Kapillerden aldıkları besin maddelerini nöronlara aktarırlar. Kendi aralarında ve nöronlarla sinaps yapmazlar.
Nöronların aksine, hayat boyu mitozla çoğalırlar.
Nöronlar için zornlu hücrelerdir. Gümüşleme ve altınlama yöntemleriyle, uzantılarıyla birlikte boyanabilirler.
Sadece gri cevherde bulunur.
Sadece gri cevherde bulunur.
Uzantılı ve yıldız şeklindedir.
Kısa, kalın ve dallı uzantıya sahiptir.
Uzantılarının son kısımları, fil ayağı şeklinde genişlemelerle sonlanır.
Bu sonlanma ayaklarının bir kısmı, kapiller bazal membranının dışına tutunur. Bunlara, “perivasküler ayak” adı verilir ve kapillerin etrafını tamamen çevirirler.
Dolaşımdan gelen aminoasit, glukoz, su, oksijen ve iyon gibi maddeler, nöronlara astrosit aracılığıyla geçer.
Atık maddelerin nöronlardan kapillere geçmesi de, yine aynı yoldan gerçekleşir.
Bu sonlanma ayaklarının bir kısmı, kapiller bazal membranının dışına tutunur. Bunlara, “perivasküler ayak” adı verilir ve kapillerin etrafını tamamen çevirirler.
Bu sonlanma ayaklarının bir kısmı, kapiller bazal membranının dışına tutunur. Bunlara, “perivasküler ayak” adı verilir ve kapillerin etrafını tamamen çevirirler.
Dolaşımdan gelen aminoasit, glukoz, su, oksijen ve iyon gibi maddeler, nöronlara astrosit aracılığıyla geçer.
Atık maddelerin nöronlardan kapillere geçmesi de, yine aynı yoldan gerçekleşir.
Glutamat ve GABA gibi nörotransmitter maddeleri sentezlerler.
Sadece beyaz cevherde bulunur.
Sadece beyaz cevherde bulunur.
Uzantıları, kapiller duvarında perivasküler ayak şeklinde sonlanır.
Travmada arayı dolduran astrositlerden meydana gelen doku gliyal skar dokusu
Gri ve beyaz cevherlerde bulunur.
Gri ve beyaz cevherlerde bulunur.
Beyaz cevherdeki sayıları daha fazladır.
Astrositlerden aldıkları amino asitleri, glukozu, suyu ve oksijeni nöronlara aktarırlar. Bundan dolayı, nöronların yaşaması ve iş görmesi için gereklidirler.
Dolayısıyla bu hücreler, PSS’de bulunan uydu hücrelerine eşdeğer sayılabilir.
Uzantılarıyla, sinir liflerinin miyelinini meydana getirirler.
En küçük gliya hücresidir.
En küçük gliya hücresidir.
Mezodermden köken alır.
Gri ve beyaz cevherde bulunurlar.
Gri cevherdeki sayıları daha fazladır.
Monosit – Makrofaj sisteminin üyesidirler.
Yıkılan dokuları fagosite ederler ve MSS’yi temizlerler.
MSS’de travma Sayıları oldukça artar.
MSS’de içi BOS’la dolu ventriküllerin duvarlarını ve omuriliğin ortasında yer alan santral kanalı döşerler.
MSS’de içi BOS’la dolu ventriküllerin duvarlarını ve omuriliğin ortasında yer alan santral kanalı döşerler.
Tek katlı kübiktirler. Boşluğa bakan yüzlerinde, çok sayıda mikrovillusları vardır.
Bazal membrana sahip değildirler.
Beyin dokusundaki ve ventriküllerdeki sıvı arasında, seçici bir engel işlevi görürler.
Yan yüzlerinde bağlantı birimlerinin bulunması, epitelden ventriküllere ve merkezi kanala sıvı geçişini büyük oranda engeller.
Beyin hemisferler (yarım küreler), beyin sapı ve beyincik olmak üzere üç kısımdan oluşur. Korteks, telensefalonun ve beyinciğin en yüzeyel parçasıdır ve gri cevher olarak tanımlanır. Korteksin altında, medulla olarak adlandırılan ve çok miktarda sinir lifi içeren bölüm yer alır. Medullaya, beyaz cevher adı da verilir. Beyaz cevherin telensefalondaki kısmında bazal gangliyonlar, beyincikteki kısmındaysa iç çekirdekler diye bilinen nöron toplulukları mevcuttur.
Beyin hemisferler (yarım küreler), beyin sapı ve beyincik olmak üzere üç kısımdan oluşur. Korteks, telensefalonun ve beyinciğin en yüzeyel parçasıdır ve gri cevher olarak tanımlanır. Korteksin altında, medulla olarak adlandırılan ve çok miktarda sinir lifi içeren bölüm yer alır. Medullaya, beyaz cevher adı da verilir. Beyaz cevherin telensefalondaki kısmında bazal gangliyonlar, beyincikteki kısmındaysa iç çekirdekler diye bilinen nöron toplulukları mevcuttur.
Diensefalonda, mezensefalonda, ponsta ve medulla oblangatada ise, korteks bulunmaz. Fakat, buralarda yoğun lif demetleri, talamustaki gibi (diensefalonun bir kısmı) çekirdekler ve ayrıca kraniyal sinirlerin çekirdekleri vardır. Beyne çıplak gözle bakıldığında, yüzeyin son derece girintili ve çıkıntılı olduğu görülür. Çıkıntılı yerlere girus, girintili yerlere ise sulkus adı verilir. Girinti ve çıkıntıları kaplayan gri cevher, çıkıntıların tepesinde en kalın, girintilerin dibinde ise en incedir ve bol miktarda nörona sahiptir.