Çocuk ihmal ve İSTİsmarina multiDİSİPLİner yaklaşim ve Çocuk ve gençLİk merkezi


Ensestin Çocuklar Üzerindeki Etkileri



Yüklə 167,84 Kb.
səhifə2/3
tarix22.04.2017
ölçüsü167,84 Kb.
#15579
1   2   3

Ensestin Çocuklar Üzerindeki Etkileri:

Ensestin çocuk üzerindeki etkileri; çocuğun saldırganla olan ilişkisine, seksüel aktivitelerin şekline, çocuğun işbirliğine, şiddet kullanımına, fiziksel zararın varlığına, çocuğun yaşı ve gelişim basamağına ve travma öncesi psikolojik gelişimine bağlı olarak değişmektedir. Ailenin olaya tepkisi de konu üzerinde etkileyici rol oynar.

Cinsel istismara uğramış olan çocuklarda; parmak emme, tırnak yeme, enüresis, enkopresis gibi davranışlara sık rastlanmaktadır. Bunun yanı sıra fobiler ve uyku bozuklukları, kız çocuklarda erkek çocukların yanında güvensizlik ve anksiyete (kaygı) belirtileri, bulantı, kusma, karın ağrıları, baş ağrıları gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Daha büyük çocuklarda; suçluluk hissi ve depresyon görülebilir. Suçluluk hissi, olayın kendisinden değil aile fertleri ile daha sonra yaşanan olaylardan kaynaklanır.

Adolesanlar; okulda akademik ve davranış sorunları, suça eğilim, konversif tablolar, panik ataklar yaşayabilirler (Panik ataklar; homoseksüel saldırı yaşayan erkek çocuklarda izlenir). Kirli ve değersiz olma hissi yaşanabilir. Adolesan kızlar; mazoistik çok eşli cinsel yaşam (bilinçsiz fantezilerine hitap ettiği için) tercih edebilirler. Ayrıca cinsel istismarın; genital hasar, hamilelik ve zührevi hastalık kapma fiziksel zararları da olabilir. [25] Yapılan bazı araştırmalarda kadınlarda uyuşturucu bağımlılığının daha yüksek oranda cinsel istismara uğrayan kişilerde ortaya çıktığı, daha sıklıkla frigide, çok eşlilik ve depresyon görüldüğünü ortaya koymuştur. [26]

Bunun yanı sıra cinsel istismarın, kendileri da cinsel istismara uğramış kişiler tarafından sıklıkla yapıldığı da araştırma sonuçlarında ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak cinsel istismar, bireyin ebeveyn ve cinsel olarak fonksiyonlarını etkilemektedir.

Duygusal İstismar ve Çocuk İhmali

Çocuk istismarının sıklıkla görülen bir başka tipi de ihmalidir. Çocuğun içgörüsünü ya da duygusal bütünlüğünü bozan her tür kronik eylem ya da eylemsizlik olarak tanımlanan Çocuk İhmali; çocuğa bakmakla yükümlü olan kişilerin bu yükümlülüğü yerine getirmemesi, çocuğu fiziksel ya da duygusal olarak ihmal etmesidir. Çocuk İhmali kavramı son yıllarda ayrı bir kategori olarak ele alınmaya ve değerlendirilmeye başlanmıştır.

Çocukla sürekli alay etme, aşağılama, çocuktan kapasitesinin ötesinde aşırı beklenti içinde olma, aşırı koruma, bağımlı kılma, aşırı otorite, çocuğun davranışlarıyla uyumsuz ağır cezalandırma ve iz bırakmasa da yüze şiddet uygulama, beslenme, giyim, tıbbi gereksinimler, duygusal ihtiyaçlar, veya optimal yaşam koşulları için gerekli ilgiyi göstermeme gibi eylemler Çocuk İhmali kapsamında değerlendirilmektedir. Bunun yanı sıra, çocuğu terk etme, gereksinimleriyle ilgilenmeme, yok sayma, çocuğun iletişim çabasına tepkisiz kalma da "eylemsizlik biçiminde" Duygusal Çocuk İhmal ve İstismarı olarak da tanımlanmakta ve bu tür ihmal davranışları çocuklar üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır.

