bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə41/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   114
vocabularyy










He drove directly to home after work. (İşten sonra doğrudan eve gitti.)



















769) director; (isim)













müdür, yönetici, yönetmen










I want to talk to the director of the company. (Şirketin müdürü ile konuşmak istiyorum.)



















770) dirt; (isim)













kir, pislik, leke













Clean the dirt of that car. (Şu arabanın kirini temizleyin.)



















771) dirty; (fiil, sıfat)










f.; kirtletmek, pisletmek    s.; kirli, pis, terbiyesiz, müstehcen

She touched her hair with dirty hands. (Pis elleriyle saçlarına dokundu.)



















772)disability; (isim)










sakatlık, engellilik , özürlülük










She has had physical disability since she was five. (Beş yaşından bu yana fiziksel engelli.)



















773) disagree; (fiil)













aynı fikirde olmamak, katılmamak







He disagrees with his father on most points. (Çoğu noktada babasıyla aynı fikirde olmaz.)



















774) disappear; (fiil)










gözden kaybolmak, aniden yok olmak , ortadan kaybolmak

The child suddenly disappered on the station. (Çocuk, istasyonda birden gözden kayboldu.)



















775) disaster; (isim)













felaket, afet













Earthquake is a natural disaster. (Deprem doğal bir afettir.)



















776) discipline; (isim, fiil)










i.; discipline, otorite   f.;disiplin sağlamak , terbiye etmek

The army has reputation for strict discipline. (Ordu, sıkı disipliniyle meşhurdur.)



















777) discourse; (isim,fiil)










i.; söylem , söylev, nutuk    f.; konuşmak, söylev vermek

His discourse on gender equality got reaction. (Cinsiyet eşitliği üzerine olan söylemi tepki çekti.)



















778) discover; (fiil)













keşfetmek, bulmak , ortaya çıkarmak







Kristof Colomb discovered America in 1492. (Kristof Kolomb, 1942 yılında Amerika’yı keşfetti.)



















779) discovery; (isim)










keşif, buluş, ortaya çıkarma










Discovery of plague vaccine was a great scientific  development. (Veba aşısının buluşu büyük bir bilimsel ilerlemeydi.)



















780) discrimination; (isim)










ayrım, ayrımcılık













She fought against sexual discrimination. (Cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele etti.)



















781) discuss;(fiil)













tartışmak, ele almak










We can’ discuss family issues in front of people. (Aile meselelerimi insanların önünde tartışamayız.)



















782) discussion; (isim)










tartışma, görüşme













Discussions are still taking place between two delegates. (İkİ temsilci arasında görüşmeler devam ediyor.)



















783) disease; (isim)













hastalık, rahatsızlık













Doctors investigating whether the disease is contagious. (Doktorlar hastalığın bulaşıcı olup olmadığını araştırıyor.)



















784) dish; .(isim)













tabak, yemek













I don’t like eating vegetarian dish. ( Vejeteryan yemeği yemeyi sevmem.)



















785) dismiss; (fiil)













kovmak , işten çıkarmak










She claims that she  was unfairly dismissed from her job. (İşinden haksız yere kovulmuş olduğunu iddia ediyor.)



















786) disorder; (isim)










karışıklık, bozukluk,rahatsızlık, düzensizlik




She is suffering from eating disorder. (Yeme bozukluğu çekiyor.)



















787) display; (fiil, isim)










f.; görüntülemek, ekrana getirmek,  sergilemek     i.; görüntü, gösterim, ekran, teşhir


Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin