KARAKALPAK TÜRKÇESİNDEKİ TIP TERİMLERİ
Feyza TOKAT*
Özet
Tıp terimi, tıp ilmi ile uğraşan bilim adamlarının kısa yoldan anlaşmalarını sağlayan özel kelimelerdir. Bu
çalışmada Kıpçak grubu yazı dillerinden biri olan Karakalpak Türkçesindeki tıp terimleri tespit edilmeye
çalışılmış ve böylelikle tıp dili ile çağdaş Türk lehçeleri üzerine yapılan araştırmalara katkıda bulunulması
amaçlanmıştır. Karakalpak Türkçesinde tespit ettiğimiz 398 tıp teriminin 158 tanesinin Türkçe olduğu ve
Türkçe olan bu tıp terimlerinin 60 tanesinin de standart Türkiye Türkçesinde ve ağızlarında karşılığı olduğu
görülmüştür.
Anahtar Kelimeler:
Karakalpak Türkçesi, Tıp terimi, Çağdaş Türk Lehçeleri.
MEDICAL TERMS IN KARAKALPAK TURKISH
Abstract
Medical terms are special words that provides the scientiest dealing with medical sciences to easily
communicate with each other. In this study, the medical terms in Karakalpak Turkish which is a Kipchak
group text dialect are tried to be determined and in this manner it is aimed to contribute to the researchs on
medical language and modern Turkish dialects. It is seen that 158 of 398 medical terms that are identified
in Karakalpak Turkish are Turkish words and also 60 of these 158 medical terms in Turkish have equivalent
counterparts in standard Turkey Turkish and dialects.
Key Words:
Karakalpak Turkish, Medical terms, Modern Turkish Dialects.
Pamukkale Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Sayı 13, 2012, Sayfa 1-15
* Doktor - Öğretmen, Orhan Abalıoğlu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, DENİZLİ.
e-posta : feyzaturgut@yahoo.com
1. GİRİŞ
Türk dünyasının kullandığı terimleri bilmek
ve anlamak birbirimizi anlamamızı sağladığı
gibi, bilimsel bir araştırma yapmamızı ve terim
yapmada ortak bir noktada buluşmamızı
kolaylaştıracaktır. Bu sebeple biz bu çalışmada
Kıpçak grubu yazı dillerinden biri olan
Karakalpak Türkçesindeki tıp terimlerini
tespit etmeye çalıştık. Çalışmanın amacı
Karakalpak Türkçesindeki tıp terimlerini tespit
etmek ve böylelikle tıp dili ile çağdaş Türk
lehçeleri üzerine yapılan araştırmalara katkıda
bulunmaktır. Çalışmamız, Türk toplulukları
arasındaki ortak veya farklı terimleri görmeye
kısmen de olsa imkân verecektir.
2. KARAKALPAK TÜRKÇESİNDEKİ TIP TERİMLERİ
Tıp ilmi ile uğraşan bilim adamlarının kısa
yoldan anlaşmalarını sağlayan özel kelimelere
tıp terimi diyebiliriz. Tıp terimleri; hastalık adı,
organ adı, ilaç adı, tedavi yöntemleri, tıp aletleri
gibi geniş bir söz varlığını kapsamaktadır.
Araştırmamız hastalık adları, tıp mesleğiyle
uğraşanlara verilen adlar, tedavi yöntemleri,
ilaç adları, genel sağlık terimleri, tıp aletleri,
organ adları ile sınırlandırılmıştır. İlaç
yapımında kullanılan bitki isimleri, bazı
hastalıkları iyileştirdiğine inanılan taşlar
üzerinde durulmamıştır. Bu yazıda 398 tıp
terimi bulunmaktadır. Bu terimler tespit
edilirken dört ciltlik “Qaraqalpaq Tiliniñ Tüsindirme
Sözligi”nden yararlanılmıştır.
1
Bu çalışmada
tespit edilen tıp terimlerinin hepsi Türkçe
(Karakalpak Türkçesi) kökenli kelimeler
değildir. Amacımız Karakalpak Türkçesinde
günlük hayatta kullanılan, sözlüklere girmiş
1
Qaraqalpaq Tiliniñ Tüsindirme Sözligi’ni Türkiye
Türkçesine aktaran ve daha yayımlanmadan
çalışmamıza kaynaklık etmesi için istifademize
sunan Prof.Dr. Ceyhun Vedat UYGUR’a teşekkür
ederiz.
F. Tokat
2
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 13, 2012
tıp terimlerini tespit etmek olduğu için Rusça,
Arapça, Farsça, Fransızca gibi başka dillerden
Karakalpak Türkçesine girmiş kelimeler de
çalışmaya dâhil edilmiş ve bunların oranı
sonuç bölümünde belirtilmiştir.
Tespit edebildiğimiz Karakalpak tıp terimleri,
alfabetik olarak aşağıda gösterilmiştir.
A
Alasla-, < T. alaz+la- (f.) eski söz. Eski usulde tedavi
etmek, okuyup üfleyerek iyi etmek (etmeye
çalışmak).
Asal-, < T. (f.) aş- (ED255b) aş-a-l-(?)
Yaranın,
hastalığın vb. artması, kötüleşmesi,
şiddetlenmesi.
Awırlan-,
< T. ağırla:- (ED, 94a) awır+la-n- (f.) 1. Ağır
olmak, ağırlaşmak. 2. Acı çekmek, eziyete
uğramak.
Awırlas-, < T. ağırla:- (ED, 94a)
awır+la-ş- (f.) 1. Kaygı
basmak, dertli olmak. 2. Hastalığı artmak,
ağırlaşmak.
Awır-, < T. ağrı:-/ağru:- ( ED, 91a) (f.) Hasta olmak,
hastalanmak. *Bas awırıw: Baş ağrısı. As
qazanı awırıw: Mide ağrısı.
Awız, < T. ağız (ED, 98a) (is.) İnsan ve hayvanların
yemek yeme organı, ağız.
Awsıl, < T. avsıl (TS, 286) (is.) Hayvanlarda görülen
(salya akma şeklindeki) bir hastalık.
Ayaq, < T. adak (ED, 45a) (is.) İnsan veya hayvanların
yürüme organı, ayak.
Ä
Äynek, < Ar. ayn (is.) Gözlük.
B
Baldaq, < Moğ. baldag = bardag (MTS) (is.) Hasta veya
ayağı aksak insanların koltuklarına dayayıp
yürüdükleri baston, koltuk değneği.
Balzam, < İng. balsam (is.) Mum türündeki ilaç,
pelesenk yağı, belsem.
Banka, < R. ? (is.) 1. Cam veya kalaydan yapılan
silindir şeklindeki kap. 2. Soğuk alıp hasta
olunduğunda et ile deri arasındaki havayı
çıkarmak için küçük cam koyarak hastayı
tedavi etme.
Bawır, < T. bağır (ED, 317a) (is.) Canlıların göğüs
kısmı. *Jürek-bawrı, ökpe bawır: İnsan
ve canlıların organları, yürek-ciğeri, ciğer
göğsü.
Bawırday, < T. bağır (ED, 317a) bawır +day (sf.)
Ciğer gibi, ciğere benzer.
Bawırqurt, < T. bağır (ED, 317a) bawır+ kurt /kurd
(ED, 648a) (bir.is.) 1. İnsanların ve canlıların
bağrında görülen (uzun bir kurt sebebiyle
ortaya çıkan) bir tür hastalık. 2. Bağırda
(ciğerde) olan uzun bir kurt.
Bädik, < ? (is.) Hastaları iyileştirmek amacıyla
söylenen şiirlerin bir türü (bunu halk
tabipleri veya falcılar kullanır)
Berman qara-: < T. beri+man kara- ( ED, 645b) qara-
(bir.f.)
Hasta iyileşmeye başlamak, kötü giden
bir olay olumluya değişmeye başlamak.
Bez,
< T. béz (ED, 388a)
(is.) Vücutta bulunan ve
vücudun ihtiyaç duyduğu maddeleri
salgılayan veya gereksizleri reddeden
organ, bölüm.
Bezgek, < T. bezge:k (ED, 391b) (is.) Sıtma hastalığı.
Bezgektey, < T. bezge:k (ED, 391bezgek +tey (sf.) Sıtma
gibi, sıtma hastalığına benzer.
Bıdım-bıdım, < T. Yansıma söz (sf.) Yüzün sarkması
veya hastalıktan pütür pütür olması.
Biydäret, < Far.+Ar. bî+tahâret (sf.) eski söz. Tuvaletini
yapamama, tuvalete çıkamama, kabızlık.
Biydärman, < Far. bî+dermân (sf.) Dermansız,
halsiz, güçsüz.
Biytap, < Far. bî+tâb (sf.) Hasta, bîtap.
Biytaplan-,< Far. bî+tâb+la-n- (f.) Hastalanmak,
bîtap düşmek.
Biytaplı, < Far. bî+tâb+lı bk. Biytapşılıq.
Biytaplıq, < Far. bî+tâb+lıq bk. Biytapşılıq.
Biytapşılıq, < Far. bî+tâb+şı+lıq (is.) Hastalık,
hastalık hâli.
Böteke, < ? (is.) İnsan ve hayvanların yediklerini
sindirdikleri organ, mide.
Bötekedey, < ? böteke+ dey (sf.) Mideye benzer,
mide (işkembe) gibi.
ʿ
Karakalpak Türkçesindeki Tıp Terimleri
3
Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 13, 2012
Bronxit, < Fr. bronh (is.)Bronşit hastalığı.
Brutsellez, < İng. brucella (is.) Bruselloz, malta
humması hastalığı.
Bulaw, < T. bulğa:- (ED, 337a) bula-w (is.) < eski söz.
Hasta bir insanı terletmek yoluyla tedavi
etmek usulü.
Bulawla- , < T. bulğa:- (ED, 337a) bula-w+la- (f.)
Hastayı terletmek, terleterek şifalı otlarla
iyileştirmeye çalışmak. (bk. Bulaw)
Bulşıq: Bulşıq et, < T. *bılşı-k (is.) İnsan ve
diğer canlıların el, bacak ve diğer vücut
organlarındaki etler.
Bulşıqlı, < T. bulşıq+lı (sf.) “Bulşıq” etli,
vücudunda et olan.
Bujır: bujır-bujır,< T. Yansıma söz (sf.) 1. Pütür
pütür, pürüzlü. 2. Çiçek hastalığından kalan
iz, çiçek bozuğu.
Buwma, < T. boğ- (ED, 311b) buw-ma (is.) Hasta, iki
büklüm.
Byulleten’ , < R. byulleten’ (is.) . Hastalık raporu,
doktor raporu.
Ç
Çuma, < R. çuma (is.) Veba, taun.
D
Dastıq, < T. yastuk (TS, 4376) (is.) *Dastıq tartıp
jat-: Hastalanıp yatmak, hastalanıp yatağa
düşmek, yastık döşek yatmak.
Dawager, < Ar.+Far. devâ+ger (is.) Hastalığı
iyileştiren, şifacı.
Dawagerlik, < Ar.+Far. devâ+ger+lik (is.) Tabiplik,
deva ve şifa vericilik.
Dawala- < Ar. devâ+la- , (f.) Tedavi etmek.
Dawalı, < Ar. devâ+lı (sf.) 1. Deva görmüş, şifa
görmüş, tedavi edilmiş. 2. ağız. İyileşen,
düzelen.
Dawayı, (sf.) < Ar. devâ+î İlaç, deva, şifa.
Däri, < Far. dārū (is.) Hastalığa iyi gelen şifalı
şeyler, deva.
Däriger, < Far.+Far dārū+ger (is.) İlaç hazırlayabilen
uzman.
Därigerlik, < Far.+Far. dārū+ger+lik (is.) İlaç
hazırlama ve hastaları iyileştirme işi.
Däri-därmaq, < Far.+T. dārū + tir-mek (is.) Her türlü
ilaç ve deva verici şeyler.
Därt, < Far. derd (is.) 1. Kaygı, dert. 2. ağız. Hasta,
dertli.
Dem saldı:< Far.+ T. dem+ sal-dı (bir.f.) Hocanın,
hastaya okuyup üflemesi işi.
Depressiya, < Fr. dépression (is.) Depresyon.
Diabet, < Fr. diabète (is.) Şeker hastalığı, diyabet.
Dieta, < Fr. diète
(is.) Diyet.
Difterit, < Fr.
diphtérie (is.) Difteri hastalığı.
Dispanser, < Fr. dispensaire (is.) Dispanser, sağlık
ocağı.
Dizenteriya, < Fr.
dysenterie (is.) Dizanteri
hastalığı.
Donor, < Fr. doneur (is.) Hastaya, yaralılara kendi
kanını veren kişi, donör.
Duwaxan, < Ar.+Far. du’â+hân “okuyan” (bir.is.)
Hastaları dua yoluyla iyileştiren kişi, duahan.
E
Ekzema, < Fr. eczéma (is.) Ekzema, kaşıntı.
Em, < T. em (ED,155a) (is.) 1. Tedavi usulü, tedavi
çaresi. 2. İlaç, deva, derman.
Emboliya, < Fr. embolie (is.) Amboli.
Emle-, < T. emle- (ED, 161a) em+le- (f.) 1. Tedavi etmek,
iyileştirmek. 2. ağız. Söz ile iyileştirmek, ikna
etmek.
Emlen-, < T. emlen- (ED, 161b)em+le-n- (f.) Hastalığın
iyileşmesi için ilaç almak, tedavi olmak,
iyileşmek.
Emleniwşi, < T. emlen- (ED,161b) em+le-n-iw+şi (is.)
Tedavi olan, tedavi gören, hasta.
Emles-, < T. emleş- (ED, 161b) em+le-s- Emle- fiilinin
işteş şekli.
Emlesiwşi, < T. emleş- (ED,161b) em+le-s-iw+şi (is.)
Tedavi gören hastanın yanında durup ona
yardımcı olan kişi.
Emlet-, < T. emlet- (ED, 161a)em+le-t- Emle- fiilinin
ettirgen şekli.
F. Tokat
4
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 13, 2012
Emletiwşi, < T. emlet- (ED,161a) em+le-t-iw+şi (is.) 1.
Tedavi gören hasta. 2. Hastayı tedavi eden
kişi, tabip, hekim.
Emlewxana, < T. +Far. em+le-w+hâne (bir.is.)
Şifahane, hastane.
Emlewşi, < T. emle- (ED, 161a) em+le-w+şi (is.) Hastayı
iyileştiren kişi, doktor, hekim.
Emşek, < T. emçek (ED, 156b) em-şek (is.) Meme.
Epilepsiya, < Fr. épilepsie
(is.) Epilepsi, sara
hastalığı.
Eroziya, < Fr. érosion (is.) Vücut derisinin zarar
görmesi, yaralanması, bozulması.
Eşek jemi, < T. eşek (ED, 260a)+ yé:m (ED, 934a)+i (bir.
is.) İnsanın vücudunu kaşındırıp kızıl sivilce
(yara) yapan bir tür deri hastalığı; kızamık.
Et, < T. et (ED, 33b) (is.) İnsan ve hayvanların
kemiğine yapışık olan kısmı, et. *Eti juwla-:
Eti (vücudu) titremek; donup kalmak. Eti
qız-: Vücudu, eti ısınmak, kızmak. Eti ös-:
a) Etin şişmesi, şişmek b) ağız. Gözü şişmek,
gözüne kan dolmak. Eti şimirken-: Vücudu,
eti titremek. Etin je-:Kendi etini yemiş gibi
olmak, zayıflamak, düşmek, hastalanmak.
Etin şaq-: a) Yılan vb. hayvanlar sokmak
b) ağız. Etine, vücuduna tesir etmek, etine
çarpmak. Et qaş-: Hastalanmak, zayıflamak,
yorgun düşmek. Bulşıq et: Kolun, bacağın
etli kısmı.
Etek, < T. etek (ED, 50a) (is.) ağız. Belden aşağı
kısım, avret yeri. *Etegi kel-: Kızların ergen
olması, çocuk doğurma özelliği kazanması,
cinsiyet bezlerinin uyanmaya başlaması.
Etiologiya, < Fr. étiologie (is.) 1. Etiyoloji,
hastalıkların ortaya çıkış sebepleri ve şartları
ile ilgilenen bilim dalı. 2. Hastalık sebepleri.
F
Farmakolog, < Fr.
pharmacologue (is.) Farmakoloji
ile uğraşan, ilâçbilim uzmanı.
Farmakologiya, < Fr. pharmacologie (is.) İlâçların
organizmaya tesirlerini inceleyen bilim
dalı, farmakoloji.
Farmatsevt, < R. farmatsevt (is.) Eczacı.
Farmatsevtika, < R. farmatsevtika (is.) Eczacılık.
Farmatsevtikalıq, < R. farmatsevtika+lıq (sf.)
Eczacılıkla ilgili
Fizioterapevt, < R. < Fr.
physiothérapiste (is.)
Fizyoterapi uzmanı, fizyoterapist.
Fizioterapiya, < Fr. physiothérapie (is.) Hastalıkları
su, ışık, ısı, hava, elektrik vb. fiziksel
yöntemlerle tedavi
Flyus, < R. flyus (is.) Hasta diş yüzünden ortaya
çıkan şişlik, avurt şişmesi.
Fototerapiya, < Fr. photothérapie (is.) Işın yolu ile
hastayı tedavi etme, ışın tedavisi, fototerapi.
Ftiziatr, < R. ftiziatr (is.) Ftiziatr uzmanı.
Ftiziatriya, < R. ftiziatriya (is.) Tıbbın, ciğer
hastalıkları ve tedavisi ile meşgul olan
bölümü.
G
Gallyutsiatsiya, < Fr. hallucination (is.). Halisünasyon,
karabasan.
Gangrena, < Fr. gangrène (is.) Kangren.
Gastrit, < Fr. gastrite (is.) Gastrit hastalığı.
Gigiene, < Fr.
hygiène (is.) Temizlik, sağlığı koruma
yöntemi olan hijyen.
Ginekolog, < Fr. gynécologue (is.) Jinekolog, kadın
hastalıkları doktoru.
Ginekologiya, < Fr. gynécologie
(is.) Jinekoloji,
kadın hastalıkları ilmi.
Gipertonik, < İng. hypertonic (is.) Hipertansiyon
hastası.
Gipertoniya, < Fr.
hypertension (is.) Hipertansiyon.
Gipertoniyalıq, < Fr. gipertoniya+lıq (sf.)
Hipertansiyonla ilgili, hipertansiyona özgü.
Gipnoz, < Fr.
hypnose (is.) 1. Hipnoz, hipnozdaki
kişi veya varlığın durumu. 2. Hipnoz usulü,
uyutma metodu; sihir, büyü.
Gips, < R. gips (is.) 1. Alçı maddesi, cibs. 2. Alçı
taşı. 3. Vücudun kırılan veya çıkan bir
organını sabit tutmak için katılaştırılan bağ,
alçı.
Gipsle-, < R. gips+le- (f.) 1. Alçı ile bağlamak,
alçılamak. 2. Bir yeri alçılamak, alçı dökmek.
Karakalpak Türkçesindeki Tıp Terimleri
5
Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 13, 2012
Girtiy-, < T. gir-t-iy- (f.) Hastalık veya başka bir
sebeple gözün küçülmeye başlaması.
Glyukoza, < Fr. glycose (is.) Glikoz.
Gübirtkeyli, < T. gübirt+key+li ? (is.) Tırnağa düşen
irinli yara, tırnak yarası hastalığı.
X
Xalat, < R. xalat (is.) 1. Doktorların vb. giydiği
beyaz önlük. 2. Hastanede hastaların giydiği
gömlek.
Xana, (is.) < Far. hâne ağız. İnsanın iç organları
(yürek, ciğer vb.)
Xirurgiya, < R. hirurgiya (is.) 1. Cerrahî,
operatörlük (tıpta). 2. Hastayı ameliyat
yoluyla iyileştirme, operasyon, ameliyat.
Xirurgiyalıq, < R. hirurgiya lıq (sf.) 1. Ameliyatla
ilgili, operasyona özgü. 2. Ameliyat
sırasında kullanılan alet. 3. Ameliyat yolu
ile yapılan, ameliyatla gerçekleştirilen.
Xloroform, < Fr. chloroforme (is.) Kloroform
maddesi.
Xolera, < Fr. choléra (is.) Kolera hastalığı.
Xoletsistit, < R. xoletsistit (is.) Öd kesesinin
şişmesiyle kendisini gösteren hastalık,
kolesistit.
I
Ilañ, < T. ? (is.) Hastalık, ağrı.
Ilañla-, < T. ılañ+la- (f.) Hastalanmak, dert sahibi
olmak.
Ilañlan-,< T. ılañ+la+n- Ilañla- fiilinin dönüşlü
şekli.
Iñqıl-sıñqıl, ,< T. Yansıma söz (is.) Yatıp kalkan
hasta, sağlığı tam yerinde olmayan.
Isıtpa, < T. isit- (ED, 243a) ısıt-pa (is.) Sıtma hastalığı.
İ
İlik, < T. il- (?i:l-) (ED, 125b) il-ik (zf.) Hastalık; zarar,
ziyan.
İllet, < Ar. illa (is.) İllet, hastalık, ağrı. *İllet tap-:
Bozulmak, arıza yapmak; hastalık bulmak,
hastalanmak.
İlpilde-, < T. Yans. (f.) Hastalıktan dolayı halsiz
düşmek, dermansız kalmak.
İnvalid, < R. invalid (is.) Hasta, malûl; işe yaramaz.
İşqısta, < T. iç (ED, 17a)+ kıs(ED, 665b)-ta (zf.) Hasta,
dertli, kaygılı, üzgün.
İşqıstalıq, < T. iç (ED, 17a)+ kıs (ED, 665b)-ta+lıq (is.)
Dertli oluş, kaygılı oluş, üzgün oluş.
İyne, < T. yigne (ED, 913a) (is.) İğne.
İyt jegi:
< T. it + yé:- (ED, 869b)-g+i (bir.is.) Bir tür
hastalık, it yarası. *İyt tiy-: din. Birinin gözü
hastalanmak, gözü akmak.
J
Jaq , < T. (is.) Alt çene kemiği.
Jaqbas, < T. yaq+bas (bir. is.) Zaman zaman çıkan
ve depreşen eski hastalık.
Jaqsar-, < T. yaqşı+ar- (f.) 1. Eskisine göre daha iyi
bir durma gelmek, iyileşmek. 2. Hastalıktan
kurtulmak, iyileşmek.
Jaqsı bol-, < T. yahşı +bol- (bir.f.) Hastalıktan
iyileşmek, düzelmek.
Jatır, < T. yat- (ED, 884a) yat-ır (is.) Rahim, dölyatağı.
Jatıs, < T. yat- (ED, 884a) yat-ıs (is.) 1. Hastalık
sebebiyle yorgan döşek yatma, yatış. 2.
Hareketsizlik, hiçbir iş yapmama, yatıp
durma.
Jatqar-, < T. yat- (ED, 884a) yat-qar- (f.) 1. Hastayı
hastaneye yatırmak. 2. ağız. Yedi yaşındaki
erkek çocuğu sünnet ettirmek.
Jazıl-, < T. yaz-ıl- (f.) Hastalıktan iyileşmek,
sağalmak.
Jegi, < T. yé:- (ED, 869b) ye-g+i (is.) Vücuttaki yaygın
yara, kangren.
Jegidey, < T. yé:- (ED, 869b) ye-g+i+dey (sf.) Kangren
gibi, kangrene benzer.
Jınıs, < Ar. cins (is.) Erkek veya dişilerin cinsiyet
organı.
Jinlixana, < Ar.+Far. cinn+ hâne (bir.is.) Tımarhane,
delilerin tedavi edildiği yer.
Jötel, (is.) 1. Solunum yollarının, ciğerin
üşütülmesi sonucu oluşan hastalık. 2.
Üşütmekten dolayı sesini kaybetmiş insanın
az çok sesini çıkararak konuşması.*Kök
jötel: Ağır “jötel” (solunum yollarının
üşütülmesi) hastalığı.
ʿ
F. Tokat
6
Pamukkale University Journal of Social Sciences Institute, Number 13, 2012
Jötel-, < ? (f.) Üşütmek, solunum yollarını
üşütmek, hastalanmak.
Jötelle-, < ? jötel+le - bk. Jötel-
Dostları ilə paylaş: |