109
Hemostaz
Nazan ATALAN *
ÖZET
Hemostaz; vasküler yaralanma sonrasında aşırı kan
kaybını önleyen normal fizyolojik yanıttır. Bu olduk-
ça kompleks ve koruyucu mekanizma ile kanama du-
rur ve kan kaybı önlenir. Hemostatik sistemin yeterli
çalışmaması durumunda kanama riski ortaya çıkar.
Kanama kontrolünde vasküler spazm, trombosit tıkacı-
nın oluşması ve kanın pıhtılaşması olmak üzere üç ayrı
mekanizma rol oynar. Kan damarında bir yaralanma
meydana geldiğinde fizyolojik hemostaz tetiklenerek
ardışık bir sıra olayın oluşmasını sağlar. Kan akımını
azaltmak amacıyla damarda konstruksiyon olur, do-
laşımdaki trombositler damar duvarındaki zedelenmiş
bölgeye adhezyon gösterirler, trombositler aktive ve
aggrege olurlar ve koagulasyon faktörlerinin içerdiği
bir seri enzimatik reaksiyon ile oluşan fibrin ile hemos-
tatik pıhtı oluşur. Ek olarak hemostaz, dolaşım siste-
minin devamlılığını da sağlar. Hemostaz bozuklukları
artmış kanama ve tromboza, önemli morbidite ve mor-
taliteye neden olabilir.
Anahtar kelimeler: hemostaz, koagülasyon,
kalp cerrahisi
SUMMARY
Hemostasis
Hemostasis is normal physiological response that pre-
vents excessive blood loss following vascular injury.
With this relatively complex, and protective mechanism,
bleeding stops, and loss of blood is prevented. Failure of
the hemostatic system to function adequately, the risk of
bleeding emerges. Three separate mechanisms such as
vascular spasm, formation of a platelet plug, and blood
clotting involve in the hemostatic process. When blood
vessel injury occurs, physiological hemostasis is trigge-
red and the following sequence of events take place: The
vessel constricts to reduce blood flow, circulating plate-
lets adhere to the vessel wall at the site of trauma, pla-
telets are activated and aggregate, series of enzymatic
reactions occur involving coagulation factors and fibrin
is produced to form a stable hemostatic plug. In addi-
tion, hemostasis serves to maintain the integrity of the
circulatory system. Hemostatic abnormalities can lead
to excessive bleeding or thrombosis, significant morbi-
dity and mortality.
Key words: hemostasis, coagulation, cardiac surgery
Derleme
GKDA Derg 19(3):109-112, 2013
doi:10.5222/GKDAD.2013.109
Hemostaz; vücudun kan kaybını önleyen fizyolojik
bir savunma mekanizmasıdır. Enflamatuar ve vücut
onarım süreçleri ile kanamanın durmasını, kanın da-
mar içinde tutulmasını sağlar. Hemostaz ayrıca aşırı
pıhtı oluşumunu engelleyen ve kanın akışkanlığını
yeniden kazandıran sistemleri de içermektedir
(1,2)
.
Hemostaz kanın pıhtılaşmasıyla akışkanlığı arasında-
ki hassas dengeyi korur. Sağlıklı bireylerde endotel
hasarı onarılırken, düşük düzeyde bir koagülasyon
yanıtı oluşur. Denge bozulduğunda ise anormal veya
istenmeyen koagülasyon yada aşırı kanama ortaya çı-
kabilir
(3)
(Şekil 1).
Damar hasarından birkaç saniye sonra hemostaz sü-
reci başlar. Normal hemostaz, vasküler endotel yanıtı,
trombosit tıkacının oluşması ve koagülasyon olmak
üzere 3 aşamada gelişir. Hemostazın normal olarak
sürdürülebilmesi için bu aşamalar uygun biçimde
çalışmalıdır. Vasküler yanıt ve trombosit tıkacının
oluşması primer hemostaz, koagülasyon sistemi ise
sekonder hemostaz olarak tanımlanır. Çünkü vasküler
ve trombosit tıkacın oluşum mekanizmaları günlük
yaşamda oluşan endotel hasarının onarımı için yeterli
olurken, daha geniş hasarlarda kan kaybını engelle-
mede koagülasyon sürecine gereksinim vardır
(4,5)
.
Endotel hem antitrombosit, antikoagülan ve fibrino-
litik hem de hasar geliştiğinde prokoagülan özellik
gösterir. Endotel hasarına ilk yanıt geçici bir vazos-
pazmdır. Bu arteriyel vazokonstrüksiyon; lokal ref-
leks ile nörojenik mekanizmalar aracılığı ve endotel
Alındığı tarih: 23.08.2013
Kabul tarihi: 25.08.2013
* Siyami Ersek Göğüs, Kalp, Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Yazışma adresi: Uzm. Dr. Nazan Atalan, Siyamai Ersek Göğüs,
Kalp, Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadıköy /
İstanbul
e-mail: drnazan@hotmail.com
110
GKDA Derg 19(3):109-112, 2013
kaynaklı bir vazokonstrüktör olan “endotelin’’ ile
sağlanır. Vazospazm, hasarlanan bölgedeki kan akı-
mını dolayısıyle kanamayı azaltarak koagülasyon
için gerekli hücreler ve kimyasal maddelerin biriki-
mini teşvik eder. Dokudaki hasar aynı anda kandaki
Hageman faktörü (faktör XII)’nü aktive ederek de
pıhtılaşma sistemini uyarır
(1-3)
.
Endotel hücreleri subendotelyal alanda hemostazda rol
oynayan fakat normalde endotelin yüzeyinde bulunma-
ya kolajen, fibronektin, vitronektin, trombosit aktive
edici faktör (PAF), von Willebrand faktör ve fibrino-
jen gibi pek çok adheziv glikoprotein (Gp) bulundurur.
Endotel bütünlüğünü bozan herhangi bir olayda açığa
çıkan bu maddeler, kan ile trombosit, koagülasyon fak-
törleri ve lökositler arasında bağlantı sağlarlar
(4,5)
.
Pıhtının oluşumunda üç temel aşama söz konusudur:
Trombosit adhezyonu, sekresyonu ve agregasyonu.
Endotel hasarı ile açığa çıkan kolajenden zengin su-
bendotelyal ekstrasellüler doku, trombositlerin yapı-
şacağı bir zemin oluşturur. Endotelden serbestleşen
von Willebrand faktör (vWF) de trombositlerin ha-
sarlı bölgeye yapışmasını (adhezyon) kolaylaştırır
ve sağlamlaştırır. Subendoteliyal dokuya yapışarak
aktive olan trombositlerdeki α ve δ granüller ortama
salınır (sekresyon) ve normalde trombosit membran
iç yüzeyinde bulunan fosfolipidlerle, agregasyon için
gerekli olan GpIIb/IIIa reseptörleri açığa çıkar. Gra-
nüllerden salgılanan tromboksan A2 (TXA2), endote-
lin ile başlayan vazokonstrüksiyonun devam etmesini
sağlar. ADP trombosit agregasyonunu uyarır, kalsi-
yum ise faktör XII ile başlayan koagülasyon sistemini
aktifleştirir. Trombosit granüllerinin salınması daha
fazla trombositin ortama gelmesini uyararak aktive
olmasını sağlar. Fibrinojen, aktive olan trombosit yü-
zeyindeki GpIIb/IIIa reseptörlerine bağlanarak trom-
bositlerin arasına köprü kurar. Trombositler birbirine
yapışarak birikir (agregasyon) ve endotel hasarı üze-
rinde tıkaç oluşturur
(2-5)
.
Koagülasyon faktörlerinin aktivasyonu ise inaktif
proenzimlerin aktive enzimlere dönüştüğü bir süreç-
tir. Her reaksiyon basamağı bir enzim, substrat ve ko-
faktörden oluşur. Bu komponentler fosfolipid komp-
leksinde toplanır ve kalsiyum iyonuna gereksinim
duyar bu nedenle tüm reaksiyonlar yalnızca etkilenen
bölgede lokalize kalır
(5,6)
. Koagülasyon faktörlerinin
faktör IV (Ca+2) dışında hepsi proteindir ve çoğu
inaktif proenzim (zimojen) olarak kanda bulunur.
Faktör V ve VIII ise enzim yapısında değildir, ke-
mik iliğinde megakaryositler tarafından oluşturulur.
Trombositlerde granüller içinde depolanarak trombo-
sit aktivasyonu ile salınır. Faktör V ve VIII trombinin
yapısını güçlendirir
(7)
. Faktör II, VII, IX, X, protein
C ve S sentez ve fonksiyonları için K vitamini ge-
rekmektedir
(8)
. Dolaşımda olmayan tek koagülasyon
Şekil 1. Hemostatik denge kanın pıhtılaşması ile akışkanlığı
arasındaki hassas dengeyle sağlanır.
Şekil 2. Klasik koagülasyon kaskadı.
Şekil 3. Fibrinoliz.
İntrinsik yol
Ekstrinsik yol
111
N. Atalan, Hemostaz
faktörü subendotelyal alanda bulunan doku faktörü-
dür (Tissue Factor-TF, Faktör III).
Koagülasyon sistemi, pıhtılaşma faktörlerinin birbirini
aktive ettiği ardışık reaksiyonlar zinciridir. Koagülas-
yon olayının klasik olarak ekstrinsik ve intrinsik olmak
üzere 2 yoldan başlatıldığı belirtilir (Şekil 2). İntrinsik
yol Hageman faktör (faktör XII) aktivasyonu ile, eks-
trinsik yol ise doku faktörleri ile başlar. Sonuçta her iki
yol da faktör X’u aktive ederek ortak yoldan stabil pıh-
tı oluşumunu sağlar. Aslında sistem pek çok noktada
birbiri içine geçen, birbirini tetikleyen ve inhibe eden
şekliyle aynı anda tek bir sistem şeklinde çalışır. Ger-
çekte koagülasyon olası bir reaksiyonlar zincirinden
çok bir patlama olarak gerçekleşir. Sistemin pek çok
noktada birbirine geçmiş yapısı aynı zamanda onun
daha iyi kontrol edilebilmesini de sağlar
(1,7,8)
.
Endotel hasarı veya enflamasyon ile açığa çıkan doku
faktörü veya kolajenin aktiflediği faktör XII ile koa-
gülasyon sistemi tetiklenir. TF daha sonra faktör VIIa
ile etkileşime girerek faktör IX ve X’u aktive eder.
Faktör Xa da protrombinden az miktarda trombin
oluşturur. Koagülasyonun yayılması; trombinin tek-
rar tekrar faktör XI, IX, V ve VIII’i aktive etmesiyle
gerçekleşir. Trombin ayrıca trombositlerin agregas-
yonunu ve aktivasyonunu da uyarır. Her seferinde
sistemde tekrar tekrar aktiflenen ve çoğalan koagü-
lasyon faktörleri çok fazla miktarda protrombinden
trombin oluşturur. Sonuç olarak, trombin plazma
proteinlerinden fibrinojeni fibrine dönüştürür. Ayrıca
bu sırada trombin faktör XIII’ü aktifleştirerek fibrin
lifçikleri ağı ile istenen stabil pıhtıyı oluşturur
(9-11)
.
Hemostatik denge için yeterli koagülasyonun sağlan-
ması kadar sonlandırılması da önemlidir. Kan akışı,
karaciğer metabolizması, dolaşımdaki endojen anti-
koagülanlar ve endotel kökenli moleküller, koagü-
lasyon sisteminin durdurulmasında rol oynar
(12)
. Kan
dolaşımı ile ortamdan uzaklaştırılan aktive olmuş fak-
törler, karaciğer tarafından hızla kandan temizlenir.
Endojen antikoagülanlar ve fibrinoliz
Kanda prokoagülanlardan daha fazla endojen antiko-
agülanlar mevcuttur. Koagülasyonu inaktive eden bu
endojen antikoagülan maddeler; antitrombin III (AT-
III), protein C, protein S ve doku faktörü süreç inhibi-
törüdür (TFPI, Tissue factor pathway inhibitor)
(13)
.
Sağlam endotel koagülasyon sisteminin durdurulma-
sında en önemli role sahiptir. Sağlam endotel pıhtı
oluşumunun durdurulmasını ve endotel tamiri ta-
mamlanmışsa fibrinin fibrinolizis ile yıkılmasını sağ-
lar. Pıhtı oluşumu sağlam endotele ulaştığında endo-
tel yüzeyine çıkan heparan benzeri molekül AT-III’ü
aktive eder. Antitrombin III; karaciğerde üretilen ve
vücut sıvılarında yaygın olarak bulunan güçlü bir an-
tikoagülan maddedir ve koagülasyon sırasında oluşan
serin proteazların başlıca inhibitörüdür
(14)
. Antitrom-
bin III tüm aktif faktörleri; faktör Xa, XIa, XIIa , IXa,
trombin ve TF-VIIa kompleksini inaktive eder. Diğer
yandan trombin endotel yüzeyinde bulunan ve spe-
sifik 1 trombin (IIa) reseptörü olan trombomodülüne
bağlanır ve protein C ve protein S’yi aktive eder. Ak-
tive protein C de faktör Va ve VIIIa gibi yardımcı fak-
törleri; etkisizleştirir. Böylece tüm aktif ve yardımcı
faktörlerin inaktive edilmesi ile koagülasyon sistemi
durdurulmuş olur
(15,16)
.
Fibrinoliz olayı; plazminojenden oluşan plazmin ile
fibrini bir arada tutan fibrin iplikçiklerinin parçalan-
masıdır. Plazminojen pıhtı oluşumu sırasında fibrine
bağlanan inaktif 1 dolaşım proteinidir. Plazminojen,
endotelin ürettiği doku plazminojen aktivatörü (t-PA),
ürokinaz tipi plazminojen aktivatörü (uPA) ve temas
faktörleri olan faktör XIa, XIIa, kinin ve kallikrein ta-
rafından aktive edilerek plazmine dönüştürülür (Şekil
3). Fibrine bağlı plazminojeni aktive etmede en etkili
olan tPA’dır. tPA aynı zamanda fibrinolizin pıhtı olu-
şum yerinin ötesine geçmesini de önler
(17,18)
. Fibrin
fibrinoliz ile fibrin yıkım ürünlerine parçalanır.
Sonuç olarak, hemostatik sistem normal şartlarda bir
taraftan damar içinde kanın akışkanlığını sağlayan
koruyucu mekanizmalarla tromboz oluşumunu ön-
lerken, diğer taraftan herhangi bir yaralanma duru-
munda koagülasyonu başlatan mekanizmalar ile hızla
sağlam stabil pıhtı oluşturur. Pıhtılaşma ve akışkanlık
arasındaki hassas denge antikoagülan ve prokoagü-
lan maddelerin dengesiyle sağlanır. Trombin, temel
prokogülan madde oluşu ile koagülasyon sisteminin
merkezinde yer alır
(19)
. Sağlam endotel hücresi ise
ürettiği hem koagülasyonu hem de antikoagülasyonu
sağlayan farklı maddeler ile hemostazın dengelen-
mesinde önemli role sahiptir. Kalıtsal veya edinsel
koagülasyon faktör eksiklikleri, trombositlerin sayıca
azalması ya da bozulmuş fonksiyonları sık olarak ka-
nama nedeni olurken, pek çok kalıtsal hastalık (AT III,
112
GKDA Derg 19(3):109-112, 2013
protein C veya protein S eksikliği, faktör V Leiden
mutasyonu), predispozan faktörler (sigara, oral kont-
raseptif kullanımı) ve/veya edinsel patolojiler (şid-
detli infeksiyon, kanser, kemoterapi, cerrahi) tromboz
riskini artırabilir
(20,21)
. Ayrıca şiddetli travma, büyük
cerrahi operasyonlar ya da kardiyopulmoner baypas
sistemik plazmin aktivasyonu ile fibrinolizi aktive
edebilir
(22)
.
Hastanın hemostatik durumunun anamnez ve ayrıntılı
laboratuvar testler ile değerlendirilmesi, kanamaya ya
da tromboza eğilim yaratan durumların erken tanın-
ması ve tedavisi çoğu kez yaşamsal önem taşımak-
tadır. Normal koagülasyon sürecini değerlendirmek,
kanama ya da tromboza yol açan durumları saptamak
için koagülasyon testleri istenir. Temel tarama testleri,
trombosit sayısı, kanama zamanı, protrombin zamanı
(PT), aktive parsiyel tromboplastin zamanı (PTT),
trombin zamanı ve fibrinojen miktarı tayinidir. PT
ekstrensek, APTT ise intrinsik koagülasyon sistemi-
nin genel görüntüleme testleridir. İnvitro kanama za-
manını değerlendirebilmek için PFA-100, trombosit
fonksiyonlarını, koagülasyonu ve fibrinolizisi birlikte
değerlendirebilmek için tromboelastogram kullanıla-
bilir
(23-25)
. Test sonuçlarını değerlendirirken hastanın
eşlik eden hastalıkları ve kullandığı ilaçlar da dikkate
alınmalıdır.
KAYNAKLAR
1. Robers HR, Monroe DM, Escobar MA. Current con-
cepts of hemostasis. Anesthesiology 2004;100:722-730.
http://dx.doi.org/10.1097/00000542-200403000-00036
2. Schenone M, Furie BC, Furie B. The blood coagulati-
on cascade. Curr Opin Hematol 2004;11:272-277.
http://dx.doi.org/10.1097/01.moh.0000130308.37353.d4
PMid:15314527
3. Kayaalp O. Rasyonel Tedavi Yönünden, Tıbbi Farma-
koloji. 8. Baskı. Ankara: Hacettepe-Taş Kitapçılık Ltd.
Şti, 1998:588-620.
4. Rubin BG, Santoro SA, Sicard GA. Platelet interacti-
ons with the vessel wall and prostetic grafts. Ann Vasc
Surg 1993;7:200-207.
http://dx.doi.org/10.1007/BF02001017
5. Morgan EG, Mikhail MS, Murray MJ. Klinik
Anesteziyoloji. IV. Basım. Ankara: Öncü Basımevi;
2008;783-788.
