Bilim Dili Olarak Türkçe’yi Kullanmak 2 Terim Kolu Başkanı’ndan Türk Nefroloji Derneği Başkanı 3 Bilim Dili Olarak Türkçe’yi Kullanmak Bu yazı



Yüklə 168,15 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/3
tarix21.03.2017
ölçüsü168,15 Kb.
#12107
növüYazı
1   2   3

KAYNAKLAR

1. Kayar R. Meme Bilimi Terimleri. İzmir Meme Hstl. Dern. Yayın  No:4 Deha Ozalit 2006.

2. Kayar R. Tıbbi terimlere Türkçe karşılıklar sorunu. SSK Tepecik Hstn Derg 2002:12(1):37-48.

3. Haydaroğlu A. I.Ulusal Meme Kanseri Konsensusu. Kongre Basımevi. İstanbul 2007:11.

9

Yard. Doç. Dr. Emine KOLAÇ > Anadolu Üniversitesi, Eğitim Fakültesi



Küreselleşme, Dil ve Kültür

Y

irminci yüzyılın ikinci yarısından sonra iletişim teknolojilerinin hızla 

yaygınlaşması, ülkeler arasındaki sınırların kalkmaya başlaması, 

eskiye göre daha az önemli hale gelmesiyle birlikte dünya ülkelerinin 

ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel alanlarda birbirlerine daha çok 

yaklaştıkları, daha bağımlı hale geldikleri, ortak değer, yaklaşım ve tavırlar 

benimsemeye başladıkları görülmektedir. Bütün dünyayı etkisine alan 

bu değişim süreci “küreselleşme” kavramıyla ifade edilmektedir.  

Ülkeler arasındaki sınırların ortaya kalkmaya başlamasına paralel olarak 

mal ve sermayenin serbest dolaşımı, iletişim teknolojilerinin, internetin 

akıl almaz bir hızla gelişmesi insanların yaşama bakışlarını değiştirmiş 

ve dünyayı bir bütün olarak görmeye başlamışlardır. Bu durum doğal 

olarak küresel bir bakış açısını beraberinde getirmiş, böylece tek 

tipleşmeye giden yolun önü de açılmıştır. Başlangıçta sadece mal ve 

sermayenin serbest dolaşımı olarak algılanan ve ekonomik boyutu 

ağırlık kazanan küreselleşme sürecinin aslında çok farklı boyutlarının 

olduğu, özellikle ekonomik olarak güçlü olan ülkelerin kültürlerinin 

hızla dünyaya yayılarak baskın, egemen kültür haline geldiği, ekonomik 

açıdan zayıf ülkelerin toplumsal yapılarında, kültürlerinde ortaya çıkan 

değişikliklerle iyice belirginleşmiştir.

İletişim teknolojileriyle insanların, toplumların birbirinden etkilenme hızının anlık zaman dilimlerine indiği, 

yaşananların toplumlara, ekonomilere ve bireylere şiddetli dalgalar gibi çarptığı bir gerçek olarak karşımıza 

çıkmaktadır. Bu sürecin toplumların kültürlerinde yarattığı en ufak değişim, aileden toplumsal yaşama, çalışma 

yaşamına, ekonomiye, eğlenceye anlayışına, ikili ilişkilere kadar yansıyan pek çok farklılaşmayı beraberinde 

getirmektedir (Kağıtçıbaşı, 1988, 275). Her ne kadar küreselleşme sürecinin kültürel zenginliğin önünü açtığı, 

kültürel alışverişi hızlandıracağı yönünde yaklaşımlar, bakış açıları olsa bile dünyanın her yerindeki insanların 

yaşam tarzlarının, zevklerinin, yediklerinin, içtiklerinin hayata bakışlarının aynılaşmaya başlaması bir “çokluğa” değil 

“tekliğe” doğru hızlı bir gidişin varlığını göstermektedir. Dünya artık Mc Donalds’da hamburger yiyen Coca Cola 

içen, Malboro marka sigara içen, Hollywood fi lmleriyle neşelenen, hüzünlenen, Microsoft’un bilişim teknolojisini 

kullanan insanların oluşturduğu, üretilenin potansiyel alıcısı olan, tüketim canavarı insanların oturduğu küçük bir 

köy olma yolunda tek tipleşmeye doğru hızla ilerlemektedir. 

Küresel kitle kültürünün akıl almaz bir teknolojik destekle dünyanın her yerinde olduğu, hiçbir kültür biçiminde 

görülmediği kadar endüstriyel bir boyut kazandığı açıkça ortadadır. Tasarlanan, biçimlendirilen ve dünyayı pazar 

olarak gören bir boyuta sahip olan küresel kültür bu özelliğiyle kendisine karşı direnmeyi neredeyse olanaksız 



10

1

Somut Olmayan Kültürel Mirasın Koruması Sözleşmesi. (Çev. M. Öcal Oğuz, Yeliz Özay ve Pulat Tacar) Millî Folklor 65, 2005: 163-171.



2

www.unesco.org/culture/ich/index.php?pg=00139

3

http://www.unesco.org/culture/en/endangeredlanguages/atlas



kılmaktadır (Kahraman, 2003: 11). Yaşanan bu durum dünya üzerindeki kültürler açısından ciddi bir tehlike 

oluşturmaktadır. Tehlike sadece kültür bağlamında görünse bile kültürün derin anlamı, kapsamı düşünüldüğünde 

aslında çok daha geniş boyutlu olduğu fark edilecektir. Yaşanan bu gelişmelere paralel olarak millî kültürlerin giderek 

benzeşeceğinden söz edilmeye başlanması, günümüzde kimlik konusunun tartışılıyor olmasının önemli bir sebebi 

olarak gösterilebilir. Ulus-devlet, ulusa dayanan bir sistemdir ve ulusun varlığını devam ettirmesi süreklilik gösteren  

millî bir kültür politikasını gerektirmektedir (Poyraz, 1998, 80). 

Atalardan miras kalan maddi-manevi değerler bütünü olan kültür, millet kavramının temellerinden biridir ve 

insanın içinde yaşadığı toplumdan kazandığı bütün yetenek ve alışkanlıkları kapsar (Kafesoğlu, 1992, 15). Kültür 

toplumsaldır. Kişi, içinde yaşadığı toplumun kültüründen soyutlanamaz. Kültür tarihseldir, uzun bir yaşam dilimi 

içinde olgunlaşır. Kültür bir yaşam biçimi, bir toplumsal davranıştır (Artun, 1996, 12). Geçmişle gelecek arasında 

kurulan bir köprüdür. Ulusal varlıkla özdeştir. Birinin yokluğu diğerinin de yokluğuna işarettir. Milletin devamlılığı, 

kültür değerlerinin, kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasıyla doğrudan ilişkilidir. Kültürel mirasın aktarımı 

dil ile gerçekleşir. Dil, hem kültürün ortaya çıkmasında hem de 

kültürel varlığın devamında, gelecek kuşaklara aktarılmasında 

önemli bir rol oynar. Dil sadece kültürel varlığın değil millî varlığın 

da temelidir. Dil varsa kültür vardır. Kültür, dil ile geleceğe aktarılır 

ve millî varlığın devamı ancak bu şekilde sağlanır. Özetle dil

kültürün ve millî varlığın temelidir aynı zamanda somut olmayan 

kültür mirasımızın da en önemli parçasıdır, taşıyıcısıdır. 

Millî varlığın temellerinden biri olan kültürel miras somut ve soyut 

şekillerde kendini göstermektedir. Kültürlerin somut olmayan 

alanına; diller, dinler, gelenekler, görenekler, töreler, anonim halk 

edebiyatının sözlü ürünleri, seyirlik oyunlar, ritüeller, mitler vd. 

girmektedir. Küreselleşme süreciyle birlikte bu kültürün ve mirasın 

korumaya alınması  sadece bireysel, ulusal değil uluslararası bir 

konu hâline gelmiştir (Artun, 2004: 147). UNESCO, 1972 yılında kabul edilen Doğal ve Kültürel Dünya Mirasının 

Korunması Sözleşmesi’nden başlayarak somut olmayan kültürel mirasın korunması için önemli kararlar almaya 

başlamıştır. 1989 yılında “Geleneksel ve Popüler Kültürün Korunması Tavsiye Kararı”nı alarak folklorun korunması 

yönünde önemli bir adım atmıştır. 1995-1999 yılları arasında düzenlenen seminerler konuya olan duyarlılığı 

arttırmıştır. 1989 Tavsiye Kararı, 1994 Yaşayan İnsan Hazineleri ve 1997/1998 İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan 

Başyapıtları İlân Programları, 2003 Sözleşmesine giden yolda önemli adımlar olarak dikkat çekmektedir (Oğuz, 

2008a: 26). 17 Ekim 2003 tarihinde, UNESCO’nun 32. Genel Konferansı’nda kabul edilen ve 20 Nisan 2006 tarihinde 

yürürlüğe giren, uluslararası bir belge durumunda olan (Oğuz, 2008b: 5) Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması  

Sözleşmesi

1

, “somut olmayan kültürel mirası korumak; ilgili toplulukların, grupların ve bireylerin somut olmayan 



kültürel mirasına saygı göstermek; somut olmayan kültürel mirasın önemi konusunda yerel, ulusal ve uluslararası 

düzeyde duyarlılığı arttırmak ve karşılıklı değerbilirliği, uluslararası işbirliği ve yardımlaşmayı sağlamak” amacıyla 

imzalanmıştır.  Somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve 

anlatımlar; gösteri sanatları; toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler; doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar; el 

sanatları geleneği somut olmayan kültürel mirasın belirdiği alanlar olarak kayda geçmiştir. 

UNESCO tarafından 2008 yılında yayınlanan Tehlikedeki Diller Atlası

2

 ve bu konuda dile getirilen görüşler küreselleşme 



sürecinde dil ve kültürün karşı karşıya olduğu tehlikeyi çok daha açık bir şekilde dile getirmektedir. Atlasa göre 

günümüzde 2498 dil yok olma tehdidi altındadır. Hatta UNESCO adına çalışmanın eşgüdümünü yapan Avustralyalı 

dilbilimci Christopher Moseley’in güncellemesi bu sayıyı 2511 olarak göstermektedir. Ölen her dil aynı zamanda bir 

kültürün öldüğünün de işaretidir

3

.

Bu durumda yapılması gereken nedir? Küreselleşmenin ve onun dil ve kültür üzerindeki olumsuz etkilerinin her 



geçen gün biraz daha ivme kazandığı süreci sessiz sedasız izlemek, seyirci kalmak ve bir süre sonra yok olmak mı 

yoksa alınması gereken önlemleri en kısa zamanda almak dimdik ayakta kalabilmek, geleceğe uzanabilmek mi? Hiç 

şüphesiz millî varlığını devam ettirmek isteyen bir millet için izlenmesi gereken yol ikinci seçenekte yer almaktadır. 

Bilginin ve iletişim teknolojisinin temel güç haline geldiği bu süreçte hem küresel dünyanın gerektirdiği bilgi, 

beceri, değer, tutum ve davranışlara hem de kendi kültürüne ve onun taşıyıcısı olan diline sahip çıkan, onu koruyan 

ve geleceğe aktarma bilinciyle hareket eden bireyler yetiştirebilme amacına yönelik olarak eğitim sistemlerinin 

yeniden gözden geçirilmesi, düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. 

KAYNAKLAR

Artun, Erman (1996). Günümüzde Adana Aşıklık Geleneği ve Aşık Feymani. Adana:  Hakan Ofset.

Kafesoğlu, İbrahim (1992). Türk Millî Kültürü, İstanbul: Boğaziçi Yayınları.

Kağıtçıbaşı, Çiğdem (1988). İnsan ve İnsanlar. İstanbul:  Evrim Yayınları. 

Kahraman, H. Bülent (2003), Kitle Kültürü Kitlelerin Afyonu, Agora, İstanbul.

Oğuz, Öcal (2008a). Soküm’ün Korunması Sözleşmesine Giden Yolda 1989 Tavsiye Kararı. Millî Folklor, 20, 80: 26-32.

Oğuz, Öcal. (2008b). “UNESCO ve İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan Mirası Başyapıtları” Millî Folklor, 20,78, 5-8.

Poyraz, Hakan (1998), “Bölünük Kimlik, Çatışan Medeniyet”, Türk Yurdu, Cilt 18, Sayı 127–128, Mart-Nisan, s. 74–81.

Somut Olmayan Kültürel Mirasın Koruması Sözleşmesi. (Çev. M. Öcal Oğuz, Yeliz Özay ve Pulat Tacar) Millî Folklor 65, 2005: 

163-171.


www.unesco.org/culture/ich/index.php?pg=00139 ( Erişim Tarihi: 20 Mart 2009, Saat: 13: 20)

http://www.unesco.org/culture/en/endangeredlanguages/atlas ( Erişim Tarihi: 20 Mart 2009, Saat: 13: 20).

1.

2.

3.



4.

5.

6.



7.

8.

9.



10.

11


10

1

Somut Olmayan Kültürel Mirasın Koruması Sözleşmesi. (Çev. M. Öcal Oğuz, Yeliz Özay ve Pulat Tacar) Millî Folklor 65, 2005: 163-171.



2

www.unesco.org/culture/ich/index.php?pg=00139

3

http://www.unesco.org/culture/en/endangeredlanguages/atlas



kılmaktadır (Kahraman, 2003: 11). Yaşanan bu durum dünya üzerindeki kültürler açısından ciddi bir tehlike 

oluşturmaktadır. Tehlike sadece kültür bağlamında görünse bile kültürün derin anlamı, kapsamı düşünüldüğünde 

aslında çok daha geniş boyutlu olduğu fark edilecektir. Yaşanan bu gelişmelere paralel olarak millî kültürlerin giderek 

benzeşeceğinden söz edilmeye başlanması, günümüzde kimlik konusunun tartışılıyor olmasının önemli bir sebebi 

olarak gösterilebilir. Ulus-devlet, ulusa dayanan bir sistemdir ve ulusun varlığını devam ettirmesi süreklilik gösteren  

millî bir kültür politikasını gerektirmektedir (Poyraz, 1998, 80). 

Atalardan miras kalan maddi-manevi değerler bütünü olan kültür, millet kavramının temellerinden biridir ve 

insanın içinde yaşadığı toplumdan kazandığı bütün yetenek ve alışkanlıkları kapsar (Kafesoğlu, 1992, 15). Kültür 

toplumsaldır. Kişi, içinde yaşadığı toplumun kültüründen soyutlanamaz. Kültür tarihseldir, uzun bir yaşam dilimi 

içinde olgunlaşır. Kültür bir yaşam biçimi, bir toplumsal davranıştır (Artun, 1996, 12). Geçmişle gelecek arasında 

kurulan bir köprüdür. Ulusal varlıkla özdeştir. Birinin yokluğu diğerinin de yokluğuna işarettir. Milletin devamlılığı, 

kültür değerlerinin, kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılmasıyla doğrudan ilişkilidir. Kültürel mirasın aktarımı 

dil ile gerçekleşir. Dil, hem kültürün ortaya çıkmasında hem de 

kültürel varlığın devamında, gelecek kuşaklara aktarılmasında 

önemli bir rol oynar. Dil sadece kültürel varlığın değil millî varlığın 

da temelidir. Dil varsa kültür vardır. Kültür, dil ile geleceğe aktarılır 

ve millî varlığın devamı ancak bu şekilde sağlanır. Özetle dil, 

kültürün ve millî varlığın temelidir aynı zamanda somut olmayan 

kültür mirasımızın da en önemli parçasıdır, taşıyıcısıdır. 

Millî varlığın temellerinden biri olan kültürel miras somut ve soyut 

şekillerde kendini göstermektedir. Kültürlerin somut olmayan 

alanına; diller, dinler, gelenekler, görenekler, töreler, anonim halk 

edebiyatının sözlü ürünleri, seyirlik oyunlar, ritüeller, mitler vd. 

girmektedir. Küreselleşme süreciyle birlikte bu kültürün ve mirasın 

korumaya alınması  sadece bireysel, ulusal değil uluslararası bir 

konu hâline gelmiştir (Artun, 2004: 147). UNESCO, 1972 yılında kabul edilen Doğal ve Kültürel Dünya Mirasının 

Korunması Sözleşmesi’nden başlayarak somut olmayan kültürel mirasın korunması için önemli kararlar almaya 

başlamıştır. 1989 yılında “Geleneksel ve Popüler Kültürün Korunması Tavsiye Kararı”nı alarak folklorun korunması 

yönünde önemli bir adım atmıştır. 1995-1999 yılları arasında düzenlenen seminerler konuya olan duyarlılığı 

arttırmıştır. 1989 Tavsiye Kararı, 1994 Yaşayan İnsan Hazineleri ve 1997/1998 İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan 

Başyapıtları İlân Programları, 2003 Sözleşmesine giden yolda önemli adımlar olarak dikkat çekmektedir (Oğuz, 

2008a: 26). 17 Ekim 2003 tarihinde, UNESCO’nun 32. Genel Konferansı’nda kabul edilen ve 20 Nisan 2006 tarihinde 

yürürlüğe giren, uluslararası bir belge durumunda olan (Oğuz, 2008b: 5) Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması  

Sözleşmesi

1

, “somut olmayan kültürel mirası korumak; ilgili toplulukların, grupların ve bireylerin somut olmayan 



kültürel mirasına saygı göstermek; somut olmayan kültürel mirasın önemi konusunda yerel, ulusal ve uluslararası 

düzeyde duyarlılığı arttırmak ve karşılıklı değerbilirliği, uluslararası işbirliği ve yardımlaşmayı sağlamak” amacıyla 

imzalanmıştır.  Somut olmayan kültürel mirasın aktarılmasında taşıyıcı işlevi gören dille birlikte sözlü gelenekler ve 

anlatımlar; gösteri sanatları; toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler; doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar; el 

sanatları geleneği somut olmayan kültürel mirasın belirdiği alanlar olarak kayda geçmiştir. 

UNESCO tarafından 2008 yılında yayınlanan Tehlikedeki Diller Atlası

2

 ve bu konuda dile getirilen görüşler küreselleşme 



sürecinde dil ve kültürün karşı karşıya olduğu tehlikeyi çok daha açık bir şekilde dile getirmektedir. Atlasa göre 

günümüzde 2498 dil yok olma tehdidi altındadır. Hatta UNESCO adına çalışmanın eşgüdümünü yapan Avustralyalı 

dilbilimci Christopher Moseley’in güncellemesi bu sayıyı 2511 olarak göstermektedir. Ölen her dil aynı zamanda bir 

kültürün öldüğünün de işaretidir

3

.

Bu durumda yapılması gereken nedir? Küreselleşmenin ve onun dil ve kültür üzerindeki olumsuz etkilerinin her 



geçen gün biraz daha ivme kazandığı süreci sessiz sedasız izlemek, seyirci kalmak ve bir süre sonra yok olmak mı 

yoksa alınması gereken önlemleri en kısa zamanda almak dimdik ayakta kalabilmek, geleceğe uzanabilmek mi? Hiç 

şüphesiz millî varlığını devam ettirmek isteyen bir millet için izlenmesi gereken yol ikinci seçenekte yer almaktadır. 

Bilginin ve iletişim teknolojisinin temel güç haline geldiği bu süreçte hem küresel dünyanın gerektirdiği bilgi, 

beceri, değer, tutum ve davranışlara hem de kendi kültürüne ve onun taşıyıcısı olan diline sahip çıkan, onu koruyan 

ve geleceğe aktarma bilinciyle hareket eden bireyler yetiştirebilme amacına yönelik olarak eğitim sistemlerinin 

yeniden gözden geçirilmesi, düzenlemelere gidilmesi gerekmektedir. 

KAYNAKLAR

Artun, Erman (1996). Günümüzde Adana Aşıklık Geleneği ve Aşık Feymani. Adana:  Hakan Ofset.

Kafesoğlu, İbrahim (1992). Türk Millî Kültürü, İstanbul: Boğaziçi Yayınları.

Kağıtçıbaşı, Çiğdem (1988). İnsan ve İnsanlar. İstanbul:  Evrim Yayınları. 

Kahraman, H. Bülent (2003), Kitle Kültürü Kitlelerin Afyonu, Agora, İstanbul.

Oğuz, Öcal (2008a). Soküm’ün Korunması Sözleşmesine Giden Yolda 1989 Tavsiye Kararı. Millî Folklor, 20, 80: 26-32.

Oğuz, Öcal. (2008b). “UNESCO ve İnsanlığın Sözlü ve Somut Olmayan Mirası Başyapıtları” Millî Folklor, 20,78, 5-8.

Poyraz, Hakan (1998), “Bölünük Kimlik, Çatışan Medeniyet”, Türk Yurdu, Cilt 18, Sayı 127–128, Mart-Nisan, s. 74–81.

Somut Olmayan Kültürel Mirasın Koruması Sözleşmesi. (Çev. M. Öcal Oğuz, Yeliz Özay ve Pulat Tacar) Millî Folklor 65, 2005: 

163-171.


www.unesco.org/culture/ich/index.php?pg=00139 ( Erişim Tarihi: 20 Mart 2009, Saat: 13: 20)

http://www.unesco.org/culture/en/endangeredlanguages/atlas ( Erişim Tarihi: 20 Mart 2009, Saat: 13: 20).

1.

2.

3.



4.

5.

6.



7.

8.

9.



10.

11


BULUŞ Tasarım ve Matbaacılık Hizmetleri

www.bulustasarim.com.tr



Yüklə 168,15 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin