İnteferon, MS’in gidişini değiştirdiği kanıtlanan ilk ilaçtır
Daha önce bir çok ilacın MS’in gidişatını etkileyebildiği yapılan çalışmalar ile bildirilmişti. Ancak, hiçbir ilaç için, çok sayıda bireyde, birbirinden farklı kökenden gelen insanda, birbirinden bağımsız tıp merkezlerinde birbiriyle eşgüdüm içinde yapılan inceleme ile bu etkinlik yeterince kanıtlanmamıştı. Son yıllarda ilaç etkinliğinden söz etmek için artık olamazsa olmaz hale gelen ve İnterferon konusunda da yapılan, “III. Düzey Bilimsel Çalışma” denilen bu yöntemle ortaya konan kanıtlar heyecan yaratmıştır. Bu yüzden, İnterferon konusunda hem hekimlerde hem de hastalarda abartılı beklentiler oluşmuştur.
İnterferonların kanıtlanan tedavi etkinliği bireysel farklılık gösterir.
Beta İnterferon ile, ataklarla giden MS hastalarında gidiş %30 oranında etkilenmektedir. Yüzlerce hasta bir bütün olarak değerlendirildiğinde, oluşması beklenen ataklar %30 daha az oluşmaktadır. MR’da oluşacak yeni plaklar %30 daha az oluşmaktadır.
Bu gözlemin açıklaması şöyledir. Bir grup MS’liye interferon uygulanırken aynı sayıda ve aynı özellikte ki bir başka grup MS’li hiç ilaç verilmeden izlenmiştir. (Bu tür araştırma çalışmalarının yöntemi için Hasta hakları bölümüne bakınız) İki yıllık izlem süresi sonrasında da her iki grubun sonuçları bir bütün olarak birbirleriyle kıyaslanmıştır. Bu çalışmanın sonucuna göre, ilacı almayanlardan oluşan grubun toplam atak geçirme ve MR’larında plak oluşma oranları yaklaşık olarak %30 daha fazladır.
Bu sonuçlar tek tek bireyler için bire bir böyle değildir. Bazı kişilerde İnterferon tedavisine rağmen aynı oranda atak ve plak oluşabilir. Bazı kişilerdeyse ataklar ve plaklar neredeyse tümüyle durur.
Tedavi öncesinde interferondan yararlanmayacak bireyleri belirlemek mümkün olamamaktadır.
İnterferon tedavisinden ataklı MS’i olan (RR MS) bazı kişiler daha çok yarar sağlarken bazılarında pek bir yarar oluşmamaktadır. Hatta hastalığın doğal gidişi çok değişken olduğundan tedavi sonrasında bile karar vermek güç olabilir. İnterferon tedavisinden fayda göremeyecek kişiler önceden belirlenememektedir. Hatta tedavi başladıktan sonra atak geçirmeyi sürdüren bir kişinin tedaviden yarar gördüğü için mi daha az atak geçirdiği yoksa tedaviden hiç mi etkilenmediği anlaşılmayabilir. Çünkü bu kişinin, tedavi olmasaydı ne kadar atak geçirecek olduğu bilinmez.
İnterferon, MS’in daha önceden yarattığı belirtileri gidermez.
İnterferon oluşmuş belirtileri gidermez. Bu açıdan geriye dönük olarak tedavi edici bir ilaç gibi değerlendirilmemelidir. Yukarıdaki paragrafta da anlatıldığı gibi, oluşabilecek bütün atakları önlemediği gibi, oluşabilecek bütün özürlülüklerin önüne geçme gücüne de sahip değildir. Tedaviye başlamadan önce bunların yeterince kavranmaması, ilaçtan olduğundan fazlasının beklenmesi, hayal kırıklıklarına neden olabilir.
Vücut, İnterferon tedavisi sırasında antikor üretebilir.
İnterferonlar, vücuttaki doğal haberleşme moleküllerinin üretilmiş kopyaları olduğu halde, vücut tarafından yabancı olarak algılanabilmekte, onlara karşı da antikor (Korunma maddeleri) üretilmektedir. Bilindiği gibi antikorlar antijenlerin (Yabancı maddelerin) etkinliğini durdurmak üzere üretilirler. İnterferonlara karşı antikor oluşumu, ilaçların her üç şeklinde farklı oranlarda olmakla birlikte, 100 kullanan kişiden ortalama 5 ile 40 tanesinde, tedavinin bir döneminde oluştuğu saptanmıştır. Antikoroluşumunun zamanla değiştiği, geç oluştuğu, zamanla kaybolabileceği anlaşılmıştır.
Tedavinin etkinliği ile antikor gelişimin ilgisi olmadığı şeklinde yayınlar da bulunmaktadır.
Antikor oluşumunun tedavi etkinliği ile ilgisinin olması beklenir. Aksine yayınlar varsa da bu konu kesin bir sonuca varmamıştır. Bir MS’li kişinin interferon tedavisinden yeterince yararlandığı düşünülüyorsa, kanda antikor varlığı tedaviyi sürdürmekte bir engel olarak kabul edilmemektedir. Tedavinin etkin olmadığının düşünüldüğü durumlarda ise umulacağı gibi zaten sorun oluşturmaz. Ancak ilaç etkinliğine karar verilemediğinde antikorlar saptanmışsa tedavinin sürdürülmesi teorik olarak bir sorun olabilirse de yurdumuzda antikorlara pek bakılamadığından bu konu gündem dışı kalmaktadır.
Beta interferon ilaçların üretim tekniklerine dayanan bazı yapısal değişiklikleri vardır. Piyasada üç firmanın ilacı vardır;
Betaferon – (Schering İlaç)
İlaç şekli ile ilk ruhsat alan interferondur. “İnterferon beta1-b” tıbbi adıyla bilinir. Yapısal formülü insan bedenindekinden küçük bir fark içerir. İki günde bir, 8 milyon ünite (32 mg )dozlarda deri altına iğne şeklinde uygulanır.
Ataklı MS’lilerde (RR MS) yapılan iki yıllık tedavi çalışmasının sonucunda (III. Düzey Bilimsel Araştırma), hiçbir tedavi alamayanlarla yapılan kıyaslama sonucunda, ilacın yıllık atak geçirme olasılığını % 34 oranında azalttığı, atakların görülme zamanını geciktirdiği ve şiddetini azalttığı anlaşılmıştır. Bunun yanı sıra MR’da görülen plakların sayısal artışını da azalttığı ortaya konmuştur. Tedavi 5 yıl sürdürüldüğünde bu oranların azalmakla birlikte hala devam etmekte olduğu anlaşılmıştır. Oluşan özürlülüğü azaltmakta ise anlamlı bir etkisi görülmemiştir.
İkincil ilerleyici MS’e dönüşmüş ama çok ağır özürlülüğü olmayanlarda, iki yıl izlem süresi olan bir başka çalışma yapılmıştır. Bu grup MS’lilerde ,yine hiçbir ilaç almayanlarla yapılan kıyaslamada, hastalığın ilerleme hızını yavaşlattığı anlaşılmıştır.
Avonex- (Gen İlaç)
“İnterferon beta 1-a” tıbbi adıyla bilinir. Yapısal formülü insan bedenindeki interferon ile bire bir aynıdır. Haftada bir kez 22 mikrogram kas içine iğne şeklinde uygulanır.
Ataklı MS’lilerde yapılan iki yıllık izleme dayanan bir çalışmanın sonucunda (III. Düzey Bilimsel Araştırma), hiçbir tedavi almayanlarla yapılan kıyaslama sonucunda, ilacın yıllık atak geçirme olasılığını % 32 oranında azalttığı, özürlülük artışını ise % 37 oranında azalttığı anlaşılmıştır. Bu çalışmada MR’daki plakların gelişimindeki azalmanın anlamlı düzeyde olmadığı anlaşılmıştır.