Barnabas İncili 239
Görüyorsun ki, okuduğu kitapla yazılı olandan başkasını
okuyamayan bir okuyucu gibi konuştum; bana verdiğini işte bu
şekilde anlattım. Koruyucu Rab Allah, Şeytan’ın kendilerine
karşı hiç bir şey yapmaması için bana verdiklerini koru; yalnız
onları değil, onlara inanacak her şeyi koru. Merhameti bol ve
zengin Rab, Hüküm Günü'nde Elçi'nin cemaati içinde
bulunmasını kuluna bahşet; yalnızca bana değil, bana verdiğin
herkese, onlarla birlikte, tebliğleri sonucu bana inanacak
herkese. Ve Kendin için bunu yap ki Rab, şeytan Sen Rabbe
karşı böbürlenmesin.
Nimetinden kavmim İsrail için gerekli olan her şeyi sağlayan
Rab Allah, dünyayı kendisi için yarattığını Elçi'nle kutsamayı
vaat ettiğin yeryüzünün tüm kabilelerini hatırdan çıkarma.
Dünyaya merhamet et ve Elçi'ni çabucak gönder ki, düşmanın
olan şeytan, imparatorluğunu yitirsin.”
Ve İsa bunu söyledikten sonra üç kez, “Âmin, yüce ve rahîm
olan Rab!” dedi. Ve ağlayarak karşılık verdiler. “Âmin!”;
Yehuda hariç, çünkü o hiç bir şeye inanmıyordu.
Kuzuyu yeme günü gelince, Nikodemus kuzuyu İsa ve şakirtleri
için gizlice bahçeye gönderdi ve vali ve Baş kâhin birlikte
Hirodes'in ferman ettiği her şeyi bilirdi. Bunun üzerine İsa ruhen
sevinip dedi, “Kutsal adını tesbih ve takdis ederim ey Rab,
çünkü beni, dünyanın işkence edip öldürdüğü kullarının
sayısından ayırdın. Şükürler olsun sana Allah'ım, çünkü Senin
işini yerine getirdim.” Ve Yehuda'ya dönerek, ona dedi,
“Arkadaş, neye beklersin? Benim vaktim yakın, o halde git de,
yapman gerekeni yap.” Şakirtler, İsa'nın Yehuda'yı Fısıh günü
için bir şeyler almaya gönderdiğini sandılar; ama İsa,
Yehuda'nın kendisine ihanet edeceğini biliyordu; bu nedenle,
dünyadan ayrılmak arzusuyla böyle konuştu. Yehuda karşılık
verdi, “Rab, yememe izin ver sonra giderim,” “Yiyelim” dedi
İsa, “Çünkü sizden ayrılmadan bu kuzuyu yemeği çok arzu
ettim.”