ERİTEMA NODOZUM: 9 YILLIK DENEYİM*
Ali MERT
E
ritema nodozum (EN) inflama-
tuar nodüllerin en sõk nedeni-
dir. Klinik olarak; genellikle
tibianõn ön yüzüne yerleşen,
iki taraflõ ve 3-6 haftada ülserleşmeksi-
zin kendiliğinden iyileşen, deriden ka-
barõk, kõrmõzõ ve sõcak, basmakla çok
ağrõlõ deri nodülleridir.
1
Klasik histo-
patolojik görüntüsü derialtõ yağ lobülle-
rinin vaskülitsiz akut septal pannikü-
litidir.
1,2
Bu histopatolojik tablonun çe-
şitli antijenik uyarõlara karşõ çoğunluk-
la 3-6 hafta sonra oluşan, geç tipte aşõrõ
duyarlõlõk reaksiyonu sonucu oluştuğu
kabul edilmektedir. EN’un etiyolojisi
bölgelere ve ülkelere göre değişiklik gös-
terebilmektedir.
1-3
Pannikülitler, klinik
olarak ağrõlõ eritematöz nodüller oluş-
turduklarõ için, EN panniküliti diğer
pannikülitlerle ayõrõcõ tanõya girmekte-
* Anahtar Kelimeler: Eritema nodosum, Etiyoloji; Key Words: Erythema nodosum, Etiology; Alõndõğõ Tarih: 29 Kasõm 2001:
Doç. Dr. Ali Mert: İÜ Cerrahpaşa Tõp Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalõklarõ Anabilim Dalõ; Yazõşma Adresi
(Address): Dr. A. Mert, Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalõklarõ Anabilim Dalõ, 34303, Cerrahpaşa, İstanbul.
http://www.ctf.istanbul.edu.tr/dergi/online/2002v33/s1/021a7.pdf
Ocak-Mart 2002
ERİTEMA NODOZUM: 9 YILLIK DENEYİM: MERT
47
Background.- In this study, we investigated clinical features, the etiology, the predictive value of the
clinically established diagnosis, prospective follow-up results and also predictive factors of secondary
erythema nodosum (EN) in patients with EN.
Design.- A total of 44 patients (mean age :38) with a diagnosis of EN between 1993 to 2001 in our
clinic were included in the study prospectively. A biopsy was performed in 27 of the patients. Patients
were considered to have secondary when an underlying condition was found; and to have primary
when no such condition was found. For the diagnosis of the underlying diseases, the diagnostic
criteria and/or diagnostic methods were used. Categoric and continous variables were compared by
using chi-square and Mann-Whitney U tests respectively.
Results.- The majority of the patients were female (Female/Male: 8/1) and half (50%) had a
determined etiology. The leading etiology was primary tuberculosis (20%) followed in decreasing
order by poststreptococcal (14%), sarcoidosis (9%), inflammatory bowel diseases (IBD) (5%), and
Behçet’s syndrome (2%). Eleven (25%) patients had a complaint of cough; the diagnosis was primary
tuberculosis in 8 and sarcoidosis in 3. Two patients with arthritis were diagnosed as having Behçet’s
disease and Crohn’s disease. Tuberculin skin test was positive in 72% (13/18) and 53% (10/19) of
the patients with idiopathic and secondary EN respectively (p:0.22). All the patients were followed for
a mean duration of 6.5 years. The nodosities relapsed every year in 73% of idiopathic EN patients
but in only one (Behçet’s syndrome) of the secondary ones. A histology consistent with EN was seen
in 25 out of 27 patients. The predictive value of clinical diagnosis was determined as 93%. Predictive
variables for secondary EN were found as follows: fever (p=0.000), cough (p=0.000), sore throat
(p=0.008), not relapsing EN (p=0.000), an abnormal chest X-ray (p=0.000), leukocytosis (p=0.019),
an erythrocyte sedimentation rate of higher than 50 mm/hour (p=0.000) and a CRP value of higher
than 6-fold (p=0.02). All of the patients had bed rest and was given naproxen. The outcomes were
usually favorable within 7 days. The patients with an underlying disease were given the specific
treatment.
Conclusion.- EN has been associated with numerous diseases. In order to reduce cost and duration
of diagnosis, every population should determine its own most frequent etiologic factors. Predictive
variables for secondary EN should also be determined. Our study revealed primary tuberculosis,
streptococcal pharyngitis, sarcoidosis, IBD, and Behçet’s syndrome as the main etiologies of EN.
Mert A. Erythema nodosum: 9 years experience. Cerrahpaşa J Med 2002; 33: 47-59.
dir. Bu nedenle EN’un kesin tanõsõnda
deri ve deri altõ dokusunu içine alan
eliptoik biyopsi önerilmektedir.
1-3
Yaptõ-
ğõmõz literatür taramasõnda (Medline
1966-2001 ve Turk-Medline), coğrafya
olarak Avrupa ile Asya arasõnda yer a-
lan Türkiye’den bildirilmiş EN serisine
rastlayamadõk. Bu çalõşmanõn amaçlarõ;
1) EN’un klinik ve laboratuar özellikle-
rini belirlemek, 2) etiyolojik nedenlerini
araştõrmak 3) klinik ve histolojik tanõ
arasõndaki uyumu saptamak, 4) ileriye
dönük izlem sonuçlarõnõ ortaya koymak,
5) idiopatik veya sekonder EN tanõsõ i-
çin prediktiv faktörleri saptamak ve 6)
bulduğumuz etiyolojik sonuçlarõ Avru-
pa, Ortadoğu ve Asya sonuçlarõ ile kar-
şõlaştõrmaktõr.
YÖNTEM VE GEREÇLER
Kliniğimiz tarafõndan son 9 yõllõk (1993-
2001 yõllarõ arasõ) süreçte, öncesinden tanõ
almamõş, bacaklarõnda eritemli-ağrõlõ
nodoziteleri nedeniyle başvuran ve klinik
olarak EN tanõsõ koyulan 46 erişkin olgu
(>16 yaş) çalõşmaya alõndõ. Olgularõn de-
mografik özellikleri (yaş/cins dağõlõmõ) ve
başvuru aylarõ belirlendi. Pannikülitler EN
benzeri deri lezyonlarõ yapabildikleri için,
pannikülit yapabilecek tüm hastalõklar
gözönüne alõnarak ayrõntõlõ bir anamnez alõ-
nõp tam bir fizik muayene yapõldõ ve olgular-
dan 27’sine eritemli nodozitelerden deri-
derialtõ dokusunu içine alan biyopsi yapõldõ.
Biyopsi sonucu EN ile uyumlu olmayan 2
olgu çalõşma dõşõnda tutuldu. Böylece top-
lam 44 olgu ileriye dönük araştõrma ve izle-
meye alõnmõş oldu.
EN’un sõnõflamasõ. EN, idiopatik (pri-
mer) veya sekonder olarak sõnõflandõrõldõ.
EN’a yol açabilecek altta yatan hastalõğõ o-
lan olgular sekonder, olmayanlar ise primer
olarak isimlendirildi. Sekonder EN’a yol a-
çan hastalõklarõn tanõsõ, aşağõdaki ölçütlere
uyularak konuldu:
1-Behçet sendromu tanõsõ için; tüm
olgulara oral aftõn olup olmadõğõ soruldu ve
oral aft tanõmlayanlarda Uluslararasõ Çalõş-
ma Grubu’nun 1990 yõlõnda önerdiği Behçet
sendromu tanõ ölçütleri (tekrarlayan oral
aftlarõn olmasõ koşuluyla, tekrarlayan geni-
tal ülserler, göz tutulumu, deri lezyonlarõ ve
paterji testi pozitifliği bulgularõndan ikisi-
nin bulunmasõ) kullanõldõ.
4
2-Poststreptokokal EN tanõsõ için;
son 3 hafta içinde boğaz ağrõsõ öyküsü olan
hastalarda şu ölçütler kullanõldõ;
5
boğaz
sürüntü kültürünün pozitif olmasõ veya hõzlõ
antijen saptama testinin pozitif olmasõ veya
anti-streptolizin O (ASO) titresinin yüksek
bulunmasõ ya da titre artõşõnõn saptanmasõ.
3-Primer tüberküloz (TB) tanõsõ için
şu ölçütler kullanõldõ; hastalarõn tümüne
akciğer grafisi çektirildi. Akciğer grafisinde
hiler dolgunluk ve/veya mediastinal genişle-
me saptananlarda veya öksürük yakõnmasõ
olanlarda toraks BT’ye başvuruldu. BT’de,
akciğer parenkiminde infiltrasyon ve hiler
ve/veya mediastinal lenfadenopati belirle-
nenlerde bronkoskopi, bronkoalveolar lavaj
(BAL) ve transbronşik biyopsi yaptõrõlõdõ.
BAL sõvõ örneklerinde aside dirençli basiller
arandõ ve ayrõca bu klinik örnekler TB besi
yerine ekildi. Bu yaklaşõmla tanõ konulama-
dõğõ durumda mediastinoskopi ve lenf nodu
eksizyon biyosisi uygulandõ. Bu olgularõn
tümüne PPD deri testi yapõldõ.
4-Sarkoidoz tanõsõ için; klinik, radyo-
lojik ve histopatolojik (kazeifikasyon nekro-
zu içermeyen granülomlar) bulgularõn bir-
likteliği koşulu arandõ.
6
5-İnflamatuar barsak hastalõğõ (ülse-
ratif kolit ve Crohn hastalõğõ) tanõsõ;
barsak yakõnmasõ olan hastalarda radyolo-
jik-endoskopik inceleme yapõldõ ve kesin ta-
nõ, biyopsi uygunluğu ile konuldu.
Ayrõca tüm olgulara EN başlangõcõndan
önceki bir ay içinde ilaç alõp almadõğõ ve bir
hafta içinde soğuk algõnlõğõ ya da grip geçi-
rip geçirmediği soruldu.
Relaps (tekrarlama). EN tanõsõ koyul-
muş bir olguda, en az bir aylõk tam iyileşme
döneminden sonra eritemli nodozitelerin
tekrarlamasõ olarak alõndõ.
7
Hastalarda yaptõrõlan laboratuar incele-
meleri ise; hemogram, eritrosit sedimantas-
Cilt (Sayõ) 33 (1)
CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ
48
yon hõzõ (ESH), kantitatif CRP, karaciğer
fonksiyon tesleri ve ASO idi. Özellikle pri-
mer TB ve sarkoidozu düşündüren görüntü-
leme bulgularõ saptananlar başta olmak ü-
zere toplam 33 olguya PPD deri testi yapõl-
dõ. 48 saat sonra endürasyon çapõ ölçüldü.
Hastalar periodik aralarla poliklinikden iz-
lendi ve kontrole gelmiyenlerde bilgiler tele-
fon görüşmeleriyle elde edildi.
Hastalarõn tedavisi. Tüm olgularda EN
lezyonlarõna ve ayrõca sekonder olgularda
altta yatan hastalõğa yönelik tedavi uygu-
landõ.
İstatistiksel analizler. Sekonder EN’u
düşündüren prediktiv faktörlerini saptamak
için, primer EN’lu olgularõn klinik ve labo-
ratuar özellikleri, sekonder EN olgularõnõn
verileriyle karşõlaştõrõldõ. Sürekli değişken-
ler ortalama ± SD, kategorik değişkenler ise
% olarak belirtildi. Kategorik ve sürekli de-
ğişkenleri karşõlaştõrmak için sõrasõyla ki-
kare ve Mann-Whitney U testleri kullanõldõ.
İstatistiksel anlamlõlõk için p≤ 0.05 olarak
alõndõ.
BULGULAR
Eritema nodozumlu 44 olgumuzun
demografik özellikleri, mevsimsel ve
etiyolojik dağõlõmlarõ Tablo I’de veril-
miştir. Olgularõn çoğunluğu doğurganlõk
çağõ döneminde yer alan kadõnlardan
oluşuyordu (Kadõn / Erkek: 8 /1). Hasta-
larda etiyolojik ayrõm yapõlmaksõzõn bir
bütün olarak mevsimsel ilişkiye bakõldõ-
ğõnda, nodozitelerin %70 oranõnda yõlõn
ilk 6 ayõnda oluştuğu saptandõ. Tüm
hastalarõn klinik ve laboratuar özellikle-
ri Tablo II’de verilmiştir. Olgularõn hep-
sinde iki taraflõ pretibial yerleşimli, de-
riden kabarõk, kõrmõzõ ve sõcak, basmak-
Ocak-Mart 2002
ERİTEMA NODOZUM: 9 YILLIK DENEYİM: MERT
49
Etiyoloji (n;%)
Ortalama yaş±SD (aralõk)
Kadõn /
Erkek
Yõlõn ilk 6 ayõnda
görülme oranõ
İdiopatik (n=22; %50)
43±12 (27-71)
21/1
%38
Sekonder (n=22;%50)
1. Primer TB (n=9, %20)
2. Poststreptokokkal (n=6, %14)
3. Sarkoidoz (n=4, %9)
4. Ülseratif kolit (n=1, %2)
5. Crohn hastalõğõ (n=1, %2)
6. Behçet sendromu (n=1, %2)
32±12 (16-56)
23±9 (16-37)
(16-44)
(30-56)
37 K
23 K
41 E
18/4
6/3
6/0
4/0
K
K
E
%100
Toplam: 44
38±13 (16-71)
39/5
%70
Tablo I. Eritema Nodozumlu 44 Olgunun Demografik Özellikleri, Mevsimsel ve Etiyolojik Dağõlõmõ
Şekil 1. Pretibial bölgede görülen eritema
nodosum lezyonlarõ
la çok ağrõlõ eritemli nodoziteler (çaplarõ
1-25 cm, sayõlarõ 2-40 arasõnda değişen)
saptandõ (Şekil 1). Ayrõca 10 olguda vü-
cudun diğer bölgelerinde de (uyluk, ön-
kol, kol, diz üzerinde ve gövdede) yerle-
şim belirlendi. Hastalarõn 11’inde (%25)
öksürük yakõnmasõ vardõ ve bunlarõn
8’ine primer TB, 3’üne ise sarkoidoz ta-
nõsõ koyuldu. Artriti olan 2 olgudan biri
Behçet sendromu diğeri ise Crohn has-
talõğõ tanõsõ almõştõ. Olgularõn tümünde
karaciğer fonksiyon tesleri normal sõnõr-
lar içindeydi. PPD deri testi, uygulanan
37 olgunun 23’ünde (%62) pozitif (en-
dürasyon >10 mm) bulundu. Bu test
idiopatik EN’lu olgularõn %72’sinde
(13/18), sekonder EN’lu olgularõn ise %
53’ünde (10/19) pozitif bulundu (p:0.22).
Olgularõn yarõsõnda (%50) etiyoloji belir-
lendi ve primer TB ilk sõrada yer aldõ (%
20). Bu tanõyõ sõklõk sõrasõna göre post-
streptokokal EN (%14), sarkoidoz (%9),
inflamatuar barsak hastalõklarõ (%5) ve
Behçet sendromu (%2) etiyolojileri izle-
di.
