Cennet : Âl-i İmrân Suresi



Yüklə 3,33 Mb.
səhifə23/36
tarix29.03.2017
ölçüsü3,33 Mb.
#12849
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   36



Türkçe Transcript (*)

Yevme yekûmu-rrûhu velmelâ-iketu saffâ(n)(s) lâ yetekellemûne illâ men eżine lehu-rrahmânu ve kâle savâbâ(n)

Ali Bulaç Meali

Ruh ve meleklerin saflar halinde duracakları gün; Rahman'ın kendilerine izin verdikleri dışında olanlar konuşmazlar. (Konuşacak olan da,) Doğruyu söyleyecektir.

Edip Yüksel Meali

Gün gelecek Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahman'ın izin verdikleri hariç hiç kimse konuşamaz. Onlar da doğruyu söylerler.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler.

Süleyman Ateş Meali

O gün Ruh ve melekler, sıra sıra dururlar. Ancak Rahman'ın izin verdiği konuşabilir, o da doğruyu söyler.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O gün, Rûh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler. Rahman'ın izin verdiği dışındakiler konuşamazlar. O izin verilen, doğruyu söyler.

Yusuf Ali (English)

The Day that the Spirit(5911) and the angels will stand forth in ranks, none shall speak except any who is permitted by ((Allah)) Most Gracious, and He will say what is right.(5912) *

M. Pickthall (English)

On the day when the angels and the Spirit stand arrayed, they speak not, saving him whom the Beneficent alloweth and who speaketh right.

Nisâ Suresi
13


تِلْكَ

bunlar


حُدُودُ

sınırlarıdır



اللَّهِۚ

Allah'ın


وَمَنْ

kim


يُطِعِ

ita'at ederse



اللَّهَ

Allah'a


وَرَسُولَهُ

ve Elçisine



يُدْخِلْهُ

(Allah onu) sokar



جَنَّاتٍ

cennetlere



تَجْرِي

akan


مِنْ تَحْتِهَا

altlarından



الْأَنْهَارُ

ırmaklar


خَالِدِينَ

sürekli kalacakları



فِيهَاۚ

içinde


وَذَٰلِكَ

işte budur



الْفَوْزُ

başarı


الْعَظِيمُ

büyük







Türkçe Transcript (*)

Tilke hudûdu(A)llâh(i)(c) vemen yuti’i(A)llâhe verasûlehu yudḣilhu cennâtin tecrî min tahtihâ-l-enhâru ḣâlidîne fîhâ(c) veżâlike-lfevzu-l’azîm(u)

Ali Bulaç Meali

Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve elçisine itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur.

Edip Yüksel Meali

Bunlar ALLAH'ın yasalarıdır. ALLAH'a ve elçisine uyanları içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Orada sürekli kalırlar. Bu, en büyük başarıdır.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İşte bütün bu hükümler, Allah'ın koyduğu hükümler ve çizdiği sınırlardır. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. İşte büyük kurtuluş budur.

Süleyman Ateş Meali

Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Elçisine ita'at ederse Allah onu, altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetlere sokar. İşte büyük başarı budur.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve O'nun resulüne itaat ederse Allah onu, altından nehirler akan cennetlere, orada sürekli kalıcılar halinde, sokar. İşte bu, en büyük başarıdır.

Yusuf Ali (English)

Those are limits set by Allah. those who obey Allah and His Messenger will be admitted to Gardens with rivers flowing beneath, to abide therein (for ever) and that will be the supreme achievement.(522-A) *

M. Pickthall (English)

These are the limits (imposed by) Allah. Whoso obeyeth Allah and His messenger, He will make him enter Gardens underneath which rivers flow, where such will dwell for ever. That will be the great success.

Nisâ Suresi
57


وَالَّذِينَ آمَنُوا

inanıp


وَعَمِلُوا

yapanları da



الصَّالِحَاتِ

iyi işler



سَنُدْخِلُهُمْ

sokacağız



جَنَّاتٍ

cennetlere



تَجْرِي

akan


مِنْ تَحْتِهَا

altlarından



الْأَنْهَارُ

ırmaklar


خَالِدِينَ

kalacaklardır



فِيهَا

orada


أَبَدًاۖ

sürekli


لَهُمْ

kendilerine vardır



فِيهَا

orada


أَزْوَاجٌ

eşler de


مُطَهَّرَةٌۖ

tertemiz


وَنُدْخِلُهُمْ

ve onları sokacağız



ظِلًّا

bir gölgeye



ظَلِيلًا

(hiç güneş sızmayan) eşsiz























Türkçe Transcript (*)

Velleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti senudḣiluhum cennâtin tecrî min tahtihâ-l-enhâru ḣâlidîne fîhâ ebedâ(en)(s) lehum fîhâ ezvâcun mutahhera(tun)(s) venudḣiluhumzillen zalîlâ(n)

Ali Bulaç Meali

İman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Onda onlar için tertemiz kılınmış eşler vardır. Ve onları, 'ne sıcak-ne soğuk, tam kararında gölgeliğe' sokacağız.

Edip Yüksel Meali

İnanıp erdemli davrananları ise içinden ırmaklar akan cennetlere (bahçelere) yerleştireceğiz; orada sürekli kalırlar. Onlar için orada tertemiz eşler var. Onları serin gölgelere sokacağız.

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İman edip salih ameller işliyenleri ise, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada ebedî olarak kalacaklar. Onlara orada tertemiz eşler vardır. Onları, koyu gölgeler altında bulunduracağız.

Süleyman Ateş Meali

İnanıp iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada sürekli kalacaklardır. Orada kendilerine tertemiz eşler de vardır ve onları (hiç güneş sızmayan) eşsiz bir gölgeye sokacağız.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Hep orada kalacaklardır. Orada kendileri için tertemiz eşler de olacaktır. Ve onları, en güzel biçimde serinleten bir gölgeye kavuşturacağız.

Yusuf Ali (English)

But those who believe and do deeds of righteousness, We shall soon admit to Gardens, with rivers flowing beneath,- their eternal home: Therein shall they have companions pure and holy:(578) We shall admit them to shades, cool and ever deepening.(579) *

M. Pickthall (English)

And as for those who believe and do good works, We shall make them enter Gardens underneath which rivers flow to dwell therein for ever; there for them are pure companions and We shall make them enter plenteous shade.

Nisâ Suresi
122


وَالَّذِينَ آمَنُوا

inanıp


وَعَمِلُوا

yapanları da



الصَّالِحَاتِ

iyi işler



سَنُدْخِلُهُمْ

sokacağız



جَنَّاتٍ

cennetlere



تَجْرِي

akan


مِنْ تَحْتِهَا

altlarından



الْأَنْهَارُ

ırmaklar


خَالِدِينَ

kalacaklardır



فِيهَا

orada


أَبَدًاۖ

ebedi


وَعْدَ

bu va'didir



اللَّهِ

Allah'ın


حَقًّاۚ

gerçek


وَمَنْ

kim olabilir?



أَصْدَقُ

daha doğru



مِنَ اللَّهِ

Allah'tan



قِيلًا

sözlü






















Türkçe Transcript (*)

Velleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti senudḣiluhum cennâtin tecrî min tahtihâ-l-enhâru ḣâlidîne fîhâ ebedâ(en)(c) va’da(A)llâhi hakkan vemen asdeku mina(A)llâhi kîlâ(n)

Ali Bulaç Meali

İman edip salih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah'ın gerçek olan va'didir. Allah'tan daha doğru sözlü kim vardır?

Edip Yüksel Meali

İnanıp erdemli işler yapanları, içlerinde ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğiz; orada ebedi kalacaklar. ALLAH'ın sözü gerçektir. ALLAH'tan daha doğru sözlü kim olabilir?

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

İman edip iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek vaadidir. Allah'dan daha doğru sözlü kim olabilir?

Süleyman Ateş Meali

İnanıp iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, orada ebedi kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek va'didir. Allah'tan daha doğru sözlü kim olabilir?

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız.Uzun süre kalacaklardır orada. Allah'ın şaşmaz vaadidir bu. Söz söyleme bakımından Allah'tan daha doğru ve tutarlı kim olabilir?

Yusuf Ali (English)

But those who believe and do deeds of righteousness,- we shall soon admit them to gardens, with rivers flowing beneath,-to dwell therein for ever. Allah.s promise is the truth, and whose word can be truer than Allah.s?

M. Pickthall (English)

But as for those who believe and do good works We shall bring them into gardens underneath which rivers flow, wherein they will abide for ever. It is a promise from Allah in truth ; and who can be more truthful than Allah in utterance?

Nisâ Suresi
124


وَمَنْ

her kim


يَعْمَلْ

yaparsa


مِنَ الصَّالِحَاتِ

güzel işler



مِنْ ذَكَرٍ

erkek


أَوْ

veya


أُنْثَىٰ

kadından


وَهُوَ

onlar


مُؤْمِنٌ

inanarak


فَأُولَٰئِكَ

işte öyle kimseler



يَدْخُلُونَ

girerler


الْجَنَّةَ

cennete


وَلَا يُظْلَمُونَ

ve haksızlığa uğratılmazlar



نَقِيرًا

zerre kadar




















Türkçe Transcript (*)

Vemen ya’mel mine-ssâlihâti min żekerin ev unśâ vehuve mu/minun feulâ-ike yedḣulûne-lcennete velâ yuzlemûne nakîrâ(n)

Ali Bulaç Meali

Erkek olsun kadın olsun, inanmış olarak kim salih bir amelde bulunursa, onlar cennete girecek ve onlar, bir 'çekirdeğin sırtındaki tomurcuk kadar' bile haksızlığa uğramayacaklardır.

Edip Yüksel Meali

Erkek veya kadın, her kim inanarak erdemli bir hayat sürerse cennete girer ve en ufak bir haksızlık görmez

Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Erkek veya kadın, kim mümin olur da güzel amellerden işlerse, işte onlar cennete girerler. Zerre kadar da haksızlığa uğratılmazlar.

Süleyman Ateş Meali

Erkek veya kadından her kim inanarak güzel işler yaparsa, işte öyle kimseler cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Erkek veya kadın, inanmış olarak hayra ve barışa yönelik işler yapanlar cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır.

Yusuf Ali (English)

If any do deeds of righteousness,- be they male or female - and have faith, they will enter Heaven, and not the least injustice(633) will be done to them. *

M. Pickthall (English)

And whoso doeth good works, whether of male or female, and he (or she) is a believer, such will enter paradise and they will not be wronged the dint in a date stone.

Ra’d Suresi
18


لِلَّذِينَ اسْتَجَابُوا

buyruğuna uyanlara vardır



لِرَبِّهِمُ

Rablerinin



الْحُسْنَىٰۚ

en güzel karşılık



وَالَّذِينَ لَمْ يَسْتَجِيبُوا

uymayanlar ise



لَهُ

Ona


لَوْ

şayet


أَنَّ لَهُمْ

kendilerinin olsa



مَا

bulunaların



فِي الْأَرْضِ

yeryüzünde



جَمِيعًا

hepsi


وَمِثْلَهُ

ve bir misli daha



مَعَهُ

yanında


لَافْتَدَوْا

fidye verirlerdi



بِهِۚ

onu


أُولَٰئِكَ

işte


لَهُمْ

onların


سُوءُ

çok kötüdür



الْحِسَابِ

hesabı


وَمَأْوَاهُمْ

varacakları yer de



جَهَنَّمُۖ

cehennemdir



وَبِئْسَ

ne kötü


الْمِهَادُ

bir yataktır









Yüklə 3,33 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   36




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin