Uzun Süreli Takip ve Prognoz
Kardiyovasküler ve metabolik yönden dengede,
böbrek fonksiyonları düzelmiş ve tedavi ile hiper-
tansiyonu kontrol altına alınmış olan hastalar tabur-
cu edilebilir
(6)
. Taburcu edilmiş hastalar ilk 6 ay 4-6
haftada bir, bir yıla kadar ise 3-6 ayda bir kontrol
muayenesine çağrılabilir. Antihipertansif tedavi
alanlar daha yakın takip edilmelidir. Hastaların
pediatrik nefroloji kontrollerinden çıkarılabilmesi
için hematüri ve proteinürinin düzelmesinin üzerin-
den en az bir yıl geçmiş olması tavsiye edilmektedir
(6)
. APSGN’nin yinelemesi beklenmemektedir; fakat
çok nadiren nüks eden vakalar bildirilmiştir
(37)
.
Çocuklarda APSGN’nin kısa süreli prognozu genel-
likle çok iyidir. Hastalık son derece ender olarak
hiperkalemi veya pulmoner ödeme sekonder ölümle
sonuçlanabilmektedir. Hastaların büyük çoğunlu-
ğunda uzun süreli takipte herhangi bir sekel kalma-
maktadır; on-yirmi yıllık takiplerinde anormal idrar
bulguları yaklaşık %20 oranında, hipertansiyon %3
oranında, azotemi ise %1’den az bildirilmektedir.
Erişkinde ise uzun süreli prognoz çocuklardan daha
kötü olup iyileşme sürecinde hastanın yaşı, eşlik
eden başka hastalıkların varlığı gibi faktörler önem
taşımaktadır
(8,9,38,39)
.
Çocuklardaki APSGN’ye bağlı kalıcı sekel oranının
düşük olmasına rağmen, GAS enfeksiyonları özel-
likle az gelişmiş ülkelerde çok önemli morbidite ve
mortalite nedenidir. Bu yüzden vakaların izlemi
kadar enfeksiyonların önlenmesi de önem taşımak-
tadır. GAS’a ait M proteinlerinin 200’den fazla
antijenik farklılık göstermesi nedeniyle, aşı geliştir-
me çalışmaları, uzun bir süre istenen başarıya ulaşa-
mamıştır. Ancak gelişmiş ülkelerdeki GAS enfeksi-
yon etkenlerinin %72’den fazlasını kapsayan ve faz
II klinik çalışması tamamlanan 26 valanlı bir aşının
geliştirilmesi, Amerika Birleşik Devletleri ve
Avustralya’da bu konudaki çalışmalara ayrılan
finansal desteğin büyük oranda artmasını sağlamış-
tır. Ardından geliştirilen 30 valanlı GAS aşısının,
içermediği diğer suşlara karşı da çapraz bir koruma
sağladığının preklinik çalışmalarda belirlenmesi,
gelecek için oldukça umut vericidir
(40)
.
Dostları ilə paylaş: |