6. Bennett JS. Disorders of platelet function: Evalution
and treatment. Cleveland Clin J Med 1991;58:413-420.
http://dx.doi.org/10.3949/ccjm.58.5.413
7. Szántó T, Joutsi-Korhonen L, Deckmyn H, Lassila
R. New insights into von Willebrand disease and plate-
let function. Semin Thromb Hemost 2012;38(1):55-63.
http://dx.doi.org/10.1055/s-0031-1300952
PMid:22314604
8. Wu KK. Endothelial cells in hemostasis, thrombosis,
and inflammation. Hosp Pract 1992;27:145-150.
9. Linden MD. Platelet physiology. Methods Mol Biol
2013;992:13-30.
http://dx.doi.org/10.1007/978-1-62703-339-8_2
PMid:23546702
10. Barash PG, Cullen BF, Stoelting RK. Clinical
Anesthesia. 4th. Edition. Philadelphia: Lippincott
Williams&Wilkins Company; 2001:212-233.
11. Colman RW, Clowes AW, George JN. Overview of
hemostasis. In Colman RW, Hirsh J, Marder VJ: He-
mostasis and Thrombosis, 4th ed. Philadelphia: Lippin-
cott Williamss &Wilkins, 2001, pp 3-16.
12. Guyton&Hall. Tıbbi Fizyoloji. IX. basım. İstanbul: No-
bel Tıp Kitabevi; 1996,464-469.
13. Clemetson, Kenneth J. Platelets and primary haemos-
tasis. Thrombosis Research 2012;129:220-224.
http://dx.doi.org/10.1016/j.thromres.2011.11.036
PMid:22178577
14. Hathcock J. Vascular biology: The role of tissue factor.
Semin Hematol 2004;41:30-34.
http://dx.doi.org/10.1053/j.seminhematol.2003.11.007
PMid:14872418
15. Gürdöl F, Ademoğlu E. Biyokimya. 2. Baskı. İstanbul:
Nobel Tıp Kitapevi; 2010,511-519.
16. Adams GL, Manson RJ, Turner I, Sindram D, Law-
son JH. The balance of thrombosis and hemorrhage in
surgery. Hematol Oncol Clin North Am 2007;21:13-24.
http://dx.doi.org/10.1016/j.hoc.2006.11.013
PMid:17258115
17. Chan AK, Paredes N. The coagulation system in hu-
mans. Methods Mol Biol 2013;992:3-12.
http://dx.doi.org/10.1007/978-1-62703-339-8_1
PMid:23546701
18. Diethorn ML, Weld LM. Physiologic mechanism of he-
mostasis and fibrinolysis. J Cardiovasc Nurs 1989;4:1-10.
http://dx.doi.org/10.1097/00005082-198911000-00002
19. Lucas RV, Miller ML. The fibrinolitic system. Recent
advances. Cleve Clin J Med 1988;55:531-541.
http://dx.doi.org/10.3949/ccjm.55.6.531
PMid:3067909
20. Ruf W. Tissue factor and cancer. Thromb Res 2012;
130:84-87.
http://dx.doi.org/10.1016/j.thromres.2012.08.285
PMid:23026674
21. Owens AP 3rd, Mackman N. Role of tissue factor in at-
herothrombosis. Curr Atheroscler Rep 2012;14:394-401.
http://dx.doi.org/10.1007/s11883-012-0269-5
PMid:22886473
22. Halamkova J, Kiss I, Tomasek J, Pavlovsky Z, et al.
Plasminogen activator system and its clinical signifi-
cance in patients with a malignant disease. Klin Onkol
2011;24:418-423.
PMid:22257230
23. Ak K, Isbir CS, Tetik S, et al. Thromboelastography-
based transfusion algorithm reduces blood product use
after elective CABG: a prospective randomized study.
J Card Surg 2009;24:404-410.
http://dx.doi.org/10.1111/j.1540-8191.2009.00840.x
PMid:19583608
24. Ak K, Atalan N, Tekeli A, et al. Thromboelastography
and its use in cardiac surgery. Anadolu Kardiyol Derg
2008;8:154-162.
PMid:18400638
25. Harrington RA, Kleiman NS, Granger CB, et al.
Relation between inhibition of platelet aggregation and
clinical outcomes. Am Heart J 1998;136:43.
http://dx.doi.org/10.1053/hj.1998.v136.93433
Dostları ilə paylaş: |