Cinsel Çocuk İhmal ve İstismarı ve kronik fiziksel Çocuk İhmal ve İstismarı kaçınılmaz olarak duygusal zararlara yol açar, ancak şu anki pratikte bu zararlar duygusal Çocuk İhmal ve İstismarı olarak sınıflandırılmamaktadır.

Çocuk İhmali olarak görülen davranışların çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri son yıllarda yapılan araştırmalarla ortaya çıkmaya başlamıştır. Örneğin; Çocuk Suçluluğu üzerine yapılan araştırmalar sonucunda da ailesi tarafından ihmal edilen çocukların suça yönelme olasılıklarının yüksek olduğu belirlenmiştir. Bulgulara göre; çocuklarına karşı ilgisiz, sevgi ve şefkatten yoksun ya da onları açık bir şekilde reddeden 42 annenin %33,3’ü, 68 babanın %30,9’unun çocukları suça itilirken; bu biçimde davranmayan 339 annenin %17,4’ü, 286 babanın %16,1’inin çocuklarının suça itildiği ortaya çıkmıştır. Smith ve Walters tarafından babalar ve ailedeki işlevleri konusunda derlenen araştırma sonuçlarına göre erkek çocukların suçluluğuna, anneden çok babaların katkıda bulunduğunu göstermektedir. [27]

Yine araştırma sonuçlarına göre “evden kaçma”, çocuğun yetersiz toplumsallaşmasına yol açan ana baba davranışlarına karşı antisosyal olarak nitelendirilebilecek bir davranıştır. Reddeden, ihmal eden, aşırı kısıtlayan, ilgisiz ana baba davranışları arasında ilişki vardır. [28]

Ayrıca çocuk ihmali sonucunda açlık, hipotermi ya da donma nekrozlarının görüldüğü tıbbi araştırmalar sonucunda belirlenmiştir. KAYABEYOĞLU, bu tür vakaların ölümle sonuçlanabildiğini belirlemiştir.[29]

Ekonomik İstismar ve Çalışan Çocuklar

Günümüz toplumlarının en önemli sorunlarından birisi de çocuk emeğinin istismar edilmesi ya da diğer bir deyişle çalışan çocuklar sorunudur. DİE 1994 yılı Çocuk Anketi sonuçlarına göre, ülkemizde 6 – 14 yaş grubunda ekonomik işlerde 1 milyon 8 bin çocuk çalıştırılmaktadır.

Çalışan çocukların sayısı, kendi yaş gruplarındaki çocukların %8,5’unu oluşturmakta ve bu çocukların asgari çalıştırılma yaşı olan “15 Yaş”ın altında çalışmaya başladığını göstermektedir. Yapılan araştırma çalışan çocukların %41’inin okula devam etmediğini ve %59’unun da okula devam ettiğini göstermiştir. [30]

Yine aynı araştırmada, çalışan çocukların %77’sinin tarım, %10,7’si sanayi, %5,1’i Ticaret ve %7,2’si hizmetler sektöründe çalışmaktadır. Çalışan çocukların eğitim durumları ise; %85,8’i ilkokulu bitirmiş ve %4, 6’sı ilkokulu terk etmiş ya da hiç okumamıştır. Bu çocukların %97,9’u zorunlu ilköğretimden sonra üretime katılmış %24,7’si çalışmaya başladıktan sonra Çıraklık Okulu’na gönderilmiştir. Çocukların %22,9’kız ve %77,1’i erkek çocuklardır. Yapılan bu araştırma, çocukların %48,4’ünün okumak istediğini başka bir deyişle okumaya özlem duyduğunu ortaya koymaktadır. Ancak bu özlem toplumsal ve ekonomik gerçeklerle sınırlanmakta yerini çalışma yaşamı ile ilgili başka özlemlere bırakmaktadır. Çocukların yalnızca %3,2’si gelecekte okula yeniden dönebileceğini düşünmektedir. Çocukların büyük çoğunluğu ise (%84,2) yaşamını hiç ara vermeksizin çalışarak sürdürebileceğini söylemektedir. [31]

Çocukların çalışma nedenleri, Türkiye’nin sosyal, ekonomik kültürel sorunları ile yakından ilgilidir. Gelir dağılımındaki giderek artan adaletsizlik, yaygınlaşan yoksulluk, köyden kente hızlı bir şekilde göç ve bunun sonucunda ortaya çıkan toplumsal ve ekonomik sorunlar, kaçak işçiliğin artması, çocuk emeğinin ucuz olması ve işverenin de ucuz iş gücünü tercih etmesi sonucunda çalışan ya da çalışma hayatına itilen çocuk sorunu ortaya çıkmaktadır.

Çalışan çocuk, yaşadığı bölgede yoksullaşan, o bölgede yaşama olanağı kalmadığı için göç eden; ama göç ettiği bölgede de aradığını bulamayan ailelerin çocuklarıdır. Çalışan çocuk ailesi yoksul olduğu için okuldan ayrılmış, yoksulluk koşullarında yaşamını sürdürebilmek ve yoksullukla savaşımında ailesini destekleyebilmek için üretime katılmak zorunda kalmış çocuktur. Çalışan çocukların ailesinin eğitim düzeyi düşüktür. Aileler genellikle çok çocukludur. Ailede genellikle birden fazla çocuk üretim sürecine katılmıştır. [32]

Çocuklar, çalıştıkları sektörler ve çalışma şekilleri ne olursa olsun, çalışma hayatının ortak risk ve tehlikeleri ile karşı karşıya kalmaktadır. Çalışılan ortam ve yapılan işler genellikle çocuklara uygun değildir ve çocukların fiziksel ve ruhsal sağlığını tehdit eder niteliktedir. Çocuklar; çocukluklarını yaşayacakları, eğitim görecekleri yaşlarda bu haklardan yoksun kalmakta ve ekonomik istismar ve sağlıksız koşullarda çalıştırılmaları nedeni ile sağlık sorunları yaşayabilmektedir.

3.  ÇOCUK İHMAL ve İSTİSMARI ALANINDA SOSYAL HİZMET:

1800’lü yılların sonlarında gönüllü çalışmalarla başlayan ve daha sonra profesyonel bir hizmet modeli haline gelen Sosyal Hizmetler, Sosyal Refah kavramının ortaya atılmasından sonra büyük bir gelişme göstermiştir. Sosyal Hizmetin mesleki etkinliğinin odağı, bireyin toplumsal işlevselliği ve çevresi ile olan etkileşimidir.[33]

Sosyal hizmet mesleğinin diğer meslekler gibi sorun çözme fonksiyonu vardır. Sosyal hizmet değerlerini içinde bulunduğu toplumun kabul ettiği değerlerden almaktadır. Bununla beraber sosyal hizmet değerlerinin toplumun genel ve egemen olarak kabul edilen veya uyarlanan değerlerle benzer ya da aynı olması gerekli değildir.

Diğer meslekler gibi sorun çözme fonksiyonu olan sosyal hizmetin “Çocuk İhmal ve İstismarı” sorununa ilgisiz kalması düşünülemez. Kaldı ki konu sosyal hizmetin temel alanlarından “Aile ve Çocuk Refahı” içerisinde ele alınmaktadır. Aile sorunlarının çözülmesi, ailenin düzenli bir şekilde gelişmesi ve devam etmesi amacını güden çalışmalar sosyal hizmetin “Aile Refahı” alanını oluşturur. Aile refahı ile birlikte düşünülen “Çocuk Refahı” alanı da önemli hizmetleri içerir. Çocukların refahına etki eden her husus aynı zamanda çocuğun üyesi bulunduğu bütün grupların, ailenin ve toplumun refahı ile ilgilidir. Çocuk refahı alanı bu bakımdan yalnız çocuk için değil tüm grubun refahı için toplum kaynaklarının düzenlenmesinin bir bölümünü oluşturur.[34]

Ancak, Çocuk ihmal ve İstismarı olgusu sadece sosyal hizmetin aile ve çocuk refahı alanına girmemektedir. Çocuk ihmal ve İstismarı olgusunun çocuk üzerinde yarattığı tahribat nedeni ile başta psikosomatik rahatsızlıklar olmak üzere tıbbi ve psikiyatrik rahatsızlıklar da ortaya çıkmaktadır. Aynı şekilde çocuklarını ihmal yada istismar eden ailelerde ya da İstismarcılarda da benzer rahatsızlıklar görülebilmektedir. Nitekim psikiyatrların yaptığı bir araştırmada istismarcılarda çeşitli düzeylerde psikiyatrik bozukluklar saptanmıştır. [35] Bu da Çocuk İhmal ve İstismarının aynı zamanda psikiyatrik ve tıbbi açılardan da ele alınmasını ve yapılacak çalışmaların multidisipliner olmasını gerektirmektedir.

4.   ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARININ ÖNLENMESİ ÇALIŞMALARI;

"Çocuk İhmal ve İstismarının Önlenmesi"ne yönelik çalışmalar için üç aşamalı bir plan uygulamaya konmuştur.



BİRİNCİ AŞAMA “EĞİTİCİLERİN (PROFESYONELLERİN) EĞİTİMİ”

Çalışmanın 1. aşaması eğiticilerin eğitimi aşamasını içermektedir. Bu aşamada Çocuk İhmal ve İhmal ve İstismarı’nın önlenmesi alanında çalışmak isteyen profesyonel meslek elemanlarının eğitimleri aşamasıdır. Bu aşama da 3 farklı yöntem kullanılmıştır.

1.  Kendi Kendine Eğitim (Kitap, dergi, İnternet kullanımı, kongre, panel ve konferans gibi organizasyonlara katılım vb.)

2.  Eğitici Yanında Eğitim (Yurt dışı ya da yurt içinde Çocuk İhmal ve İstismarı konusunda çalışma yürüten ve konusunda uzman olan kişilerin yanında çalışarak,

3.  Eğitici getirerek kurs ve hizmet içi eğitim seminerleri,

·  Aile Terapisi Teknikleri Eğitimi,


·  İnsan İlişkilerinde Yaratıcı Drama Eğitimi,
·  Psikodrama ve Grup Psikoterapisi Eğitimi.

İKİNCİ AŞAMA “KORUYUCU ve ÖNLEYİCİ ÇALIŞMALAR”

Çalışmanın 2. aşaması; Çocuk İhmal ve İstismarının Önlenmesi için alınması gereken önlemler ile İhmal ve İstismara uğradığı belirlenen çocukların yeniden ihmal ve istismar edilmelerinin önlenmesi için yapılması gereken eğitim çalışmalarını kapsamaktadır. Bu aşamada Fiziksel, Cinsel, Ekonomik ve Duygusal İstismar ile Çocuk İhmali konularında eğitim ve tanıtım çalışmaları yapılmış bu amaçla yerel yazılı, işitsel ve görsel medya araçları kullanılarak televizyon ve radyo programları yapılmıştır.

Bunun yan sıra profesyonellere yönelik formasyon eğitimlerine ağırlık verilmiş ve bu amaçla başta Milli Eğitim, Sağlık, Emniyet ve Sosyal Hizmetler çalışanları olmak üzere çocuk ile ilgili olan tüm kamu kurum ve kuruluşlarında konu ile ilgili hizmet içi eğitim seminerleri düzenlenmektedir.

ÜÇÜNCÜ AŞAMA "TEDAVİ ve REHABİLİTASYON"

Çalışmanın 3. aşaması İhmal ve İstismar vakalarında 1 Derecede çocuğun ve 2. derecede ailenin örselenmesini önlemek ve bu amaçla Tedavi ve Rehabilitasyon Çalışmalarının yürütüleceği "ÇOCUK KORUMA MERKEZİ"olarak tanımlayabileceğimiz bir "ÇOCUK ve GENÇLİK MERKEZİ"kurulması ve işletilmesi çalışmalarını içermektedir.

Günümüzde Çocuk İhmal ve İstismarı’nın giderek önem kazanması bu konuda verilmesi gereken tedavi ve rehabilitasyon hizmetlerinin profesyonel ve işlevsel olarak planlanmasını gerektirmektedir. Özellikle fiziksel ve cinsel istismar vakalarında ilk muayene ve tıbbi tedavi sonucunda, çocuk ya bir Sosyal Hizmet Kuruluşu’na yerleştirilmekte ya da ailelerine teslim edilmektedir. Bu da çocukların ve ailelerin bir anlamda kendi kaderlerine terk edilmeleri sonucunu doğurmaktadır. Yeterli destek ve rehabilitasyon hizmeti alamayan çocuk ve aile yalnız bırakılma duygusu yaşamakta, bu da istismar sonrası örselenmenin devam etmesine ve giderek kronikleşmesine yol açmaktadır. Yapılan çalışmalar, yaşamlarının herhangi bir döneminde istismara uğramış kişilerin ileride kendi çocuklarına ya da çevrelerindeki diğer çocuklara karşı istismarcı bir tutuma girebildiklerini göstermektedir. Bu da fiziksel ya da cinsel istismara uğramış çocuklara ve ailelere yönelik rehabilitasyon programlarının hazırlanmasını ve uygulanmasını gerektirmektedir. Ancak bu tür rehabilitasyon programlarının uygulanabileceği bir merkez bulunmamaktadır. İstismara uğramış çocuklara ve ailelerine yönelik rehabilitasyon programlarının olmaması, korunma altına alınan ya da ailelerine teslim edilen çocukların mağduriyetini arttırmaktadır. Bu da çocukların ilerideki yaşamlarını direkt olarak etkilemektedir.

Her hangi bir İhmal ve İstismar olayında acil müdahale edebilecek ve çocuk ve aile ile ilk görüşmeyi yapacak, travma sonrasında 1. derecede çocuğun ve 2. derecede ailenin örselenmesini önleyecek tedbirlerin alınmasını sağlayacak, çocuktaki ve ailedeki olası travma ve örselenmeyi tedavi ve rehabilite etmek amaçlı çalışmaların yürütülebileceği, yataklı ve ayakta rehabilitasyon hizmeti verebilecek, çocuk ihmal ve istismarı ile rehabilitasyon yöntemleri konusunda uzman personele sahip (ÇOCUK ve GENÇLİK MERKEZİ) kurulması; bir gereklilik olarak karşımıza çıkmıştır. “Çocuk Koruma Merkezi” olarak tanımlanan “Çocuk ve Gençlik Merkezi” için 180 – 200 M2 büyüklüğünde bir binanın asgari hizmetleri karşılayacağı hesaplanmış bu amaçla Mülkiyeti S.H.Ç.E.K.’e ait ve yıkıntı halinde terkedilmiş olan bir bina S.H.Ç.E.K. Genel Müdürlüğünden istenmiş ve Dünya Bankası’ndan sağlanan kredi ile 100.000.000.000.- TL (Yüz Milyar TL) harcanarak binanın onarımı ve tefrişi yapılmıştır.

Sosyal Hizmetin; Koruyucu ve Önleyici, Tedavi ve Rehabilite Edici, Geliştirici ve Değiştirici işlevleri ile Sosyal Hizmette Mikro, Mezzo ve Makro yaklaşım modellerinin uygulanma alanı bulacağı Çocuk ve Gençlik Merkezi, aynı zamanda Multidisipliner bir yaklaşımla ve diğer meslek gruplarının de katkıları ile bir ekip çalışması halinde soruna müdahale edecek şekilde yapılandırılmaktadır.

Çocuk İhmal ve İstismarı’nın önlenmesi konusunda yapılacak her türlü çalışma ve özellikle Fiziksel ve Cinsel istismar ile ağır ihmale maruz kalmış çocukların örselenmelerini en aza indirecek rehabilitasyon programlarının uygulanabileceği merkezin kurulmasından sonra, tüm eğitim çalışmaları ve konu ile ilgili projeler bu merkez tarafından hazırlanmakta ve uygulanmaktadır.



5.   ÇOCUK ve GENÇLİK MERKEZİ KURULUŞ AMACI:

Çocuk Koruma Merkezi aşağıdaki hedeflere ulaşmak amacı ile kurulmuştur.

Toplumun geleceğinde etki payı çok yüksek olan yeni nesillerin fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı olması, kendi değerlerinin farkında olarak yetişmesi ve bu değerleri insanlığın yararına kullanabilmesi onlara sağlanacak olan koşullarla yakından ilgilidir. Çocuğun birey olarak çıkarını gözeten ve çocuğun çıkarını toplumun çıkarı ile bütünleştiren yaklaşım, çocuğun toplumun geleceği olduğu düşüncesine içerik kazandırmaktadır. Çocukların sorumluluk sahibi, bilinçli ve nitelikli bir birey olarak yetiştirilmesi toplumun bugünü ve geleceği ile örtüşmektedir. Birey olarak her çocuğun temel hak ve özgürlüklerden, sosyal ve ekonomik haklardan yararlandırılması, İhmal ve İstismar edilmesinin önlenmesi geliştirilecek olan çocuk politikalarının ve uygulamalarının özünü oluşturmaktadır.

Ancak açıkça görülmektedir ki, çocuğun ihmal ve istismar edilmesi onun kişiliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Kişiliği olumsuz yönde etkilenen çocukların geleceği de tehlike altına girmektedir.

Yapılan araştırmalar sonucunda "Çocuk İhmal ve İstismarının Önlenmesi" için gerekli olan koruyucu ve önleyici çalışmaların planlanması, organize edilmesi ve uygulanması; özellikle cinsel, fiziksel veya ağır ihmal sonucu travmaya maruz kalan çocuklar ile bu çocukların ailelerine yönelik, 1. derecede çocuğun ve 2. derecede ailenin örselenmesini önleyecek tedbirlerin alınmasının sağlanması; çocuktaki ve ailedeki olası travma ve örselenmeyi tedavi ve rehabilite etmek amaçlı çalışmaların yürütülebileceği, yataklı ve ayakta rehabilitasyon hizmeti verebilecek, çocuk, aile ve topluma yönelik çalışmaların uygulamaya konacağı tam donanımlı ve gerektiğinde uzun süreli rehabilitasyon çalışmalarının yapılabileceği ve "ÇOCUK KORUMA MERKEZİ" olarak tanımlayabileceğimiz bir "ÇOCUK ve GENÇLİK MERKEZİ" kurulması bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır.

 Çocuk ve Gençlik Merkezinde;



  • Çocuğun yüksek çıkarlarının korunması ana kriterdir. Bu amaçla kriz ve problem durumlarında müdahale edebilecek ve çocuğun örselenmesini önleyebilecek; ilk görüşme, teşhis ve tedavisinin yapılmasını sağlayacak bir “İlk Müdahale Ekibi”nin kurulmuştur.

  • Cinsel ve fiziksel istismar ile ağır ihmal vakaları sonucunda çocuklar genellikle korunma ve bakım altına alınarak Sosyal Hizmet Kuruluşlarına yerleştirilmektedir. Ancak özellikle aile içi cinsel istismarı olarak tanımlanan (Ensest) vakalarda çocuk çok daha ağır bir travma yaşamaktadır. Böylesine ağır bir travma ile karşılaşan çocuk Emniyet, Hastane, Adli Tıp, Adliye ve Sosyal Hizmetler sarmalında gidip gelmekte böylece yaşadığı travma ve örselenme kronikleşmektedir. Bunun yanı sıra böylesine ağır bir travma yaşayan çocuğun yeterli tedavi ve rehabilitasyon programından yararlanamadığı da bir gerçektir. Travmaya maruz kalmış çocukların belli bir süre “ÇOCUK ve GENÇLİK MERKEZİ”nde verilecek tedavi rehabilitasyon hizmetinden yararlanması çocuğun daha az zarar görmesini ve ileride olabilecek olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmasını sağlayabilecektir.

  • Aile dışında oluşan Cinsel İstismar vakalarında çocukla beraber ailenin de travmaya uğradığı bilinen bir gerçektir. Ancak böyle durumlarda aileler genellikle içine kapanmakta, çocuklarına karşı nasıl davranacaklarını bilememekte bazen yanlış davranışlar gösterebilmektedir. “ÇOCUK ve GENÇLİK MERKEZİ” çocukların yanı sıra ailelere yönelik tedavi ve rehabilitasyon programlarının geliştirilmesi ve uygulanması alanında çalışmalar yürütecek şekilde çalışmaktadır.

  • Böyle bir travmaya maruz kalan çocukların okul ve arkadaş çevresinde de örselendiği bir gerçektir. Çocuk Koruma Merkezi tarafından aynı zamanda okul ve arkadaş çevresine yönelik çalışmaları da planlayacak ve organize edecek şekilde programlar geliştirilmektedir.

  • AÇSP ve Sağlık Ocakları ile iş birliği yapılarak doğumdan itibaren ihmal ve istismar konusunda risk taşıyan ailelerin belirlenerek çocuk gelişimi ve psikolojisi konularında hizmet götürülmesi gerekmektedir. Bu amaçla İl Sağlık Müdürlüğü ve Üniversiteler ile iş birliği yapılmaktadır.

  • "Ana-baba okulu", "evliliğe hazırlık" gibi herkesin katılabileceği kurslar açılarak evliliğe veya çocuk sahibi olmaya hazırlanan çiftlere rehberlik edilmesi çalışmaları merkez tarafından planlanmaktadır.

  • Kendine güvenli, saygılı ve her zaman kendini aşmayı hedeflemiş bireyler yetiştirebilmek için onların haklarına doğdukları andan itibaren saygı gösterilmesinin sağlanması ve bu konuda etkili bir mücadele için tüm kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin güç birliği yapmasının sağlanmış ve ortak çalışmalar organize edilmektedir.

  • Çocuk İhmal ve İstismarının, genelde gizli tutulması eğiliminin olduğu bilinen bir gerçektir. Ailelerin ihmal ya da istismar konularında konularda daha rahat yardım almalarını sağlamak amacı ile profesyonel meslek elemanlarına internet üzerinden erişim sağlanması için bir “İnternet Sitesi” kurulmuş olup Aralık 2004 tarihinde hizmete girecektir. 

  • İhmal ve İstismar, sonucu evinden kaçan, sokakta çalışmak ya da sokakta yaşamak zorunda kalan çocukların ailelerine geri dönmelerinin sağlanması ve sokak çocuklarının oluşumunun önlenmesi Çocuk ve Gençlik Merkezi’nin hedefleri arasındadır.

  • Yapılan araştırmalar suça yönelen çocukların büyük kısmının ihmal ya da istismara uğradığını göstermektedir. İhmal ve istismarın azaltılması ile suça itilmiş çocuk olgusunun azaltılabileceği düşünülmektedir.

  • İhmal ve İstismar sonucu oluşabilecek Ergen İntiharlarının asgari düzeye indirilmesi merkezin hedefleri arasındadır.

  • Mahkeme aşamasında çocukların örselenmesinin önlenmesi ve bu amaçla gerekli yasal düzenlemelerin yapılabilmesi için Baro ile iş birliği yapılmakta ve ortak çalışmalar organize edilmektedir.

  • İhmal ve İstismar vakalarında çocukların basın ve görsel medya yoluyla örselenmelerinin ya da istismar edilmesinin önüne geçilmesi için kurumsal önlemlerim alınması yönünde kamuoyu yaratılması merkezin görevleri arasındadır.

Çocuk İhmal ve İstismarının Önlenmesi alanında yapılacak çalışmaların daha etkili olması için Başta Aydın Valiliği olmak üzere İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, Adli Tıp Kurumu, Adnan Menderes Üniversitesi, Jandarma, Aydın Barosu, Aydın Belediyesi ve Sivil Toplum örgütlerinin katkı ve katılımları sağlanmıştır. Söz konusu kurumların katkı ve katılımlarının sağlanması, kurumlar arasındaki eşgüdüm ve koordinasyonu sağlamaktadır.

ÇOCUK ve GENÇLİK MERKEZİ ÇALIŞMA MODELİ

Merkez 24 saat esasına göre çalışan gündüzlü bir kuruluş olarak hizmet vermektedir.

Çocuk Koruma Merkezi’nde öncelikle bir “İLK MÜDAHALE EKİBİ” oluşturulmuştur. Çekirdek ekip olarak nitelendirilecek olan bu ekip diğer ihtisaslaşmış ekiplerle iş birliği yapacak şekilde organize olmuştur.



Adli Tıp Uzmanı / Hekim, Sosyal Hizmet Uzmanı, Psikolog / Psikolojik Danışman ve Avukattan oluşan ve ilk müdahaleyi yapacak olan bu ekibin ana görevi İhmal ya da istismara uğramış çocuğa ilk müdahaleyi yapmak, çocuktaki ve ailedeki travma so azaltılması ve çocuk ile ailenin örselenmesinin minimal düzeye indirilmesidir. Çalışmaların tek merkezden yürütülmesi Emniyet, Hastane, Sosyal Hizmetler ve Cumhuriyet Savcılığı sarmalında oluşabilecek örselenmeyi en aza indireceği gibi, verilerin tek merkezde toplanmasıyla rehabilitasyon programlarının daha sağlıklı olarak planlanmasını ve uygulanmasını sağlamaktadır.

Multidisipliner bir yaklaşım ve kurumlar arası iş birliği ile oluşturulan ÇOCUK ve GENÇLİK MERKEZİ Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme kurumu’na bağlı olarak çalışmaktadır. İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Üniversite, Baro, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Jandarma Komutanlığı ise görevlendirdikler temsilciler aracılığı ile merkez çalışmalarına katılmaktadır.

Merkezin Görevleri

a-  0 – 18 yaşları arasında olup herhangi bir şekilde İhmal ya da İstismara uğramış çocuklar ile bu çocuklara ilk müdahaleyi yapmak, soruna yönelik tanı ve teşhisi koymak, çocuk ve aileye gerekli tıbbi, psikolojik, sosyal ve hukuki yardımı vermek, çocuk ve ailesine yönelik tedavi ve rehabilitasyon programlarını belirlemek ve uygulamak, çocuk ve ailenin gerekli makamlara devretmek ve diğer kurum ve kuruluşlar ile iş birliği yaparak çocuk ve aileyi izlemek görevlerini yerine getirmek,

b-  İhmal ya da istismar şüphesi ile merkeze gelen ya da gönderilen çocuklara yönelik fiziksel, psikolojik, duygusal ve sosyal yönden ilk değerlendirmeyi ve müdahaleyi yapmak, gerekli raporları hazırlamak, adli makamlar ya da mahkemeler tarafından gönderilen vakalarda konu ile ilgili gerekeli değerlendirme ve incelemeyi yaparak “Bilirkişi Raporu” düzenlemek, ilgili yasa ve mevzuat çerçevesinde gerek görülen olgularda ilgili makamlara suç bildirimini yapmak,

c-  Çocuk İhmal ve İstismarı konusunda bilimsel araştırmalar yapmak,

d-  Çocuk İhmal ve İstismarı konusunda Kamu Kurum ve Kuruluşları, Sivil Toplum Örgütleri ve halka yönelik eğitim çalışmalarını planlamak, organize etmek ve uygulamak,

e-  İhmal ve istismara uğramış çocuğun kendisine, ailelere ve içinde yaşadığı sosyal çevreye yönelik sosyal hizmet programları hazırlamak ve uygulamak,

f-  Çocuklarla ilgili her türlü yönetsel ve mesleksel kayıtları tutmak, belgeleri saklamak,

g-  Çocukların ve ailelerin durumlarını inceleyerek 2828 sayılı kanun kapsamında koruma altına alınması gereken çocuklara ilişkin ilgili mevzuat doğrultusunda çalışmaları başlatmak,

h-  Travma sonrası stres tepkilerini azaltmak ve çocukların sosyalleşmesini sağlayarak, her türlü sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif etkinlikleri düzenlemek,

i-  Konu ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlar ile gönüllü kuruluş ve kişilerle işbirliği yapmak; eşgüdüm içinde çalışmayı sağlayıcı önlemler almak,

j-  Merkezde tam ve yarı zamanlı görevli meslek elemanları tarafından konu ile ilgili nicel ve nitel bilgileri toplamak, bu bilgilerin yorum ve değerlendirmesini yapmak, izlenecek strateji ve uygulanabilecek mesleki müdahale yöntem ve tekniklerini belirlemek, bu doğrultuda gerekli mesleki çalışmaları yapmak,

k-  Merkezde çalışacak tam ve yarı zamanlı personele ve hizmetlerin yürütülmesinde birlikte çalışılan kurum, kuruluş ve kişilere yönelik sorun alanına ve uygulamalara ilişkin hizmet içi eğitim programları düzenlemek,

l-  Sosyal hizmet kurum ve kuruluşları dışındaki birimlerle sağlık, eğitim, hukuk, istihdam, sosyal güvenlik vb. konularda her türlü mesleki ilişki kurmak, işbirliği yapmak ve eşgüdüm içinde çalışmak,

m-  Merkezle ilgili her türlü yönetsel iş ve işlemi yerine getirmek; merkez kayıtları ve çalışma raporlarını gizlilik ilkesini ihlal etmeyecek şekil ve uygunlukta düzenli aralıklarla ilgili makamlara iletmek,

n-  Çocuk İhmal ve İstismarı kapsamına giren konularda “Bilirkişi Raporu” düzenlemek

görevlerini yerine getirmektedir.



Yüklə 167,84 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin