Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2004
16
sinemasından çok para kazanıldı ama hiç kimse para
yatırmadı” diye. Bazı yönetmenleri ve oyuncuları da il-
gilendiren ama özellikle yapımcılara yöneltilen bir
eleştiri bu. Siz de bir yapımcı ve yönetmensiniz. Ger-
çekten böyle midir?
emduh Ün: Genellikle sinemadan
pek fazla para ka-
zanılmaz. Ama bazen çok büyük hasılat yapan film-
ler çıkıyor. Şimdi örneklersek, Gora, Vizontele. Geriye dö-
nersek; örneğin Vurun Kahpeye. Şimdi Vurun Kahpeye, bir
koy, on al, on beş al. Biz bir film yapıyoruz. En iyisi, bir
koy, dörtte bir, üçte bir al, yarım al. Yani ticari başarısı var
dediğimizde bütçenin %50’si kadar para kazanıyoruz. Ama
mesela Vur Patlasın, Çal Oynasın (Esat Özgül, 1952) gibi
bir film yapıldığı zaman, o filmler düşünemediğiniz, bek-
lenmedik bir hasılat getiriyor. Bunun bir bölümünü yatırı-
yorlar, bir bölümünü kaçırıyorlar. Nasıl kaçırıyorlar. Mülk,
arsa alıyorlar, öyle kaçırıyorlar. Zaten yapımcıların bir lafı
var; bizim işe üç nedenden girilir: bir tanesi parayı kazan-
mak için, ikincisi sanatsal nedenlerle, bir de çok özür dile-
yerek söyleyeceğim, kadın vesilesi için girerler. Başka türlü
onu yapamadıkları için. Para yatırıp üçüncü-dördüncü sı-
nıf insanları bulup beraberlik sağlamak için. Belli yapımcı-
lar bunu yalnızca para için yaptığından söylenen laf şu;
“Para kutulara yatırılmaz.” Filmler biliyorsunuz, teneke
kutulardır. Onun için hemen oradan parayı alıp bir yere
naklederlerdi. Ama benim hiçbir zaman, hiçbir mülküm
olmadı. Ta ki, bütün filmlerimi TV’ye sattım, rahata var-
dım. Stüdyo yaptım, plato kurdum, seslendirme stüdyosu
açtım, montaj masası getirdim, jeneratör aldım, otobüs al-
dım. Her şeyi kurdum ama yürümedi. Yürümeyince birer
birer bıraka bıraka, sonunda sadece yapımcı olarak kal-
dım.
Dostları ilə paylaş: