K VİTAMİNİ
K vitamini eksikliğine nadir rastlandığı için genellikle ihmal edilen bir vitamindir. K
vitamininin en çok bilinen görevi, pıhtılaşma faktörleri yapımında rol almasıdır. Yeni yapılan
çalışmalar ise K vitamininin sağlıklı kemik yapımında ve osteoporozun önlenmesi ve tedavisinde
de rolü olduğunu göstermiştir.
K vitaminin üç ana formu vardır.K1 vitamini bitkilerde bulunan doğal formudur. K2
vitamini barsakta bakteriler tarafından oluşturulur. K3 vitamini sentetik bir türevdir.
BESİN KAYNAKLARI
Brokoli, marul, lahana, ıspanak, yeşil çay gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler K
vitamininden zengindir. Kuşkonmaz, buğday, yulaf, taze yeşil bezelye de iyi birer K vitamini
kaynağıdır. K vitamini için günlük önerilen miktarlpg/kg’dır.
EKSİKLİK SEMPTOM ve BULGULARI
Barsaktaki bakteriler K2 vitaminini sentezleyebildikleri için K vitamini eksikliği pek
bulgu vermez. Genellikle kumadin, varfarin gibi antikoagülanlar veya uzun süre antibiyotik
kullanımı sonucu K vitamini eksikliği gelişir. Yenidoğanlar barsaklarında yeterince bakteri
olmadığı için, K vitamini eksikliğine daha yatkındırlar. Bu yüzden yenidoğanlara hemorojik
anemiden korumak için K vitamini intramusküler olarak yapılır. Bununla beraber, gebelere K1
vitamini verip, doğumdan sonra bebeklere K1 vitamini ağızdan başlanabilir.
Bazı Besinlerin K Vitamini içerikleri (pg/100g)
Ispanak
415
Brokoli
200
Yeşil çay
712
Marul
129
Şalgam
650
Lahana
125
Yulaf
20
Bezelye
19
Önerilen Günlük K Vitamini Dozları
Grup
Grup
^g
<6 ay
5
>25 yaş erkek
80
6-12 ay
10
11-14 yaş bayan
45
1-3 yaş
15
15-18 yaş bayan
55
4-6 yaş
20
19-24 yaş bayan
60
7-10 yaş
30
>25 yaş bayan
65
11-14 yaş erkek
45
Gebeler
65
15-18 yaş erkek
65
Süt emzirenler
65
19-24 yaş erkek
70
YARARLI ETKİLERİ
K vitamininin asıl görevi protrombin (F- II), Faktör VII, IX ve X’un oluşumunda rol
almasıdır. Bu faktörler karaciğerde inaktif olarak sentezlenir. Aktif hale gelmeleri için K
vitamini gereklidir. Her üç K vitamininin de kan pıhtılaşmasındaki görevi aynıdır. Diğer
olaylarda K1 vitamini daha etkindir. Mesela K1 vitamini kemik proteinlerini, inaktif formdan
aktif forma çevirmede sorumlu olduğu için kemik sağlığında önemli bir yeri vardır.
Osteokalsin kemikte bulunan önemli bir non-kollajen proteindir. K vitamini osteokalsin’in
kalsiyumla birleşmesine izin verir ve kalsiyumu kemik içinde tutar.
K VİTAMİNİNİN KULLANILABİLİR FORMLARI
K1, K2, K3 vitamininden tercih edileni K1 vitaminidir. Zengin K1 vitamini kaynaklarından
biri yağda çözünen klorofildir. Klorofil bitki hücrelerindeki kloroplastta bulunan yeşil renkli
pigmenttir. Kloroplastta fotosentez yoluyla elektromanyetik enerji (ışık) kimyasal enerjiye
çevrilir. Klorofil bu reaksiyon için mutlaka gereklidir.
Doğal klorofil yağda çözünür. Suda çözünen klorofil ürünleri marketlerde satılmaktadır.
Suda çözünen klorofil, gastrointestinal sistemden emilmediği için deriye sürülerek
kullanılabilinir ve ciltteki ülseratif lezyonlarda emilimi azalır. Damarları büzücü etkisi, yarada
birleştirici etkisi sayesinde, yara iyileşmesinde oldukça faydalıdır. Bu etki cilt yaralarında deriye
sürülen suda eriyen formunda da mevcuttur. Suda eriyen klorofil, vücut, idrar ve gaita kokularını
kontrol etmede de kullanılır.
Suda çözünen form elde edilebilmesi için doğal klorofil molekülü kimyasal olarak
değişmelidir. Doğal form, taze meyvelerde bulunur ve suda çözünene göre daha faydalıdır. Bu
klorofilin, hemoglobin ve eritrosit üretimini arttırıp ve menstrual kan kaybını azaltma
yeteneğiyle ilgilidir. Klorofil hemoglobinin hem kısmına yapıca benzemektedir.
Vücudumuz yağda çözünen klorofili oldukça iyi emebilmektedir. Ayrıca yağda eriyen form
sağlığımıza katkı sağlayan diğer kloroplast (beta-karoten ve K1 vitamini gibi) bileşiklerini de
içermektedir. Bitkilerdeki diğer pigmentler gibi klorofil de antioksidan ve kanser koruyucu
etkiye sahiptir. Suda eriyen klorofil bu ek faydaları sağlamaz.
TEMEL KULANIM ALANLARI
K1 vitamini ve yağda eriyen klorofil bileşikleri, osteoporoz, artmış adet kanaması ve
yeni doğan hemolitik anemilerinin önlenmesi ve tedavisinde kullanılmaktadır.
K1 vitamini eksikliği, osteokalsin seviyesinde azalmaya yol açtığı için, kemik
mineralizasyonunda bozulmaya yol açar. Osteoporoza bağlı kemik kırıkları gelişenlerde düşük K
vitamini seviyelerine rastlanır. Kırığın şiddeti K vitamini miktarı ile oldukça ilişkilidir. Düşük K
vitamini seviyesinde daha büyük kırıklar görülür. K1 vitamininin yeşil yapraklı sebzelerde
bulunması vejetaryenleri osteoporozdan koruyan faktörlerden birisidir.
Menoraji (adet kanamasının fazla olması) bayanlarda sık görülen bir sorundur.
Menorajide pıhtılaşma zamanı normal olsa da (K vitamini eksikliği yokken) K vitamini
verilmesini önerenler var.
1961’den beri Amerika’da yeni doğan hemolitik anemisinden korunmak için yeni
doğanlara K1 vitamini verilmesi önerilmektedir. Bebek steril bir barsak ile doğar. K vitamininin
(K2) ana kaynağı barsaktaki bakteriler olduğu için anne sütünde yeterince K1 vitamini
bulunmaz. Bebek kendi barsak florası K vitamini sentezleyene kadar, plasentasından
gönderilenle idare etmek zorundadır.
Bebeklere 1 mg i.m K1 yapmak, yenidoğan hemorojik anemisinden koruma sağlar. K2
vitamini verilmez çünkü K2 vitamini bebeklerde eritrosit yıkımına (hemoliz), kansızlığa ve
karaciğer hasarına yol açar. K1 i.m enjeksiyonu kadar ağızdan K1 vermek de başarı sağlamıştır.
Oral K1 vitamini doğumdan sonraki üç ay boyunca haftada iki kez 5 mg. dozunda verilir.
En iyisi yeşil yapraklı bitkilerle günde 150-500 gg K1 vitamini almaktır.
K1 vitamini alımına bağlı yan etki ve toksisite bilinmiyor.
ETKİLEŞİMLERİ
K vitamini varfarin ve kumadin gibi antikoagülanların etkisini zayıflatabilir. Bu
antikoagülanlar, K vitamininin protrombini aktive etmesini önleyerek pıhtı oluşumundan korur.
Aspirin, antibiyotikler, dilantin ve yüksek doz E vitamini K vitamininin etkisini azaltır.
6>