y
A
d
w
g
g
g
g
b h
b
ah
b
=
+
+
-
+
-
Eğer
h >0 iken
(1
)
h
b
-
DYY’ler beşeri sermaye stoğunda dolayısıyla fiziksel
sermaye ve çıktı esnekliğininde pozitif etki yaratarak olumlu dışsallık yaratacaktır.
Diğer bir ifadeyle yurtiçi yatırımlar ile yabancı yatırımlar arasında tamamlayıcılık
ilişkisi ortaya çıkacaktır.
Mello fayda maksimizasyonunu kullanarak gerçekleştirdiği DYY’lerin
ekonomik büyüme etkisi hesaplamasında, arz odaklı büyüme hesaplamasına ev sahibi
ülkedeki talep yapısı ve tüketici davranışlarını da dahil ederek büyüme hesaplamasına
farklı bir bakış açısı getirmiştir.
124
0
( )
t
t
Max
u c e dt
¥
-
=
ò
l
fayda fonksiyonu,
l = faydasını maksimize eden tüketicinin zaman tercihi oranı, yani bugün yapacağı
tüketimi gelecekteki yapacağından üstün tutma oranı,
C= özel tüketim,
(1
)
(1
)
d
w
k
Ak
k
c
b h
b
ah
b
°
+
-
-
=
-
(0) 0
d
k
³
U(c)= ln c tüketimin büyüme oranı varsayarsak,
(1
) 1
(1
)
/
(1
)
d
w
C
C
A
k
k
b h
b
ah
b
b h
b
°
+
- -
-
=
+
-
-
1
h =
olduğunu varsayarsak
(1
)
1
b h
b
+
-
=
(1
)
/
w
c c
Ak
a
b
°
-
=
- l
(1
)
lim
kw
w
Ak
a
b
-
®¥
> l denklemde sermayenin marjinal ürünü olarak gösterilen l ve uzun
dönemli büyüme oranı DYY stoğu ile pozitif yönlü bir ilişkiye sahiptir.
Uzun dönemli büyüme oranı, tüketicinin zaman tercihine, yurtiçi sermayenin
verimliliğine, yurtiçi sermaye stoğu ile yerli ve yabancı teknolojilerin sermaye stoğunu
uyarma yönündeki tamamlayıcılık ilişkisine bağlı olacaktır.
L. R. DE Mello’nun (1999) bir diğer çalışmasında ise, 1970-1990 Döneminde
OECD ve OECD dışı olmak üzere 32 ülke için panel data ve zaman serisi analizi
kullanarak DYY’lerin ev sahibi ülke ekonomisi üzerindeki sermaye birikimi, çıktı ve
toplam faktör verimliliğini arttırmadaki etkisi araştırılmıştır.
Zaman serisi analizinde içsel büyüme teorisinde savunulan faktör birikiminin
hasılada sürekli ve kalıcı artışlar yaratacağı görüşünün ortaya çıkardığı doğrusallık
hipotezinden (linearity hypothesis) yola çıkılarak, büyüme içsel olarak belirleniyor ise
uzun dönem ekonomik büyümenin DYY’ler tarafından oluşturulan dışsallıklar
vasıtasıyla sabit bir değere yakınlaşmayacağı varsayımını test etmek için Dickey-Fuller
eşitliği kullanılmıştır.
0
1
1
( )
(
1)
(
)
( )
i
m
n
i
i
i
j
i
i
i
j
g t
g t
g t
j
e t
a
a
a
=
=
D
=
+
- +
D
- +
å
å
w
k
=Ev sahibi ülkedeki sermaye birikimi,
w
i
k
=
i
g
FDI
=
i
g
i
=
’nin büyüme oranı
125
Uygulama sonucunda OECD ülkelerinde DYY ve sermaye birikimi
arasında içsel büyüme teorisi çerçevesinde doğrusal bir ilişki bulunmazken, OECD
grubu dışındaki ülkelerde böyle bir ilişkinin varlığı ortaya çıkmıştır. Tek değişkenli
VAR modelinde ise, analizdeki bütün ülkeler için hasıladaki büyüme, sermaye birikimi
ve DYY serileri I(0)bulunarak büyümeyi arttırıcı bir sermaye ve DYY’nin kalıcı veya
sürekli etkilerinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Panel veri analizinde hem OECD hem de OECD grubu dışındaki ülkelerde
DYY’lerin ev sahibi ülkedeki yurtiçi yatırımlarla tamamlayıcı ilişki içerisinde olduğu
ve büyümeyi arttırıcı etki sağladığı gözlenmiştir.
Zaman serisi analizi ile panel veri analizi sonuçları arasındaki farklılığın nedeni,
zaman serilerinde hata terimi ile bağımsız değişkenler arasında korelasyon ilişkisinin
ortaya çıkmasına bağlanmaktadır. Ayrıca panel veri regresyonu uygulamada baz alınan
ülkeye ilişkin faktörlere yer vermesi nedeni ile daha güvenilir sonuçlar elde edilmesine
yardımcı olmaktadır.
DYY’lere yönelik bir çok çalışmada yatay veri seti ve zaman serileri yaklaşımı
kullanılmasına karşın panel data analizinin kullanılması uygulamadan daha gerçekçi
sonuçlar elde edilmesine yardımcı olmaktadır. Çünkü panel data analizi, yukarıdaki
çalışmada da ifade edildiği üzere DYY’leri açıklayan makroekonomik değişkenler
kadar endüstri yapısı ve sahiplik yapısı gibi endüstriye yönelik faktörlerinde
uygulamaya dahil edilmesine de imkan tanımaktadır.
İngiltere’nin yiyecek sektörü üzerinde 1982-1991 dönemi için Gıulıettı,
Mccorrıston ve Osborne, (2004) tarafından yapılan uygulamada ülkenin söz konusu
sektörüne ilişkin çıktı miktarının önemli bir kısmı yabancı yatırımcılar tarafından
gerçekleştirildiği ortaya çıkarken sahiplik yapısı ve endüstri yapısına ait değişkenlerin
açıklama gücü %40’larda iken, makroekonomik değişkenlerin açıklama gücü yalnızca
%10’dur. Buradan çıkan sonuç, panel data metodu açıklama gücü yüksek olduğundan
daha gerçekçi sonuçlar alınmasına yardımcı olmaktadır.
Kang, Du, Bhatia, Fried ve Liushits (2005), tarafından yapılan çalışmada DYY’ler ile
ev sahibi ülkelerin ekonomik büyümesi arasındaki ilişki araştırılmıştır. Uygulamada
1981-2000 yılları arasındaki döneme ilişkin olarak DYY, enflasyon, kamu harcamaları,
ticari açıklık, yurtiçi yatırımlar, okullaşma oranı, özel kredi, ve bir önceki yıla ait
GSYİH değişkenlerine yönelik veriler kullanılmış olup, yapılan uygulama dahilinde
DYY’lerin ev sahibi ülke ekonomisi üzerinde herhangibir büyüme yaratıcı etkisi
gözlenmemiştir.
126
Shiong (1997), tarafından Malezya ekonomisindeki imalât sanayine yönelik 9 alt
üretim dalındaki DYY’lerin ülkenin ekonomik performansı üzerindeki etkisi, fayda
maliyet analizi ile araştırılmıştır. Uygulamada DYY’lerin Malezya ekonomisi üzerinde
hem negatif hem de pozitif etkisi gözlenirken, pozitif etkisinin daha ağırlıklı olduğu
sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla bu çalışma DYY’lerin GOÜ’lerin ekonomik
kalkınmasında pozitif etkiye sahip olduğu görüşünü desteklemektedir.
Dostları ilə paylaş: |