Barnabas İncili 54
Bu nedenle o sefil ve iğrençtir, hiç bir iyiliği yoktur. Durmadan
ibadet edin ey havarilerim ki, kazanasınız. Çünkü arayan bulur,
kendine kapı açana açılır ve isteyen alır. Ve ibadetinize çok
konuşmaya bakmayın, çünkü Allah, Süleyman'a, “Ey kulum,
bana kalbini ver” dediği gibi, kalplere bakar. Bakın, size
söylüyorum, münafıklar, halk kendilerini görsün ve veli sansın
diye şehrin her yanında ibadet üstüne ibadet ederler; fakat
kalpleri kötülük doludur; bu nedenle de içlerinde olan dillerinde
değildir. İbadetinizi, Allah'ın kabul etmesini istiyorsanız kalpten
yapmanız gerekir. Şimdi söyleyin bana, ilk önce kime
gideceğine ve ne yapacağına karar vermiş olandan başka kim
gidip, Romalı valiyle veya Hirodes'le konuşur? Emin olun ki, hiç
kimse ve eğer insan insanla konuşmak için böyle davranırsa,
Allah'la konuşmak, kendisine verdiği her şey için şükredip,
günahları için merhamet istediğinde ne yapmalıdır? Size
söylüyorum ki pek az kişi gerçekten ibadet eder ve bu nedenle
şeytan diğerleri üzerinde güç sahibidir.
Çünkü Allah, kendisini dudaklarıyla yüceltenleri istemez;
mabette dudaklarıyla merhamet isterken, kalplerinden adalet
diye haykıranları istemez. İşaya peygambere dediği gibi, “Beni
gücendiren şu insanları benden uzaklaştır, çünkü onlar
dudaklarıyla beni yüceltir, ama kalpleri benden uzaktır.” Bakın,
diyorum ki, düşünmeden kayıtsızca ibadet etmeye kalkan
Allah'la alay eder. Şimdi, kim sırtını dönerek Hirodes'le
konuşmaya gider ve onun önünde ölesiye nefret ettiği vali
Pilatus'u övebilir? Kuşkusuz hiç kimse… Hiç hazırlıksız ibadet
etmeye kalkanın hali de bundan hiç aşağı değildir: Sırtını Allah'a
döner ve yüzünü Şeytan’a vererek, onu över de över. Çünkü
kalbinde kötülük aşkı yatar ve bundan tövbe de etmez. Eğer, sizi
inciten biri dudaklarıyla “Bağışlayın” derken, elleriyle size bir
yumruk atarsa, onu nasıl bağışlayabilirsiniz? İşte böyle de,
dudaklarıyla “Rab, bize merhamet et” derken, kalplerinde
kötülük aşkı taşıyanlara ve yeni yeni günahlar işlemeyi
düşünenlere Allah merhamet mi edecek?”