Ataklarda iyi gelen Kortizon tedavilerinin, sonuçta hastalığın kendi gidişini etkilemediği anlaşılmıştır. Bu nedenle, ataklar dışında, devamlı olarak Kortizon kullanılmasının bir yararı yoktur. Daha eski tarihlerde uygulanan bu tür sürekli tedaviler ile kortizona ait pek çok yan etki oluştuğu da anlaşılmıştır.
Atak tedavisi olarak kortizon kullananlar bazı konularda dikkatli olmalıdır.
Kortizon ile tedavinin en sık görülen yan etkisi cilt yağlanmasıdır. Buna bağlı olarak ciltte özellikle ense ve boyun bölgelerinde sivilcelenmeler oluşabilir. Yağlı cildi olanlarda bu duruma daha çok rastlanmaktadır. Bu durum çok ağır olursa sivilceler çıbana dönüşebilir. Sık banyo yapmak ve cilt çok yağlıysa kükürtlü sabun kullanarak cildin kurumasını sağlamak yararlı olur. Tedavi bittiğinde bu sivilceler de kendiliğinden iyileşirler.
Kortizon kullanırken nezle grip ya da başka bir iltihabi ya da enfeksiyon hastalığının olmaması gerekir. Aksi takdirde bu hastalıklar ağırlaşabilir veya daha geç iyileşebilir.
Vücuttan idrar yoluyla tuz atılmasını, kortizonlu ilaçlar azaltırlar. Tuz, çevresine sıvı çeken bir maddedir. Bu atılamayan tuzun etkisiyle bedende aşırı sıvı birikimi olur. Bu da kilo artışı yaratır. Tedavi bittikten bir süre sonra kaybolan bu kilo artışı, gerçek bir kilo alımı değil bir çeşit şişmedir; Ödem.
Bu fazladan tuz ve sıvı, kan dolaşımının yükünü arttırarak, kişide önceden var olan, kalp ve dolaşım yetersizliklerini arttırabilir.
Tansiyonu olan hastaların dikkatli olması gerekir. Çünkü, aynı şekilde, artmış tuz ve su yüzünden kan basıncını da yükselebilir. Bu duruma Tansiyon Yüksekliği adı verilir.
Kortikosteroidler kan şekerini de yükseltebilirler. Şeker hastası olanlar bunu hatırlamalı, şeker kontrollerini sıklaştırmalıdır.
Kortizon, mide ve bağırsaklarda iyileşmemiş ülser varsa kanamasına neden olabilir.
Mantar hastalığı, en çok ayak parmaklarının arasında bulunur. Şişman kadınların memelerin altında pişik gibi görünebilir, koltuk altı gibi başka bazı nemli beden bölgelerinde de olabilir. Kkaşıntı ve koku dışında pek önemli bir belirtiye neden olmayan bu tür mantar hastalıkları, kortizon tedavisi yüzünden azabilir. Yayılabilir, yaraya dönüşebilir. İlave sorunlara neden olabilir.
Kortizon tedavisi sırasında beslenmeye dikkat edilmelidir.
Kortikosterodler iştah artışına neden olabilirler. Özellikle uzun süren kortizon tedavileri ile aşırı kilo artışları ortaya çıkabilir. Bunlar gerçek kilo artışıdır. Bu kiloların, sonradan geri verilmesi zor olabileceği için, ilaç kullanırken artan iştaha rağmen yiyecek miktarını sınırlı tutmak gerekir.
Kortizonla yapılan atak tedavisi sırasında, üç beyaz diye bilinen “tuz, şeker, un” ile bunları içeren yiyeceklerin azaltılması gerekmektedir. Tedavinin bitiminden sonra olağan beslenme şekline dönülebilir.
Atak tedavisi dışında kortizon pek yararlı olmamaktadır.
Ağır ve sık atak geçiren ya da sinsi ilerleyici bir MS hastalığına tutulanların tedavisinde sorunlar yoğunlaşır.
Bu hastalarda, söz edilen yüksek doz kortikosteroid tedavisi (PULSE Tedavi) pek yararlı olamamaktadır.
3- MS’in doğal gidişini etkilemeye yönelik olarak yapılan tedaviler.
MS’in vücudun savunma sisteminin kendi dokusuna yönelmesi ile oluştuğu düşünüldüğünden (Otoimmunite), tedavisinde de savunma sisteminin baskılanması hedeflenir. Bu amaçla yıllardır bir çok farklı ilaç denenmiştir. Yeterince yararlı sonuçlar azdır.
İmmun sistemin çalışmasını baskıladığı bilinen ilaçlar, örneğin kanser ilaçları, MS’de de kullanılmaktadır.
MS’de pek çok kanser ilacı denenmektedir. Bu MS’in bir kanser olduğu anlamına gelmez. Tıpta bir çok ilaç bir çok farklı amaçla kullanılabilir. O yüzden ilacın prospektüsüne bakarak hekimin yanlış tedavi yaptığı yargısına ulaşmamak gerekir.
MS’de ise, kanser ilaçları farklı etkileri yüzünden değil kanserdekine benzer şekildeki etkileri yüzünden kullanılmışlardır. Amaç, MS’deki sorunun kökeni olduğu düşünülen vücudun savunma hücrelerinin çalışmasını baskılamaktır. Ancak yıllarca kullanılan ve bazı yararlı sonuçları olduğu bildirilen bir çok kanser ilacının hemen hemen hiç birinden MS’de yeterince yüz güldürücü sonuçlar elde edilememiştir. Bu amaçla kullanılan kanser ilaçları şunlardır;
Metotreksat. (Piyasa adı; Methotrexate, Trexan, Emthexate ) Hap ve iğne şekli vardır. Karaciğer ve böbrek hastalarında kullanılırken özellikle dikkatli olunması gereklidir. İlerleyici MS’de iğne şeklindeki uygulamanın yararı olabileceğini düşündürten bazı çalışmalar bulunmaktadır.
Siklofosfamid. (Piyasa adı; Endoxan, Syklofosfamid) Hap ve iğne şekli vardır. Daha önceden yaygın olarak kullanılmasına rağmen yeterince işe yaradığını düşünenler giderek azalmıştır. Bütün bu tür kanser ilaçlarında olduğu gibi yan etkileri çok olan bir ilaçtır. 1gramlık iğneler şeklinde damar içine uygulanmasının bazı hızlı ilerleyici MS’i olan genç bireylerde işe yaradığı düşünülmektedir.
Azatioprin. (Piyasa adı İmuran, Azatioprine.) Hap ve iğne şekli vardır. Kişinin kilosu başına 1-2 miligram her gün, hap şeklinde kullanılır. Kısmen bir iyi gidiş sağlayabilir. Yan etkileri azdır. Kan hücrelerinin sayısında azalma yaratabileceği için, tehlikeli seviyelere düşmesini engellemek üzere belli aralıklarla kan sayımı yaptırılmalıdır. İlerleyici MS formunda kısmen yararlı olmaktadır.
Mitozantron (Novantrone) Damar içine uygulanan iğne şeklindedir. Son yıllarda ilerleyici MS’de kullanılmaktadır. Uzun süre ve yüksek miktarda kullanıldığında kalbe olumsuz etkileri olabileceği için belli aralıklarla kalbin incelenmesini, özellikle kalp duvarlarının ultrason ile incelenmesi, gerekmektedir.
Kladribin; (Türkiye’de bulunmamaktadır) Damar yoluyla uygulanmaktadır. İlerleyici MS’de yararlı olabileceği düşünülen bir tedavidir. Kan hücrelerinde azalma ve enfeksiyona yatkınlıkta artma gibi yan etkileri olabilmektedir.