MS tanısında “Uyarılmış Potansiyel İncelemeleri” de kullanılır.
Görsel ve işitsel uyarılar vererek ya da bedenden duyusal uyarılar verilerek yapılan “Uyarılmış”, “Uyartılmış” ya da daha doğru bir söyleyişle “Uyandırılmış” yanıtların kafatasının üzerinden kaydedilmesine dayalı yöntemlerle (Evoked Potentials), duyu yollardaki belirti vermeyen etkilenmeler saptanabilir. Bu yöntemler basittir ve kişiye zarar verici bir özellikleri yoktur. Fiyatlarının ülkemizde ucuz olmayışı ve her yerde yapılmıyor oluşlarına rağmen, giderek daha çok uygulanmaktadır.
MS’de en sık kullanılan uyarılmış potansiyeldir. İncelenecek kişi saniyede iki kez yer değiştiren siyah beyaz karelerden oluşan satranç tahtası şeklindeki bir ekranı izler. Bu görünüm 50 milisaniyede beynin görme ile ilgili bölümüme iletilirse de kafatasından kayıt almak için bir 50 saniyenin daha geçmesi gerekir. Böylece 100. Milisaniyede kafa derisi üzerinden yapılan kayıtlarda oluşan dalga şekli değerlendirilir.
Ortamın ve kişinin ısısı, solunumun aşırı hızlı oluşu ve buna bağlı olarak kanın asidite derecesi, kandaki kalsiyum ve potasyum gibi bazı iyonların miktarı, bu iyonların miktarını değiştiren bazı ilaçların kullanılıyor olması gibi etkenler iletim hızını etkiler.
Kesin MS olanların %85’inde ileti yavaşlaması saptanıyor olmasına rağmen bu bulgu da MS’e özgü değildir. Görme sinirinin herhangi bir başka nedenle hasara uğraması durumunda da benzer bulgular oluşabilir.
Bu inceleme için bir kulağa 100 milisaniye süreli bir ses verilir. Bu ses, işitme siniri, beyin sapı ve beynin derinindeki bazı yapılar yoluyla beyin kabuğuna iletilir. Beyin kabuğunun ilgili bölgesinde oluşan uyaran dalgası, kafa derisi üzerinden kaydedilir. İletinin geçtiği temel yapılar ayrı ayrı dalgalar oluşturduğundan her bir bölgenin ayrı ayrı değerlendirilmesini mümkün kılan bir incelemedir. Birinci dalga kulağa ait olduğundan MS’de normal bulunmalıdır. Özellikle ikinci ve üçüncü dalgalar beyin sapı bölgesini gösterdiği için, bu bölgedeki MR’da görünmeyen MS plaklarını saptamakta yararlı olabilir.
BAEP, kesin MS tanısı alanların %70 kadarında bozuk bulunur. MS dışı nedenlerle bozuk olma olasılığı da vardır.
Duyusal bir uyaran oluşturmak için genellikle ayakta diz bölgesine, kolda ise bilek bölgesine çok kısa bir elektrik uyaran verilir. Uyaranın, gövdeye ulaştığı bölgelerden, omurların üzerinden ve kafa derisi üzerinden yarattığı dalgalar kaydedilir. Bu dalgaların özelliklerine bakılarak omurilikteki bazı duyu iletim yollarının yanı sıra beynin içindeki iletim de değerlendirilir. Özellikle Birincil İlerleyici tip MS’de ayaklardan yapılan SEP incelemesi yüksek oranda bozuk bulunur.
Bozukluklar MS dışı nedenlerle de oluşabilir. MS’de %75-80 oranında bozuk bulunur.
MS’de “Multimodal Uyarılmış Potansiyel İncelemeleri” de yapılır.
VEP, BAEP ve SEP incelemelerinin birlikte yapılması böyle isimlendirilir. MS’de her üç incelemede de bozukluklar bulunabilir. Bu üç incelemenin beraber yapılması şüpheli MS’de gereklidir oysa MS kesinse gerekli değildir.
Motor Uyarılmış Potansiyeller (MEP; Motor Evoked Potantials)
Beyin sinir hücrelerinden temel görevi hareket emrini vermek olanlar, güçlü mıknatıslar aracılığı ile kafa derisi üzerinden uyarılır. Oluşan uyarının iletimi sonrasında, kol ya da bacaktan kayıt yapılır. Bacak kayıtları daha iyi sonuç vermektedir.
Bu inceleme diğer üç uyarılmış potansiyelden farklıdır. İletim yolu diğerlerinin tersine beyinden bedene şeklindedir. Teknik açıdan daha zor olduğundan daha geç geliştirilmiştir. Kullanılmaya başlanması daha yenidir. Bu günün koşullarında tanı amaçlı sıradan bir inceleme olmaktan çok bilimsel araştırma amacıyla kullanılmaktadır.
MS dışında hareket ile ilgili beyin hücrelerini ve yolarını bozan bazı hastalıklarda da bozuk bulunabilir.
MS tanısı “Uyarılmış Potansiyel İncelemeleri”ne dayanarak konmaz.
Uyarılmış Potansiyel İncelemeleri MS için özgün veriler sunmadıklarından elde edilen sonuçlar tanı koydurucu değil tanıyı destekleyicidir.
MR konusunda söz edilen gerekçeye benzer gerekçelerle uyarılmış potansiyel incelemelerinin de gereksiz yere yinelenmeleri söz konusu olabilmektedir.
ADEM, bir aşı yapıldıktan ya da grip benzeri bir hastalık geçirildikten birkaç gün ya da hafta sonra oluşur. Vücudun, canlısı ya da ölüsü ile karşılaşmış olduğu bu enfeksiyon etkenine karşı beyin ve omurilikte geliştirdiği bir çeşit aşırı reaksiyon ile oluşan bir durumdur.
ADEM’in MS gibi bir “Otoimmun Hastalık” olduğu düşünülür. İlk MS atağının ADEM’den ayırt edilmesi zordur. ADEM tanısı konanların ¼’ üne sonradan MS tanısı konmuş olması bu zorluğu ifade etmektedir. Ancak hatırlanması gereken ADEM’in MS gibi tekrarlayıcı özelliği olmayan, bir seferlik bir hastalık olduğudur.
MS’le karışabilen “Beyin Damar Hastalıkları”, herkesi tehdit eden çok büyük bir beladır.
“Beyin Damar Hastalıkları” çoğunlukla ileri yaşlarda ortaya çıkarsa da damarlar çocuklukta bozulmaya başlar. Beyne kan götüren büyük damarların hastalanması uzun bir zaman sürecinde oluşursa da belirti vermesi çok ani olmaktadır. Tıpkı dolan bir fıçının tek bir damla ile taşması gibi araya giren bir etken, yeterince bozulmuş olan damarın yırtılmasına (Beyin kanaması yaratır) ya da tümüyle tıkanmasına (Beyin Enfarktüsü yaratır) neden olur. Her iki durumda da ağır bedensel kayıplar gelişir, hatta çok ağır durumlar ölümle sonuçlanabilir. Beynin damar hastalıklarına oldukça sık rastlanmaktadır.
Beyin damarlarına zarar veren etkenlerden kaçınmak olasıdır.
Tedavisi ihmal edilmiş tansiyon ve şeker hastalığı da damarlarda zamanla artan, geri dönüşümsüz bozulmaların nedenidir. Uzun süreli doğum kontrol hapı kullanmak, kan yağlarının miktarının artmış olması, hareketsiz yaşamak gibi bir çok etken damar için benzer şekilde zararlıdır. Bu zararlı etkenlerin birden fazlası söz konusu olduğunda zarar, kat be kat artmakta, fıçı daha kolay dolmaktadır. Bunlar herkesin dikkat etmesi, üstelikte hastalık belirtileri ortaya çıktıktan sonra değil, öncesinden dikkat etmesi gereken özelliklerdir.