Barnabas İncili
241
Askerler
Yehuda'yla
birlikte
İsa'nın bulunduğu yere
yaklaştıklarında, İsa çok sayıda kişinin yaklaştıklarını işitip, geri
eve çekildi. Ve on bir havari uyumakta idiler. O zaman kuluna
gelen tehlikeyi gören Allah, elçileri Cebrail, Mikail, İsrafil ve
Uriel'e İsa'yı dünyadan almalarını emretti. Kutsal melekler gelip,
İsa'yı güneye bakan pencereden çıkardılar. Onu götürüp, üçüncü
göğe, daima Allah'ı tesbih ve takdis etmekte olan meleklerin
yanına bıraktılar.
Yehuda herkesin önünden hızlı hızlı İsa'nın yukarı alındığı
odaya daldı. Ve şakirtler uyuyorlardı. Bunun üzerine, mucizeler
yaratan Allah yeni bir mucize daha yarattı. Öyle ki, Yehuda
konuşma ve yüz bakımından İsa’ya o şekilde benzetildi ki,
O'nun İsa olduğuna inandık. Ve o bizi uyandırdı. Muallim'in
bulunduğu yeri arıyordu. Bunun üzerine, biz hayret ettik ve
cevap verdik , “Sen Rab, bizim muallimimizsin; bizi unuttun
mu?” O, gülümseyerek dedi, “Şimdi, benim Yehuda îskariyot
olduğumu bilmeyecek kadar budalalaştınız!” Ve o bunu derken
askerler girdiler, ellerini Yehuda'nın üzerine koydular, çünkü o,
her bakımdan İsa'ya benziyordu. Biz, Yehuda'nın dediklerini
duyup, yığınla askeri de görünce, delirmiş gibi kaçtık. Ve keten
beze dolanmış olan Yuhanna da uyanıp kaçtı ve askerin biri
kendisini keten bezden yakalayınca, keten bezi bırakıp, çıplak
olarak kaçtı. Çünkü Allah, İsa'nın duasını duymuş ve on bir
havariyi şerden korumuştu.
Barnabas İncili
242
48. Hain Yahuda Çarmıha Geriliyor
Askerler Yehuda'yı tutup, alay ede ede bağladılar. Çünkü o,
gerçekten İsa olduğunu inkâr ediyordu; askerler kendisiyle alay
edip dediler, “Efendi, korkma, çünkü biz seni İsrail kralı
yapmaya geldik ve senin krallığı reddedeceğini bildiğimiz için
de seni bağladık.” Yehuda karşılık verdi, “Siz aklınızı mı
yitirdiniz? Siz, bir soyguncuya karşı gelir gibi silâh ve fenerlerle
Nasıra'lı İsa'yı almaya geldiniz ve size yol gösteren beni, kral
yapmak için bağladınız!” O zaman askerler sabırlarını yitirip,
yumruk ve tekmelerle Yehuda'ya vurmaya başladılar ve onu
öfkeyle Kudüs'e getirdiler. Yuhanna ve Petrus uzaktan askerleri
izliyorlardı ve İsa'yı idam etmek için toplanmış bulunan Ferisîler
heyeti ve baş kâhin tarafından Yehuda'ya yapılan tüm
sorgulamayı gördüklerine dair bu satırları yazanı ikna ettiler.
Bu arada Yehuda pek çok deli sözleri söyledi, o kadar ki, herkes
katıla katıla gülüp, onun gerçekten İsa olduğuna ve ölüm
korkusuyla deli numaraları yaptığına inandılar. Bunun üzerine,
din adamları, gözlerini bir sargıyla bağlayıp, alay ederek dediler,
“Nasıralılar'ın peygamberi İsa, söyle bize, yüzüne vuran
kimdir?” Ve onu yumruklayıp, yüzünü tokatladılar. Sabah
olunca, halkın ileri gelenleri ve Ferisîlerden oluşan büyük bir
heyet toplandı ve baş kâhin Ferisîlerle birlikte Yehuda'ya karşı,
İsa olduğuna inandıklarından yalancı şahit aradılar ve
aradıklarını bulamadılar. Ve önde gelen kâhinlerin Yehuda'nın
İsa olduğuna inandıklarını neden söylüyorum? Hatta bunu
yazanla birlikte tüm şakirtler buna inanıyordu ve hatta İsa'nın
zavallı bakire annesi yakınları ve dostlarıyla birlikte buna
inanıyordu. Öyle ki, herkesin üzüntüsü inanılmaz derecedeydi.
Allah sağ ve diridir ki, yazan, İsa'nın söylemiş olduğu her şeyi,
dünyadan nasıl çekilip alınacağını, üçüncü bir kişide nasıl
işkence çekeceğini ve dünyanın sonuna kadar ölmeyeceğini
unutmuştu. Bu nedenle, İsa'nın annesi ve Yuhanna ile birlikte
çarmıhın yanına gitti. Baş kâhin Yehuda'yı bağlı olarak önüne
getirtti ve ona şakirtlerini ve akidesini sordu.
|