İnsu Yılmaz
1
, Banu Çağlar
2
, Bengü Nisa Akay
2
, Gamze Alkız
2
, Ayşe Boyvat
2
, Aynur Akyol
2
1
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı, Kayseri, Türkiye
2
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dermatoloji Anabilim Dalı, Ankara, Türkiye
ÖZET
Strongyloides stercoralis dünyada 30-100 milyon insanı etkileyen çoğunlukla tropikal ve subtropikal bölgelerde endemik olan, topraktan
bulaşan intestinal bir nematoddur. Strongyloides stercoralis otoenfeksiyon ile artmış larval proliferasyon ve migrasyona neden olarak
özellikle immün yetmezliği olan ya da immünsüpresif tedavi alan hastalarda yaşamı tehdit eden hiperenfeksiyon sendromu’na neden
olabilmektedir. Bu nedenle risk grubundaki bu hastalarda; periferal eozinofili, solunum semptomları (öksürük, hırıltı, nefes darlığı, hemoptizi),
gastrointestinal (GİS) semptomlar (abdominal ağrı, bulantı, kusma, diyare) ve cilt semptomları (kaşıntı, eritem) varsa gecikmiş tanıdaki
mortalite yüksekliği nedeniyle mutlaka Strongyloides stercoralis hiperenfeksiyon sendromu akla getirilmelidir. Burada Behçet hastalığı tanısı
olan ve immünsüpresif tedavi alan bir hastada gelişen Strongyloides stercoralis hiperenfeksiyon sendromu olgusu sunulmaktadır.
(Turkiye Parazitol Derg 2013; 37: 139-42)
Anahtar Sözcükler: Astım, Behçet hastalığı, eozinofili, immünsüpresif tedavi, Strongyloides stercoralis hiperenfeksiyon sendromu
Geliş Tarihi: 03.04.2012
Kabul Tarihi: 16.01.2013
ABSTRACT
Strongyloides stercoralis is endemic in the tropical and subtropical areas of the world. It is a soil-transmitted intestinal nematode affecting
anywhere from 30 to 100 million people worldwide. Strongyloides stercoralis is capable of causing autoinfection, which increases larval
migration and proliferation in the host. This condition may lead to hyperinfection syndrome which has the potential to cause serious life-
threatening complications, especially in immunosuppressed patients. Thus, Strongyloides stercoralis hyperinfection syndrome should be
suspected if there are clinical clues including gastrointestinal tract symptoms (abdominal pain, nausea, vomiting, diarrhoea), respiratory
tract symptoms (cough, dyspnoea, wheezing, haemoptysis), skin symptoms (pruritus, erythema) and peripheral eosinophilia in a patient with
underlying risk factors. Herein, we report a case of Strongyloides stercoralis hyperinfection syndrome in a patient with Behçet’s Disease on
immunosuppressive treatment. (Turkiye Parazitol Derg 2013; 37: 139-42)
Key Words: Asthma, Behçet's hisease, eosinophilia, immunosuppressive treatment, Strongyloides stercoralis hyperinfection syndrome
Received: 03.04.2012
Accepted: 16.01.2013
Yazışma Adresi / Address for Correspondence: Dr. İnsu Yılmaz, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı,
Kayseri, Türkiye Tel: +90 352 207 66 66 E-posta: insu2004@yahoo.com
doi:10.5152/tpd.2013.30
Behçet Hastasında
Strongyloides stercoralis
Hiperenfeksiyon Sendromu
Strongyloides stercoralis Hyperinfection Syndrome in a Patient with Behçet's Disease
GİRİŞ
Strongyloides stercoralis dünyada 30-100 milyon insanı etkile-
yen çoğunlukla tropikal ve subtropikal bölgelerde (Sahra altı
Afrika, Güneydoğu Asya, Latin Amerika) endemik olan, top-
raktan bulaşan intestinal bir nematoddur. Türkiye gibi ende-
mik olmayan bir çok ülkede sporadik olgular bildirilmiştir (1).
Enfeksiyon insanda, topraktaki filariform larvanın deriden
girmesiyle başlamaktadır. Larva dolaşım yoluyla akciğerlere
gelmekte, buradan alveol boşluğuna geçip üst solunum
yollarına doğru hareket ederek farinkse ulaşmakta ve yutula-
rak ince bağırsağa gelmektedir. Partenogenetik çoğalma
gösteren dişi parazit mukozaya infiltre olarak erişkin yumurta
139
Olgu Sunumu / Case Report
halini almaktadır. Yumurtadan çıkan rhabditoid larvaların çoğu
(non-infeksiyöz), barsak lümenine geçerek dışkı ile dışarıya atıl-
maktadır. Fakat rhabditoid larvaların bir kısmı infektif filariform
larvaya dönüşebilir ve intestinal mukozaya penetre olarak akci-
ğerlere gidebilir (otoenfeksiyon) (2). Strongyloides stercoralisin
pulmoner belirtileri değişkendir. Eozinofilinin eşlik ettiği pulmo-
ner infiltratlar (Loeffler sendromu), pulmoner infiltrasyon olma-
dan ortaya çıkan astım kliniği, alveolar hemorajinin neden oldu-
ğu hemoptizi ve özellikle kortikosteroid kullanan ve immünitesi
baskılanmış hastalarda ortaya çıkan hiperenfeksiyon sendromu
şeklinde görülebilir. Burada, Behçet hastalığı tanısıyla immün-
süpresif tedavi verilen ve Strongyloides stercoralis hiperenfeksi-
yon sendromu gelişen bir olgu sunulmaktadır.
OLGU SUNUMU
Behçet hastalığı tanısı ile izlenen 65 yaşındaki kadın hastanın
poliklinik başvurusunda kan eozinofil oranının %71,6 saptanması
nedeni ile eozinofili etiyolojisi araştırılmak üzere dermatoloji kli-
niğine yatışı yapıldı. Yaklaşık bir yıldır aralıklı olarak diyare, bulan-
tı, abdominal ağrı tarifleyen hastanın enterobehçet şüphesi ile
yapılan endoskopi ve kolonoskopilerinde herhangi bir patoloji
saptanmamıştı. Son üç aydır da progresif dispne, öksürük, hırıltı-
lı solunum ve üç-dört kere olan hemoptizi öyküsü vardı. Hastamız
altı aydır antihistaminikler ve nemlendiricilere yanıt vermeyen
vücutta kaşıntı (özellikle perianal bölgede) ve kızarma yakınmala-
rı tarifliyordu. Daha önceden astım tanısı olmayan hastaya son bir
ay içerisinde acilde üç ayrı zamanda astım atak tanısı ile sistemik
kortikosteroid, inhaler β
2
agonist tedavileri verilmişti. Fakat bu
tedaviler ile hastanın nefes darlığı ve öksürük şikayetleri gerile-
memişti. Dermatoloji kliniğine başvuru anında Behçet hastalığı-
na yönelik 8 aydır azatioprin 100 mg/gün tedavisi alan hastamızın
daha önceleri bu hastalığı için kolşisin, dapson ve metil predni-
zolon tedavileri alma öyküsü vardı. Kolşisin tedavisi üç ay, dapson
tedavisi bir yıl, metil prednizolon tedavisi iki ay önce kesilmişti.
Fizik muayenesinde vücut ısısı: 36,9ºC, kan basıncı: 140/70
mmHg, solunum sayısı: 20/dakika, oksijen saturasyonu: %95 ola-
rak ölçüldü. Baş-boyun muayenesi normaldi. Solunum muayene-
sinde, bilateral ekspiratuar ronkusleri saptandı. Karın muayene-
sinde, batın hassasiyeti dışında patoloji saptanmadı. Sırtta ve
glutealarda belirgin olmak üzere vücutta yaygın hemorajik kurut-
lu ekskoriasyonları mevcuttu. Laboratuvar değerlendirmesinde,
Hemoglobin: 12.8 g/dL, lökosit: 11,600 hücre/mm
3
,
kan eozinofil:
%71,6 (8400 hücre/mm
3
), sedimentasyon: 12 mm/saat saptandı.
Eozinofili etiyolojisine yönelik gönderilen gaita parazitolojik
incelemesinde Strongyloides stercoralis larvası tespit edildi. PA
akciğer filminde bilateral parankim işaretlerinde artış mevcuttu.
Hastanın immünsüpresif tedaviler almış olması (azatioprin, siste-
mik kortikosteroid) ve Strongyloides stercoralis dissemine tutu-
lum bulgularının (akciğer, GİS, cilt) görülmesi nedeniyle hiperen-
feksiyon sendromu tanısı konuldu. Hastaya 400 mg/gün dozunda
albendazol başlandı ve tedavi 15 güne tamamlandı. Hastanın
takiplerinde GİS, cilt ve solunum semptomları tamamen düzeldi.
Kan eozinofil oranı %15’e geriledi ve üç kez tekrarlanan gaitada
parazitolojik incelemelerinde Strongyloides stercoralis larvaları
görülmedi. Bir buçuk ay sonra özellikle perianal bölgede olmak
üzere tüm vücutta başlayan kaşıntı yakınması ile tekrar başvurdu.
Fizik muayenesinde sırtta, intergluteal ve perianal bölgede eks-
koriasyonlar mevcuttu. Kan eozinofil değeri: %41,6 ( 2300 hücre/
mm
3
) saptandı. Üç kere tekrarlanan gaita parazitolojik inceleme
sonucu negatif olarak raporlandı. Enfeksiyon hastalıkları önerisi
ile üç hafta aralıklarla ikişer hafta süren albendazol tedavisi 400
mg/gün verildi. İki kür tedavi sonrası kan eozinofil sayısı normal
değerlere geriledi ve kaşıntı şikayeti tamamen düzeldi.
TARTIŞMA
Strongyloides stercoralis immünkompetan ve immünsüpresif
kişilerde farklı klinik görünümlere neden olabilmektedir (3, 4).
Strongyloides stercoralis pulmoner belirtileri de değişkendir.
Mikrofilariaların pulmoner kapillerden alveole geçtiği migratuar
faz sürecinde genellikle periferik eozinofili olur (5). Bu fazın klinik
göstergeleri pulmoner infiltrasyon ile birlikte olan eozinofili
sendromu (loeffler sendromu) ya da pulmoner infiltrasyon olma-
dan astımın olmasıdır (6-8). Diğer bir pulmoner bulgu hiperen-
feksiyon sendromu’dur (4). Hiperenfeksiyon, hızlanmış otoenfek-
siyon sendromu olarak tanımlanır ve genellikle hücresel immün
yetmezlik sonucu oluşur. Parazitolojik açıdan otoenfeksiyon ve
hiperenfeksiyon arasındaki ayırım kesin olarak tanımlanamaz. Bu
yüzden, hiperenfeksiyon sendromu’nun tanısı, artmış larval mig-
rasyona ikincil klinik semptom ve bulguların ortaya çıkması ile
konulur. Gaita ve/veya balgamda çok sayıda olan larvaların tespit
edilmesi ve GİS ile pulmoner semptomların görülmesi hiperen-
feksiyon sendromu’nun en önemli özellikleridir (4). Olgumuza;
immünsüpresif tedaviler almış olması, yaşam kalitesini bozan cilt,
pulmoner ve GİS semptomlarının bulunması, sistemik kortikoste-
roid tedavisi ile astım benzeri semptomlarının gerilememesi, kan
eozinofil sayısının yüksekliği ve gaita incelemesinde Strongyloides
stercoralis larvaları saptanması nedeniyle hiperenfeksiyon send-
romu tanısı konuldu.
Strongyloides stercoralis enfeksiyonu immünsüpresif olmayan
kişilerde genellikle asemptomatik ya da akciğer, GİS ve cildin
hafif bulguları ile seyretmektedir. Fakat immün sistemi baskılan-
mış olgularda dissemine enfeksiyona neden olarak hayatı tehdit
edici hiperenfeksiyon sendromu’na yol açabilmektedir (9).
Özellikle uzun süreli kortikosteroid ve diğer immünsüpresif ajan-
ları kullanan kişilerde ya da immünsüpresyonla giden hastalığa
sahip olan olgularda, Strongyloides stercoralis enfeksiyonun
mortalitesi nedeniyle tanı konulduktan hemen sonra antihelmin-
tik tedaviye başlanılmalı ve immünsüpresif tedavi kesilmelidir.
Sistemik kortikosteroidler, immünsüpresif etkileriyle dissemine
olmayan enfeksiyonun kötüleşmesine ve hiperenfeksiyon
sendromu’na neden olabilmektedir (9, 10). Kortikosteroidlerin
eozinofiller gibi Strongyloides stercoralis’e karşı immün cevapta
başlıca rol oynayan efektör hücreler üzerindeki süpresif etkileri
nedeni ile parazitik enfeksiyonlara karşı konak savunmasını azalt-
tıkları düşünülmektedir (11, 12). Ayrıca sistemik kortikosteroidler
immünsüpresif kişilerde otoenfeksiyon riskini artırarak gram
negatif bakterilerin larvalarla birlikte sistemik dolaşıma katılması-
na ve sepsis gelişimine yol açabilmektedir (13). Strongyloides
stercoralis hiperenfeksiyon sendromu ile birçok immünsüpresif
ilaç tedavisi ilişkilendirilmiştir. Kortikosteroidler, vinka alkoloidleri
ve siklosporin tedavisi sonrası hiperenfeksiyon sendromu’nun
geliştiğini gösteren birçok çalışma ve olgu sunumu bildirilmiştir
(4). Diğer immünsüpresif tedavilerden biri olan azatioprin kullanı-
mı sonrası da hiperenfeksiyon sendromu gelişimi tanımlanmıştır
Turkiye Parazitol Derg
2013; 37: 139-42
Yılmaz ve ark.
Strongyloides stercoralis Hiperenfeksiyon Sendromu
140
(14). Olgumuzun da öyküsünde hiperenfeksiyon sendromu için
risk grubunu oluşturan sistemik kortikosteroid, azatioprin gibi
immünsüpresif ilaç kullanım öyküsü ve Behçet hastalığı mevcut-
tu. Tanı konulduktan sonra azatioprin tedavisi kesildi ve antihel-
mintik tedaviye başlandı. Sistemik kortikosteroid tedavisi, solu-
numsal semptomları ve muayenesinde yaygın ekspiratuar ron-
küsleri olmasına rağmen hiperenfeksiyon sendromu’nda kullanı-
mının kontrendike olması nedeni ile başlanmadı.
Strongyloides stercoralis enfeksiyonunda uygun tedaviye rağ-
men tedavi başarısızlığı görülebilmektedir. Randomize çalışmalar
olmamakla birlikte Albendazol tedavisi ile görülen %14’lük başa-
rısızlık oranı nedeni ile bu grup ilaçlar Strongyloides stercoralis
enfeksiyonu tedavisinde kullanılabilecek ikinci seçenek ilaç gru-
bunda yer almaktadır (15, 16). Strongyloides stercoralis enfeksi-
yonu için ilk seçenek olarak ivermektin önerilmektedir. İvermektin
ile tedavi etkinliği %97 oranında saptanmıştır (16). Hiperenfeksiyon
sendromu’nda tedavi, tam klinik iyileşmeye ve gaita parazitolojik
incelemesi negatifleşinceye kadar devam edilmelidir.
Otoenfeksiyon siklusun en az iki hafta gerektirdiği de göz önün-
de bulundurularak tedavi ve takip bu süre sonunda gaita kültürü
negatifleşinceye kadar sürdürülmelidir (4).
Ülkemizde ivermektin olmadığı için olgumuza 15 gün boyunca
albendazol tedavisi verildi. Ayrıca astım benzeri semptom ve
bulguları nedeni ile albendozol tedavisine ek olarak uzun etkili
beta 2 agonist ile birlikte inhaler kortikosteroid kombinasyonu
başlandı. Onbeş gün sonunda tam bir klinik iyileşme sağlandığı
ve üç kez tekrarlanan gaita parazitolojik incelemesinde
Strongyloides stercoralis larvası saptanmadığı için tedavi sonlan-
dırıldı. Fakat bir buçuk ay sonra periferal kan eozinofil düzeyinin
%40’lara çıkması üzerine albendazol tedavisi 400 mg/gün üç
hafta ara ile ikişer hafta verildi. İki kür sonrası kan eozinofil değe-
ri normal değerlere geriledi ve kaşıntı şikayeti tamamen düzeldi.
Kontrol gaita parazitolojik incelemelerinde de Strongyloides
stercoralis larvası saptanmadı. Farklı immünsüpresif durumlarda
tedaviye yanıt farklılıklar gösterebilmektedir. Bu nedenle tedavi
rejimleri özelleştirilebilmektedir. Hipogamaglobulinemili hasta-
larda, sistemik kortikosteroid kullananlarda ya da diğer edinsel
immün yetmezliği olan olgularda ortaya çıkmış olan hiperenfek-
siyon sendromu, ivermektin ya da azol grubu antihelmintik teda-
vilerle çoklu tekrarlayan kürlerin uygulanmasını gerektirebilmek-
tedir (17, 18). Olgumuzda da iki haftalık tedavi sonrası eozinofili-
nin artış göstermesi üzerine iki kür daha albendazol tedavisi
uygulanmıştır.
SONUÇ
İmmün yetmezlik ile giden hastalığı olan ya da immünsüpresif
ilaç kullanan olgularda periferik kanda eozinofili saptanması
durumunda mutlaka gaita parazitolojik incelenmesi yapılmalı ve
bu olgularda tanı gecikmesindeki mortalite nedeni ile
Strongyloides stercoralis hiperenfeksiyon sendromu akla getiril-
melidir. Ayrıca Strongyloides stercoralis hiperenfeksiyon sendro-
mu tanısı konulan hastalarda astım semptom ve bulguları olsa
bile sistemik kortikosteroid verilmesinden kaçınılmalı bunun
yerine etkene yönelik antihelmintik tedavi ile birlikte inhaler beta
2 agonist ve inhaler steroid kombinasyonları tercih edilmelidir.
Çıkar Çatışması
Yazarlar herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.
Hakem değerlendirmesi: Dış bağımsız.
Yazar Katkıları
Fikir - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B., A.A.; Tasarım - İ.Y., B.Ç., B.A.;
Denetleme - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B., A.A.; Kaynaklar - İ.Y., B.Ç.,
B.A., G.A., A.B., A.A.; Malzemeler - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B.,
A.A.; Veri toplanması ve/veya işlemesi - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B.,
A.A.; Analiz ve/veya yorum - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B., A.A.;
Literatür taraması - İ.Y., B.Ç., B.A.; Yazıyı yazan - İ.Y., B.Ç., B.A.;
Eleştirel İnceleme - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B., A.A.
Conflict of Interest
No conflict of interest was declared by the authors.
Peer-review: Externally peer-reviewed.
Author Contributions
Concept - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B., A.A.; Design - İ.Y., B.Ç., B.A.;
Supervision - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B., A.A.; Funding - İ.Y., B.Ç.,
B.A., G.A., A.B., A.A.; Materials - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B., A.A.;
Data Collection and/or Processing - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B.,
A.A.; Analysis and/or Interpretation - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B.,
A.A.; Literature Review - İ.Y., B.Ç., B.A.; Writing - İ.Y., B.Ç., B.A.;
Critical Review - İ.Y., B.Ç., B.A., G.A., A.B., A.A.
KAYNAKLAR
1. Genta RM. Global prevalence of strongyloidiasis: critical review with
epidemiologic insights into the prevention of disseminated disease.
Rev Infect Dis 1989; 11: 755-67.
[CrossRef]
2. Mokhlesi B, Shulzhenko O, Garimella PS, Kuma L, Monti C.
Pulmonary Strongyloidiasis: The Varied Clinical Presentations. Clin
Pulm Med 2004; 11: 6-13.
[CrossRef]
3. Tamer GS, Dündar D. Case report: strongyloidiosis with chronic
abdominal pain. Turkiye Parazitol Derg 2008; 32: 171-3.
4. Keiser PB, Nutman TB. Strongyloides stercoralis in the Immunocompromised
Population. Clin Microbiol Rev 2004; 17: 208-17.
[CrossRef]
5. Liu LX, Weller PF. Strongyloidiasis and other intestinal nematode
infections. Infect Dis Clin North Am 1993; 7: 655-82.
6. Sharma OP. Diagnosing pulmonary infiltration with eosinophilia
syndrome. J Respir Dis 2002; 23: 411-20.
7. Dunlap NE, Shin MS, Polt SS, Ho KJ. Strongyloidiasis manifested as
asthma. South Med J 1984; 77: 77-8.
[CrossRef]
8. Turhan V, Coban M, Oncül O, Cavuşlu S. Strongyloidiosis and
Loeffler’s syndrome detected in a patient who used a short term
steroid treatment. Turkiye Parazitol Derg 2008; 32: 48-50.
9. Berk SL, Verghese A, Alvarez S, Hall K, Smith B. Clinical and
epidemiologic features of strongyloidiasis: a prospective study in
rural Tennessee. Arch Intern Med 1987; 147: 1257-61.
[CrossRef]
10. Segarra-Newnham M. Manifestations, diagnosis, and treatment of
Strongyloides stercoralis infection Ann Pharmacother 2007; 41:
1992-2001.
[CrossRef]
11. Montes M, Sawhney C, Barros N. Strongyloides stercoralis: there
but not seen. Curr Opin Infect Dis 2010; 23: 500-4.
[CrossRef]
12. Herbert DR, Lee JJ, Lee NA, Nolan TJ, Schad GA, Abraham D. Role
of IL-5 in innate and adaptive immunity to larval Strongyloides
stercoralis in mice. J Immunol 2000; 165: 4544-51.
13. Upadhyay D, Corbridge T, Jain M, Shah R. Pulmonary hyperinfection
syndrome with Strongyloides stercoralis. Am J Med 2001; 111: 167-9.
[CrossRef]
.
Turkiye Parazitol Derg
2013; 37: 139-42
Yılmaz ve ark.
Strongyloides stercoralis Hiperenfeksiyon Sendromu
141
14. Weller IV, Copland P, Gabriel R. Strongyloides stercoralis infection in
renal transplant recipients. Br Med J (Clin Res Ed) 1981; 282: 524.
[CrossRef]
15. Toma H, Sato Y, Shiroma Y, Kobayashi Shimakukuro I, Takara M.
Comparative studies on the efficacy of three antihelminthics on
treatment of human strongyloidiasis in Okinawa, Japan. Southeast
Asian Trop Med Public Health 2000; 31: 147-51.
16. Marti H, Haji HJ, Savioli L, Chwaya HM, Mgeni AF, Ameir JS, et al. A
comparative trial of a single dose ivermectin versus three days of
albendazole for treatment of Strongyloides stercoralis and other
soil transmitted helminth infections in children. Am J Trop Med Hyg
1996; 55: 477-81.
17. Ashraf M, Gue CL, Baddour ML. Case report: strongyloidiasis
refractory to treatment with ivermectin. Am J Med Sci 1996; 311:
178-9.
[CrossRef]
18. Lichtenberger P, Rosa-Cunha I, Morris M, Nishida S, Akpinar E,
Gaitan J, et al. Hyperinfection strongyloidiasis in a liver transplant
recipient treated with parenteral ivermectin Transpl Infect Dis 2009;
11: 137-42.
[CrossRef]
Turkiye Parazitol Derg
2013; 37: 139-42
Yılmaz ve ark.
Strongyloides stercoralis Hiperenfeksiyon Sendromu
142
Dostları ilə paylaş: |