145
eyleme karar verdi. Korkunç bir ses çıkararak huş ağacından kendini yere bıraktı ve yere
düştü, bir futbol topu gibi yuvarlanarak evin altına koştu. Evin altından tek dar deliğe girdi.
Hiçbir çıkış yolu yoktu. Biz deliği ağla kapattık ve bekledik.
Ama kedi dışarı çıkmadı. Bir yeraltı rûhu gibi sürekli ve hiç yorulmadan
iğrenç
bir
şekilde miyavladı. Yatma vakti gelmişti ama kedi hâlâ evin altında miyavlıyor ve
sinirlerimizi bozuyordu. Sonra Lyonka’yı çağırdık; o, korkusuzluğu ve el becerisiyle
ünlüydü. Ondan kediyi evin altından çıkarmasını
istedik
.
Lyonka bir
ip aldı; ipe balığı
bağladı ve balığı yeraltına fırlattı. Kedi balığın başını dişleriyle tuttu. Ölümcül bir şekilde
balığa
sarıldı. Lyonka kediyi çekti, kedi lezzetli balığı bırakmak istemedi. Lyonka kediyi
yakaladı ve yerden kaldırdı. İlk defa biz bu kediyi görüyor ve inceliyorduk. Kedi gözlerini
kapattı, her
ihtimâle
karşı kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırdı. Sürekli hırsızlık
yapmasına rağmen, karnında beyaz lekeler olan bu sarı kedinin
cılız
olduğu ortaya çıktı.
Kediyi inceledikten sonra Ruvima düşünceli bir şekilde sordu:
-
Onunla ne yapacağız?
-
Dayak atıp bırakalım!
-
Dedim.
Lyonka:
–
Yardımı olmaz! Onun çocukluğundan beri böyle bir karakteri var. Onu iyice
beslemeye çalışın, dedi
Kedinin gözleri kapalıydı. Bu tavsiyeye uyduk, kediyi sandık odasına
koyduk ve ona
hârika
bir akşam yemeği verdik: kızarmış domuz eti, levrek et jölesi, süzme peynir ve krema.
Kedi bir saatten fazla yedi. Odadan sendeleyerek çıktı, hiçbir
yere kaçmadı,
eşiğe
oturdu ve
bize yeşil
gözleriyle bakarak elini
yüzünü temizledi. Yüzünü yıkadıktan
sonra uzun süre
mırladı, çok mutluydu. Sonra derin bir uykuya daldı. Bu günden sonra bizimle yaşadı, bir
yere gitmedi ve hırsızlığı bıraktı. O evde ve bahçede ev sâhibi ve bir bekçi gibi gezmeye
başladı. Bir keresinde tavuklar masaya çıktılar ve tabaktan darı lapası yiyorlardı. Kedi onların
üzerine atıldı. Tavuklar bağırarak kaçıştılar. Horoz hepsinden hızlı koşuyordu, ama kedi onu
yakaladı ve sırtına patileriyle bastırdı. Tavuklar o günden sonra kediyi görünce kaçtılar ve
masaya yaklaşmadılar. Kedi, başını bacaklarımıza sürerek ve pantolonumuzda sarı tüyler
bırakarak bize teşekkür ediyordu. Bu olaydan sonra Onun adını “Polis” olarak değiştirdik.
Dostları ilə paylaş: