Dr. Carol S. Dweck
rıyor, özellikle Şubat ve Mart aylarında. Bu aylarda kış tam bitme
miştir, yaz mevsimi de görünür değildir. İşler yığılmıştır,
ilişkiler
ise yıpranmıştır. Uzun süredir gördüğüm şey ise farklı öğrencilerin
bunalımı farklı biçimde ele aldıklarıdır. Bazıları her şeyin kayıp
gitmesine izin verir. Diğerleri oldukça sefil hissetmelerine rağmen
dayanırlar.
Kendilerini derslere adarlar, çalışmayı sürdürürler ve
kendi başlarının çaresine bakarlar. Daha iyi hissettiklerinde yaşam
ları eksiksizdir.
Yakın zamanda düşünce tarzlarının bu farklılıkta bir rol oynayıp
oynamadığını görmeye karar verdik. Bunun için öğrencilerin dü
şünce tarzlarını
ölçtük ve onlara Şubat, Mart aylarında
üçer hafta
boyunca internet üzerinde "günlük" tutturduk.
Her gün ruhsal durumları, yaptıkları işleri ve sorunların üstesinden
nasıl geldikleri hakkında soruları cevapladılar. İşte keşfettiğimiz şey:
Sabitlenmiş düşünce tarzına sahip öğrenciler daha bunalımlıydı
lar. İncelemelerimiz gösterdi ki bunun sebebi sorunlar ve başarısız
lıklar hakkında uzun uzun düşünmeleriydi. Özellikle başarısızlığın
yetersiz ve değersiz olduğunuz anlamına gelmesi fıkri
onlara eziyet
ediyordu. "Beynimin içinde dönüp duruyor: Sersemin tekisin."
"Beni insanlıktan çıkaran bu düşünceyi
kafamdan bir türlü silip
atamıyorum." Yine başarısızlık onları etiketledi ve başarıya gidecek
hiçbir yol bırakmadı.
Kendilerini daha bunalımda hissettikçe, olayları umursamadık
ça; sorunları çözmek için de harekete daha az geçiyorlar. Mesela ders
çalışmaya ihtiyaçları olduğunda çalışmıyorlar, ödevlerini zamanında
teslim etmiyorlar, günlük işlerini sürdüremiyorlar.
Sabitlenmiş düşünce tarzına sahip öğrenciler daha fazla buna
lım göstermelerine rağmen, hala gelişme düşüncesine sahip mutsuz,
gerçekten bunalımda birçok insan var. Burada da gerçekten şaşırtıcı
bir şey gördük. Gelişme düşüncesi tarzına sahip insanlar kendileri
ni daha bunalımda hissettikçe, sorunları karşılamak için
daha çok
harekete geçiyorlar. Eğitim çalışmalarını sürdürüyor olduklarından
60
Dostları ilə paylaş: