M U S T A F A Ş E N O L
208
zarar görmeden, düşmanı amacından vazgeçmek zorunda bırak-
maktır” [40] demiştir. Yani bir anlamda saldırganı isteğinden, ama-
cından, saldırıdan veya savaştan caydırmak, söz konusu siber savaş
olduğuna göre “Siber caydırıcılık” en mükemmeli ve en mutlu ede-
ni olabilir.
Türkçede genellikle “korkutarak cesaret kırmak ve vazgeçirmek”
anlamlarında kullanılan “caydırmak” sözcüğünden türetilen “Cay-
dırıcılık” kavramı, TDK Sözlüğünde “Bir saldırganlığı önlemek ve
engellemek için önlem alma işi” [1] olarak açıklanmaktadır.
“Caydırıcılık”; hukuksal alanda “ceza veya hapis korkusuyla suç iş-
lemekten alıkoyma” [41], uluslararası ilişkilerde yani diplomasi ala-
nında “karşıdaki devleti emellerinden vazgeçirme davranışı veya
belirli davranışlara yönlendirme” [42], askeri alanda ise “düşmanı
çok yüksek bedel ödeyeceğine inandırarak bir hareketten vazgeçir-
mek için askeri güç, yaptırım ve tehditlerin kullanımı” [43] olarak
tanımlanmaktadır.
Geçmişe ve günümüze bakarak, hukuk alanında bireylerin çeşitli
cezalar ile suç işlemelerinin önlenmesine, diplomasi alanında dev-
letlerin çeşitli yaptırımlarla ilişkilerinin yönlendirilmesine ve askeri
alanda savaşmadan karşı tarafın farklı davranmasının
sağlanma-
sına, yani bu alanlarda caydırıcılık uygulamasına yönelik, pekçok
örnek sıralanabilir [39]; Adli olaylarda para ya da mahkûmiyet ce-
zaları, uluslararası ortamda devletlere çeşitli yaptırımların uygu-
lanması, klasik savaşta güçlü ordularla karşı
tarafa güç gösterisi,
tatbikatlar vb.
Caydırıcılığın yaygın olarak kullanılan genel tanımı ise,
bir düş-
manın, belirli bir eylemi gerçekleştirmek için maliyet/fayda hesap-
lamasına yönelik tahmini üzerinde yönlendirilmesidir [44].
Diğer
bir ifadeyle de, potansiyel faydaları azaltarak ya da olası masrafları
arttırarak (ya da her ikisini de birden), düşmanı eylemi yapmaktan
kaçınmaya ikna etmektir. Bu maksatla caydırıcılığın sağlanması için
“Saldırganın eylemini boşa çıkarma” ve “Cezalandırma (misilleme
tehdidi)” yoluyla saldırıdan vazgeçirilmesine dayanan iki yöntem
uygulanır. Bu yöntemlerden özellikle soğuk savaş döneminde ön
planda kullanılan ve nükleer caydırıcılığın esasını teşkil eden ceza-
landırma yoluyla caydırıcılığın başarıyla sağlanması için üç temel
H İ B R İ T S AVA Ş K A P S A M I N D A S İ B E R S AVA Ş V E S İ B E R C AY D I R I C I L I K
209
koşul bulunmaktadır [45]. Bunlar caydırıcının yetenekleri, misille-
me tehdidinin güvenilirliği ve tehdidin saldırgana iletilmesidir.
Saygınlık kaybı, gizlilik, kamu yararı, ulusal ve uluslararası güven-
lik vb. nedenlerle açıklanmayanlar yanında, yazılı ve görsel basın,
medya gibi açık kaynaklarda da yer alan siber saldırı olaylarına ve
bunların olumsuz sonuçlarına rağmen, siber savaşın bir savaş olup
olmadığı tartışmalarının devam ettiği gibi, siber alanda siber güçle
bir caydırıcılığın mümkün olup olmadığı konusunda da tartışmala-
rın başlamış ve devam etmekte olduğu görülmektedir [22].
Caydırıcılık ile ilgili yukarıdaki açıklamalardan doğrultusunda “Si-
ber caydırıcılık” nasıl tanımlanabilir? Sun Tzu’nun “En iyisi savaş-
madan baş eğdirmektir” [33] özdeyişinden de hareketle siber caydı-
rıcılık; kısaca “siber ortamda bilişim sistem ve altyapılarına saldırı
başlatacak saldırganı saldırıdan vazgeçirmektir” şeklinde tanımla-
nabilir.
Caydırıcılığı genel anlamda “karşı tarafa düşmanca eylemleri yap-
mama konusunda gözdağı verme” şeklinde açıklayan Libicki, si-
ber caydırıcılığı; “siber ortamda saldırganın eylemini boşa çıkarma
veya cezalandırma (misilleme tehdidi) yoluyla saldırıdan vazgeçir-
me” olarak tanımlamaktadır [22]. Bu konuda, siber güç ve siber sa-
vaş kapsamında misillemenin etkisinin de, Şekil 7.7’de belirtildiği
gibi, nükleer ve geleneksel (konvansiyonel) savaş kapsamında cay-
dırıcılıktan sonra, diplomatik ve ekonomik yaptırımlarla sağlanan
caydırıcılıktan ise önce geldiğinin kabul edilebileceğini belirtmek-
tedir [32].
Dostları ilə paylaş: