Beyin damarlarına en çok zarar veren sigaradır. Bir soba borusunun isle tıkanması gibi, sigara, uzun dönemde aşama aşama damarı bozar. Bırakıldığında ise uzun dönemde aşama aşama temizlenme sağlanır. Bu yüzden ne kadar zarar verildiğine bakılmaksızın, sigara hemen bırakılmalıdır. Ne kadar erken bırakılırsa dönülecek yol o kadar kısalacaktır. Ayrıca fıçının ne zaman dolacağı belli değildir. Dolmasını beklemek hata olur. Geri dönüşülemeyen nokta beklenmemelidir. Yarın için yapılan hesaplar tutmayabilir. Elimizde olan, hükmümüzün geçtiği gün, bugündür. İçenler, sigarayı bugün bırakmalıdır.
Damarları korumaya çocukluktan başlamak gerekir.
Damarlardaki bozulma çocukluktan başlamakta, ve yaşla beraber artmakta, ileri yaşta ise niha-i sonucu yaratmaktadır. Nadiren de gencecik yaşta sorun patlak vermektedir. (Yirmi yaşında kalp krizi geçirip ölmüş diye duyduğunuz hikayeleri hatırlayın)
Çocuk eğitiminin en önemli bölümünü, yaşama sanatı denilebilecek temel özelliklerin kazandırılmasına harcamak gerekir. Çocuklar, büyüklerine öykünerek öğrendikleri için, onları söyleyerek değil örnek olarak eğitmek gerekir. Bu yüzden, doğru beslenme, sigara ve benzeri zehirlerden uzak durma, hareketli yaşama, spor yapma gibi en temel konularda çocuklarımıza doğru alışkanlıklar kazandırarak beyin damarlarını ve tabii ki kalp dahil bütün vücudun damarlarını, yıkıcı zararlardan korumak gerekir.
İnsanlara en büyük zarar damarlarından gelir.
Ülkemizde trafik kazaları, gelişmiş ülkelerde kanser, gelişmemişler de ise açlık en çok insan öldüren nedendir. Hemen her tür ülkenin, en çok adam öldüren ortak nedeni ise damar hastalıklarıdır. İnsanlar, ya beyin damarlarının hastalığı yüzünden, felç benzeri bir beyin hasarı ile ya da kalp damarlarının hastalığı yüzünden, enfarktüs ile ölmektedir. Özürlü kalanlar da cabası. Bu nedenle damar sağlığı konusuna önem vermek, söz edilen damar bozucu etkenleri yok etmek, herkesin kendi bedenine ve soyu sürdürecek olan minik bedenlere karşı ortak sorumluluğudur.
Beynin büyük damarlarının hastalığı MS’le karışmaz.
Beynin damarları beyne girmeden ya da girdikten hemen sonraki bölümlerinde hasara uğrarsa, bu yüzden kan alamayan beyin bölgesi çok geniş bir alan şeklinde olacağından belirtiler çok ağır olacaktır. Bu durum çoğunlukla bir anda oluşur. Bu çok ani başlangıçlı çok büyük hasar yüzünden durum MS’e benzemez. BT ya da MR ile elde edilen görüntü de tümüyle farklıdır. Bu ve benzer nedenlerle beynin büyük damarlarının hastalıkları MS’le karışmaz.
Beynin küçük damarlarının hastalığı MS’le karışır.
Beynin damarları beyne girdiklerinde ağacın gövdesi gibi kalınken, beynin içinde ilerlerken bir ağacın dalları gibi, dallandıkça incelirler. En uçta bulunan bu ince damarların kan götürdüğü beyin bölgeleri küçücük alanlar halindedir. Bu uç damarlar hastalandığında tahrip olan minik beyin bölümlerinin görünümleri MS plaklarına benzer. Bir damar tek başına hastalanmadığı bir çoğu beraber hastalandığı için, oluşturdukları belirtiler de, MS’de görülen gibi dağınıklık, değişiklik gösterebilirler. Üstelik, dolmuş olan malum fıçı yüzünden, zamanla başka damarlar da tıkanmaya devam edeceğinden, yeni belirtiler oluşabilir. Böylece hastalığın seyri de MS’e benzeyebilir.
Beynin küçük damarlarının hastalığı ilerlemiş yaşlarda, MS ise genç yaşlarda başlar.
Beynin küçük damar hastalıkları ilk belirtiyi ileri yaşlarda verir. Başlangıcın yaşla ilintili olması her iki durumu ayırt ettirebilirse de istisnalar kuralı bozar. Genç yaşta damarları bozabilen bazı özel hastalıklar vardır. Nadiren de MS ileri yaşlarda ilk belirtisini verebilir. Gene de ilk hastalık 45 yaşın öncesinde oluşmuşsa MS, sonrasında oluşmuşsa damar hastalığı olduğu düşünülür. Emin olmak içinse ayırt ettirici yardımcı yöntemlere başvurulur.
Başka bazı “Beyin Damar Hastalıkları”da MS’le karışabilir.
Beyin damarları ister gövdeden tutulsun, ister uç dallarda tutulsun, ister kanasın, ister tıkansın, isterse tıkacın bir parçası kopup uçlara doğru sürüklensin ve daha uçtaki daha dar ama aslında sağlam olan bir damarı tıkasın, bütün bu sonuçlara neden olan oluşumu başlatan neden hemen hemen aynıdır. “Damar Sertliği” denilen ve bu ad altında biraz kanıksanmış ve ihmale uğramış olan bir durumdur. Damar Sertliği sık görülen bir hastalıktır. Daha önce de söz edildiği gibi sigara başta olmak üzere bir dizi etkenin üst üste binmesi ile oluşan, hem beynin hem de bütün bedenin damarlarını olumsuz etkileyen bir durumdur.
Damarların damar sertliği dışında başka bazı hastalıkları da vardır. Özellikle “Romatizmal Hastalıklar” ya da “Bağ ve Destek Dokusu”nun bazı hastalıkları ve bazı “Aşırı Duyarlılık Reaksiyonları” denilen durumlara bağlı olarak da damarlar ve dolayısıyla beyin hastalanabilir. Bunlar da gerek görünümleri gerek yarattıkları belirtilerle MS’le karışabilirler. Ayırt edilmeleri için bir dizi inceleme gerekebilir. İncelemelere rağmen karar verilemediğinde, gelişmeleri izlemek için beklemek gerekebilir.
Behçet Hastalığı;
Tıpta bir çok hastalık, bunu ilk kez fark edip bildiren kişinin adıyla anılır. Hulusi Behçet adındaki bir deri hastalıkları uzmanı, ağızda ve cinsel bölgelerde tekrarlayan küçük yaralar, eklem yerlerinin ağrıması ve “Üveit” denilen bir göz bulgusu olan bir hastalık tanımlamıştır. Daha sonra bu hastalık, bütün dünyada “Behçet Hastalığı” adıyla anılmaya başlanmıştır. Vücudun ilk bildirilen bölgeleri dışında da etkilendiği zamanla anlaşılmıştır.
Behçet Hastalığı, beyin ve omurilik de dahil olmak üzere, vücutta yaygın bir etkilenme yaratabilir. Belirtiler geçebilir. Aynı ya da başka belirtilerle hastalık yineleyebilir. Bu yüzden de MS’le karışabilir. MR bulguları da MS’e benzeyebilir. Hastalığın oluş öyküsüne ve muayene bulgularına dayanarak ayırt edilmesi bazen kolayken, bazen bir çok inceleme yapılmasına rağmen zor olabilir.