İnsanların %80’inden fazlası hayatlarının bir döneminde bel ağrısı çekerler. İnsanların %80’inden fazlası hayatlarının bir döneminde bel ağrısı çekerler
Sinirleri: Servikal, torakal ve lumbal spinal sinirleirn ramus dorsalisleri
Fonksiyonları: İki taraflı kasıldıklarında omurgaya ekstansiyon, tek taraflı kasıldıklarında ise lateral fleksiyon yaptırırlar.
M. Transversospinalis:
M. Semispinalis
M. Multifidi:
M. Rotatores
Sinirleri: Spinal sinirlerin ramus dorsalisleri
Fonksiyonları:Başa ve omurgaya ekstansiyon yaptırırlar, omurgayı karşı tarafa döndürürler.
M. Oblikus eksternus ve internus abdominis ve M. Transversus abdominis:
M. Oblikus eksternus ve internus abdominis ve M. Transversus abdominis:
Fonksiyonları: Gövdenin fleksiyonu, ekstansiyonu, yana doğru dönmesi ve lateral fleksiyonunda görev alırlar.
M. Rektus Abdominis:
Fonksiyonu: Gövdeye fleksiyon yaptırır. Gövdenin dik durmasına yardımcı olur.
Sinirleri: Son 6 torakal spinal sinirin ve 1. lumbal spinal sinirin ramus ventralisleri.
Bel bölgesi sinirleri 3 kaynaktan gelir:
Bel bölgesi sinirleri 3 kaynaktan gelir:
Sinuvertebral sinir
Posterior rami.nin medial dalı
Otonom pleksus.
Bu sinirler bel ağrısına neden olurlar.
Bel omurları zengin bir sinir ağına sahiptir.
Bel omurları zengin bir sinir ağına sahiptir.
Sinir dokusuna sahip olmayan yegane doku omurlar arasındaki disklerin iç anulus fibrozus ve nukleus pulposuslarıdır. (Bu konuda herkes tarafından kabul edilmemektedir.)
Omurgaya sinirlerini veren nöronlarda hasar meydana getirebilecek kuvvetler bu sinirlerin normal fonksiyonlarını bozabilirler.
Omurgaya sinirlerini veren nöronlarda hasar meydana getirebilecek kuvvetler bu sinirlerin normal fonksiyonlarını bozabilirler.
Bel omurlarında 3 tip kuvvet bu sinir hasarını başlatarak ağrıya neden olabilir:
Gerilme
Kompresyon
Vibrasyon
Artmış gerilme kuvveti sinir içi basıncı artırarak buradaki kesit alanını daraltır ve kan akımında bozulmaya neden olur.
Sinir kılıfı daha geçirgen hale gelerek sonuçta protein sızıntısına yol açar
Na iyon kanalları gerilmeye karşı duyarlıdır ve sinir gerilmesi ile beraber uygunsuz aksiyon potansiyelleri ortaya çıkar.
Spinal stenoz,disk hernisi veya tümöre bağlı sinir yaralanmalarında kompresyon önemli yer tutar.
Ani gelişen kompresyon travmatik kazalarda görülürken, kompresyon yaralanmalarının çoğu uzun sürede gelişen dejeneratif nedenlere bağlıdır.
Sinirlere olan basınç mekanik olarak hücreiçi mekanizmalarda bozulmalara yol açar, burada kan akımını veya sinir hücresinde miyelinizasyonu bozarak harabiyete neden olur.
Vibrasyona mesleki olarak maruz kalmak omurga problemleri için risk faktörüdür (otobüs şöförleri).
Vibrasyona mesleki olarak maruz kalmak omurga problemleri için risk faktörüdür (otobüs şöförleri).
Yenilenmeye uğrayan sinir tomurcukları vibrasyona duyarlıdır ve kolayca uyarılabilmektedir.
Vibrasyonun hücre yapısı veya salgıladıkları nöropeptid metabolizması üzerinde etkileri olduğu düşünülmektedir.
Akut idrar retansiyonu, gaita inkontinans veya anal tonusta kayıp
Süvari yaması şeklinde duyu kaybı
Alt ekstremitelerde ilerleyici kuvvet kaybı
Yüksekten düşme, trafik kazası gibi şiddetli travmalar
Laboratuarda sedim >25 mm/saat, direkt radyografide omurgada çökme veya kemik harabiyeti görülmesi
1.Akut veya kronik bel zorlanması (Lomber strain-sprain):
1.Akut veya kronik bel zorlanması (Lomber strain-sprain):
Bel zorlanması,lumbosakral omurganın mekanik zorlanmaya maruz kalması sonucu oluşur.
Sprain ligamanın, strain kasın yaralanma veya aşırı kullanma sonucu hasara uğramasıdır.
Bel zorlanmasında her zaman sebebi belirlemek mümkün olmayabilir.
Esas yakınma bel ağrısıdır, ağrı genellikle alt ekstremiteye yayılmaz.
Travmadan birkaç saat sonra ağrı şiddetlenebilir.
Çevre kaslardaki refleks kasılmalar bel hareketlerinin kısıtlanmasına yol açar.
Çevre kaslardaki refleks kasılmalar bel hareketlerinin kısıtlanmasına yol açar.
Fleksiyon ve ekstansiyon ağrılıdır. Genel olarak ağrı aktivite ile artar, istirahatle azalır.
Muayenede önemli bir bulguya rastlanmaz. Bel bölgesinde genellikle palpasyonla ağrı vardır.
Refleksler, duyu, motor bulgular ve diğer nörolojik belirtiler normaldir.
Kontrollü fiziksel aktivite: Tedavinin esas amacı aktiviteyi sınırlamaktır. Yatak istirahati mümkün olduğunca kısa olmalıdır. Akut ağrı azalır azalmaz hastanın fizik aktivitesi arttırılmalıdır.
Kontrollü fiziksel aktivite: Tedavinin esas amacı aktiviteyi sınırlamaktır. Yatak istirahati mümkün olduğunca kısa olmalıdır. Akut ağrı azalır azalmaz hastanın fizik aktivitesi arttırılmalıdır.
Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ve kas gevşeticiler kullanılabilir
Fizik tedavi uygulamaları: Sıcak, soğuk ve elektroterapi
Ağrılı dönemde kısa süreli korse kullanımı ağrının ve kas spazmının azalmasını sağlar.
2.Postür anomalileri:
2.Postür anomalileri:
En sık ağrı nedeni belde lordozun artmasıdır (Hiperlordoz).
Lordozu lumbosakral açı belirler. Sakrumun üst kenarına çekilen çizgi ile yere paralel çizilen çizgi arasındaki açıdır ve normalde 30 derecedir.
Açı arttıkça omurganın sakrum üzerinde kaymasına ve lordozun artmasına yol açar. Böylece çevre yapılarda zorlanma olur ve bel ağrısı meydana gelir.
2) Faset eklemlerin birbirine yaklaşmasıyla eklem yüzlerine binen yükün artması
3) Diskin posterior aralığının daralması
4) İntervertebral aralığın daralması.
B) Lordozda düzleşme:Lumbosakral açı
Nedenleri:
* Öne eğilmiş olarak uzun süre oturma
* Aşırı fleksiyon egzersizi yapma
Fizyolojik lordoz kaybolunca belin şok absorban etkisi azalır ve bel travmaya açık hale gelir.
3.Bel fıtığı (Disk hernisi)
3.Bel fıtığı (Disk hernisi)
* Akut, kronik veya tekrarlayan bel ağrısının sık ama iyi prognozlu bir nedenidir.
* Anulus fibrozusta bir yırtık olması, nukleus pulposusun spinal kanala taşması ve genellikle sinir kökü veya spinal kordu sıkıştırması ile ortaya çıkan tablodur.
En sık nedeni öne eğilerek yapılan tekrarlayan zorlamalardır.
En sık nedeni öne eğilerek yapılan tekrarlayan zorlamalardır.
20 ile 40 yaşlar arasında
Erkek > Kadın
Genelde Posterior Longutidinal Ligamentin zayıf olduğu arka-yan bölümde gelişir.
En sık L4-5 ve L5-S1 seviyelerinde olur
Disk bulging(bombeleşme): Disk materyalinin normal sınırlarının ilerisinde bombeleşmesidir. Anulus fibrozus normaldir. Spinal stenoz oluşmadıkça veya nöral dokular etkilenmedikçe semptom vermez.
Disk bulging(bombeleşme): Disk materyalinin normal sınırlarının ilerisinde bombeleşmesidir. Anulus fibrozus normaldir. Spinal stenoz oluşmadıkça veya nöral dokular etkilenmedikçe semptom vermez.
Disk protrüzyonu: Zayıflamış ve yırtılmış anulus fibrozusun içinde disk materyalinin arkaya doğru yer değiştirmesidir. PLL sağlamdır
Ekstrüde disk: Anulus fibrozusun tamamen yırtılması sonucu disk materyalinin yer değiştirmesidir. PLL yırtılmıştır
Sekestre disk: Yer değiştiren disk materyali serbest fragman şeklinde diskten tamamen ayrılmıştır.
Belde ve etkilenen sinir kökünün anatomik dağılımına uygun olarak bacağa yayılan ağrı vardır.
Belde ve etkilenen sinir kökünün anatomik dağılımına uygun olarak bacağa yayılan ağrı vardır.
Ağrı oturmakla, ayakta durmakla, öksürmekle, ıkınmakla, omurganın öne eğilme hareketi ile artar. Yatmakla, lomber lordozun desteklenmesiyle, omurganın arkaya hareketi ile hafifler.
Orta hatta gelişen disk protrüzyonları belirgin bir radikülopati yapmaksızın bel ağrısına neden olabilir.
Büyük orta hat disk herniasyonları iki taraflı radikülopatiye veya kauda ekuina sendromuna yol açabilir.
Muayene sırasında sıklıkla belde kas spazmı olduğu, lomber lordozun kaybolduğu, belde eklem hareket açıklığının azaldığı görülür.
Muayene sırasında sıklıkla belde kas spazmı olduğu, lomber lordozun kaybolduğu, belde eklem hareket açıklığının azaldığı görülür.
Bel fıtığı sinir kökü lateralinde ise hasta karşı tarafa lateral fleksiyona getirilince ağrısı azalır, Fıtık medialde ise aynı tarafa lateral fleksiyonda ağrı azalır.
Hastalar etkilenen bacağını fleksiyonda tutar ve mümkün olduğunca o bacağına az yük vermeye çalışarak antaljik yürüyüş yaparlar.
Hastalar etkilenen bacağını fleksiyonda tutar ve mümkün olduğunca o bacağına az yük vermeye çalışarak antaljik yürüyüş yaparlar.
Muayenede DBKT ile sinir kökü duyarlılığı saptanabilir.
Hastalarda aynı zamanda alt ekstremitede duyu ve refleks değişiklikleri meydana gelebilir.
Bel fıtığı olan bir hastada direkt grafiler tamamen normal olabilir.
En önemli tanı araçları Bilgisayarlı Tomografi (CT) ve Manyatik Rezonans Görüntüleme (MRI)’dır ve bu yöntem ile disk dokusunu da içercek şekilde yumuşak dokular rahatlıkla görülebilir.
Fıtığa ait radyografik bulgular hastanın hikayesi ve muayene bulguları ile beraber sinir kökü basısını işaret ederse değer taşır. Şikayeti olmayan kişilerde bile CT ve MRI anormallikler izlenebilir.
Bel fıtığı olan hastaların büyük çoğunluğu konservatif tedaviden yararlanır.
Bel fıtığı olan hastaların büyük çoğunluğu konservatif tedaviden yararlanır.
Şiddetli ağrılı durumda iken ilk birkaç gün uygun pozisyonda yatak istirahati gerekebilir.
İlaçlar ile ağrısı kontrol altına alınamayan hastalarda Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon programı uygulanarak daha sonra hızla egzersiz programına geçilir.
Kauda ekuina sendromu ve ilerleyici nörolojik bulguları olan hastalarda zaman kaybedilmeden acilen cerrahi girişim gerekir.
4.Miyofasiyal ağrı sendromu: Tetik noktalar, gergin bantlar ve yorgunluk ile karakterize olan akut veya kronik bölgesel ağrı sendromudur.
4.Miyofasiyal ağrı sendromu: Tetik noktalar, gergin bantlar ve yorgunluk ile karakterize olan akut veya kronik bölgesel ağrı sendromudur.
Her bir kas için karakteristik olan alanda ağrı ve lokal hassasiyet vardır. Etkilenen kas bölgesi palpasyonla sert ve hassastır.
Bel ağrısına neden olan miyofasiyal ağrı sendromlarından başlıcaları; gluteus medius sendromu, gluteus maksimus sendromu, kuadratus lumborum sendromu ve piriformis sendromudur.
Tanı klinik ile konulur, laboratuar bulgusu yoktur.
Tanı klinik ile konulur, laboratuar bulgusu yoktur.
Miyofasiyal ağrı sendromunun tedavisinde ağrı siklusunun kırılması amaçlanır.
Tetik noktalara lokal anestezik veya SF injeksiyonu veya kuru iğneleme, tetik nokta içeren kasın gerilmesi ve ardından sprey uygulaması gibi yöntemler uygulanabilir.
5. Fibromiyalji: Boyun ve omuzlarda daha çok olmak üzere yaygın vücut ağrıları, yorgunluk, tutukluk, hassas noktalar, uyku bozukluğu ve psikolojik bozukluklarla karakterize bir hastalıktır.
5. Fibromiyalji: Boyun ve omuzlarda daha çok olmak üzere yaygın vücut ağrıları, yorgunluk, tutukluk, hassas noktalar, uyku bozukluğu ve psikolojik bozukluklarla karakterize bir hastalıktır.
Tanı kriterleri;
En az 3 ay devam eden yaygın ağrılar
18 hassas noktanın (oksiput, alt servikal, trapezius, supraspinatus, 2. kot, lateral epikondil, gluteal bölge, büyük trokanter, diz) en az 11’inde hassasiyet olması
Laboratuar bulguları normaldir.
Tedavide; hasta eğitimi, bilişsel davranış tedavisi, fizik tedavi ajanları ve antidepresan içeren medikal tedavi verilir.
1.Osteoartroz (spondiloz) Omurga gövdesinde ve omurlar arası disklerde görülen dejeneratif değişikliklerdir.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte disklerde sıvı kaybı olur, disk dejenere olur, şok absorban özelliği ortadan kalkar.Omurlara binen yükü karşılayabilmek için osteofitler gelişir. Subkondral skleroz ortaya çıkar.
Disk aralığı daraldığı için faset eklemlere binen yük artar ve faset artrozu meydana gelir.
Esas şikayet bel bölgesindeki ağrıdır. Ağrı uyluk veya kalçaya yayılabilir.
Esas şikayet bel bölgesindeki ağrıdır. Ağrı uyluk veya kalçaya yayılabilir.
Hareket ile ağrı artarken, istirahat ile azalır.
Bel hareketleri kısıtlanabilir.
Röntgende disk aralığında daralma, subkondral skleroz, osteofitler, vakum fenomeni görülebilir. Yan grafilerde nöral foramende daralma saptanır.
Hastaların şikayetleri dejenerasyon derecesi ile doğru orantılı değildir.
Hastaların şikayetleri dejenerasyon derecesi ile doğru orantılı değildir.
Tedavide hastalara spondilozun geri döndürülemeyeceği ifade edilmelidir.
Ağrı ile gelen hastaların hareketlerini kısıtlamak gerekir. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon programı uygulanarak ağrılı dönemin geçmesinden sonra bel ve karın kaslarını güçlendirici egzersizler önerilmelidir.
2.Faset eklem hastalığı:
2.Faset eklem hastalığı:
Faset eklemler süperior ve inferior artiküler prosesler arasındaki sinovyal, kapsüllü eklemlerdir.
Disk dejenerasyonu faset eklemlere binen yükü artırır(normalde aksiyel yükün %20 sini taşır), faset eklemlerde dejenerasyon başlar.
Ağrı çoğunlukla bel bölgesindedir, bazen kalça veya dize kadar yayılabilir ve radiküler ağrıyı taklit eder. Hiperekstansiyon, rotasyon ve aktivite ile artar. Yakınmanın olduğu tarafa eğilme ağrıyı artırır.
Ağrı çoğunlukla bel bölgesindedir, bazen kalça veya dize kadar yayılabilir ve radiküler ağrıyı taklit eder. Hiperekstansiyon, rotasyon ve aktivite ile artar. Yakınmanın olduğu tarafa eğilme ağrıyı artırır.
Nörolojik kayıp olmamasına rağmen, ağrı nedeniyle güçsüzlük, dermatomlara uymayan duyu bozuklukları olabilir.
Lomber oblik grafide faset eklemlerde dejenerasyon görülebilir.
Lomber oblik grafide faset eklemlerde dejenerasyon görülebilir.
Diagnostik faset blokları tanıda değerlidir.
Tedavide nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon programı yanında güçlendirme ve fleksiyon egzersizlerinden yararlanılır.
Nöral arkın pars interartikülarisindeki kemik defektine spondilozis, bir vertebranın diğerinin üzerinde öne veya arkaya yer değiştirmesine spondilolistezis denir.
Spondilozis en sık L5 seviyesinde, daha az sıklıkla L4 seviyesinde görülür. Bilateral olursa spondilolistezise yol açabilir.
Spondilolistezis: 5 tipe ayrılmıştır ve farklı nedenlere bağlıdır
Spondilolistezis: 5 tipe ayrılmıştır ve farklı nedenlere bağlıdır
1) Displastik: Spondilolistezisin tek doğumsal tipidir. Üst sakrum fasetinde veya alt L5 fasetinde doğumsal gelişim defekti vardır. L5, S1 üzerinde sublukse olur
2) İstmik: Lezyon pars interartikularistedir. En sık görülen tiptir.
3) Dejeneratif: Uzun süreli intersegmental instabilite veya disk ve faset eklemlerdeki dejeneratif değişiklikler sonucu gelişir.
4) Travmatik: Pars interartikülarisden çok diğer posterior elemanların (faset, lamina, pedikül) fraktürü nedeniyle olur.
4) Travmatik: Pars interartikülarisden çok diğer posterior elemanların (faset, lamina, pedikül) fraktürü nedeniyle olur.
5) Patolojik: Malignansi,primer kemik hastalığı veya infeksiyona bağlı olarak posterior elemanlardaki patolojik değişiklikler neden olur.
Bu sınıflandırmaya bazen altıncı olarak postoperatif veya iatrojenik spondilolistezis eklenir.
Spondilolistezis derecelendirmesi
Spondilolistezis derecelendirmesi
Grade1: %0-25 öne kayma
Grade 2: %25-50 kayma
Grade 3: %50-75 kayma
Grade 4: %75’ ten fazla öne kayma
Kayma derecesi ile hastanın ağrı şiddeti arasında bir bağlantı yoktur.
Kayma derecesi ile hastanın ağrı şiddeti arasında bir bağlantı yoktur.
Bel ağrısının yanında bacak ağrısı da olabilir. Duyu ve kuvvet kaybı görülmesi nadirdir. Hastalarda genellikle lomber lordoz artmıştır ve palpasyonla basamakbelirtisi vardır. Bazen hafif kas spazmı ve hassasiyet oluşabilir.
Eklem hareketleri genellikle tamdır. Lomber lordoz artışı, hamstringlerdeki gerginlik, diz ve kalça eklemindeki fleksiyon deformitesi nedeniyle ördekvari yürüyüş gelişir.Gerçek bir disk herniasyonu nadirdir, genellikle disk dejenere olurken kayma ile birlikte psödoherniasyon bulgusu oluşur.
Spondiloliziste lezyon yeteri kadar büyük ise genellikle lezyonu lokalize etmek için herhangi bir planda çekilmiş lomber omurga grafileri yeterli olur. Eğer lezyon tek taraflı ise sadece oblik grafilerde görülür. (İskoç köpeğinin boynunda kırılma)
Spondiloliziste lezyon yeteri kadar büyük ise genellikle lezyonu lokalize etmek için herhangi bir planda çekilmiş lomber omurga grafileri yeterli olur. Eğer lezyon tek taraflı ise sadece oblik grafilerde görülür. (İskoç köpeğinin boynunda kırılma)
Spondilolisteziste öne kayma en iyi lateral grafilerde görülür.
Spondilolisteziste öne kayma en iyi lateral grafilerde görülür.
MRI ile spondilolistezise eşlik eden kök tutulumları görülebilir.
Segmental instabiliteyi belirlemek için lumbosakral omurganın fleksiyon ve ekstansiyonda grafileri çekilir. Normal omurgada dinamik vertebral kayma 3 mm.den daha az olmalıdır
Tedavinin amacı sinir köklerine basının azaltılması, gövde kaslarının ve özellikle karın kaslarının güçlendirilmesi, lomber lordozun azaltılması ve postürün iyileştirilmesidir.
Tedavinin amacı sinir köklerine basının azaltılması, gövde kaslarının ve özellikle karın kaslarının güçlendirilmesi, lomber lordozun azaltılması ve postürün iyileştirilmesidir.
1 ve 2. derece listeziste konservatif tedavi verilir.
Travmadan sonra gelişen listezis’de 10-12 hafta süreli vücuda uygun yapılmış korse ile immobilizasyon önerilir.
Uzun süren bel ağrılı hastalarda karın kasları güçlendirilir, bel fleksiyon egzersizleri verilir.
Vertebral kolonun, özellikle alt ve orta torasik bölgesini ön ve yan bölümlerinde, ligaman ve tendon yapışma yerlerinde osteofitlere benzeyen yeni kemik oluşumları ile karakterizedir,
40 yaşında görülür,
En büyük etken aşırı zorlanmalardır,
En sık şikayetler sırtta devamlı ağrı ve tutukluktur. Omurgada ankiloz yoktur, bu nedenle omurga ve gögüs hareketlerinde kısıtlanma yoktur.
En sık rastlanan laboratuar bulgusu hiperglisemidir.
%35 oranında HLA B27 (+)’ dir.
Tanıda; direkt grafilerde 4 veya daha fazla komşu vertebra korpusunun anterolateral yüzü boyunca kemikleşmeler görülmesi önemlidir.
Tanıda; direkt grafilerde 4 veya daha fazla komşu vertebra korpusunun anterolateral yüzü boyunca kemikleşmeler görülmesi önemlidir.
Tedavisinde nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar ve fizik tedavi programı uygulanır. Hastalarda zorlayıcı egzersizlerden kaçınılmalıdır.
6.Spinal stenoz:
6.Spinal stenoz:
Spinal kanalın doğumsal, gelişimsel veya edinsel olarak daralmasıdır.
Nöral foramenin %50 daralması halinde semptomların ortaya çıktığı görülür.
Lomber stenozun başlıca semptomu nörojenik klodikasyodur. Bu yürüme ve ayakta durmayla ortaya çıkan ve oturma veya çömelme ile azalan bacaklarda intermittan ağrı ve/veya uyuşma ve parestezidir.
Lomber stenozun başlıca semptomu nörojenik klodikasyodur. Bu yürüme ve ayakta durmayla ortaya çıkan ve oturma veya çömelme ile azalan bacaklarda intermittan ağrı ve/veya uyuşma ve parestezidir.
Vakaların yaklaşık %90’ında bel ağrısı yakınmasını takiben başlayan tek veya iki taraflı bacak ağrısı vardır.
Akut kauda equina sendromu nadirdir.
Omurganın özellikle ekstansiyonda EHA kısıtlıdır.
Belin ekstansiyonu veya omurgada yüklenmeye yol açan durumlarda yakınmalar artar, belin fleksiyonu veya omurgada yüklenmenin azaldığı durumlarda yakınmalar azalır.
Hastalar öne eğik olarak yürümeyi tercih ederler, bu hastalarda belde fleksiyon postürü gelişmiştir.
Hastalar öne eğik olarak yürümeyi tercih ederler, bu hastalarda belde fleksiyon postürü gelişmiştir.
Yokuş veya merdiven çıkmak (fleksiyon postürü), yokuş veya merdiven inmekten (ekstansiyon postürü) daha kolaydır.
Muayenede öne eğik postür (simian duruşu) dışında genelde önemli bir bulgu yoktur.
Klinikte stoop testi pozitiftir. Hasta 5 dak. yürütüldüğünde ağrı veya kramp nedeniyle durmak zorunda kalır ve ağrıyı azaltmak için öne eğilirse test pozitif kabul edilir.
Klinikte stoop testi pozitiftir. Hasta 5 dak. yürütüldüğünde ağrı veya kramp nedeniyle durmak zorunda kalır ve ağrıyı azaltmak için öne eğilirse test pozitif kabul edilir.
Muayenede tanı için kullanılan diğer test spinal falen testidir. Hasta ayakta dik pozisyonda bel ekstansiyona getirilerek 1 dak. tutulur. Belden kalçalara ağrının yayılması ve öne eğilme ile hastanın şikayetlerinin azalması halinde sonuç pozitif kabul edilir.
Direkt lumbosakral grafiler spinal kanal darlığını göstermez, eşlik eden patolojiler saptanabilir.
Direkt lumbosakral grafiler spinal kanal darlığını göstermez, eşlik eden patolojiler saptanabilir.
Miyelografi tanı için altın standart kabul edilmiştir. Miyelografide spinal kanalın ön-arka çapının ölçümü tanı için esas alınmıştır. Ön-arka çap<10 mm ise kesin stenoz,10-12 mm ise rölatif stenoz denir (N:12-15mm)
Spinal stenoz tanısı için CT ve MRI yöntemleri daha çok kullanılmaktadır. CT ve MRI hem santral hem lateral kanalın direkt olarak görüntülenmesini sağlar. MRI ek olarak yumuşak dokuları da görüntüler.
Hafif ve orta semptomlu hastalarda konservatif tedavi ilk seçenektir (Egzersiz, ağrı kesici ilaçlar, epidural steroid enjeksiyonları). Kalsitonin ile analjezi sağlanabilir ve yürüme mesafesi artırılır.
Epidural steroid enjeksiyonununda kısa süreli olarak ağrıda azalmaya yol açtığı gösterilmiştir.
Önerilen egzersizler; fleksiyon egzersizleri, aerobik egzersizler, alt ekstremiteyi güçlendirme ve germe egzersizleridir.
Konservatif tedavi yaklaşımının başarısız kaldığı şiddetli ağrılı hastalarda cerrahi tedavi uygulanır. Cerrahi yaklaşım laminektomi ile stenotik segmentin dekompresyonuna dayanır.
Lomber strain-sprain
Lomber strain-sprain
Fraktür ve dislokasyonlar
Spondilolizis
Spondilolistezis
1.Transizyonel vertebra: Normalde 5 olan lomber vertebra sayısı doğumsal olarak 4 veya 6 olmasıdır.
Sakralizasyon: L5 vertebra sakruma değişik ölçülerde birleşmiştir. L5 tümüyle sakruma kaynaşmış olabileceği gibi tek taraflı olarak da transvers proses sakrumla eklemleşebilir. Lumbal vertebra sayısı 4 olmuştur.
Lumbalizasyon: S1 vertebra lumbal vertebra özelliğini almıştır. Lomber vertebra sayısı 6 olmuştur.
Ağrı yakınması genellikle 18 yaşından sonra ortaya çıkmaya başlar ancak her zaman da bulgu vermeyebilir. Travmalar ağrıya neden olabilir. Ağrı hareketle artıp istirahatle azalır. Motor, duyu, refleks muayeneleri normaldir.
2.Spina bifida: Bir vertebrayı meydana getiren arkustaki doğumsal birleşme hatasıdır. Daha çok S1’de görülür. Sakral üçgen alanında küçük spinöz proçesler arasındaki boşluklar veya sakral veya lomber proçeslerin herhangi birinin bulunmaması spina bifidayı düşündürür.
2.Spina bifida: Bir vertebrayı meydana getiren arkustaki doğumsal birleşme hatasıdır. Daha çok S1’de görülür. Sakral üçgen alanında küçük spinöz proçesler arasındaki boşluklar veya sakral veya lomber proçeslerin herhangi birinin bulunmaması spina bifidayı düşündürür.
3.Faset tropizmi: Eklem fasetlerinin karşılıklı duruşlarındaki doğuştan bozukluktur. Normalde ağrı nedeni değildir ama özellikle eklemde gelişen anormal rotasyon hareketlerinin devamı ile ağrı oluşmaktadır.
4. Hemivertebra-blok vertebra:
4. Hemivertebra-blok vertebra:
5.Skolyoz: Omurganın frontal plandaki 10 dereceyi aşan eğriliğine denir. Yapısal (fikse) veya kompansatuardır. Adam testi de denilen öne eğilme testi uygulanır. Eğilince skolyoz kayboluyorsa kompansatuar, kaybolmuyorsa yapısaldır.
6. Displastik spondiloliztezis
1.Ankilozan spondilit:
1.Ankilozan spondilit:
Özellikle sakroiliak eklemleri ve omurgayı tutan kronik inflamatuvar bir hastalıktır.
15-40 yaş erkeklerde sinsi başlangıçlı bel ağrısı ve giderek artan sabah tutukluğu
Hastalarda bacaklara yayılan gluteal bölge ağrısı sıktır ve yanlışlıkla siyatalji ile karışabilir.
Ankilozan Spondilit’de spondilodiskit gelişebilir ve yatak istirahati ile düzelen yeni başlangıçlı omurgada lokalize bir ağrıya yol açabilir.
Omurga tutulumu normal lomber lordozun kaybolmasına ve lomber omurganın düzleşmesine yol açar.
Omurga tutulumu normal lomber lordozun kaybolmasına ve lomber omurganın düzleşmesine yol açar.
Torasik omurga tutulumu kostovertebral eklemlerde hareketin azalmasına sebep olur, göğüs genişlemesi ve buna bağlı solunum fonksiyonları azalır.
Omurgadaki eklem ve ligamanların ankilozundan dolayı esneklik kaybolur.
Muayenede lomber omurga hareketleri genellikle kısıtlıdır, erken dönemde lomber lordoz azalır. Lomber omurganın fleksiyon ve ekstansiyon hareketlerinin kısıtlanmasını belirlemede Schober testi yararlıdır. Sakroiliyak eklem hassasiyetini saptamada sakroiliyak eklem kompresyon testlerinden faydalanılır.
Muayenede lomber omurga hareketleri genellikle kısıtlıdır, erken dönemde lomber lordoz azalır. Lomber omurganın fleksiyon ve ekstansiyon hareketlerinin kısıtlanmasını belirlemede Schober testi yararlıdır. Sakroiliyak eklem hassasiyetini saptamada sakroiliyak eklem kompresyon testlerinden faydalanılır.
Hastalığın ilerlemesi ile lomber lordoz kaybolur, dorsal kifoz artar, göğüs ön duvarı düzleşir, karın öne doğru çıkar, anterofleksiyon postürü gelişir.
Hastalığa özel laboratuar bulguları yoktur. Aktif dönemde sedimentasyon hızı ve CRP sıklıkla yükselmiştir. Ankilozan Spondilit’li hastaların %90’ında HLA B27(+)’tir.
Hastalığa özel laboratuar bulguları yoktur. Aktif dönemde sedimentasyon hızı ve CRP sıklıkla yükselmiştir. Ankilozan Spondilit’li hastaların %90’ında HLA B27(+)’tir.
Sakroileit genellikle çift taraflıdır ve en erken ortaya çıkan radyografik bulgudur.
Ankilozan Spondilit’de omurlarda tipik radyolojik görünüm kareleşmedir.
Anulus fibrosusun ve spinal ligamanların kalsifikasyonu ile omur cisimleri arasında bilateral simetrik sindesmofit adı verilen köprüleşmeler olur (marjinal sindesmofit).
Ankilozan Spondilit tedavisinde kullanılan ilaçlar 4 grupta sınıflandırılabilir:
Ankilozan Spondilit tedavisinde kullanılan ilaçlar 4 grupta sınıflandırılabilir:
Paravertebral adele spazmı ve lokal sırt ağrısı olur.
Radyolojik olarak spondilit gelişen vakalarda vertebral kareleşme ve disk aralığında daralma saptanır, vertebral füzyon gözlenebilir.
Radyolojik olarak spondilit gelişen vakalarda vertebral kareleşme ve disk aralığında daralma saptanır, vertebral füzyon gözlenebilir.
Epifizit gelişmesi sonucu vertebraların üst-ön köşelerinde güve yeniği gibi erozyonlar görülebilir.
Vertebra gövdesinde santral lokalizasyonlu destrüktif alan saptanabilir.
Direkt grafinin normal olduğu erken dönemde sintigrafi olumlu sonuç verebilir. BT ve MR destrüksiyonu erken dönemde saptamada kullanılabilir.
b) Tüberküloz:
b) Tüberküloz:
Özellikle gelişmemiş ülkelerde omurga Tbc bel ve sırt ağrısının önemli nedenlerinden biridir.
Pott veya Mal de Pott hastalığı da denilir.
Omurgada en sık alt torakal-üst lomber bölgeleri tutar.
İnfeksiyon vertebra korpusunun ön kenarında diskus intervertebralise yakın yerinden başlar, ardından diske geçer ve vertebralar arası aralık daralır.
Erken devrede sırt ağrıları, paravertebral kas spazmları ve buna bağlı hareket kısıtlılığı, geç dönemde ise gibbus deformitesi, yer değiştiren soğuk abse ve parapleji gelişir.
Erken devrede sırt ağrıları, paravertebral kas spazmları ve buna bağlı hareket kısıtlılığı, geç dönemde ise gibbus deformitesi, yer değiştiren soğuk abse ve parapleji gelişir.
Hastada omurlar üzerinde hafif vurmayla bile şiddetli ağrı olur.
Ateş, terleme, kilo kaybı gibi sistemik belirtiler ile birlikte gece hastayı uyandıran sırt-bel ağrısı tüberkülozu düşündürmelidir.
Radyolojik incelemede erken bulgu disk aralığının daralması ve osteoporozdur, daha sonra vertebra gövdesinde harabiyet, bir ya da iki vertebrada çökme ve buna bağlı kamburluk (gibbus deformitesi) görülür.
Radyolojik incelemede erken bulgu disk aralığının daralması ve osteoporozdur, daha sonra vertebra gövdesinde harabiyet, bir ya da iki vertebrada çökme ve buna bağlı kamburluk (gibbus deformitesi) görülür.
Kemiklerdeki harabiyete rağmen omurgada füzyon görülmez.
Tbc spondilitli vakaların yarısından çoğunda soğuk abse görülür (torakal ve servikal bölgelerde daha sık).
6.Osteomiyelit:
6.Osteomiyelit:
1. Osteoporoz: Düşük kemik kitlesi ve kemik dokusunun mikromimarisinin bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile karakterize sistemik bir iskelet hastalığıdır.
1. Osteoporoz: Düşük kemik kitlesi ve kemik dokusunun mikromimarisinin bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile karakterize sistemik bir iskelet hastalığıdır.
Genellikle asemptomatiktir.
En önemli klinik bulguları, ağrı, boy kısalması, omurgada şekil bozukluğu ve kırıklardır.
Ağrı, sırt ağrısı tarzındadır ve genellikle postür bozuklukları, ligamanlarda gerilme ve kronik omurga kırıkları nedeniyle oluşur.
Ani gelişen omurga kırıklarında şiddetli ağrı yanında kas spazmı da vardır.
2. Osteomalazi:
2. Osteomalazi:
Kemik matriksinin mineralizasyon yetersizliği ile karakterizedir.
Hastalar pelvis, omurga, kaburga veya alt ekstremitelerini içeren yaygın ağrıdan yakınırlar.
Antaljik veya ördekvari yürüyüşe neden olan proksimal kas zayıflığı olabilir
3. Paget Hastalığı:
3. Paget Hastalığı:
Tutulmuş alanlarda yeni kemik oluşumunun artması ile karakterizedir.
Pelvis, lomber vertebra, sakrum, femur, kraniyum, dorsal vertebra ve kostalar en çok tutulan bölgelerdir.
Kırık riski artmıştır.
Deforme omurga nedeni ile sinir dokusunun sırt, bel ve bacaklarda şiddetli ağrıya olabilse de omurganın Paget hastalığı genellikle ağrısızdır.
Benign: Menengiom, hemangiom, nörinom
Benign: Menengiom, hemangiom, nörinom
Malign: Multipl miyelom, metastazlar
Omurganın primer tümörleri nadirdir.
Metastatik tümörleri daha sık görülür.
Vertebraları en sık tutan kanserler
*Prostat ca,
*Meme ca,
*Möbrek tümörleri,
*Jinekolojik tümörler ve
*Lenfomadır.
Kansere bağlı bel ağrısı olan hastalar genellikle 50 yaş üzerindedir.
Kansere bağlı bel ağrısı olan hastalar genellikle 50 yaş üzerindedir.
Yatak istirahati semptomları rahatlatmaz.
1 aydan daha uzun süredir devam eden semptomları vardır.
Hastalar siyataljiden veya kas kuvvetsizliğinden yakınırlar. Kilo kaybı bulunabilir.
Muayene’de bulgular nonspesifik ve değişkendir.
Kanserden şüphelenilen hastalarda Lenfadenopati’ye bakılmalıdır. Rektal veya meme muayenesi tanıya yardımcı bulgular verebilir.
Direkt grafilerde litik veya blastik lezyonlar ve kompresyon fraktürleri saptanabilir.
Direkt grafilerde litik veya blastik lezyonlar ve kompresyon fraktürleri saptanabilir.
CT, MRI ve miyelografi korddaki hasarın derecesini saptamada veya cerrahi planlamada yardımcıdır.
Omurga metastazlarındaki trajik komplikasyon olan kauda ekuina sendromu acil müdahale gerektirir. Tedavide gecikme geriye dönüşü olmayan nörolojik hasarlara yol açabilir.
Omurga metastazlarındaki trajik komplikasyon olan kauda ekuina sendromu acil müdahale gerektirir. Tedavide gecikme geriye dönüşü olmayan nörolojik hasarlara yol açabilir.
Steroidler geçici olarak semptomlarda rahatlama meydana getirebilir.
Radyoterapi hızlı bir şekilde tümörü küçültmek ve kord basısını rahatlatmak için kullanılmaktadır.
Cerrahi dekompresyon ve stabilizasyon Radyoterapi öncesi ve sonrasında omurga çökmesini engellemek için kullanılabilir.
9) ZEHİRLENMELER:
9) ZEHİRLENMELER:
Ağır metal zehirlenmeleri
10) VİSSERAL NEDENLER:
Üst GÜS hastalıkları
GİS hastalıkları
11) VASKÜLER NEDENLER:
Abdominal aort anevrizması veya diseksiyonu
Renal arter trombozu
12) PSİKOJENİK NEDENLER
13) POSTOPERATİF VE MULTİPL BEL OPERASYONARI
HASTA EĞİTİMİ
Bel ağrısı olan hastaların %80-90’ında kısa sürede kendiliğinden iyileşme olur.
Kas gevşeticiler kullanılarak normal aktivitelere daha erken dönülebilir.
Kronik bel ağrılı hastalarda uzun süreli ilaç kullanımından kaçınılmalı, gerektiğinde analjezikler belirli dönemlerde, belirli sürelerde kullanılmalıdır.
Kronik bel ağrılı hastalarda uzun süreli ilaç kullanımından kaçınılmalı, gerektiğinde analjezikler belirli dönemlerde, belirli sürelerde kullanılmalıdır.
Antidepresanlar kronik bel ağrılı hastalarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
Antidepresanlar depresyon tedavisinde kullanılandan daha düşük dozlarda kullanıldığında analjezi oluştururlar.
Soğuk uygulama
Soğuk uygulama
Yüzeyel sıcak uygulama
Derin ısıtıcılar
Elektroterapi uygulamaları
Traksiyon uygulamaları
Masaj tedavisi gibi çeşitli tedavi yöntemleri ağrı ve kas spazmını azaltarak daha erken günlük yaşama dönülmesine yardımcı olurlar.
Soğuk (kriyoterapi):
Akut bel ağrılı hastalarda ağrı ve kas spazmını azaltır
Lokal metabolik aktiviteyi azaltır
Kas iğciği aktivitesini azaltır
Sinir iletimini yavaşlatır.
* Reynaud fenomeni ve aşırı cilt duyarlılığı olanlarda kullanılmamalıdır.
Travma sonrasındaki bel ağrılı hastalarda, duyu bozukluğu veya dolaşım bozukluğu olan hastalarda sıcak tedavisi uygulanmamalıdır.
Elektroterapi: Akımların etkisiyle analjezi gelişir, kas kontraksiyonu sağlanır, eklem hareket açıklığı ve kas gücü artar, kas atrofisi gecikir.
Elektroterapi: Akımların etkisiyle analjezi gelişir, kas kontraksiyonu sağlanır, eklem hareket açıklığı ve kas gücü artar, kas atrofisi gecikir.
Traksiyon: Sürekli ve aralıklı olarak uygulanan traksiyon omurgadaki yüklenmeleri azaltarak semptomları iyileştirir. Omurların birbirinden uzaklaşması ile basınç ortadan kaldırılır ve sinir basısına ait semptomlar azalır.
Omuriliğe bası olduğunda çok ciddi komplikasyonlara neden olabileceğinden traksiyon dikkatle kullanılmalıdır.
Korse ve destekler:
Korse ve destekler:
1) Bel hareketini kısıtlamak
2) Karın bölgesinden destek sağlamak
3) Postürü düzeltmek amacıyla kullanılır.
Sert korselerin uzun süreli kullanımı kaslarda zayıflığa neden olur ve önerilmez. Ağrının azalmasından sonra korse çıkartılarak egzersizlere başlanmalıdır.
Postürü iyi olmayan ve karın kasları zayıf olan şişman hastalarda korse kullanımı yararlı olabilir.
Omurga kompresyon fraktürü olan, birden fazla seviyeli dejeneratif Osteoartriti olan ve egzersiz yapamayan yaşlı hastalar da korseden yarar görür.
Egzersiz tedavisinin amaçları:
Egzersiz tedavisinin amaçları:
Ağrıyı azaltmak
Zayıf kasları güçlendirmek
Kontrakte kasları germek
Hipermobil segmentleri stabilize etmek
Hipomobil segmentleri mobilize etmek
Spinal yapılara mekanik stresi azaltmak
Postürü düzeltmek
Bel ağrılı hastalarda sıklıkla fleksiyon, ekstansiyon ve germe egzersizleri uygulanmaktadır.
Bel ağrılı hastalarda sıklıkla fleksiyon, ekstansiyon ve germe egzersizleri uygulanmaktadır.