RESULTS: Data obtained from the recordings were analyzed with Mann Whitney U test. Mean spike frequencies
in both groups were at maximum levels in 20th, 30th and 40th minutes. In the control group spike frequency
means in these minutes were found as 164 ± 38.7, 200.71 ± 32.66 and 162.28 ± 24 respectively. In the LEV
group the values in the same minutes were lower than the control group (33 ± 8.31, 44.42 ± 6.43, 39.71 ±
6.86). Spike frequencies in the LEV group have decreased compared with the control group and this reduction
was statistically significant (p<0,05). There was no statistically significant difference in spike amplitudes.
CONCLUSION: In this study we have shown that levetiracetam decreased spike frequency significantly and
concluded that it is an effective antiepileptic agent in the penicillin model of experimental epilepsy.
Keywords: Epilepsy, Penicillin, Rat, Levetiracetam
Approved by Animal Experiment Local Ethic Commettee of Ondokuz Mayıs University. Supported by Scientific
Research Project Committee of Ondokuz Mayıs University.
Poster Bildiriler / Poster Presentations
217
P124
Transplantasyon yapılmış astrositlerin nöbet duyarlılığı üzerine etkileri
Vedat Evren, Ayşegül Keser, Özlem Alkan-Yılmaz, Gönül Peker
Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, İzmir
Ege University, Faculty of Medicine, Department of Physiology, Izmir, Turkey
AMAÇ: Epilepsinin oluşum süreci olan epileptojenez bugün için aydınlatılamamıştır ancak süreçte astrositlerin
rolü daha sık tartışılır olmuştur. Çalışmamızda epileptojenez sürecinde astrositlerin hasar gördüğü ve işlevlerinin
bozulduğu, bu nedenle ampirik yaklaşımla hipokampusa sağlıklı astrosit ekilmesinin nöbet eşiğini düşüren
artmış ekstraselüler glutamat ve potasyum gibi faktörlerin etkisini azaltacağını ve nöbet eşiğinin tekrar
yükseldiğini göstererek astrositlerin mekanizmada rol aldığını göstermeyi amaçladık.
GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmada pentilentetrazol (PTZ) ile tutuşturulmuş sıçanlar kullanılmıştır (35 mg / kg, IP).
Duyarlılaşma süreci sonunda kontrol grubunda (n=5) hipokampusa kültür vasatı, astrosit grubunda ise (n=6) 7
– 8 x 10
4
/ µl astroglial hücre ekilmiştir. Ekimi takiben 10 gün sonra gün aşırı 2 kışkırtma uygulaması yapılmış
ve maksimum nöbet ortalamaları ile evre 3 nöbetin görülme süresi açısından gruplar karşılaştırılmıştır. 30 µm
kalınlığında kesitler alınarak TIMM boyaması ile histolojik yapı değerlendirilmiştir.
BULGULAR: Sonuçlarda astrosit grubunda kışkırtma dozunda maksimum gözlenen nöbet ortalaması kontrol
grubuna göre anlamlı olarak düşük çıkmıştır (p<0.05). Hem kontrol hem de astrosit gruplarında normal
sıçanlara göre CA3 bölgesinde daha belirgin olacak şekilde nöron kaybı görülmüştür (p<0.01).
SONUÇ: Çalışmanın sonuçları önerme ile uyuşmaktadır ve daha yüksek denek sayısı ve daha düşük varyans ile
tespit edilememiş farkların anlamlı hale gelebileceği düşünülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Epilepsi, Kindling, Astrosit, Glutamat
Effects of transplanted astrocytes on seizure susceptibility
OBJECTIVES: The mechanisms underlying the epileptogenesis are yet to be identified; however the role of
astrocytes is discussed more and more in the process. With the assumption of disfunctioning and damaged
astrocytes causing hyperexcitability of the neural tissue by means of impaired glutamate and potassium uptake
from extracelluler matrix, we claim that the transplantation of healty astrocytes into the hippocampus could
result in an increase of seizure threshold.
MATERIALS & METHODS: We used TLE model to test our hypothesis and the TLE model was achieved by
repetitive injections of pentilenterazole (PTZ) (35 mg / kg, ip). At the end of the kindling process the control
group (n = 5) received culture medium and the astrocyte group (n = 6), received 7 - 8 x 10
4
/ µl astroglial cells
via stereotaxic method into the hippocampal dentate gyrus. 10 days after the application, two challange PTZ
doses were applied one day apart and the maximum seizures were scored and compared between the groups.
30 µm thick sections were obtained for the histological experiments.
RESULTS: Comparison of the mean of maximum observed seizure stages between groups during challenge
period showed significantly lower result in astrocyte group than the control group (p<0.05). Both groups
represent significant neuron loss in dentate gyrus hilus and CA3 subregion compared to the naive rats
(p<0.01).
CONCLUSION: The results of the study are consistent with the hypothesis in terms of seizure threshold and
mossy fiber sprouting. Larger experimental groups could provide lower variances and stronger significant
results.
Keywords: Epilepsy, Kindling, Astrocyte, Glutamate.
Poster Bildiriler / Poster Presentations
218
P125
Kaynak yerelleştirilmesi ile epileptojenik bölgenin belirlenmesi
Gülsüm Akdeniz, Mustafa Uzan, Seher Naz Yeni, Taner Tanrıverdi, Çiğdem Özkara
İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroloji ve Nöroşiruji Anabilim Dalı, İstanbul
Istanbul University, Cerrahpaşa Faculty of Medicine, Neurology Department, Istanbul, Turkey
AMAÇ: Epilepsi cerrahisi ilaç tedavisine dirençli hastalar için tedavi seçeneklerinden biridir. Cerrahi öncesi
planlamada nöbet oluşturan bölgelerinin yani epileptojenik alanın (EA) doğru belirlenmesi prognoz açısından
büyük önem taşımaktadır.
GEREÇ ve YÖNTEM: Cerrahi öncesi değerlendirmede interiktal ve iktal video EEG, MRI, PET ve nöropsikolojik
testler uygulanmaktadır. Standart saçlı deri EEG kayıtları kimi zaman yetersiz kalmakta veya yanlış
bilgilendirme yapmaktadır. Oysa daha ileri niceliksel analiz metodları kullanılarak EA belirlenmesinde daha iyi
sonuçlar elde edilebilir.
Bu çalışmada hastanın üç iç içe geçmiş homojen bölmelerden oluşan (beyin, kafatası ve kafa derisi) gerçek kafa
modeli belirlendi. Doku bölütleme ve yüzey üçgenleştirme ASA yazılımı kullanılarak yapıldı. Beyin, kafatası ve
kafa derisini oluşturan dokular arasındaki yüzey sınırları üç boyutlu MR görüntüleme verilerinden elde edildi.
Yüzey elektrotları 10-20 sistemine göre yerleştirilerek, dört farklı geri yön çözümü (MUSIC, LORETA,
sLORETA,dipol fit) kullanıldı.
20 yıldır kompleks parsiyel nöbetleri olan ve üçlü antiepileptik kullanmaya karşın haftada 2-3 nöbeti olan 31
yaşında erkek MRI ve PET incelemeleri negatif bir epilepsi hastasının saçlı deri VEEG iktal ve interiktal EEG data
analiz edildi.
BULGULAR: Yüzey EEG verileri kullanılarak üretilen dört farklı geri yön çözümleri arasında ortalama 1 cm’lik
fark olduğu gösterildi. LORETA elektriksel kaynak dağılımını uzaysal olarak yaygın bir biçimde gösterirken,
MUSIC ve dipol fit dağılımı daha fokal odakları ortaya çıkarabilmiştir ki bu epileptogenezden sorumlu olabilir.
SONUÇ: Elde edilen kaynak lokalizasyonu bilgisi intrakraniyel kayıtlama yapılması düşünülen hastada EA’nın
belirlenmesinde yardımcı olabilir. Bu bulgular subdural ve/veya derinlik elektrotların yerlerine ve sayısına karar
vermede önemli rol oynamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Kaynak yerelleştirme, Geri yön çözümü, Epileptojenik alan, Epilepsi
EEG Kaynak yerelleştirimi konusunda bilgi aktarımı nedeniyle, Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal
Mühendisliği’nden Adil Deniz Duru ve Ahmet Ademoğlu’na teşekkür ederiz.
Determination of epileptogenic region using source localization
OBJECTIVES: Epilepsy Surgery is one of the treatment options for epilepsy patients resistant to drug therapy.
The accurate determination of epileptogenic area before surgery has great importance for prognosis.
MATERIALS & METHODS: Presurgical evaluation, interictal and ictal video EEG, MRI, PET and
neuropsychological tests are applied to all candidates for surgery. Standard scalp EEG recordings may
sometimes provide insufficient or incorrect information. However, using more advanced methods of quantitative
analysis can be helpful to achieve better results in the determination of epileptogenic zone (EZ).
In this study, patient’s real head model which consists of 3 homogeneous layers inside each other (brain, skull,
scalp) was determined. Surface segmentation and triangulation is done by using ASA software. Surface
boundaries between tissues which constitute the brain, the skull and scalp are obtained from three dimensional
MR image data. After placing surface electrodes according to 10-20 system on the scalp, brain waves were
analyzed using ASA software with 4 different inverse solutions (MUSIC, LORETA, sLORETA dipol fit).
Scalp VEEG ictal and interictal EEG data of a thirty-one year old man who has complex partial seizures for 20
years and has 2-3 seizures in a week despite having triple antiepileptic drug theraphy and whose MRI and PET
analysises are negative, was analyzed.
RESULTS: It is shown that there was an average of 1 cm difference between 4 different inverse solutions in
surface EEG. LORETA revealed spatially smooth electrical source distributions whereas MUSIC and dipole fit
methods were able to demonstrate more focal sources that may be responsible for epileptogenesis.
CONCLUSION: Knowledge obtained from EEG source localization may help determine the epileptic zone for the
patient on whom an intracranial recording will be performed. These findings may play an important role for the
locations and number of the subdural and/or depth electrodes after epilepsy surgery.
Keywords: EEG source localization, Inverse problem, Epileptogenic zone, Epilepsy
We acknowledge Adil Deniz Duru and Ahmet Ademoğlu from Bogazici University Institute of Biomedical
Engineering for their introducing us to EEG Source Localization.
Poster Bildiriler / Poster Presentations
219
P126
Deneysel olarak epilepsi oluşturulmuş fare beyninde radyofrekans radyasyonun
nitrik oksit düzeyi üzerine etkisi
Meriç Arda Eşmekaya
1
, Ayşe G. Canseven
1
, Engin Yücel
2
, Zuhal Aktuna
3
, Semih Keskil
4
, Nesrin
Seyhan
1
1
Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyofizik Anabilim Dalı, Ankara,
2
Başkent Üniversitesi, Alanya Uygulama ve Araştırma Hastanesi, Beyin ve Sinir Cerrahi Anabilim Dalı, Antalya
3
Kırıkkale Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı, Kırıkkale
4
Kırıkkale Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Beyin ve Sinir Cerrahi Anabilim Dalı, Kırıkkale
1
Gazi University, Department of Biophysics, Ankara, Turkey
2
Baskent University, Department of Neurosurgery, Alanya Training and Research Hospital, Antalya, Turkey
3
Kırıkkale University, Department of Medical Pharmacology, Kırıkkale, Turkey
4
Kırıkkale University, Department of Neurosurgery, Kırıkkale, Turkey
AMAÇ: Epilepsi beyinde bir grup sinir hücresinin anormal elektriksel deşarjlarına bağlı olarak geçici motor, duyu
veya şuur bozukluğu olarak ortaya çıkan bir hastalıktır. Sinirsel ileti işleminde bir nörotransmitter olarak rol
oynayan nitrik oksitin pek çok nörolojik rahatsızlığın gelişimi ve ilerlemesinde rol oynadığı bilinmektedir.
Çalışmamızda radyofrekans radyasyon (RFR) maruziyetinin deneysel olarak epilepsi atağı oluşturulmuş fare
beyninde nitrik oksit düzeyi üzerindeki etkilerini incelemeyi amaçladık.
GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmamızda 20–25 gramlık toplam 18 adet sekiz haftalık Swiss–Albino cinsi dişi fareler
kullanıldı. Standart aydınlatma ve beslenme koşullarında bekletilen farelerde epileptik ataklar 60 mg/kg
intraperitoneal Pentilenetetrazol (PTZ) uygulaması ile oluşturuldu. Kontrol grubuna (n=9) yalnızca PTZ
uygulaması yapılırken, RFR grubuna ise (n=9) 60 dakika RFR uygulaması + PTZ uygulaması + 30 dakika RFR
uygulaması yapıldı. Çalışmanın bitiminde hayvanlar ketamin ve ksilazin anestezisi altında ötenazi edildiler ve
beyin dokuları çıkarıldı. Doku total nitrik oksit (NO) düzeyleri Griess yöntemi ile çalışıldı. Sonuçlar istatistiksel
olarak student t testi kullanarak değerlendirildi. p<0.05 değerleri anlamlı kabul edildi.
BULGULAR: RFR uygulamasının deneysel olarak epilepsi indüklenmiş fare beyni dokularında NO düzeyleri
açısından anlamlı bir artışa neden olduğu görüldü (p<0.05).
SONUÇ: Çalışmada elde ettiğimiz bulgular RF elektromanyetik alanlarının epilepsi atağı esnasında NO üretimini
arttırdığını göstermektedir. Bu sonuçlar epilepsi atağı esnasında RFR’nin nitrojen serbest radikal üretimini
arttırarak epilepsi atağını şiddetlendirdiğine işaret edebilir.
Anahtar Kelimeler: Radyofrekans radyasyon, epilepsi, nitrik oksit.
Effects of radiofrequency radiation on nitric oxide levels in PTZ induced epileptic
mouse brain
OBJECTIVES: Epilepsy is one of the most common neurologic disorders in which the patient experiences
chronic abnormal bursts of electrical discharge in the brain. It may cause severe and continuous seizure
activity. Nitric oxide (NO) is a neurotransmitter and overproduction of NO may play a role in chronic
neurological disorders such as epilepsy. In this study we investigated the effects of RFR exposure on nitric oxide
levels in mouse brain during epileptic seizure.
MATERIALS & METHODS: The study was carried out in accordance with national and international laws and
approved by Local Ethics Committee of Gazi University. A total of 18 adult female Swiss albino mice weighing
25 – 35 g were used in the study. The epileptic seizure was induced by pentylenetetrazole (PTZ) injection 60
mg/kg introperitoneally. Two groups were studied: Control group: RF off + PTZ treatment + RF off (RF -/-)
(n=9) RFR group: RF on (1 hour)+ PTZ treatment + RF on (1/2 hour)(RF +/+) (n=9). At the end of the study,
animals were sacrificed by injection of ketamine and xylazine combination and brain tissues were removed.
Tissue total nitric oxide (NO) levels were obtained using the Griess assay. The results were analysed using
Student’s t test. The accepted level of significance was set at p < 0.05.
RESULTS: The level of NO increased significantly in the RF exposed brain tissues when compared to the control
group (p<0.01).
CONCLUSION: The results of our study showed that RF electromagnetic fields may increase NO levels during
epileptic seizure. This results may be an evidence that RFR is worsening the epileptic seizures by increasing
nitrogen free radical formation.
Keywords: Radiofrequency radiation, epilepsy, nitric oxide
Poster Bildiriler / Poster Presentations
220
P127
Deneysel epilepside sıçanlarda eritrositlerin mekanik özelliklerinde değişiklikler
A. Seda Artış, Erdem Başaran, Seval Keloğlan, Sami Aydoğan, Nazan Dolu
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı, Kayseri
Erciyes University Faculty of Medicine, Department of Physiology, Kayseri, Turkey
AMAÇ: Epilepsi, tekrarlayan nöbetlerle karakterize ve beyinde reaktif oksijen türevlerinin artmasına yol
açabilen kronik bir hastalıktır. Beyin gibi eritrositler de epilepsinin neden olduğu oksidan hasardan
etkilenebilirler ve hemoglobinin otooksidasyonu ile oluşan oksijen radikallerine devamlı maruz kalırlar.
GEREÇ ve YÖNTEM: 16 sıçan epileptik grup ve kontrol grubu olmak üzere rastgele iki eşit gruba ayrılmıştır.
Epilepsi, 38 gün süresince günaşırı yapılan i.p. pentilentetrazol enjeksiyonları ile oluşturulmuştur. Bu sürenin
sonunda alınan kan örneklerinden eritrosit deformabilitesi, agregasyonu ve % ozmotik hemoliz tayinleri
yapılmıştır.
BULGULAR: Eritrosit uzama indeksi ve % ozmotik hemoliz epileptik grupta kontrol grubuna göre anlamlı olarak
düşük bulunmuştur (her birinde p<0.05). Epileptik grupta agregasyon indeksi ise kontrol grubundan daha
yüksek ölçülmüştür (p<0.05).
SONUÇ: Deney grubunda gözlenen deformabilitede azalma ve agregasyon indeksinde artma, epileptik
nöbetlerin eritrositler üzerindeki olumsuz etkisini göstermektedir. Ayrıca eritrositlerdeki oksidan hasarın
mekanik bozulmanın yerleşmiş mekanizmalarından biri olduğu ve epileptik nöbetlerin eritrosit antioksidan enzim
aktivitelerinde azalmaya yol açabileceği bilinmektedir. O halde mevcut çalışmanın bulgularının epileptiklerde
oluşan oksidan-antioksidan değişikliklerine bağlı olarak gözlendiğini öne sürmek mümkündür.
Anahtar Kelimeler: Epilepsi, Pentilentetrazol, Eritrosit deformabilitesi, Eritrosit agregasyonu, ozmotik hemoliz
Erciyes Üniversitesi Etik Kurulu tarafından onaylanmıştır.
Changes in mechanical properties of erythrocytes in experimental epilepsy in
rats
OBJECTIVES: Epilepsy is a chronic disorder characterized by recurrent seizures which can increase the content
of reactive oxygen species generation in the brain. Erythrocytes like the brain may be vulnerable to oxidative
stress induced by epilepsy and are exposed to oxygen radicals continuously generated via the autooxidation of
hemoglobin. This is the first study aiming to investigate rheological properties of erythrocytes in epilepsy
induced by multiple injections of pentylentetrazol.
MATERIALS & METHODS: Experimental procedures were approved by the Institutional Animal Care and Use
Committee of Erciyes University. 16 rats were randomly divided into two equal groups: epileptic and control.
Epilepsy was induced by i.p. pentylenetetrazol injections every second day for 38 days. At the end of this
period, erythrocyte deformability, aggregation and % osmotic hemolysis were determined from blood samples.
RESULTS: Erythrocyte elongation index and % osmotic hemolysis were found to be significantly lower in
epileptic group than control (both p<0.05). Aggregation index of the epileptic group were higher than that of
the control group (p<0.05).
CONCLUSION: Decrease in the deformability and increase in the aggregation index observed in the
experimental group reflect a negative effect of the epileptic seizures on the erythrocytes. It is also known that
oxidative damage in erythrocytes is one of the well established mechanisms of mechanical impairment and
epileptic seizures may cause decreased erythrocyte antioxidant enzyme activities. So, it is possible to speculate
that the findings observed in the present study might depend on the changes in oxidant-antioxidant system
occurring in epileptics.
Keywords: Epilepsy, Pentylenetetrazol, Erythrocyte deformability, Erythrocyte aggregation, Osmotic hemolysis
Approved by the Ethical Committee of Erciyes University.
Poster Bildiriler / Poster Presentations
221
P128
İskemik optik nöropatili bir ergende deri kan akımı düzenleniminin fraktal
analizi
Çiğdem Sel
1
, Ferhan Esen
2
, Hamza Esen
2
, Tülay Kansu
3
, Banu Anlar
1
1
Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara
2
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyofizik Anabilim Dalı, Eskişehir
3
Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ankara
1
Hacettepe University, Faculty of Medicine, Department of Pediatrics, Ankara, Turkey
2
Eskişehir Osmangazi University, Faculty of Medicine, Department of Biophysics, Eskişehir, Turkey
3
Hacettepe University, Faculty of Medicine, Department of Neurology, Ankara, Turkey
AMAÇ: Oküler kan dolaşımının düzenlenimi ön kol derisindeki mikrodolaşımdan farklılık göstermekle birlikte
aralarında ilişki olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Çalışmanın amacı, iskemik optik nöropatili (İON) ve
potansiyel olarak iskemik etiyolojiyi temsil eden bir hastada deri kan akımını düzenleyen mekanizmalardan
kusurlu olanları belirlemektir.
GEREÇ ve YÖNTEM: Deri kan akımı, kişiler yatar pozisyonda iken ön kolun volar bölgesinden laser Doppler
flowmetre (LDF) ile kayıtlanmıştır. 15 dakikalık bazal kaydı lokal ısısal uyarana (42
°
C) karşı yanıtın gözlendiği
ikinci bir 15 dakikalık kayıt izlemiştir. Bu LDF zaman serileri bir fraktal analiz (detrended fluctuation analysis
DFA) yöntemi ile analizlenerek hastadaki deri kan akımını düzenleyen mekanizmalar denk yaştaki (15 yaş) bir
kontrol ile karşılaştırılmıştır. DFA, eğilimleri yok ederek bir zaman serisinin (LDF) fraktal korelasyon özelliklerini
(
α
ölçek üsselleri) bulmada kullanılan bir yöntemdir.
BULGULAR: LDF sinyallerine DFA uygulandığında farklı
α
parametreleri elde edildi. Lokal kan akımı kontrol
mekanizmalarına karşılık gelen üssel için α
L
= 0.985±0.019 değerini bulundu ve bu değer ısısal uyaranla
değişmedi. Bununla birlikte, hastada bulunan α
L
= 0.793±0.016 değeri kontrolle karşılaştırıldığında anlamlı
şekilde küçüktü (p<0.001). Periferik arteriyal sistemin kardiyak pulsasyonları mikrovasküler yapılara iletilmesini
engelleme fonksiyonu (cushioning) ile ilgili üssel sağlıklı bireyde α
C
=1.488±0.020 idi ve bu değer lokal ısısal
uyaranla artarak 1.637±0.021 oldu (p<0.001). Bunun tersine, bu üssel hastada
α
C
=1.694±0.021 değerine
kadar zaten artmıştı ve lokal ısısal uyaranla da değişmedi.
Dostları ilə paylaş: |