Hazirlayanlar


Aşağıdaki ekonomik terimlerle anlamlarını eşleştirelim



Yüklə 14,65 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə160/247
tarix22.09.2023
ölçüsü14,65 Mb.
#146882
1   ...   156   157   158   159   160   161   162   163   ...   247
Istanbul Ders C1

2 Aşağıdaki ekonomik terimlerle anlamlarını eşleştirelim.
1. TÜFE (tüketici fiyat endeksi): 
2. TEFE (toptan eşya fiyat endeksi): 
3. Arz 
4. Talep
( ) Ekonomik birimlerce mal ve hizmetleri satın alma isteğidir.
( ) Ekonomide üretilen ve piyasaya sunulan mal ve hizmetlerdir.
( ) Tüketici tarafından satın alınan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişiklikleri ölçer.
( ) Ekonomide üretim faaliyetinde yer alan maddelerin fiyatlarındaki değişiklikleri toptancı aşamasında ölçer.


İ S T A N B U L
YA B A N C I L A R İ Ç İ N T Ü R K Ç E Ö Ğ R E T İ M S E T İ C 1 / +
166
OKUMA
 
 
TÜRKİYE’DE ENFLASYONUN TARİHSEL GELİŞİMİ
Enflasyon deyince akla ilk gelen, günlük hayatta çokça kullandığımız mal ve hizmetlerin fiyatlarının 
artmasıdır. Ancak mal ve hizmetlerin fiyatları zaman içinde artabilir veya azalabilir. Enflasyon sadece 
belli bir malın veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatların genel düzeyinin sürekli bir 
artış göstermesidir. Diğer bir deyişle, sadece bazı malların fiyatlarının sürekli artması ya da tüm mal-
ların fiyatlarının bir sefer artması enflasyon değildir. Örneğin aylık enflasyon oranının % 1 olması, o ay 
içinde fiyatlar genel seviyesinin bir önceki aya göre % 1 oranında arttığını gösterir. Yıllık enflasyonun % 
30 olması da, fiyatların bir önceki yıla göre ortalama % 30 oranında arttığını gösterir.
Harcadığımız para miktarı, enflasyonu etkiler. Bir malın fiyatının artması, aynı mal için daha fazla 
para harcamamızı gerektirir. Bu da ancak, ya daha az tasarruf yapmamızla ya da gelirimizin artmasıyla mümkün olabilir. 
Fiyatlarla beraber gelirler ve harcamalar da artarsa, enflasyon artar. Çünkü ellerinde daha fazla para olunca tüketicilerin 
mal ve hizmetlere olan talebi artar ve satın almak istedikleri mal için daha fazla fiyat verebilirler. Bu noktada, para arzının, 
paraya olan talepten daha fazla artmasının enflasyona yol açtığı unutulmamalıdır.
Hem ekonomik hem de sosyal açıdan olumsuz sonuçları olan yüksek ve kalıcı enflasyon yıllar boyunca birçok gelişmekte 
olan ülke gibi Türkiye’nin de en büyük sorunlarından biri olagelmiştir. Politik istikrarsızlıklar ve devamlı seçim ortamının ya-
şanması, her alanda kısa vadeli politikalar uygulanmasına neden olmuş, bu da uzun vadeli uygulama gerektiren enflasyonla 
mücadele programlarının uygulanmasında engel oluşturmuştur. Bu şekilde ülke yıllar boyunca enflasyonun yaşamın her 
alanında görülen olumsuz neticelerine maruz kalmıştır.
Türkiye’de ağırlıklı olarak dış kaynaklı olmayan, ülkenin yerel ekonomik politikalarının sonucu olarak ortaya çıkan ilk yük-
sek enflasyon dönemi ise 1950’li yılların sonlarında görülmüş, 1958 yılında gerçekleştirilen devalüasyonun ardından 1959 
yılında % 22.6 enflasyon (TÜFE) oranına ulaşılmıştır.
Türkiye’de ‘planlı dönem’in başlangıcı olan 1960’lı yıllar, ülkenin düşük enflasyonlu bir ekonomi politikasını başarıyla 
uyguladığı yıllar olarak tanımlanabilir. 1960 yılından 1970 yılına dek ülkede yüksek büyüme oranlarına karşın çift haneli enf-
lasyon hiç görülmemiştir. Bu yıllar ülkede tüketim alışkanlıklarının değişmeye başladığı, buzdolabı, çamaşır makinesi gibi ev 
eşyalarının orta gelirli geniş bir kesim tarafından kullanılmaya başlandığı, köyden kente göçün arttığı ve bunun neticesinde 
iç talepte ciddi bir genişlemenin yaşandığı yıllar olmuştur.
İthal ikamesine dayalı sanayileşme ilk yıllarda olumlu sonuçlar vermiş, ancak iç talebin artmasına paralel olarak sa-
nayinin ithal girdi talebinin hızla artması 1970 yılına gelindiğinde ödemeler dengesinin zorlanmaya başlaması sonucunu 
doğurmuş ve artan döviz talebi sonucu planlı dönemin ilk devalüasyonu 10 Ağustos 1970 tarihinde yapılmıştır. 1970 yılında 
yeniden çift haneli enflasyon (%11,8 TÜFE) görülmüş ve ülke bir daha tek haneli enflasyonu ancak 2004 yılına gelindiğinde 
görebilmiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin 1970’li yılların başlarından itibaren enflasyonist bir sürece girdiği ve 2000’li yılların 
ortalarına kadar ülkede “uzun süreli yüksek bir enflasyonun” hüküm sürdüğü söylenebilir.
Türkiye’de 1995 yılı sonrasında para politikası uygulamaları ve enflasyon gelişmeleri incelendiğinde, enflasyonun deği-
şimine ilişkin üç dönem dikkatimizi çekmiştir. Birinci dönem, parasal hedefleme ile döviz kuru hedeflemesinin uygulandığı 
1995-2001 yıllarında yaşanan “yüksek ve istikrarsız enflasyon” dönemi, ikinci dönem örtük enflasyon hedeflemesinin uy-
gulandığı 2002-2005 yıllarında yaşanan “düşen enflasyon” dönemi ve üçüncü dönem açık enflasyon hedeflemesinin uygu-
landığı 2006-2009 yıllarında yaşanan ve “yıllık yüzde 9 etrafında dalgalanan düşük ve istikrarlı enflasyon” dönemi olarak 
adlandırılmıştır.



Yüklə 14,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   156   157   158   159   160   161   162   163   ...   247




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin