İ S T A N B U L
YA B A N C I L A R İ Ç İ N T Ü R K Ç E Ö Ğ R E T İ M S E T İ C 1
24
Örnek:
Amerika’ya gitmeden önce İngilizce öğrenmiştim.
Bence onun ne demek istediğini anlamamıştı.
Siz Ömer’le daha önce tanışmamış mıydınız?
5 Aşağıdaki boşlukları örneklerdeki gibi dolduralım.
1. Hakan çocukluğunu küçük bir kasabada geçir……………… .
2. Sen daha önce bir reklam filminde oyna…………… …………...?
3. Sınavım çok
kötü geçti ama üzgün değilim, zaten çalış……………… .
4. Sevim bayram sabahı erkenden kalkıp hazırlan……………… .
5. Emekli olana kadar yıllarca bu fabrikada çalış……………… .
6. Tencere yanmış! Sen çıkarken ocağı söndür…………… …………...?
7. Misafirler gelmeden önce bütün işlerimi bitir……………… .
8. Neden bu kadar şaşırdın? Daha önce hiç sihirbaz gör…………… …………...?
6 Aşağıdaki metni görülen geçmiş zaman (-DI), gelecek zaman (-(y)AcAk), şimdiki zamanın hikâyesi (-Iyordu), geniş
zamanın hikâyesi ((I/A)rdI), gelecek zamanın hikâyesi (-(y)AcAktI) ve öğrenilen geçmiş zamanın hikâyesi (mIştI) ile
tamamlayalım.
İşte gene hiç sevmediği bir duruma düşmüştü!
Bin kez söy-
le…………… kendi kendine “Dolmuşa bindiğim zaman değil, inerken pa-
rayı ver…………… bundan sonra!” diye. Bundan önce bir değil, beş değil,
belki de on, on beş, yirmi sefer hep aynı duruma düşmüş, şoförle ta-
kış…………… . En temizi, dolmuştan ineceği yere gelince, inmeden önce
parayı vermekti. Bir süre öyle yap…………… . Ama bu sefer, bu sonuncu
sefer...
Durak kalabalık…………… . Aynı anda birkaç kişi koş……………, o da
çevik bir hareketle arabaya binmeyi başar…………… . Dolmuş 50 ku-
ruş…………… ancak onun cebindeki en bozuk para iki buçukluktu. Öte-
ki müşteriler verince o da onlara uymuş, iki buçukluğu uzat…………… .
Şoför parayı almış, diğer yolcuların para üstlerini vermesine rağmen onunkini ver…………… . Belki de şoför bir müşteriyle
konuşmaya dalmış, iki buçuğun üstünü unut…………… .
Ne yapmalıydı şimdi? “Şoför efendi, iki buçuğun üstünü unut……………!” dese, şoför belki de, “Ne biliyorsun unuttuğu-
mu?” diye bozabil…………… . Bozmasa bile, dolmuş yolcuları şöyle bir bakarlar, içlerinden, “Amma da para canlısı ha!” diye
düşünebil…………….. .
Tam bu sırada solundaki yolcu inmek için şoföre seslen…………… . Araba dur……………, solundaki in…………… . Solunda-
kinden boşalan yere kay…………… . Şoför hâlâ onun iki buçukluğunun üstünü ver……………, yüzde yüz unut…………… . Bir ara:
“Şoför efendi benim iki buçukluğun üstünü unut……………!” de……………, vazgeçti. Adam belki de şöyle de……………: “Ne iki
buçukluğu?”
Kan tepesine sıçra…………… . Sanki şoför gerçekten bu karşılığı vermiş gibi sinirleri geril…………… .
Birden gözü dikiz
aynasına kay……………: Şoför adamakıllı sıkıydı. Eğer takışırsa arabadan in……………, yakasına yapış……………, belki de iyice
döv…………… .
İçini çek…………… . Eli yüzü kan içinde, üstü başı toz toprak, karakola gitmek, şoförden davacı olmak, bunların hiçbirini
göze al…………… . Üstelik müşteriler de şoförden yana ol…………… . Onun için, vazgeçmeli, hatta iki buçuğun lafını bile etme-
den, yeni elli kuruş vermeliydi şoföre. Besbelli, şoför aldığı iki buçukluğu unut…………… .
Pantolonunun bozuk para cebinden iki tane sarı yirmi beşlik çıkarıp avucunda tut…………… . Az sonra Cağaloğlu’na gelin-
ce inecek, inerken de parayı ver…………… . Cağaloğlu’na gelince “Ben uygun bir yerde ineyim!” de…………… . Şoför arabayı
uygun yere yanaştırıp durdur …………… . Tam avucundaki elli kuruşu uzat……………, şoför iki buçukluğun üstünü uzat……………:
“Buyurun iki liranızı!”
Parayı al……………, hızla oradan uzaklaş…………… . Yüzü alev alev yanıyor, kendi kendinden utan…………… .