Primer TB tanõsõ almõş hastalarda
tanõya gidiş yöntemleri Tablo III’de ö-
zetlenmiştir. Olgulardan 5’inin akciğer
grafisinde sağ hiler lenfadenopati (LAP)
Cilt (Sayõ) 33 (1)
CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ
50
Tablo II. Eritema Nodozumlu Olgularõn Klinik
ve Laboratuar Özellikleri
Klinik
Olgu sayõsõ
(n=44)
Oran
(%)
Bilateral pretibial ağrõlõ ve
kõrmõzõ nodoziteler
44
(100)
Ateş
26
(59)
Artralji
19
(43)
Halsizlik/kõrgõnlõk
11
(25)
Öksürük
11
(25)
Kilo kaybõ
8
(18)
İshal
2
(4.5)
Artrit
2
(4.5)
Lökositoz( ≥ 10.0000/mm
3
)
8
(18)
Sedimentasyon (mm/saat)
Normal
20-49
50-99
≥ 100
CRP (Normal < 0.8 mg/dl)
Normal
0.8-4.9
5-9.9
≥ 10
7
16
14
7
16
15
6
7
(16)
(36)
(32)
(16)
(36)
(34)
(14)
(16)
Şekil 2. Akciğer grafisinde görülen
sağ hiler lenfadenopati.
Şekil 3. Akciğer grafisinde görülen
iki taraflõ hiler lenfadenopati.
(Şekil 2), birinde ise bilateral hiler LAP
(Şekil 3) saptandõ. Bu olgulara 4’lü anti-
TB tedavi (izoniazid-İNH, rifampisin-
RMP, pyrazinamid-PZA, etambutol-
EMB) başlandõ ve tümünde 3 hafta için-
de klinik iyileşme oldu. INH+RMP en az
6 ay, PZA+EMB ise 2 ay kullanõldõ.
Olgularõn 6’sõna (%14) poststrepto-
kokal EN tanõsõ koyuldu. Bu hastalarda
tanõya gidiş yollarõ Tablo IV’de verilmiş-
tir. Üçünün boğaz ağrõsõ nedeniyle beta-
laktam grubu antibiyotikler aldõğõ öğre-
nildi. Boğaz sürüntüsünde hõzlõ strepto-
Ocak-Mart 2002
ERİTEMA NODOZUM: 9 YILLIK DENEYİM: MERT
51
kok antijeni sadece 6. olguda bakõlabildi
ve negatif bulundu. Boğaz sürüntü kültü-
ründe beta hemolitik streptokok, post-
streptokokal EN olgularõnõn sadece birin-
de üretilirken, çalõşõlan diğer 18 olgunun
hiçbirinde üretilemedi. Poststreptokokal
EN tanõsõ alan olgularõmõzõn ASO titre-
leri, diğer bakõlanlardan (28 olgu) anlamlõ
olarak yüksek buluõndu (750 ± 400’e karşõ
200± 63, p=0.000).
Olgulardan 4’üne (%9) sarkoidoz tanõsõ
konuldu; tanõda izlenen yollar Tablo V’de
açõklanmõştõr. Tanõ sonrasõ bu olgular il-
Hasta No/
Yaş/Cins
Akciğer grafisi-PA PPD deri
testi
Toraks BT
Diğer Tanõ Yöntemleri
1/17/E
Sağ hiler LAP
40x30 mm BHL, sağ üst lob anterior segmentte infiltrasyon Transbronşik biyopsi: nek-
rozlaşmayan granülomlar
2/33/K
Sağ hiler LAP
23x20 mm Sağ hiler ve mediastinal LAP
BAL örneğinde TB basili
üretildi
3/22/K
Sağ hiler LAP
20x25 mm Sağ hiler LAP
BAL örneğinde TB basili
üretildi
4/26/K
Normal
20x25 mm Sağ hiler ve mediastinal LAP
BAL örneğinde TB basili
üretildi
5/18/E
Sağ hiler LAP
20x20 mm Sağ paratrakeal, sağ intrapulmoner LAP, sağ
üst lob posterior segmentte infiltrasyon
6/16/K
Sağ hiler LAP
15x12 mm Sağ paratrakeal, sağ intrapulmoner LAP
7/18/K
Sağ hiler
enfiltrasyon
28x30 mm Sağ alt lob süperior segmentte kavite ve çevre-
sinde enfiltrasyon
Balgamda ARB görüldü
8/37/K
Normal
20x18 mm Çoklu mediastinal LAP+ sağ akciğer üst lob
apikal ve anterior, orta lob medial ve lateral
segmentlerde milimetrik boyutlarda nodüller
9/28/E
Bilateral hiler LAP (-)
Çoklu mediastinal LAP+sağ akciğer üst lobda
en büyüğü 1 cm çapõnda nodüller
BAL örneğinde TB basili
üretildi. Mediastinoskopi ile
alõnan eksizyonel lenf nodu
biyopsisi sonucu, minimal
nekrozlaşma alanõ içeren
granülomatöz iltihap
Tablo III. Primer TB’lu Hastalarda Tanõ Yöntemleri
Hasta no/ yaş/cins
Boğaz ağrõsõ
öyküsü
Boğaz sürüntü kültüründe
AGBH* streptokok
ASO
(Normal:0-200 U/ml)
1/39/K
14 gün önce
Üremedi
1000
2/44/K
21 gün önce
Üremedi
1458
3/18/K
17 gün önce
Üremedi
600
4/32/K
14 gün önce
Üredi
440
5/34/K
14 gün önce
Üremedi
482
6/30/K
7 gün önce
Üremedi
264→525 (7 gün sonra)
* A grubu beta hemolitik streptokok
Tablo IV. Poststreptokokal Eritema Nodozumlu Hastalarda Tanõ Yöntemleri
* BHL: Bilateral hiler lenfadenopati; BAL: Bronkoalveoler lavaj; ARB: Aside dirençli basil
gili bölüme sevk edildi.
Tüm olgular ortalama 6.5±2.4 yõl
(aralõk: 6 ay-8 yõl) izlendi. İdiopatik EN
olgularõnõn %73’ünde (16/22) nodozite-
lerin her yõl tekrarladõğõ belirlendi. Ay-
rõca bu olgularõn öykülerinden, tanõ ön-
cesi ortalama 12±10 yõldõr (aralõk: 3-42)
tekrarlayan ağrõlõ nodozitelerin de oldu-
ğu öğrenildi. Etiyolojisi belirlenen EN
olgularõndan sadece Behçet sendromlu
tek olguda ileriye dönük izlemede nodo-
zitelerin tekrarladõğõ saptandõ.
Eritemli nodozitelerden biyopsi yapõ-
lan 27 olgunun 25’inde (%93) EN ile
(Şekil 4), birer olguda ise Weber-
Christian hastalõğõ ve Sweet sendromu
ile uyumlu histoloji gözlendi. Klinik ta-
nõnõn pozitif prediktif değeri %93 ola-
rak saptandõ. Sekonder EN’u düşündü-
ren prediktif faktörler olarak; ateş
(p=0.000), öksürük (p=0.000), boğaz ağ-
rõsõ (p=0.008), EN’un tekrarlamamasõ
(p=0.000), akciğer grafisinde patoloji
saptanmasõ (p=0.000), lökositoz
(p=0.019), ESH’nõn 50 mm/saat üzerin-
de olmasõ (p=0.000) ve CRP’nin 6 kat ve
üzerinde saptanmasõ (p=0.02) olarak bu-
lundu (Tablo VI).
Tedavi olarak olgularõn tümüne eti-
Cilt (Sayõ) 33 (1)
CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ
52
Tablo V. Sarkoidozlu Hastalarda Tanõ Yöntemleri
Hasta no/ Yaş/Cins
Akciğer
grafisi-PA
PPD deri
testi
Toraks-BT Diğer tanõ yöntemleri
1/42/K
Sol hiler
LAP
Negatif
BHL+çoklu
mediastinal
LAP
Transbronşik biyopsi: nekrozlaşmayan granülomlar
2/56/K
Normal
10x10 mm
BHL
Transbronşik biyopsi: nekrozlaşmayan granülomlar
3/30/K
BHL
Negatif
BHL
Transbronşik biyopsi: nekrozlaşmayan granülomlar
4/55/K
BHL
10x10 mm
BHL
Transbronşik biyopsi: nekrozlaşmayan granülomlar
* BHL: Bilateral hiler lenfadenopati
Klinik özellik
İdiopatik EN
(n=22)
Sekonder EN
(n=22)
p
Ateş ( > 7gün)
0
15
0.000
Öksürük
0
11
0.000
Boğaz ağrõsõ*
0
6
0.008
Artrit
0
2
0.14
EN’da
tekrarlama
16
2
0.000
İshal
0
2
0.14
Anormal
akciğer grafisi
0
10
0.000
Lökositoz
(>10.000/mm
3
)
1
7
0.019
ESH (>50
mm/saat)
3
17
0.000
CRP (≥ N X 6)
1
10
0.02
PPD deri testi
(+)’liği
13/18
10/19
0.22
* EN oluşumundan önceki 1 ile 3 hafta arasõndaki süre
Tablo VI. İdiopatik ve Sekonder Eritema Nodozumlu
Olgularõn Klinik Özelliklerinin Karşõlaştõrmalõ Analizi
Şekil 4. Eritema nodosum: Subkutan yağ doku-
sunda septumlarda lenfosit, histiosit ve seyrek
dev hücrelerden oluşan iltihabi hücre
enfiltrasyonu, septumda fibrotik
genişleme (HE X 100)
yolojik ayrõm yapõlmaksõzõn yatak isti-
rahatõ ve oral naproksen (1000 mg/gün,
2 veya 3 hafta) verildi. Genellikle ilk 7
gün içinde klinik yanõt alõndõ. Yalnõz bir
olguda 3 hafta kullanõlan naproksene
kõsmi yanõt alõnmasõ üzerine bu ilaç ke-
silerek oral potasyum iyodüre (900 mg/
gün) geçildi ve 7 gün içinde nodoziteler
geriledi. Altda yatan hastalõğõ enfeksi-
yonla ilişkisiz olan 7 olgu ilgili bölümle-
re sevk edildi. Enfeksiyonla ilişkili olan-
lara da (15 olgu) özgül tedavi uygulandõ.
TARTIŞMA
Eritema nodozumda yaş ve cinsiyet
dağõlõmõ, idiopatik veya sekonder olma-
sõyla ilintilidir.
1-4
İdiopatik olgular her
yaşta görülmekle birlikte genellikle 20-
45 yaş arasõ doğurganlõk çağõ kadõnlar-
da daha sõktõr ve kadõn erkek oranõ 3-
6/1 olarak bildirilmiştir. İdiopatik EN ve
östrojenler arasõnda ilginç bir ilişkiden
söz edilmektedir. Doğurganlõk dönemi
kadõnlarda, gebeliğin 1 ve 2. trimeste-
rinde ve yüksek doz östrojen içeren oral
kontraseptif alanlarda sõk görülmesi bu
düşünceyi desteklemektedir. Etiyolojisi
bilinen olgularda ise; yaş ve cinsiyet da-
ğõlõmõ EN’a yol açan hastalõğõn yaş ve
cinsiyet dağõlõmõna uymaktadõr. Olgula-
rõmõzda etiyolojik ayrõm yapõlmaksõzõn
bir bütün olarak değerlendirildiğinde,
ortalama yaş 38 olarak bulundu ve ka-
dõnlar çoğunluğu oluşturmaktaydõ (K/E:
8/1).
Literatürde EN olgularõna sõklõkla
yõlõn ilk 6 ayõnda rastlanõldõğõndan söz
edilmesine karşõn,
1,3
idiopatik EN olgu-
larõmõzda mevsimsel bir ilişkiye rastla-
yamadõk. Yalnõz sekonder EN olgularõ-
mõzõn hepsinin yõlõn ilk 6 ayõnda oluştu-
ğunu belirledik. Olgularõmõzda etiyolo-
jik ayrõm yapõlmaksõzõn bir bütün ola-
rak mevsimsel ilişkiye bakõldõğõnda ise
nodozitelerin %70 oranõnda yõlõn ilk 6
ayõnda oluştuğu saptandõ.
Pannikülitler klinik olarak birbirine
benzeyen ağrõlõ eritematöz nodüller yap-
tõklarõ için EN panniküliti diğer panni-
külitlerle ayõrõcõ tanõya girmektedir. Bu
nedenle kesin tanõ için deri ve deri altõ
dokusunu içine alan eliptoik deri biyop-
sisi yapõlmasõ önerilmektedir. EN’ da
klasik histopatolojik bulgu vaskülitsiz
akut septal pannikülitdir.
1-3
Septumda
erken bulgu nötrofilik enfiltrasyon, geç
bulgu ise lenfohistiyositer hücrelerin
baskõn olduğu ve histiyositik dev hücre-
leri içeren Miescher’in mikrogranüloma-
töz odağõdõr. Klinik olarak EN tanõsõ
koyduğumuz olgulardan 27’sine biyopsi
yapõldõ ve bunlarõn 25’inde EN ile u-
yumlu, birer olguda ise Weber-Christian
hastalõğõ ve Sweet sendromu ile uyumlu
histoloji gözlendi. Klinik tanõnõn pozitif
pre-diktif değeri ise %93 olarak saptan-
dõ. Bu verilerden çõkan sonuç şudur; eti-
yolojisi saptanamayan ve ilk kez EN
lezyonlarõ ile başvuran olgularda, idio-
patik EN demeden önce biyopsi ile EN
dõşõ pannikülitler dõşlanmalõdõr. Bu yak-
laşõmõn tam karşõtõ olarak, öyküsünde
yõllardõr tekrarlayan EN’larõ olan ve/
veya kolayca etiyolojisi saptanan EN’lu
olgularda biyopsi tanõya belirgin bir kat-
kõ sağlamayacaktõr.
Eritema nodozum olgularõnõn yakla-
şõk olarak yarõsõnda etiyoloji saptana-
mamaktadõr. Etiyolojisi belirlenen olgu-
larõn ise çoğunluğunu, sõklõk sõrasõna
göre enfeksiyonlar (özellikle streptoko-
kal farenjit ve primer TB), sarkoidoz,
ilaçlar, Behçet sendromu ve inflamatuar
barsak hastalõğõ oluşturmaktadõr (Tablo
VII).
7-10
Ayrõca literatürde çok sayõda
hastalõğõn da ender olarak EN’a yol aça-
bileceğinden söz edilmektedir (Tablo VI-
II).
1-3,7-11
Bu hastalõklardan biri olan
yersinioz, ülkemizde ender görülmesine
karşõn kuzey Avrupa ülkelerinde sõk
karşõlaşõlan bir enfeksiyon hastalõğõdõr.
12,13
TB’a bağlõ EN, TB’un klinik formla-
rõndan sadece primer TB’da görülebilen
Ocak-Mart 2002
ERİTEMA NODOZUM: 9 YILLIK DENEYİM: MERT
53
bir klinik bulgudur.
1-3,14,15
Bu klinik tab-
lo, tüberküloproteinlere karşõ gecikmiş
tipte aşõrõ duyarlõlõk reaksiyonu sonucu
oluşmaktadõr. Görülme zamanõ ise TB
basili ile ilk kez karşõlaşõlmasõndan 4-8
hafta sonra PPD deri testinin pozitifleş-
tiği döneme rastlamaktadõr.
14,15
Yalnõz
bu testin pozitifleşmesinden önce de EN
görülebileceği unutulmamalõdõr.
11
Bu
nedenle PPD deri testi birkaç hafta son-
ra tekrarlanmalõdõr. Primer TB’a bağlõ
EN’un görülme yaşõ, primer TB’un sõk
görüldüğü çocukluk ve gençlik yaşlarõna
(<20 yaş) uymaktadõr.
14
Primer TB’lu
olgularda EN görülme sõklõğõ ile ilintili
bir çalõşmaya veya bilgiye rastlayama-
dõk. Yalnõz Göçmen ve ark.
16
pediatrik
yaş grubunda izledikleri 937 pulmoner
TB’lu olgularõnõn 19’unda (%2) EN’a
rastladõklarõnõ bildirmişlerdir. Bu 937
olgunun %70’inde PPD deri testi pozitif
bulunmuştur. Primer TB’da akciğerin
herhangi bir segmentinde tutulum görü-
lebilirse de, en sõk tutulum sağ üst lob
anterior veya sağ orta lob medial
segmentdir.
14,15
Kaviteleşme enderdir.
Bunlara karşõn, primer TB’da çoğunluk-
la akciğer parenkim tutulumunun rad-
yolojik bulgusuna rastlanõlmaz. İntrato-
rasik (hiler ve/veya mediastinal) LAP
genellikle primer TB’un bir komplikas-
yonudur ve çocuklarõn primer TB’unda
sõk olmasõna karşõlõk, erişkinlerin
primer TB’unda nadirdir (~%5).
14-20
Bu
hastalarda PPD deri testi genellikle po-
zitif bulunmuştur. Çocuklarõn primer
TB’larõnda yaklaşõk olarak; intratorasik
LAP’ye %75, akciğerlerde konsolidas-
yona %50 ve plöreziye %25 oranõnda
rastlanõlmaktadõr (15,19). Tek taraflõ
hiler veya hiler + paratrakeal LAP ka-
rakteristik bir bulgudur. Hiler LAP ol-
maksõzõn sadece orta mediastinal lenf
düğümü tutulumuna (izole sağ paratra-
keal LAP, izole subkarinal LAP, izole
aortikopulmoner LAP, sağ paratrakeal
ve subkarinal LAP birlikteliği gibi) sõk-
ça rastlanõlmaktadõr.
18-20
Ayrõca primer
TB’lu olgularõn % 15’inde biletaral hiler
LAP de görülebilmektedir.
14,18,19,21
Pri-
mer TB’lu 9 olgumuzun akciğer grafi-
sinde; 5’inde sağ hiler dolgunluk, birer
olguda ise sağ hiler infiltrasyon ve bila-
teral hiler LAP saptandõ. Iki olgunun
akciğer grafisi normaldi. Toraks BT’de
olgularõmõzõn 8’inde hiler ve/veya
mediastinal LAP, 5’inde ise akciğer
parankim tutulumuna (özellikle sağ üst
lob anterior segmentinde) rastlanõldõ.
Sadece bir olguda kavite saptandõ. Olgu-
larõmõzõn özellikleri Tablo II’de ayrõntõlõ
olarak verilmiştir. Reaktivasyon TB’un-
da da akciğerin herhangi bir segmen-
tinde tutulma görülebilirse de, karakte-
ristik tutulum yeri hastalõğõ düşündürü-
cü yöndedir.
14
Tutulum %95 oranõnda
üst loblarõn apiko-posterior veya alt
loblarõn süperior segmentleridir. Sadece
üst lobun anterior segment tutulumu
hiçbir zaman reaktivasyon TB’unda gö-
Cilt (Sayõ) 33 (1)
CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ
54
Etiyoloji
Erez ve
ark.
8
(1973-
1982)
(50 olgu)
%
Cribierve ark.
10
(1960-1995)
(129 olgu)
%
Garcia-Porrua ve ark
7
(1988-1997)
(106 olgu)
%
Puavilai ve ark.
9
(1982-1992)
(100 olgu)
%
Serimiz
(1994-2001)
(44 olgu)
%
I-İdiopatik
32
55
37
72
50
II- Sekonder
1-Poststreptokoksik
2-Primer TB
3-Sarkoidoz
4-İlaç
68
44
2
2
10
45
28
1
11
63
8
5
20
3
28
6
12
0
7
50
14
20
9
Ülke
İsrail
Fransa
İspanya
Tayland
Türkiye
Tablo VII. Eritema Nodozum Serilerinde Etiyolojik Dağõlõmõn Karşõlaştõrõlmasõ
rülmemektedir. Kaviteleşme sõk görül-
mesine karşõn, hiler veya mediastinal
LAP ender bir radyolojik bulgudur. TB
insidansõ 1985’den sonra tüm dünyada;
HIV pandemisi, TB’la savaşõmõn gevşe-
tilmesi, çok ilaca dirençli TB olgularõnõn
sayõsõnda artma, yoksulluk, göçmenler,
demografik değişim (dünya nüfusunun
ve yaşlõ nüfusun artmasõ) ve immünsüp-
rese hasta kitlesinin artmasõ gibi çeşitli
etmenlere bağlõ olarak artmõştõr.
14,15
Ül-
kemiz TB yönünden orta insidanslõ (orta
riskli) ülkeler arasõnda yer almaktadõr.
Günümüz dünyasõnda her yõl, % 95’i ge-
lişmekte olan ülkelerde olmak üzere
yaklaşõk 10 milyon yeni TB olgusunun
olduğu ve bunlardan da 3 milyonunun
öldüğü varsayõlmaktadõr.
14
Bu bağlam-
da TB’un gittikçe artmasõ nedeniyle,
primer TB’a bağlõ EN’a daha sõk rastla-
nõlmasõ olasõdõr. Bu nedenle her EN’lu
olguda primer TB ciddi biçimde aranma-
lõdõr. Yapõlan çalõşmalarda,
7-10
TB’ un
endemik olduğu ülkelerde EN’un sõk ne-
denlerinden birinin primer TB olduğu,
gelişmiş ülkelerde ise bu etiyolojiye da-
ha az rastlanõldõğõ görülmüştür (Tablo
VII).
Geçirilmiş streptokok farenjiti tüm
dünyada (hem gelişmiş hem de geliş-
mekte olan ülkelerde) etiyolojisi belirle-
nen EN olgularõnõn en sõk nedenidir.
7-11
Tonsillo-farenjitten sonraki 1-4 hafta i-
çinde EN’un oluştuğu çok iyi bilinmek-
tedir. Geçirilmiş A grubu beta-hemolitik
streptokok enfeksiyonu kanõtõ; boğaz
sürüntü kültüründe etkenin üretilmesi
veya hõzlõ antijen saptama testinin pozi-
tif olmasõ veya özgül antikorlarõn
(antistreptolizin O = ASO, anti-DNAz,
anti-hiyalüronidaz) yüksek bulunmasõ
ya da artan titrelerin gösterilmesidir.
5
EN’lu her olguda son bir ay içinde geçi-
rilmiş tonsillit öyküsü (boğaz ağrõsõ ya
da hekim tarafõndan tanõsõ konulmuş)
ayrõntõlõ bir biçimde sorgulanmalõdõr.
Öyküsü pozitif olan olgularda, geçirilmiş
enfeksiyon yukarõda sayõlan yöntemler-
den biriyle kanõtlanmalõdõr. Olgularõmõ-
zõn %14’ünde etiyoloji poststreptokkokal
farenjit idi. Bu olgularda tanõ, ASO tit-
resinin yüksek oluşu, ya da giderek artõ-
şõ ile koyuldu (Tablo IV).
Tüm dünyada bölgesel ayrõm yapõl-
maksõzõn EN’un etiyolojik dağõlõmõ bir
bütün olarak ele alõndõğõnda, sarkoido-
zun enfeksiyonlardan sonra 2. sõrada
yer aldõğõ görülmektedir (Tablo VII).
7-10
Yalnõz bu hastalõk Avrupa çalõşmalarõn-
da EN etyolojisinde ön sõralarda yer a-
lõrken, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya ça-
lõşmalarõnda nadir bir neden olarak kar-
şõmõza çõkmaktadõr.
7-10
Bu durum sarko-
idoz prevalansõnõn bölgesel farklõlõk gös-
termesinin bir sonucudur. Tüm dünyada
sarkoidoz prevalansõ; 100.000’de <1 ile
64 arasõnda değişiklik göstermektedir.
Sarkoidoz prevalansõ ABD ve Avrupa’da
Ocak-Mart 2002
ERİTEMA NODOZUM: 9 YILLIK DENEYİM: MERT
55
I-Bakteriyel enfeksiyonlar IV-Sistemik hastalõklar
- Primer TB* - Behçet sendromu*
- Streptococcus pyogenes* - Sarkoidoz*
- Yersinia enterocolitica - İnflamatuar barsak
hastalõklarõ*
- Salmonella enteritidis - Sweet sendromu
- Shigella - Lupus eritematozus
- Campylobacter - Takayasu hastalõğõ
- Mycoplasma pneumoniae - IgA nefropatisi
- Chlamydia - Horton hastalõğõ
- Tularemi V-Maliğn hastalõklar
- Lepra - Lenfoma
- Kedi tõrmalamasõ hastalõğõ - Lösemi
- Sifiliz - Değişik kanserler
- Rickettsia
- Leptospiroz VI-İlaçlar*
- Pasteurella - Antibiyotikler
II-Viral enfeksiyonlar - Oral kontraseptifler
- Cytomegalovirus - Sülfonamidler
- Epstein-Barr virus - Bromidler
III-Mantarlar ve parazitler
- Histoplazmoz
- Koksidioidomikoz
- Blastomikoz
- Trichophyton
- Toksoplazmoz
- Amibioz
- Ascaris ve Tenia
Tablo VIII. Eritema Nodozuma
Yol Açabilen Hastalõklar.
1,2,10
*Eritema nodozumun sõk karşõlaşõlan nedenleri
10-40/ 100.000 olmasõna karşõlõk Afrika
ve Güneydoğu Asya’da son derece ender-
dir.
6
Ülkemizde bu hastalõğõn prevalansõ
bilinmemektedir. Avrupa ile Asya de-
ğerleri arasõnda bir yerlerde olmasõ bek-
lenebilir. Tipik olgularda sarkoidoz tanõ-
sõ; klinik, radyolojik ve histopatolojik
(kazeifikasyon nekrozu içermeyen
granülomlar) bulgularõn birlikteliği ile
konulmaktadõr.
6,22
Bu hastalõkta klinik
ve radyolojik özellikler de bölgesel fark-
lõlõklar göstermektedir. Sarkoidoza bağlõ
EN, sõklõkla bileteral hiler lenfadenopati
(BHL) ile birliktedir (Löfgren sendro-
mu). EN+BHL’si olan bir olgu karşõsõn-
da, sarkoidoz prevalansõnõn yüksek ve
TB insidansõnõn düşük olduğu Kuzey
Avrupa ülkelerinde etiyolojide öncelikle
sarkoidoz düşünülmelidir. Ülkemizde ve
TB insidansõnõn yüksek olduğu ülkeler-
de ise primer TB ilk sõrada yer almalõ-
dõr. Böyle bir olguda bulanõk görme ya-
kõnmalarõ da varsa tanõ genellikle
sarkoidozdur. Bulanõk görmenin nedeni
sarkoidozlu olgularda yaklaşõk % 25 o-
ranõnda rastlanan üveittir (%75 ön
üveit, %25 arka üveit).
21
Sarkoidoz, 40
yaş altõnda ve özellikle 20-40 yaş arasõ
kadõnlarda daha sõk görülmektedir . Bu
hastalõkda deri tutulumuna yaklaşõk %
25 oranõnda rastlanõlmaktadõr ve en sõk
görülen deri bulgusu ise EN’dur.
6,22,23
Yaptõğõmõz bir çalõşmada 100 sarkoidoz
olgusunun %20’sinde EN’a rastlanõlmõş-
tõr.
22
İnflamatuar barsak hastalõğõ (ülsera-
tif kolit ve Crohn hastalõğõ) olan olgular-
da da EN görülebilmektedir.
24
Ülseratif
kolitde EN’a (%2-4), Crohn hastalõğõn-
dan daha sõk rastlanõlmaktadõr. EN
inflamatuar barsak hastalõğõnõn aktivi-
tesiyle çoğu zaman ilintilidir. Bazen bu
deri lezyonlarõ barsak hastalõğõna öncü-
lük edebilmektedir. Birer olgumuzda
etiyoloji ülseratif kolit ve Crohn hastalõ-
ğõna bağlandõ. Birinci olgumuz (37 ya-
şõnda kadõn) 6 yõldõr spastik kolit tanõ-
sõyla izlenmekte olan ve son 3 haftadõr
ateş, barsak yakõnmalarõnda artma ve
ilk kez iki taraflõ pretibial ağrõlõ
nodozitelerinin oluşmasõ nedeniyle kli-
niğimize yatõrõlmõştõ. Öyküsünden son
10 yõldõr senede 3 kez tekrarlayan ve 7
günde kendiliğinden iyileşen oral
aftlarõn oluştuğu öğrenildi. Rektosig-
moidoskopi + biyopsi ile aktif ülseratif
kolit tanõsõ koyuldu. Diğer olgu ise son
bir yõl içinde 2. kez tekrarlayan ağrõlõ
pretibial nodoziteleri nedeniyle kliniği-
mize başvurmuştu. Bu süre içinde
entero-kolit tipi ishal yakõnmalarõnõn
olduğu öğrenilen hastaya kolonoskopi +
biyopsi ile Crohn hastalõğõ tanõsõ koyul-
du. Her iki olguda da yapõlan nodozite
biyopsisi EN ile uyumlu bulundu. Olgu-
lar ilgili bölüme sevk edildi.
Behçet sendromu (BS)’unda EN, ol-
gularõn yarõsõnda görülmektedir.
25
Ülke-
mizde bu hastalõğõn prevalansõ yüksek-
tir (80-300 / 100.000).
25,26
BS tanõsõ için
Uluslararasõ Çalõşma Grubu’nun tanõ
ölçütleri kullanõlmaktadõr.
4
Bu kriterle-
rin çoğunluğu klinik (öykü+fizik muaye-
ne) ağõrlõklõdõr. Bu nedenle her EN’lu
olgunun etiyolojisinde ilk araştõrõlmasõ
gereken hastalõk BS olmalõdõr. EN’lu
hastanõn ağzõnda aftõn olmamasõ bizi
BS tanõsõndan kolayca uzaklaştõrmakta-
dõr. EN’lu olguda aftõn olmasõ BS tanõsõ
için yeterli değildir. Toplumda rekürran
aftöz stomatit prevalansõnõn yüksek ol-
duğu (en az %20) unutulmamalõdõr.
27
Ülkemizden Yurdakul ve ark.’nõn
26
yap-
tõğõ bir çalõşmada, Ordu ilinin kõrsal ke-
siminde rekürran aftöz stomatit preva-
lansõ %9 olarak bulunmuştur. Bir olgu-
muzda (41 yaşõnda erkek) EN etiyolo-
jisi BS olarak bulundu. Son bir yõl içinde
2. kez tekrarlayan ağrõlõ pretibial no-
doziteleri nedeniyle kliniğimize ilk kez
başvurmuştu. İki yõldõr yõlda 3 kez tek-
rarlayan ve yaklaşõk olarak 7 günde iyi-
leşen oral aft ve sikatris bõrakarak iyile-
şen genital ülserleri olan hastamõzda o-
Cilt (Sayõ) 33 (1)
CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ
56
ligoartiküler artritinin de olduğu öykü-
sünden öğrenildi. Bu klinik verilerle BS
tanõsõ konan hasta ilgili bölümde 7 yõl-
dõr izlenmektedir. Bu süre içinde EN’-
larõnõn özellikle 5 veya 6. aylarda olmak
üzere toplam 4 kez tekrarladõğõ öğrenil-
di.
Eritema nodozum için belirlenmiş bir
tedavi protokolü yoktur ve genellikle
kendiliğinden 3-6 hafta içinde iyileş-
mektedir.
1-3
Olgularõn çoğunda yatak
istirahatõ ve õslak kompres yeterli teda-
vidir. Özgül tedavi, altta yatan nedene
yöneliktir. Ciddi veya tekrarlayan EN’-
da endometazin veya naproksen gibi
anti-enflamatuar ilaçlarõn faydalõ oldu-
ğu bildirilmiştir. Potasyum iyodürün de
(satüre potasyum iyodür: 3 x 5-15 dam-
la/ gün ya da 400-900 mg/gün-1 ay) no-
doziteleri gerilettiği gösterilmiştir. Ol-
gularõmõzdan altta yatan hastalõğõ en-
feksiyonla ilişkisiz olanlar (8 olgu) ilgili
bölümlere sevk edildi. Enfeksiyonla iliş-
kili olanlara da (13 olgu) özgül tedavi
uygulandõ. Olgularõmõza oral naproksen
(1000 mg/gün-2 veya 3 hafta) verildi ve
ilk 7 gün içinde klinik yanõt alõndõ. Yal-
nõz bir olguda 3 hafta kullanõlan
naproksene kõsmi yanõt alõnmasõ üzeri-
ne bu ilaç kesilerek potasyum iyodüre
(900 mg/gün) geçildi ve 7 gün içinde
nodoziteler geriledi.
İdiopatik EN olgularõmõzõn yaklaşõk
3/4’ünde nodozitelerin her yõl tekrarladõ-
ğõ belirlendi. Ayrõca bu olgularda tanõ
öncesi de yõllardõr (ortalama 12 yõl) tek-
rarlayan ağrõlõ nodozitelerinin olduğu
öğrenildi. Buradan şu sonuca varabili-
riz; yõllardõr tekrarlayan EN’larõ olan
hastalarda genellikle etyoloji saptana-
mamakta, bunlar idiyopatik olgular ola-
rak tanõmlanmaktadõr.
Sonuç olarak, EN’a yol açabilen çok
sayõda hastalõk vardõr. Bu nedenle tanõ-
ya gidiş harcamalarõnõ azaltmak ve tanõ
koyma süresini kõsaltmak için, her ülke
kendi sõk karşõlaşõlan etiyolojik neden-
lerini saptamalõ ve en uygun yaklaşõm
politikasõnõ belirlemelidir. Ayrõca sekon-
der EN’u düşündüren prediktif faktörle-
ri de belirlemelidir. EN’lu bir olgu karşõ-
sõnda öncelikle ayrõntõlõ bir öykü alõn-
malõ ve tam bir fizik muayene yapõlma-
lõdõr. Çalõşmamõzda ülkemizde EN
etiyolojisinde primer TB, streptokokal
farenjit, sarkoidoz, Behçet sendromu ve
inflamatuar barsak hastalõklarõnõn ö-
nemli yer tuttuğu görülmüştür. Özellik-
le ilk kez EN kliniği ile baş vuran bir ol-
gu karşõsõnda bu etiyolojik nedenler göz
önüne alõnmalõdõr.
ÖZET
Bu çalõşmada eritema nodozum
(EN)’lu olgularda, klinik özellikler, eti-
yolojik nedenler, klinik tanõnõn pozitif
prediktif değeri, ileriye dönük izlem so-
nuçlarõ ve ayrõca sekonder EN tanõsõ
için uygun prediktiv faktörler araştõrõl-
dõ.
Kliniğimiz tarafõndan 1993-2001 yõl-
larõ arasõnda, EN tanõsõ konan 44 eriş-
kin olgu (ortalama yaş: 38) ileriye dö-
nük olarak çalõşmaya alõndõ. Olgulardan
27’sine nodozitelerden biyopsi yapõldõ.
EN’a yol açabilecek altta yatan has-
talõğõ olan olgular sekonder, olmayanlar
ise primer olarak isimlendirildi.
Sekonder EN’a yol açan hastalõklarõn
tanõsõ için tanõ ölçütleri ve/veya tanõya
gidiş yöntemleri uygulandõ. Kategorik
ve sürekli değişkenleri karşõlaştõrmak
için sõrasõyla ki-kare ve Mann-Whitney
U testleri kullanõldõ.
Olgularõn çoğunluğu kadõndõ (Kadõn/
Erkek:8 /1) ve yarõsõnda (%50) etiyoloji
belirlendi. Etiyolojide primer TB ilk sõ-
rada yer aldõ (%20) ve bu tanõyõ sõklõk
sõrasõna göre poststreptokokal EN (%
14), sarkoidoz (%9), inflamatuar barsak
Ocak-Mart 2002
ERİTEMA NODOZUM: 9 YILLIK DENEYİM: MERT
57
hastalõklarõ (İBH) (%5) ve Behçet
sendromu (%2) izledi. Hastalarõn 11’in-
de (%25) öksürük yakõnmasõ vardõ ve
bunlarõn 8’ine primer TB, 3’üne ise
sarkoidoz tanõsõ koyuldu. Artriti olan 2
olgudan biri Behçet sendromu diğeri ise
Crohn hastalõğõ tanõsõ almõştõ. PPD deri
testi idiopatik EN’lu olgularõn %72’sinde
(13/18), sekonder EN’lu olgularõn ise %
53’ünde (10/19) pozitif bulundu (p:0.22).
Tüm olgular ortalama 6.5 yõl izlendi.
İdiopatik EN olgularõnõn %73’ünde
sekonder EN’lu olgulardan ise sadece
birinde (Behçet sendromu) nodozitelerin
her yõl tekrarladõğõ belirlendi. Biyopsi
yapõlan 27 olgunun 25’inde EN ile u-
yumlu histoloji gözlendi. Klinik tanõnõn
pozitif prediktif değeri %93 olarak
saptandõ. Sekonder EN’u düşündüren
prediktif faktörler olarak; ateş (p=
0.000), öksürük (p=0.000), boğaz ağrõsõ
(p=0.008), EN’un tekrarlamamasõ
(p=0.000), anormal akciğer grafisi (p=
0.000), lökositoz (p=0.019), ESH’nõn 50
mm/saat üzerinde olmasõ (p=0.000) ve
CRP’nin 6 kat ve üzerinde saptanmasõ
(p=0.02) olarak bulundu. Tedavi olarak
olgularõn tümüne yatak istirahatõ ve ço-
ğuna da oral naproksen verildi. Genel-
likle ilk 7 gün içinde klinik yanõt alõndõ.
Altta yatan hastalõğõ olanlara da ayrõca
özgül tedavi uygulandõ.
EN’a yol açabilen çok sayõda hastalõk
vardõr. Bu nedenle tanõya gidiş harca-
malarõnõ azaltmak ve tanõ koyma süre-
sini kõsaltmak için, her ülke kendi sõk
karşõlaşõlan etiyolojik nedenlerini belir-
lemelidir. Ayrõca sekonder EN’u düşün-
düren prediktif faktörler de saptanmalõ-
dõr. Çalõşmamõzda EN etiyolojisinde
primer TB, streptokokal farenjit, sar-
koidoz, Behçet sendromu ve İBH’nõn ö-
nemli yer tuttuğu görülmüştür.
TEŞEKKÜR
Bu çalõşmanõn verilerine kaynak oluşturan
olgularõn tanõ ve tedavisinde emeği geçen başta
hocam Prof. Dr. Yõldõrõm Aktuğlu olmak üzere,
çalõşma arkadaşlarõm Prof. Dr. Recep Öztürk ve
Doç. Dr. Fehmi Tabak’a, ayrõca Genel Cerrahi
Anabilim Dalõ’ndan Doç. Dr. Salih Pekmezci ve
Patoloji Anabilim Dalõ’ndan Doç. Dr. Cuyan
Demirkesen’e teşekkürlerimi sunmayõ bir borç
bilirim.
Cilt (Sayõ) 33 (1)
CERRAHPAŞA TIP DERGİSİ
58
KAYNAKLAR
1. Mert A, Tabak F. Eritema nodozum. Bilim
Dialog 1994; 9: 10-14.
2. Bondi EE, Margolis DJ, Lazarus GS.
Panniculitis. In: Freedberg IM, Eisen AZ, Wolff
K, Austen KF, Goldsmith LA, Katz SI,
Fitzpatrick TB, eds. Dermatology in general
medicine. 5th ed. New York : Mc Graw-Hill,
1999: 1275-1289.
3. Ryan TJ. Cutaneus vasculitis. In: Champion
RH, Burton JL, Burns DA, Breathnach SM, eds.
Textbook of Dermatology. 6th ed. London:
Blackwell Science Ltd, 1998: 2155-2225.
4. International Study Group for Behçet’s
Disease. Criteria for diagnosis of Behçet’s
disease. Lancet 1990; 335: 1078-1080.
5. Kaplan EL. Rheumatic fever. In: Braunwald E,
Fauci AS, Kasper DL, Hauser SL, Longo DL,
Jameson JL, eds. Harrison’s principles of
internal medicine. 15th ed. New York: McGraw-
Hill, 2001: 1340-1343.
6. Crystal RG. Sarcoidosis. In: Braunwald E,
Fauci AS, Kasper DL, Hauser SL, Longo DL,
Jameson JL, eds. Harrison’s principles of
internal medicine. 15th ed. New York: McGraw-
Hill, 2001: 1969-1974.
7. Garcia-Porrua C, Gonzalez-Gay MA, Vazquez-
Caruncha M, Lopez-Lazaro L, Lueiro M,
Fernandez ML, Alvarez-Ferreira J, Pujol RM.
Erythema nodosum: etiologic and predictive
factors in a defined population. Arthritis Rheum
2000; 43: 584-592.
8. Erez A, Horowitz J, Sukenik S. Erythema
nodosum in the Negev area-a survey of 50
patients. Isr J Med Sci 1987; 23: 1228-1231.
9. Puavilai S, Srõprachaya-Anunt S,
Charuwichõtratana S, Sakuntabhai A,
Rajatanavin N. Etiology of erytema nodosum. J
Med Assoc Thai 1995; 78: 72-75.
10. Cribier B, Caille A, Heid E, Grosshans E.
Erytema nodosum and associated diseases. A
study of 129 cases. Int J Dermatol 1998; 37:
667-672.
11. Soderstrom RM, Krull EA. Erythema nodosum:
a review. Cutis 1978; 21:806-810.
12. Öztürk R, Midilli K, Okyay K, Eroğlu C, Aygün
G, Kenani Y, Sarsan A. Çocuk ve erişkin yaş
grubu sürgün olgularõnda Campylobacter jejuni
ve Campylobacter coli sõklõğõnõn araştõrõlmasõ.
Türk Mikrobiyol Cem Derg 1994; 24: 42-45.
13. Stolk-Engelaar VMM, Hoogkamp-Korstanje
JAA. Clinical presentation and diagnosis of
gastrointestinal infections by Yersinia
enterocolitica in 261 Dutch patients. Scand J
Infect Dis 1996; 28: 571-575.
14. Schlossberg D. Tuberculosis and
nontuberculous mycobacterial infections. 4.th
ed. Philadelphia: WB Saunders Company, 1999.
15. Rom WN, Garay SM. Tuberculosis. First ed.
Boston: Little, Brown and Company, 1996.
16. Göçmen A, Cengilier R, Özçelik U, Kiper N,
Şenuyar R. Childhood tuberculosis: a report of
2205 cases. Turk J Pediatr 1997; 39: 149-158.
17. Bilir M, Sipahi S, Yanardağ H, Çağatay T, Mert
A, Demirci S, Karayel T. Akciğer gafisinde izole
sağ paratrakeal lenfadenomegali izlenimi veren
bir sarkoidoz olgusu. Klinik Gelişim 1999; 12:
844-847.
18. Dhand S, Fisher M,Fewell JW. Intrathoracic
tuberculous lymphadenopathy in adults. JAMA
1979; 241:505-507.
19. Im JG, Song KS, Kang HS, Park JH, Yeon KM,
Han MC, Kim CW. Mediastinal tuberculous
lymphadenitis: CT manifestations. Radiology
1987; 164: 115-119.
20. Woodring JH, Vandiviere HM, Fried AM, Dillon
ML, Williams TD, Melvin IG. Update: the
radiographic features of pulmonary
tuberculosis. AJR 1986; 146: 497-506.
21. Winterbauer RH, Belic N, Moores KD. A clinical
interpretation of bilateral hilar adenopathy.
Ann Intern Med 1973; 78: 65-71.
22. Bilir M, Sipahi S, Çağatay T, Yanardağ H, Mert
A, Demirci S, Karayel T. Yüz sarkoidoz olgusu:
klinik, tanõ ve prognoz. Solunum 1999; 1: 22-29.
23. Loddenkemper R, Kloppenborg A, Schoenfeld N,
Grosser H, Costabel U. Clinical findings in 715
patients with newly detected pulmonary
sarcoidosis-results of a cooperative study in
former West Germany and Switzerland.
Sarcoidosis vasculitis and diffuse lung diseases
1998; 15: 178-182.
24. Jewell DP. Ulcerative colitis. In: Sleisenger MH,
Fordtran JS, eds. Gastrointestinal disease. 5th
ed. Philadelphia: WB Saunders Company, 1993:
1305-1330.
25. Yazici H, Yurdakul S, Hamuryudan V. Behçet’s
syndrome. In: Klippel JH, Dieppe PA, eds.
Rheumatology. 2nd ed. London: Mosby, 1998: 7-
26.1/ 26.6.
26. Yurdakul S, Günaydõn İ, Tüzün Y, Tankurt N,
Pazarlõ H, Özyazgan Y, Yazõcõ H. The
prevalence of Behçet’s syndrome in a rural area
in northern Turkey. J Rheumatol 1988; 15: 820-
822.
27. Scully C. The oral cavity. In: Champion RH,
Burton JL, Burns DA, Breathnach SM, eds.
Textbook of Dermatology. 6th ed. USA:
Blackwell Science Ltd, 1998: 3047-3123.
Ocak-Mart 2002
ERİTEMA NODOZUM: 9 YILLIK DENEYİM: MERT
59
1>20>
Dostları ilə paylaş: |