Divan-ı Hikmet’te Eğitim Yöntemi
Divan-ı Hikmet’te eğitim yöntemi konusunu, hikmet söylemenin bir eği-
tim yöntemi oluşu ve hikmet söyleme eğitiminde kullanılan yöntem ve tek-
nikler olmak üzere, iki ana başlık altında incelemekte yarar vardır.
Bir Eğitim Yöntemi Olarak Hikmet Söyleme
Tasavvuf edebiyatında hikmet tabiri, hakîm/bilge kişinin söylediği özlü
söz için kullanılır. Bu söz, bilgelik ürünüdür; tam anlamıyla fehmetmeye, fık-
hetmeye, anlamaya, kavramaya dayanır. Maturidi, Bakara 151. ayetin tefsirini
yaparken şöyle der: “Hikmet dini konuları tam anlamıyla kavramaktır, … bu
manadan hareketle bilge kişiye hakîm ismi verilmiştir, çünkü o doğruyu bilen
kimsedir.”
1
Hikmet kavramının anlamından hareketle, hikmet söylemenin bir eği-
tim yöntemi olduğunu ifade edebiliriz. Bu yöntemde üç hususa vurgu var-
dır: Bunlardan birincisi tam anlaşılmış ilimdir, dindir; ikincisi bu anlamaya,
ilme sahip olan bilge kişidir; üçüncüsü ise bilge kişinin ilmini muhataplarına
ulaştırmak için tesir edecek söz söylemesidir. Bu üçlü arasında ilk ikisi daha
öncelliklidir; ilim ve âlim ön plandadır. Üçüncüsü, araç ve yöntem olarak
önem kazanır; ilmin ihtiyaç sahiplerine anlayacakları formda ulaştırılmasını
sağlayacak kanal olması itibarıyla önemlidir. Öz olarak ifade edecek olursak;
bir eğitim yöntemi olarak hikmet söylemek, hakîm/bilge bir din önderinin
muhataplarını aydınlatmak için tesirli söz söylemesidir.
Hikmet söyleme bir eğitim yöntemi midir? sorusuna, Divan-ı Hikmet’ten
hareketle doğrudan evet cevabını vermek mümkündür. Eser üzerine yapılan
araştırmalar, hikmetlerin amaç ve muhteva itibarıyla didaktik/öğretici oluşu-
na dikkat çekmektedirler.
2
Birinci hikmetin ilk iki mısraındaki “Bismillah deyip
beyan ederek hikmet söyleyip/ Talep edenlere inci, cevher saçtım ben işte.” ifadeleri
hikmetlerin eğitim amaçlı söylendiğini gösterir ki, bunu teyid eden daha çok
sayıda hikmet vardır.
1
Ebu Mansur el Maturidi, Tevilatü’l-Kuran Tercümesi, Çev. Bekir Topaloğlu, Ed. Yusuf Şevki
Yavuz, Ensar Neşriyat, 2. Basım, Istanbul 2015, C. 1, s. 303.
2
Bkz. Kadir Özköse, “AhmedYesevî ve Divan-ı Hikmet”, Tasavvuf: İlmi ve Akademik Araştırma
Dergisi, Yıl: 7 (2006), Sayı: 16, ss. 293-312; Kemal Eraslan, “Hoca Ahmed Yesevî ve Divan-ı
Hikmet”, http://www.tded.org.tr/images/logo/x/hoca_ahmed_yesevi.pdf (09.06.2016).
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
271
Esasen hikmet söyleme, Türk Halk Edebiyatında yer alan halkı aydınlat-
maya yönelik edebiyatın dinî-tasavvufî alandaki bir türü gibidir. Islam önce-
sinden beri Türk halkları arasında yaygın olan ve Türk boyları arasında aşık,
ozan, bahsı, akın gibi farklı isimlerle anılan insanların, halka yönelik edebi
söz söylemeleri
3
Hoca Ahmed Yesevî ile hikmet söyleme şekline bürünmüş-
tür. Bu türe, “hikmet” ve “hikmet söyleme” isimlendirmesi, Yesevî hazretle-
rinin kendisi tarafından yapılmıştır. Hikmetlerinin toplanması ile oluşturulan
eserine Divan-ı Hikmet denilmesi ise, hikmetleri toplayıp kitap haline geti-
renlere aittir.
Hoca Ahmet Yesevî’nin Divan-ı Hikmet’te yer alan hikmetlerinin, 63 ya-
şında yer altında uzlete çekilmesinden itibaren söylendiği, kendisinden feyz
ve ilim almak için hazır bulunan müridleri tarafından kaydedildiği ifade edi-
lir.
4
Kayda geçirilmiş mevcut hikmetler konusunda bunlar söylense de Ho-
ca’nın hikmet söyleme geçmişi, kendi anlatımlarına göre 8 yaşlarına kadar
uzanmaktadır. “Sekizimde sekiz yandan yol açıldı/ ‘Hikmet söyle!’ diye, başlarıma
nur saçıldı.” (2. H.) mısraları kendisine hikmet söyleme kabiliyetinin çok er-
ken yaşlarda verildiğini göstermektedir. Aynı hikmetin devamında bu yeterli-
ği verenin, “Hikmet söyle!” diye başına nur saçanın Hakk Mustafa olduğuna
işaret bulunmaktadır. Hikmet söyleme yeterliği bahşedilmiş olmasına rağ-
men, o yaşlarda hikmet söyleyip söylemediği bilinmemektedir. Söylemiş olsa
bile, yaşı ve konumu itibarıyla, o yaşlarda söylediği hikmetlerin kayda geçi-
rilmemiş olması kuvvetle muhtemeldir. Pir hazretleri, yirmi yaşına ulaştığı
halini anlatırken, yine hikmet söylemesini gündeme getirmektedir. Bu kez
hikmeti işitip ağlamayanın mü’minliğini sorgulamakta ve bunu Ayet, Hadis
ve Kur’an anlamamakla ilişkilendirmektedir. (3. H) Burada kastedilenin, ken-
di söylediği hikmetler olması ihtimal dâhilindedir. Hoca, otuzlu yaşlarının
3
Bkz. Erman Artun, “Türk Dünyası Âşıklık Geleneğinin Geleceğe Taşınması”, XVII. Uluslararası
Kitabek Edebiyat Şöleni (Kosova 13-18 Ağustos-Eylül-2009), http://turkoloji.cu.edu.tr/halk
edebiyatı/erman_artun_turk_dunyasi_asiklik_gelenegi_gelecege_tasinmasi.pdf (09.06.2016).
Ali Abbas Çınar, “Akınlık ve Aşıklık Geleneği Arasında Bazı Ortaklıklar (TogolokMoldo Örne-
ği)”, TurkishStudies-International PeriodicalfortheLanguages, TratureandHistory of TurkishorTurkic, V.
6/3 Summer 2011, p. 513-522.
Nadirhan Hasan, “AhmedYesevi Hikmetlerinin Dil Özellikleri”, TurkishStudies-International
PeriodicalfortheLanguages, TratureandHistory of TurkishorTurkic, V. 10/8 Spring 2015, p. 1345-
1354.
4
Hoca Ahmed Yesevî, Divan-ı Hikmet, Haz. Hayati Bice, Türkiye Diyanet Vakfı, 5. Baskı, Ankara
2015, s. 17.
272
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
ortasına doğru, yine hikmet söylemesini konu edinmektedir: “Otuz dörtte âlim
olup bilge oldum/ “Hikmet söyle! dedi Rabbim, söyler oldum.” (5. H.) demektedir.
Bu mısralardan, en azından otuz dört yaşından itibaren yetkin bir âlim-bilge
olarak hikmet söylediğini anlamak mümkündür. Ancak bunların da kayda ge-
çirilip geçirilmediğini tespit etme imkânımız bulunmamaktadır. Yine de en
azından hocası ve şeyhi Yusuf Hemedani’ye halifelik ettiği dönemlerde, post
sahibi olarak hikmet söylemiş olması, bunu şeyhinin bir işaretine dayanarak
postu bırakıp geldiği memleketi Türkistan’da da devam ettirmiş olması ve ta-
liplerinin bunları kaydetmiş olması ihtimali söz konusu olabilir ki, bu zaman
ile yer altına girdiği zaman arasında da uzunca bir süre vardır.
Hoca Yesevî’nin kendi ifadelerinden hareketle, hikmet söyleme yeterli-
ği kazanmasının, vehbî ve kesbi boyutlara dayandığını söyleyebiliriz. Sekiz
yaşlarında Hz. Peygamberin (as), 34 yaşlarında ise Allah’ın (cc) kendisine
hikmet söylemesini buyurması, bu yeterliliği kazanmasının vehbî boyutunu
oluştururken; yedi yaşından itibaren Arslan Bab’dan, 27 yaşından itibaren
ise Yusuf el-Hemedani’den ve medreseden aldığı ilim ve irfan ise kesbi boyu-
tunu oluşturmaktadır. Her iki boyutun ortak sonucu, bilgeliktir. Bilgelik ise
sırasıyla şeriata, din bilgisine, tarikat yaşantısına dayalı marifete ve hakikate
ulaşılarak elde edilmektedir.
Divan-ı Hikmet’te Eğitim Yöntemleri ve Teknikleri
Hikmet söylemeyi bir eğitim yöntemi olarak ortaya koyduktan sonra, Di-
van-ı Hikmet’te eğitim yöntemleri aramak, esasen yöntem içinde yöntem ara-
mak gibi olacaktır. Günümüz eğitim bilimi terminolojisi ile söyleyecek olursak
bu arayışı, bir yöntem içinde eğitim teknikleri aramak şeklinde de düşünebili-
riz. Yöntem kavramı teknik kavramını kapsadığı için biz burada yöntem nitele-
mesini kullanmayı tercih edeceğiz. Girişte de belirttiğimiz gibi, bu yöntem ve
tekniklerin varlıkları ve isimlendirilmeleri tamamen hikmet metinlerini analiz
esnasındaki anlamalarımıza ve nitelendirmelerimize bağlıdır.
Yöntem anlamında yaptığımız ilk tespit, Hoca Ahmed Yesevî’nin çok fark-
lı yöntemleri kullanmış olduğudur. O, yönteme dair olarak bir hikmetinde,
öğretmek istediklerini; ima yoluyla, zahir ilmi yazmak yoluyla, söz söyleyerek
ve hal ile göstererek anlatmaya çalıştığını şöyle ifade etmektedir:
İma eyledim bilge olsa ibret alsın
Zahir ilminden yazıp söyledim işaret kalsın
İnci gevher sözlerimi gönlüne koysun
Halden deyip aşıklara verdim ben işte (11. H.)
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
273
Farklı pek çok yöntemi kullandığını kendisi beyan eden Hoca Ahmed Ye-
sevi’nin hikmetlerinde tespit edebildiğimiz belli-başlı eğitim yöntem ve tek-
nikleri aşağıda ele alınmaktadır.
1. Sohbet Yöntemi: Sohbet adabı ve sohbetçinin özellikleri
Hikmet söyleme, esasen bir tür sohbet yöntemi olarak ifade edilebilir. Do-
layısıyla hikmetlerde sohbet bir eğitim unsuru olarak yer almaktadır. Pir-i
Türkistan Hazretleri, bir kul ve nasihatçi olarak evvela kendine ve sonra ta-
liplerine birçok nasihat verir. 9. Hikmet’te yer alan; “Kul Hoca Ahmed tekbir
deyip sohbete başla/ Hay u heves, ben-benliği uzağa gönder/ Seherlerde dört dövünüp
dinmeden çalış!” ifadelerinde sohbet adabına dair değerli ilkeler yer almaktadır.
Sohbete tekbir ile başlamak, sohbetten önce hay-u hevesi, benliği-bencilliği
kendinden uzaklaştırmak ve gayretle çalışmak sohbet edene verdiği öğütler-
dendir.
Sohbet etmeye ve dinlemeye yönelik şu öğütleri de, dikkat çekicidir: “Han-
gi yerde azizlerin toplantısı olsa/ O şu yerde hal ilmini söyleyesim gelir/ Onların soh-
betinden hoşlansam ben/ Özümü özlerine katasım gelir/ Hoş sohbetli dervişlere canımı
versem…” (49. H.) Bu sözlerinde kendi zatından hareketle başkalarını da soh-
bete teşvik söz konusudur. Sohbet için toplananlara sohbet vermeyi, sohbet-
te onların ilm-i haline öncelik vermeyi öğütlemesi kendisi ve diğer sohbet
ediciler içindir; böyle sohbetlere katılmayı teşvik ise dinleyicilere yöneliktir.
Ancak bu tür kişilerin azlığına da aynı yerde dikkat çeker ve sahte sohbetçiler
karşısında şu sözlerle uyarır:
“Dili ile ümmetim diye yalan söyler
Kişi malını almak için saçma-sapan sözler
Halini burda bırakıp haram gözler
Cahillere bu sözleri diyesim gelir“ (49. H.)
2. Kendini eğitme yöntemi
Ahmed Yesevî’nin hikmetlerinde her ne kadar Pir, Mürşid-i Kamil sıkça
vurgulansa da, bazı hikmetlerde kendi kendini eğitmeye yönelik işaretler de
görmekteyiz: Mesela;
Kul Hoca Ahmed Hakk zikrini söyle daima
Hakk’dan korkup dinmeden ağla boyuna
Namaz kılıp oruç tutup her sabah akşam
Böyle yapıp muradıma erdim ben işte (12. H.)
274
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
Kendi oluş sürecini, muradına erişini anlatırken, kendi yaptıklarının eğit-
sel etkisine işaret edilen bu dörtlükte, kişinin Allah’ı zikrinin, ağlamasının,
namaz kılıp oruç tutmasının kendini eğitmedeki rolüne işaret vardır. 13. Hik-
metinde yer alan, “Kul Hoca Ahmed, öğüt verici olsan, kendine ol;” mısraında da,
öncelikle kendine öğüt vermeye vurgu vardır.
3. Riyazet yöntemi
Ahmed Yesevî’nin eğitiminde riyazet önemli yer tutar, kendi oluş sürecin-
de riyazete işaret ettiği gibi, eğitiminden nasiplenmek için de riyazetin gerekli
olduğunu söylemektedir:
Hikmetimden nasib alan göze sürsün
İhlas ile göze sürüp cemal görsün
Şartı odur riyazete boyun sunsun (14. H.)
Bir başka Hikmette ise şöyle söylemektedir:
Aşık olsan ey tâlip, riyâzette belini bük.
Geceleri uyumayıp yaş yerine kanını dök; (18. H.)
4. Zikir yöntemi
Zikir, Yesevî’nin eğitiminde önemli bir yere sahiptir. “Fezkürullahkesiran”
dep ayet keldi” diyerek, Allah’ın emrine uyup çok zikrettiğini ve zikredilme-
si gerektiğini, birçok hikmette dile getirmektedir. Toplu zikir de, Yesevîliğin
temel özelliklerinden biri olarak bilinir. “Zikr-i erre” adı verilen açıktan ve
testere sesli zikr uygulaması, Yesevîliğin zikir şeklidir. Hikmetlerde de, toplu
zikre davet vardır: “Gelin toplanın zakir kullar, zikr söyleyelim” (108. H.)
5. Dua yöntemi
Dua da, Ahmed Yesevî’nin hikmet eğitiminde önemli yer tutar. Dua for-
munda söylediği hikmetler, bunun delilidir. Mesela 21. ve 22. hikmetler dua
formunda yazılmıştır. Hoca, “Entel Hadi!” nidası tekrarlanan dörtlüklerde
Rabb’ine “elimi tut!” diye seslenmektedir. Bu seslenişte hem dua edilmekte
hem dua ediş öğretilmekte; hem de dua vasıtasıyla dinî bilgi sunulmaktadır.
31. hikmet de “affeyle” nidalı beyitlerden oluşan bir dua örneğidir. Hoca’nın
dua formundaki hikmetlerinde, Allah’a O’nun güzel isimleriyle seslenilirken,
aynı zamanda O’na Esmaü’l-Hüsna ile dua edilmesi gerektiği de öğretilmek-
tedir.
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
275
6. Gurbete çıkma/İlim yolculuğu yöntemi
Hazret-i Pir, daha önce de üzerinde durulduğu gibi, Hz. Muhammed’i
örnek alıp garipliği seçmiş, yine onu örnek alıp garipleri kendine muhatap
kılmıştır. Bunu hikmetlerinde dile getirmektedir. Onun, garipliği, ilim öğ-
renmek üzere gurbete çıkma anlamında da tercih ettiği ve önerdiği anlaşıl-
maktadır. Horasan’a, Şama, Irak’a niyet edişini, Hz. Yusuf’un Kenan ilini terk
edişi gibi, Hz. Muhammedin ve otuz üç bin sahabenin, Ebubekir’in, Ömer’in,
Osman’ın ve Mürteza’nın yolunu tutup gurbete çıktığını söylemektedir. (Bkz.
16. H.) Aynı hikmette gurbetin eğitici yönüne şöyle vurgu yapmaktadır:
Gurbet değse, pişkin eyler çok hamları
Bilge eyler, hem seçkin eyler çok sıradanları (16. H.)
7. Manzum siyer anlatımı yöntemi
Divan-ı Hikmet’te yöntem bağlamında zikredebileceğimiz bir tespit de,
36. Hikmet’teki manzum siyer anlatımıdır. Kısa cümleli, sade ve basit beyitler
halinde yazılmıştır. Bu beyitlere birkaç örnek verelim:
Muhammed’i tarif eylesem kemine,
Anasının adı bil Amine.
Babasının adı Abdullah’tır
Anadan doğmadan ölmüştür.
…
Rasûl’un bilse her kim dört ceddini,
Kıyamette gezer sekiz cennetini
8. Düşündürme yöntemi
Hikmetlerde, çeşitli söz ve ifade formlarının kullanıldığı dikkat çekmek-
tedir. Bazı hikmetler bilgilendirme formunda, bazıları dua formundadır. Bazı
hikmetlerde ise, düşünmeye sevk eden bir tür soru formu dikkat çeker. 72.
hikmet buna güzel bir örnektir. “Bilmem ki halim ne olur?” sorusu üzerine
kurulan beyitlerde, ölüm ve kabir halleriyle ilgili akıbetini düşünmekte ve
düşündürmektedir:
Ey dostlarım, ölsem ben, bilmem ki halim ne olur;
Kabre girip yatsam ben, bilmem ki halim ne olur.
Benzer bir form ve içerik, 200. Hikmette de görülür:
Adem oğlu ölesi, yer altına giresi,
Kim iyidir kim kötü, orada malum olası.
276
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
9. Kendinden örnek verme yöntemi
Pir-i Türkistan’ın kendini anlattığı hikmetler de yöntem açısından dikkat
çekicidir. Bunlardan bir kısmında hayatını, hocalarıyla ilişkilerini vb. anla-
tırken bir kısmında yaptıklarını-yapamadıklarını, bildiklerini-bilemediklerini
konu edinmektedir. Bu ikinci türde adeta kendisi ile birlikte muhatabının da
kendisini sorgulamasını istemektedir. 74. ve 75. hikmetler sadece birer örnek
olarak verilebilir:
Hiç bilmedim nasıl geçti ömrüm benim;
Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim?
Nasıl olacak, yola koysan ben acizi;
Sorar olsa, ben kul orda ne eylerim? (75. H.)
10. Öğüt verme yöntemi
Öğüt vermenin de bir yöntem olarak hikmetlerde kullanıldığını görmekte-
yiz. “Dostlar” diye biten dörtlüklerde Hoca muhataplarına öğütler vermekte-
dir. 78-90. hikmetlerin nerdeyse tamamı bu formda söylenmiştir.
11. Hizmet yöntemi
Hizmet etmek, Yesevî terbiyesinde aynı zamanda bir eğitim yöntemi ola-
rak karşımıza çıkar. Buradaki hizmet, aynı zamanda Pir’e ve Mürşid-i Kamil’e
sadakat ve güvenin işareti olarak görülmelidir. Mürşid-i Kamil’e hizmet, ken-
di başına gidilen tarikat yolunda var olan tehlikelerden korunmanın aracıdır.
(81. H.) “İşitip, okuyup hizmet kılın, dostlarım ey!” diye seslendiği taliplere,
Pir’den nasiplenmek için her türlü zorluğa, acıya katlanıp hizmete devam et-
meyi öğütlemektedir. (173. H.)
12. Kur’an ve Sünnetten yararlanma yöntemi
Ahmed Yesevî Hazretlerinin hikmetlerinde ve dolayısıyla hikmet ile eğiti-
minde Kur’an ve Sünnetin önemli yeri vardır. Hikmetlerden edindiğimiz veri-
ler çerçevesinde bu yeri, Kur’an ve Sünnetin hikmetlere kaynaklık edişi, hik-
metlerin Kur’an ve Sünnete uymayı hedefleyişi ve hikmet söyler iken Kur’an
ve Sünneti kullanışı, bağlamlarında ayrı ayrı ele almak mümkündür.
a. Kur’an ve Sünnet, hikmetlerin kaynağını oluşturmaktadır
Hazreti Pir, kendisi için Pir-i Kâmilin Hak Mustafa olduğunu, “Hikmet
söyle!” diye başlarına nur saçanın (2. H) Hz. Peygamber olduğunu belirt-
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
277
mekte ve ona salat-selam getirip, saygı gösterip ümmet olmayı öğütlemek-
tedir. Münacatında; “Benim hikmetlerim hadis hazinesidir/Kişi pay götürmese, bil
habistir.” diyerek Sünnetin hikmetlerine kaynaklık edişine vurgu yapmaktadır.
Aynı şekilde “Benim hikmetlerim Sübhan’ın fermanı/Okuyup bilsen, hepsi Kurân’ın
anlamı” sözleriyle de Kur’an’ın, hikmetlerinin anlamsal temelini oluşturduğu-
na işaret etmektedir (Münacaat). Yapılacak bir tahkik ve tahric çalışması ile
hikmetlerin, Kur’an ve Sünnet kaynakları ortaya konulabilecektir.
b. Kur’an ve Sünnete ittiba hikmetlerin hedefidir
Hikmetlerde Sünnet bilinci ve Sünnete uyma, önemle vurgulanır. Şu iki
kıtada, Hz. Peygamberin bizler için geldiğini bilmeye ve benimsemeye vurgu-
su dikkat çekicidir:
Allah nuru, Allah dostu o Mustafa
Kimler için geldi Rasul bildiniz mi?
Allah selamı, Allah zikri Hakk Mustafa
Kimler için geldi Rasul bildiniz mi?
…
Heyhat heyhatsaadetdir o Mustafa
Heyhat heyhat ganimettir o Mustafa
Heyhat heyhat inayettir o Mustafa
Kimler için geldi Rasul bildiniz mi? (38. H.)
Yine 39, 40, 41. hikmetler, bir naat formunda ve içeriğinde söylenmiştir.
Hikmetlerde sahabe de muhteva olarak yerini almıştır. 42. Hikmette “Eba-
Bekr-i Sıddık”, 43. Hikmette “adaletli Ömer”, 44. Hikmette “haya sahibi
Osman”, 45. Hikmette ise “Hakkarslanı Ali” anlatılmıştır. Bu anlatım, hem
yüceltme hem de bilgilendirme amaçlıdır.
Sünnetlerini sıkı tutup ümmet ol
Gece gündüz salat-selâm söyleyip yakın ol
Nefsi tepip mihnet yetse, rahat ol
Öyle âşık iki gözü giryandır.
c. Kur’an ve Sünnet’i eğitimde kullanma
Hazreti Pir, Kur’an ve Sünneti hikmetlerinde dolaylı ve doğrudan kul-
lanma yolarını tercih etmiştir. Dolaylı kullanımı, hikmetlerin muhtevasını
278
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
ve anlamlarını Kur’an ve Sünnete dayandırmak şeklinde gerçekleştirmiştir.
Doğrudan kullanımda ise, şöyle bir üsluba rastlamaktayız: Kur’an ayetleri-
ni hikmetlerindeki Türkçe öğütlerin içine kısa ve vurgulu olacak şekilde ve
muhtemelen, vaaz ve nasihatlerde sık kullanıldıkları için halkın zihinlerinde
yeri olan ifadeleri seçerek yerleştirmiştir. Örnekler:
Kuşku yoktur, kıyamet günü gelir, dostlar,
“La uksimubiyevmil-kıyameh” deyip söylemedi mi?
Özünü Baki, özgeleri fani bilin,
“Küllü şey’inhelikün” deyip söylemedi mi? (190. H.)
“Fezkürullahkesiran” dep ayet keldi/ Allah’ı çok zikredin diye ayet geldi (15. H.)
Haber berür “felizehukalilen” dep/ Haber verir “felizehukalielen” diye
Yene aytur “veleyebkukesira” dep / Yine der “veleyebkukesiran” diye
Bu ayetnimanasige amel kıl dep / Bu ayetin manasına gör amel eyle diye
Bu dünyada hiç külmeyinyürdümmena /Bu dünyada hiç gülmeden yürüdüm ben
işte. (15. H.)
Hadis kullanımında da, aynı yolun takip edildiğini görüyoruz: Örnekler:
Mutuakabl-el temuğa amel kıl / Ölmeden önce ölünüze göre amel eyle
Bu hadisnifikreyleben öldüm mena/ Bu hadisi fikreyleyip öldüm ben işte (15. H.)
“El-kezzabu lâ ûmmeti” dedi, bilin Muhammed;
Yalancılar kavmini ümmet demez Muhammed. (37. H.)
Sonuç
Divan-ı Hikmet, halkı din konularda eğitmek için Hoca Ahmed Yesevî ta-
rafından söylenmiş hikmetli sözlerin bir araya getirildiği bir eserdir. Hikmet
söylemek ve hikmet söyleyerek eğitmek, Pir-i Türkistan’a ve onun yolundan
gidenlere özgü bir yöntemdir. Yöntemin form olarak kökleri ise Islam öncesi
Türk Edebiyatına dayanmaktadır. Aynı formun dinî-tasavvufi olmayan tür-
leri Türk halkları arasında çeşitli isim ve amaçlarla devam etmektedir. Yine
dinî ve dinî-tasavvufi olan çeşitli formları da, farklı isimler altında Türk-Islam
Edebiyatındaki yerini almaktadır. Ilahi, Naat, Münacat vb. bunun örnekle-
ridir. Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bayram-ı Veli, Aziz MahmudHüdayi söy-
lediklerinin-yazdıklarının adı “hikmet ve hikmet söyleme” olmasa da, aynı
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
279
geleneğin devamı niteliğinde görülmektedir. Türk Cumhuriyetlerinde, aynı
isimle Hikmet söyleme geleneğinin devam ettiği yerler de bulunmaktadır.
Bir Islam eğitim yöntemi olarak, hikmet söylemeyi, halk eğitimi yöntemi
olarak görmek yerinde olur. Bu yöntem, literatürde daha çok tasavvuf edebi-
yatı içinde gösterilmekle birlikte, genel halk eğitimi yöntemi olarak değerlen-
dirmek daha isabetli görünmektedir.
Hikmet söyleme yönteminin içinde tespit edilen yöntemler, daha doğru
ifadeyle tekniklerden önemli bir kısmı, günümüz halk eğitimi açısından da
değerlendirilebilir boyutları haizdir. Şeriatın tarikata önceliği, şeriat-tarikat
bütünlüğü gibi ilkeler özellikle günümüz açısından önemlidir.
Elbette hikmet söylemek için hakîm olmak, bilge olmak gerekir. Onun
şartları konusunda Pir-i Türkistan’a kulak vermek günümüz açısından önemli
bir gerekliliktir.
Hz. Pir’in hikmetlerini günümüz edebiyat ve din eğitiminde, öğretim ko-
nusu yapmak da ihmal edilmemelidir. Özellikle halkı din konusunda bilgilen-
dirme gayreti içinde olanların, hem Pir’in hikmetlerinden, hem de kullandığı
hikmet yönteminden çıkarması gereken pek çok öğüt olduğu da bir gerçektir.
Dostları ilə paylaş: |