için protein olarak genellikle serum 

albumini, gamma globulin ve polylisine kullanılmaktadır. Okratoksin, patulin ve 

penisillik asit gibi reaktif gruplara sahip mikotoksinler direk bağlanma reaksiyonları 

gösterirler. Buna karşın aflatoksin ve trikotesenleri kapsayan bir çok toksin ise reaktif 

 

6


gruplara sahip değildirler ve bu nedenle reaktif karboksil veya başka bir grubun 

öncelikle toksin molekülüne bağlanması gerekmektedir. (6). 

 

Antijenler antikorlara hidrojen bağları, eletrostatik etkileşimler, hidrofobik etkileşimler 



ve van der Wals güçleri gibi kovalent olmayan bağlarla geri dönüşümlü olarak 

bağlanırlar. 

 

Diğer aflatoksin yöntemlerinde olduğu gibi ELISA yönteminde de ilk aşama örneğe 



uygulanacak olan ekstraksiyon işlemidir. ELISA yöntemi ile yapılan mikotoksin 

analizlerinde son yıllarda sep-pak kartuşlar kullanılmaktadır. Bu işlem 3 aşamada 

gerçekleşmektedir. Birinci aşamada örnek kartuşa ilave edilir. Daha sonra uygun bir 

solvent kullanılarak örnekte bulunabilecek kirlilik maddeleri ortamdan uzaklaştırılır ve 

son olarak uygun bir çözücü kullanılarak toksin kartuştan alınır (6). 

 

Ekstrakt temizleme aşamasından sonra yapılan işlem basamakları şu şekildedir. 



1. Heterojenik yarışmalı ELISA yönteminde ilk önce spesifik antikorlar katı yüzeye iki 

ayrı set halinde bağlanır. (12, 6). 

 

2.  İki ayrı set halinde ELISA plate’ne bağlanmış serbest antikorlar yıkama tamponu 



ile yıkanırlar (6). 

 

3. Birinci sete belirli miktarda enzim bağlanmış aflatoksin ile aynı miktarda ekstrakt 



solüsyonu aynı anda inkübe edilir. İkinci sete ise sadece enzim bağlanmış aflatoksin 

inkübe edilir ve 37 

o

C’de 1 saat inkübasyona bırakılır. Bu yöntemde yarışma 



örnekteki serbest aflatoksin ile spesifik antikora bağlanmaya çalışan aflatoksin-enzim 

konjugatı arasındadır (11).  

 

4.İnkübasyon sonunda ELISA plate’leri tekrar yıkama tamponu ile yıkanırlar. 



 

5.Enzimle spesifik olarak reksiyon veren substrat ortama ilave edilir ve 37 

o

C’de 1 


saat inkübasyona bırakılır. Süre sonunda asit veya alkali kullanılarak reaksiyon 

durdurulur (6). 

 

6.Enzim- substrat reaksiyonu sonucu oluşan ürün konsantrasyonu 405 nm’de  ELİSA 



okuyucusunda kaydedilir ve standartla karşılaştırılarak kantitatif olarak miktar tayini 

yapılabilir 

(6).     

 

Mikotoksin analizlerinde antijenlerin işaretlenmesinde genellikle peroksidaz ve alkali 



fosfotaz enzimleri kullanılmaktadır (6). Bu enzimlerle reaksiyon veren birçok substrat 

reaksiyon sonucunda renkli maddeler oluşturarak reaksiyon sonucunun gözle 

saptanmasına olanak tanırlar (12). 

 

ELISA yönteminin değişik mikotoksin analizlerinde kullanılması, değişik 



mikotoksinlere karşı spesifik antikor üretimine bağlıdır. Bu nedele antikor üretimi için 

daha etkili yöntemlerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır (6). 



 

 

 

 



 

 

 



7

Mikotoksin Analizi İçin Yeni Eğilimler 

 

Şu ana kadar mikotoksinlerin tespiti ve analizi için kullanılan testler pahalı ve birçok 



ekipmana gereksinim duyulan testlerdi .Maragos adlı araştırıcı halihazırda kullanılan 

ELISA (enzyme-linked-immunosorbent assay)için yeni antikor geliştirerek  testin 

hızlandırılmasını sağlayabilmiştir. Bu yeni antikor ile selektif bir şekilde aflatoksin 

bağlanabilmekte böylelikle dikkatli ve doğru bir şekilde toksinin tesbiti 

yapılabilmektedir.Eğer ortamda antikorla bağlanacak toksin bulunmuyorsa koyu 

portakal renk, eğer toksin varsa oldukça parlak  bir renk  ya da renksizlik test 

solüsyonunda gözlenmektedir . 

 

Fungal toksinler için önerilen diğer bir yeni metod kapiler elektroforez metodudur. 



Örnekler ince, dayanıklı kapilerlerden elektirik akimı ile geçirilmektedir. Bu proses 

bileşiklerin elektirik yüklerine göre ayrılmasını sağlamakta geleneksel yöntemlerde 

olduğu gibi herhangi bir çözücü kullanılmamaktadır. (13). 

 

1998‘den itibaren Maragos kapiler elektroforez yöntemini  diğer mikotoksinlerden 



deoxynivalenol için de geliştirmiştir. 

 

Son günlerde ise immunoassay metodunun başka bir tipi olan biosensörlerin 



kullanımı yaygınlaşmaktadır.Burada da toksin seviyelerinin ölçümünde ve toksinin 

yakalanmasında antikorlar kullanılmaktadır. 

 

 

Biyosensörler 



 

İlk biyosensörler 1963 yılında elektrokimyasal elektrotlar kullanılarak düzenlenmiştir 

(14). 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



Örnek 

Enzimler  

Antikorlar 

 

Nükleik asitler 



 

Doku 


 

Hücre 


 

Yararlı Yapay 

Biyolojik 

Alıcılar 

Elektrodlar 

Transistörler 

 

Direnç 


 

Optik Fiberler 

 

Basınç elektriği 



kristalleri 

Güç Çeviriciler 

Bioreseptör 

Biosensör 

Elektriksel

Veri işleme

Mikroelektronik

Kuvvetlendirici 

 

 

Şekil1. Biyosensör işleminin prensibi 



 

8


Biyosensör sözlük anlamıyla herhangi bir organizmanın, mikroorganizma, enzim 

sistemi veya diğer biyolojik yapıların indikatör olarak veya örnek olarak 

kullanılmasıdır (15). 

 

Biyosensörler kompakt analitik cihazlar olup ,güç birleştirici sistemler içine entegre 



olarak veya bağlantılı bir şekilde biyolojik veya yapay biyolojik hassas elementlerin 

analizinde kullanılmaktadır.(Şekil 1) (16).  Biyosensörler biyolojik olarak tanıyacakları 

sistemlere göre sınıflandırılabilmektedirler. Biyosensörlerde kullanılan materyaller 

enzim/substrat, antikor/antijen ve nükleik asit/tamamlayıcı sıraları içeren çiftlerdir. 

 

 

Biyosensörlerin Mikotoksin Analizinde Kullanılması 

 

Son yıllarda bu konuyla ilgili çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Biyosensörlerin hızlı 



aflatoksin tayininde kullanılmasıyla ilgili yapılan bir çalışmada; iki temel 

immunokimyasal bazlı analizden söz edilmektedir.Birincisi atılabilir DNA bazlı 

biyosensörlerin kullanılması.Bu analiz  yüzey bağlantılı DNA ve hedeflenen toksin 

veya kirleticiler aasındaki moleküler interaksiyonu içermektedir. DNA biyosensörleri 

polychloimated biphoyls (PCBs) aflatoksin Bı ve aminler gibi bilinen bileşiklerin tespit 

edilmesinde iyi sonuç vermektedir. İkinci analiz ise çok yeni geliştirilmiş otomatik ve 

manuel biyosensörler olup aflatoksinlerin tespiti ve miktarları hakkında bilgi 

verebilmektedir. Bu yeni geliştirilen ekipman immunoaffinity prensiplerne sahip ve 

kantitatif analizde ise floresans esasına dayandığı bildirilmektedir (17). 

 

Bir başka yapılan çalışmada Aflatoksin Bı‘in kesici dalga bazlı fiber optik 



immunosensör kullanılarak teşhisi yapılmıştır (18). Gaag ve ark.

 

zearalenone, 



aflatoksin Bı ve okratoksin A‘nın tespitlerinde biyosensör teknolojisinden 

yararlanmışlar ve bu amaçla BIACORE kullanmışlardır(19) . HPLC ile karşılaştırmalı 

olarak gerçekleştirilen bu çalışma sonucu her iki yöntem arasında sonuçların elde 

edilmesi anlamında önemli bir fark bulamamışlardır. Fakat, biyosensörlerle 

çalışmanın daha kolay ve daha az kalifiye elemena ihtiyaç duyduğunu belirtmişlerdir. 

Gaag ve ark.

 

HPLC ve ELISA yöntemleriyle karşılaştırmalı olarak çalıştıkları 



biyosensör kullandıkları çalışmada biyosensörlerin tekrarlanabilirliği, üretilebilirliği gibi 

özelliklerinden dolayı bir çok çoklu mikotoksin aranmasının tek bir ölçümle yapılmaya 

çalışıldığı ELISA ve HPLC tekniklerine göre daha iyi bulunmuştur (20). 

 

 

Sonuç  

 

Sonuç olarak ince tabaka kromatografisi ve yüksek basınçlı  sıvı kromatografi 



yöntemlerinin uzun zaman alması, örneğe kapsamlı bir ekstrakt temizleme işlemi 

uygulanması, çok fazla miktarda solventle çalışılması gibi bazı dezavantajları 

bulunmaktadır (21). ELISA yönteminin ise basit olması, kısa sürede çok sayıda analiz 

yapılabilmesi, fazla solventle çalışılmaması gibi avantajları bulunmaktadır. Buna 

karşın, mikotoksinlerin ürüne homojen bir şekilde yayılmamasından dolayı, ELISA 

yönteminde az miktarda  örnek kullanılması en önemli sorunu oluşturmaktadır.   

 

Mikotoksinlerin doğru ve kesin sonuç veren ölçümlerini  içeren metodlar geliştirilmeye 



devam etmektedir. Bu yöntemlerin, tarlada bile kullanılabilirliğinin sağlanması 

 

9



ölçüsünde geliştirilmeleri, toksinsiz gıda ve yemlerin insanlara ulaştırılması umudunu 

da gerçek kılacaktır. 

 

 

Kaynaklar 



 

1. Moss, M.O., 1992. Secondary Metabolism and Food Intoxication-Moulds. Journal of 

Applied Bacteriology Symposium Supplement 73: 80-88. 

2. Topal, Ş.; Aran, N.; Pembeci, C., 1999. Türkiye'nin Tarımsal Mikroflorasının Mikotoksin 

Profilleri. Gıda, 24(2), 129-137. 

3. Erkahveci, A.; Karaali, A., 1997. Kırmızı Toz Biberde Kullanılabilecek Üç Farklı Analiz 

Metodunun Karşılaştırılması. Gıda Mühendisliği III. Ulusal Sempozyumu. 22-23 Eylül. ODTÜ 

Kampüsü. Ankara.  

4. FAO, 1987a. Current Limits and regulations on Mycotoxins. Joint FAO/WHO/UNEP 

Second International Conference on Mycotoxins. Bangkok, Thailand, 28 September to 3 

October. 15p. 

5. FAO, 1987b. Distribution of Mycotoxins-an Analysis of Worldwide Commodities Data, 

Including Data from FAO/WHO/UNEP Food Contamination Monitoring Programme. Joint 

FAO/WHO/UNEP Second International Conference on Mycotoxins Bangkok, Thailand 28 

September to 3 October 27p.  

6. Chu, F.S.,1984.Immunoassays for analysis of Mycotoxins. Journal of food protection 47 

(7):562-569 

7. Çoksöyler, N., 1997. Ekstraksiyon ve Ekstrakt Temizleme. Mersin Üniversitesi Mühendislik 

Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü, Seminer Notları, Mersin, 41s. 

8. Özkaya, Ş.; Taydaş, E. E.; Başaran, A.; Avcı, B.; Hızlı, S., 1999. Tarım ve Köyişleri 

Bakanlığı Ankara İl Kontrol Laboratuvarı Aflatoksin Analiz Kurs Notları. 7-14  Ağustos. 

Ankara. 


9. Hışıl, Y. 1999. Enstrümental Gıda Analizleri (I). Ege Üniv. Basımevi, Bornova-İzmir, 218s. 

10. Galvano, F.; Galofaro, V.; Angelis, A. D.; Galvano, M.; Bognanno, M.; Galvano, G., 1998. 

Survey of the Occurrence of Aflatoxin M

1

 in Dairy Products Marketed in Italy. Journal of Food 



Protection. 61(6), p: 738-741.  

11. Warner,R.L.,Pestka,J.T.,1987.ELISA Survey of Retail Grain –Bated Food Products for 

Zearelenone and Aflatoxin B

.Journal of Food Protection., 50(6): 502-503. 



12. Ünlütürk, A., Turantaş, F., 1998. Gıda Mikrobiyolojisi. Mengi Tan Basımevi, 605 s. 

Çınarlı, İzmir. 

13. Maragos, C.1999. New Ways to Monitor Toxins. Agricultural Research, February. by 

Linda McGraw, ARS. http://www.nps.ars.usda.gov/programs/108s2.htm 

14. Palleschi, G. 1999. Introduction to biosensors. Lecture given by author. University Of 

Rome. ”Tor Vergata” April 23.http://www.inapg.inra.fr/ens.rech 

15. Lawrence, E. 1992.Henderson’s Dictionary of Biological Terms, 10

th

 Edition. Longman 



Scientific and Technical. Singapore. 

16. Maria, N.,Velesco, G., Mottram, T. 2003. Biosensor Technology addressing Agricultural 

Problems. Biosystems Engineering 84(1), 1-12.   

17. Prudente, A.D. 2002. Use of biosensors for rapid screening of aflatoxin. LSU Food 

Science Graduate Seminar. March 22.Louisiana State University. 

 

10



18. Chris, M., Steven, M. 1998. Detection of Aflatoxin Bı with an evanescent wave-based 

fiber optic immunosensor.http://www.nal.usda.gov 

19. Gaag, B.; Stigter, E.; Duijn, G.; Blecker, H., Hofstra, H.; Wahlstram, L. 1998. Application 

development on BIACORE for the detection of mycotoxins in food and feed. TNO,BIACORE 

.http://www.nal.usda.gov.htm  

20. Gaag, B., Edwin, S, Pohl, S. 2000. Multi analyte biosensor for the detection of 

mycotoxins. TNO.http://www.nal.usda.gov.htm  

21.Dıxon_Holland,D.E.,Pestka,J.T.,Bıdıgane,B.A.,Casale.,W.N.,Warner,R.L.,Ram,B.P.,Hart,

L.P.,1988. Production of sensitive Monoclonal Antisoclies to Aflatoxin B

1

 and Aflatoxin M



2

 

and Their Application  to ELISA of Naturally Contaminated Foods. Journal of Food Protection 



51(3):201-204

 

 



11

Yüklə 91,08 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin