Barnabas İncili
159
40. Temsiller
İsa Galile denizi boyunca yürürken,
çevresini büyük bir
kalabalık aldı; bunun üzerine, sahilden biraz ötede durmakta
olan bir kayığa bindi ve sesi işitilebilecek kadar yakınlıkta
karaya demir attı. Bunun üzerine, hepsi denizin kıyısına gelerek,
oturup sözlerini beklediler. O zaman ağzını açtı ve dedi,
“İşte, ekici ekmeye çıktı, ekerken ekinlerin bazısı yola düştü. Ve
bunlar insanların ayakları altında çiğnenip, kuşlar tarafından
yendi; bazısı taşların üstüne düştü, nem olmadığından sıçrayıp,
güneşte yandılar; bazısı
çitlerin içine düştü, burada
büyüdüklerinden, dikenler tohumları boğdu ve bazısı da iyi
toprağa düştü, burada otuz, altmış ve yüz katına kadar meyve
verdiler.
Bakın, bir aile babası
bu tarlaya iyi tohum ekti; burada iyi
adamın hizmetçileri uyurlarken efendileri olan adamın düşmanı
gelip, iyi tohumların üzerine delice otları ekti. Bunun üzerine,
ekinler çıkınca, aralarında bir hayli delice otları çıktığı da
görüldü. Hizmetçiler efendilerine gelip, dediler, “Ey efendi,
tarlana iyi tohum ekmedin miydi? Neden orada bir hayli delice
otları da çıktı?”
Efendi cevap verdi, “İyi tohum ektim, fakat
adamlar uyurken, adamın düşmanı
geldi ve ekinler üzerine
delice otları ekti.” Hizmetçiler dediler, “Gidip, ekinler
arasındaki delice otlarını söküp koparmamızı ister misin?”
Efendi
cevap verdi, “Böyle yapmayın, çünkü onlarla birlikte
ekinleri de koparırsınız; bunun yerine hasat zamanı gelinceye
kadar bekleyin. O zaman gider ve ekinler arasındaki delice
otlarını koparıp yanmaları için ateşe atar, ekinleri de ambarıma
korsunuz.”
Pek çok adam incir satmaya gittiler ama pazara vardıklarında
gördüler ki, insanlar iyi incirler değil de güzel yaprakları
arıyorlar. Bunun üzerine, adamlar incirlerini satamadılar.