KobalamiN ( B12 VİtamiNİ)



Yüklə 67,5 Kb.
Pdf görüntüsü
tarix05.03.2017
ölçüsü67,5 Kb.
#10182

 

 

 



 

KOBALAMİN ( B12 VİTAMİNİ) 

 

Vitamin B12, ilk olarak 1948 yılında izole edildi ve pernisiyöz anemiyi durduran vitamin 



olarak tanımlandı.  B12 vitamini  kobalt içerdiği  için  parlak kırmızı  kristal  yapısındadır. B12 

vitamini, DNA sentezi, eritrosit üretimi ve miyelin kılıf sentezi gibi birçok olayda folik asitle 

birlikte çalışmaktadır. Miyelin kılıfı sinir hücrelerinin dışını sarar ve sinir hücreleri boyunca 

sinyal  iletimini  hızlandırır.  Besinlerdeki  B12  vitamininin  emilebilmesi  için  mideden 

‘intrensek faktör’ salgılanır. Bu da ince barsaktan B12 emilimini arttırır. 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



BESİN KAYNAKLARI 

 

B  12  vitamini  sadece  hayvansal  gıdalarda  bulunur.  En  zengin  kaynaklar;  karaciğer  ve 



dalaktır.  Ayrıca,  yumurta,  balık,  peynir  ve  et  de  B12  açısından  zengindir.  Vejeteryanların 

diyetine, B12 vitamini eklemesi önerilir. 

 

Besinlerin B12 Vitamini İçeriği (mikrogram/100g) 



Karaciğer 

104 


 

Yumurta 


Böbrek 


63 

 

Peynir 



1.8 

Alabalık 

 

Süzme yoğurt 



Somon balığı 

 

Levrek 



 

 



 


 

 

 



 

 

EKSİKLİK SEMPTOM ve BULGULARI 

 

Suda  çözünen  diğer  vitaminlerin  aksine  B  12  vitamini  karaciğer,  böbrek  ve  diğer 



dokularda  depolanabilmektedir.  Bu  yüzden,  B12’den  fakir  diyetle  beslenenlerde  veya 

intrensek  faktör  sentez  eksikliği  olanlarda,  5-6  yıla  kadar  B12  semptom  ve  bulguları 

gelişmeyebilir. B12 eksikliğinin klasik bulgusu pernisiyöz anemidir, ancak B12 eksikliğinde 

ilk olarak beyin ve sinir dokusu etkilenebilir. 

 

B12  eksikliğinde  sinir  hücrelerinin  fonksiyonları  bozulur.  Bu  da,  hissizlik,  ağrı  ve 



karıncalanma  hissi  veya  yanmaya  neden  olur.  Ayrıca,  zihinsel  fonksiyonlarda  bozulmaya 

neden olabilir. Bu durum,  yaşlı hastalarda Alzheimer ile karışabilir.  B12 eksikliği  yaşlılarda 

oldukça yaygındır ve bu yaş grubunda depresyonun temel nedenlerinden biridir. 

 

B12  eksikliğinde  anemi  ve  nörolojik  bulgulara  ek  olarak,  dil  kırmızı  renklidir  ve 



papillalarında silinme vardır. İshal de görülür. Bunun nedeni, ağız tabanı ve gastrointestinal 

trakt gibi hızlı bölünen bölgelerdeki hücrelerin B12 eksikliğinde bölünememesidir. Folik asit 

desteği vermek bu semptomları gizleyebilir. 

 

B12  eksikliğini  saptamak  için  en  iyi  yol;  serumda  kobalamin  miktarını  ölçmek  veya 



idrarda veya serumda metilmalonik aside bakmaktır. Ek olarak serum homosistein ölçümü de 

B12  ve  folik  asit  seviyesi  hakkında  bilgi  vermektedir.  Diğer  bir  test  olan  ‘şiling’  testi, 

intrensek  faktör  salınımında  bozukluk  olup  olmadığını  anlamak  için  kullanılmaktadır.  Bu 

testte,  ağızdan  radyoaktif  B  12  vitamini  alınmakta  ve  idrarla  atılıma  bakılmaktadır.  Düşük 

yada  normal  idrarla  atılım,  intrensek  faktör  eksikliğine  bağlı  olarak,  B12’nin  emiliminin 

bozulduğunu göstermektedir. 

 

Yaşlandıkça  B12  seviyesi  azalmaktadır.  65  yaş  üstünde  B12  eksikliği  oranı  %  3-42 



arasında  saptanmıştır.  Yaşlılarda  B12  eksikliğine  erkenden  tanı  konmalıdır.  Çünkü  kolayca 

tedavi  edilebilir  ve  eğer  tedavi  edilmesse  nörolojik  ve  zihinsel  bozukluklara  neden 

olabilmektedir. 

 

Yeni  yapılan  bir  çalışmada;  ayakta  tedavi  gören  ardışık  100  yaşlı  hasta  incelenmiştir. 



Bunların  hiçbirinde  B12  eksikliğinin  semptom  ve  bulguları  yoktu.  Bunlardan  11’inde 

kobalamin düzeyi < 148 pmol/L, 30 hastada 148-295 arasında, diğerlerinde >296 saptanmıştır. 

 

Başlangıçtaki kobalamin ölçümünden sonra, hastalar 3 ay takip ediliyor. Kobalamin seviyesi 



<  148  pmol/L  olanlar  tedavi  ediliyor  ve  kobalamin  seviyesinde  düşüş  saptanmıyor.  Daha 

yüksek  kobalamin  seviyesi  olanlarda  ise  3  ay  sonunda  ortalama  18  pmol/L  civarında  B12 

azalması saptanıyor. Kobalamin seviyesi düşük olanlardaki azalma daha fazla saptanıyor. Bu 

sonuçlara göre yaşlılarda tekrarlayan B12 ölçmek yüksek fiyat etkinlik oranına sahip. 

 

-

 



Serumda B12 (kobalamin) ölçümü 

-

 



İdrarda veya kanda metilmalonik asit ölçümü 

-

 



Homosistein ölçümü 

 

Bu üç test içinde idrarda metilmalonik asit ölçümü muhtemelen en iyisi olmaktadır. 



Çünkü  bu  test;  sensitif,  non-invaziv  ve  hastaların  uyumu  kolaydır.  B12  eksikliğini 

düzeltmek mental fonksiyonları ve hastaların yaşam kalitesini yükseltmektedir. 

 

ÖNERİLEN GÜNLÜK DOZ 

 

Grup 



mikrogram 

 



 

 

 



< 6 ay 

0.3 


6-12 ay 

0.5 


1-3 yaş 

0.7 


4-6 yaş 

7-10 yaş 



1.4 

> 11 yaş 

Hamileler 



2.2 

Emzirenler 

2.1 

 

 



 

 

FAYDALI ETKİLERİ 

 

B12  vitamini  folik  asit  gibi  metil  grubu  vericisidir.  Homosistein  metabolizmasında, 



enerji  metabolizmasında,  immün  fonksiyonlarda  ve  sinir  sisteminde  önemli  fonksiyonları 

vardır. 


 

Homosistein  hem  aterosklerozda  hem  de  osteoporozda  rol  alan  önemli  bir  bileşktir. 

Homosistein artışı kalp  krizi  için bağımsız bir risk faktörüdür. Kalp  krizi  geçirenlerin %20-

40’ında  homosistein  seviyesi  yüksektir.  Homosisteinin  zararsız  hale  dönebilmesi  için  folik 

asit,  B12  ve  B6  vitaminine  gereksinim  vardır.  Folik  asit  ancak,  yeterli  düzeyde  B12  ve  B6 

vitamini olduğu zaman, homosistein seviyesini düşürebilmektedir. Bu yüzden, bu üç vitamini 

birlikte almak en mantıklı olandır. 

 

KULLANILABİLİR FORMLARI 

 

B12  vitaminin  birkaç  formu  vardır.  En  yaygın  formu,  ‘siyanokobalamin’dir.  Ancak 



aktif  formları;  metilkobalamin  ve  adenozilkobalamindir.  Siyanokobalamin  ‘siyanid’ 

molekülünü  uzaklaştırıp,  metil  veya  adenozil  grubu  almalıdır.  Bu  yüzden,  vücutta 

metilkobalamin veya adenozilkobalamine dönüşerek emilir. Bir model çalışmasında, kanserli 

farelere metilkobalamin ve adenozil kobalamin verildiğinde yaşam süresinde uzama olurken, 

siyanokobalaminin  hiçbir  etkisi  saptanmamıştır.  Klinik  çalışmalarda  da  metilkobalaminin 

sonuçları,  siyanokobalaminden  daha  iyidir.  Metilkobalamin  seçimi  daha  mantıklı  gibi 

gözükmektedir. 

 

 



ORAL  ve  PARENTERAL  KULLANIM:  Genelde  B12’nin  parenteral  formu  tercih 

edilmektedir. Ancak uygun dozda oral B12 alımı ile, kanda yeterli miktarda kobalamin artışı 

sağlanabilmektedir. 1991 de JAMA’da çıkan makalede; pernisiyöz anemi varlığında bile, oral 

tedavi ile güvenilir ve etkili bir tedavi sağlanabildiği belirtilmiştir. 

 

Doktrolar, pernisiyöz anemi tedavisinde genelde oral formu tercih etmiyorlar. Bu konuda 



 

ön yargılar var. Oral alımın etkinliğini gösteren deliller vardır. 1948’de B12 izole edildikten 

sonra,  parenteral  formu  üretildi.  Araştırmacılar  oral  bir  form  yapmaya  çalıştılar.  İntrensek 

faktör  içeren  bir  oral  form  yapmaya  çalışıldı,  ancak  bazı  hastalarda  intrensek  faktöre  karşı 

antikor  geliştiği  için  başarılı  olunamadı.  Daha  sonra  yapılan  çalışmalar,  oral 

siyanokobalaminin,  intrensek  faktör  olmadan  difüzyon  yoluyla  düşük  ama  sabit  oranda 

emilebildiğini gösterdi. Dolayısıyla, yüksek doz verildiğinde, yeterince emilebilmektedir. 

 

İlk yapılan çalışmalarda, 300-1000µg/gün siyanokobalaminin pernisiyöz anemiyi kontrol 



edebildiği göstermiştir. Bu çalışmaların en büyüğünde, B12 eksikliği olan 64 İsveçli hasta, 

 



 

 

 



oral 1000µg/gün siyanokobalamin ile tedavi edilmiştir. 3 yıl sonunda tüm hastalarda, klinik 

düzelme ile birlikte serum ve karaciğer depolarındaki B 12 seviyesi normale gelmiştir. 

 

Oral  B12  tedavisinin  etkinliği  önceden  tahmin  edilebilir  mi?  Evet.  Önceleri  100-



250µg/gün dozundaki oral uygulamanın etkinliğinin önceden bilinemeyeceği düşünülüyordu. 

Ancak  şimdi,  böyle  düşük  dozların  etkinliğini  de  tahmin  edebiliyoruz.  Pernisiyöz  anemide 

oral siyanokobalaminin ortalama %1.2’si emilebilmektedir. Günlük devir hızı 2µ dır. Günlük 

oral  yoldan  100-250µg  alındığında,  1.2-3µg  emilecektir.  Bu  doz  da  birçok  hastaya  yeterli 

olacaktır. Bazı hastalara daha yüksek dozda gerekebilmektedir. 

 

Bir  çalışmada,  64  hasta  500µg/gün  oral  siyanokobalamin  almıştır.  En  düşük  emilim 



miktarı  1.8µg  olarak  bulundu.  Bu  değer  günlük  ihtiyaç  olan  2µg’dan  düşüktür.  Bu  yüzden 

1mg/gün  dozu  en  çok  tercih  edilen  miktardır.  1mg/gün  etkili  olmakla  birlikte  tedavinin 

başında depoları hızla doldurmak için 2mg/gün de verilebilir. 

 

Oral alınan B12 vitamini hasta uyumunda sorun oluşturur mu? Hayır. Yapılan çalışmalar 



oral  B12  vitaminine  hasta  uyumunun  çok  iyi  olduğunu  göstermiştir.  Çoğu  hasta  parenteral 

tedavi almaktansa, oral tedavi almayı tercih ediyor. 

 

Sonuç olarak sadece parenteral B12’nin klinik faydası olur düşüncesi yanlıştır. Pernisiyöz 



anemi  tedavisinde,  çoğu  tıp  kitabında;  1mg/hafta  intramuskuler  8  hafta  boyunca,daha  sonra 

ise ömür boyu 1mg/ay önerilmektedir. Oral B12 için ise; 2 mg/gün en az bir ay, daha sonra 1 

mg/gün şeklinde devamı önerilmektedir. 

 

TEMEL KULLANIMI 

 

B12 vitamini; AIDS,  yaşlılığa bağlı mental fonksiyonlarda bozulma ,astım, depresyon, 



diyabetik  nöropati,  sperm  miktarı  düşüklüğü,multipl  skleroz  ve  tinnitus  durumlarında 

kullanılmaktadır. 

 

AIDS: HIV testi pozitif hastaların %10-35’inde B12 vitamini düşük saptanmaktadır. Bunun 

nedenleri;  B12  alım  eksikliği,  emilimde  azalma  veya  antagonist  olan  ilaçların  kullanılması 

olabilir. Serum kobalamin seviyesi azaldıkça AIDS’in ilerleyişi artar ve nörolojik semptomlar 

kötüleşir. Bir çalışmada; 59 asemptomatik HIV’li hasta 2.5 yıl takip edildi. 

 

Serum  B12  seviyesi,  CD4  lenfosit  miktarı  ve  klinik  olarak  AIDS’e  ilerleyiş  ölçüldü.12 



hastada klinik ilerleyerek AIDS gelişti. Bu kötüleşen hastalara, tekrar B12 bakıldı ve hepsinde 

B12 eksikliğinin gelişmiş olduğu görüldü. Bunların CD4 hücre sayısı da azalmıştı. Bu sonuca 

göre  B12  vitamini,  HIV’in  progresyonunu  gösteren  bir  belirteç  olabilir.  B12  seviyesindeki 

azalma,  B12  emilimindeki  bozukluğa  bağlı  olarak  gelişebilir.  Bu  durumda  diğer  vitamin  ve 

minerallerin  de  yeterince  emilemediği  düşünülebilinir.  İmmün  sistem  için  beslenme  önemli 

olduğu için, beslenme bozukluğuna bağlı olarak vitamin eksikliğinde AIDS’e ilerleyiş artıyor. 

 

Ek  olarak  B12  vitamini  in  vitro  olarak  HIV  replikasyonunu  azaltabilmektedir.  HIV 



tedavisinde B 12 vitamini, umut vaat etmektedir. 

 

ALZHEIMER

 

HASTALIĞI

 

ve

 

YAŞLILARDA

 

MENTAL

 

FONKSİYONLARDA 

 

BOZULMA:  Yaşlılardaki  mental  fonksiyonlardaki  bozulmanın  çoğunun  nedeni  besinsel 

faktörlerin eksikliğidir. Ancak hekimler nadiren bu eksikliği araştırıp bulurlar. Yaşlılarda en 

sık görülen besin eksikliği, B12 ve folat eksikliğidir. Her ikisinin eksikliğinde de anemi ya da 

diğer  eksiklik  belirtileri gelişmeden mental  bozukluklar oluşabilir. Bu  yüzden B12 eksikliği 

tanısı  koymak  için  anemiyi  beklemek  yanlıştır.  Ayrıca  beyin  ve  diğer  dokularda  ciddi  B12 

eksikliği oluşmadan eritrositler etkilenmeyebilir. Yaşlılarda, mental bozukluk veya depresyon 

 



 

 

 



geliştiğinde  hekimlerin  serum  homosistein,  kobalamin  ve  eritrositteki  folat  seviyesini 

istemeleri gerekmektedir. 

 

Yeni  yapılmış  bir  çalışmada  mental  hastalık  varlığı  araştırmak  için  gelen  ardışık  296 



yaşlı hastanın, serum homosistein, kobalamin ve eritrositteki folat seviyesine bakılmıştır. B12 

veya  folik  asit  eksikliği  ile  homosistein  yüksekliği  saptananlara  vitamin  replasmanı  yapıldı. 

Çalışma sonunda hastaların kliniklerinde belirgin düzelme saptandı. 

 

Bir çalışmada, B12 eksikliğine bağlı mental bozukluğu gelişenlerin % 61’inde tedavi ile 



tam düzelme saptanmıştır. %39’unda kliniğin düzelmemesinin sebebi muhtemelen uzun süre 

B12  eksikliğine  maruz  kalınmasıdır.  Yapılan  çalışmalarda,  eksiklik  belirtileri  6  aydan  daha 

kısa  süreli  olanlarda,  tedaviye  daha  iyi  yanıt  elde  edildiği  saptanmıştır.  Bir  çalışmada; 

kobalamin  eksikliği  ve  mental  fonksiyonlarda  bozulma  semptomları  olan  18  hastaya  B12 

tedavisi  verildi.  Bunlardan  sadece  1  yıldan  daha  az  süredir  belirtileri  olanlarda  düzelme 

saptandı. 

 

Alzheimer hastalarında ciddi B12 eksikliği olabilmektedir. B12 ve folat desteği ile bazı 



hastalar tamamen iyileşmektedir. Ancak 6 aydan uzun süredir Alzheimer hastalığı olanlarda 

çok hafif bir düzelme olmaktadır. Bazı araştırmacılar, B12 eksikliğinin süresi uzadıkça destek 

tedavisine cevap vermeyen geri dönüşümsüz değişiklikler olduğunu düşünmektedir. 

 

ASTIM:  Bir  çalışmada  astımlı  çocuklara  haftalık  1  mg  intramüsküler  B12  yapıldığında, 

anlamlı düzelme olduğu olmuştur. 20 hastanın 18’inde daha az solunum çabası ve iştah, uyku 

ve genel durumda düzelme saptanmıştır. 

 

DEPRESYON:  Yaşlılarda  B12  eksikliği,  depresyona  neden  olabilir.  Altta  yatan  B12 

eksikliğini  düzeltmek,  duygu  durumunda  belirgin  düzelmeye  neden  olmaktadır.  Beyinde 

metilasyonla  görevli  anahtar  moleküllerden  birisi  tetrahidrobiobterindir  (BH4).  Bu  bileşik 

serotonin, dopamin gibi nörotransimitterin aktifleşebilmesi için mutlak gerekli bir koenzimdir. 

Tekrarlayan  depresyonu  olanlarda  BH4  eksiktir.  Bunun  da  sebebi  muhtemelen  B12 

eksikliğidir. BH4 desteği ile klinik anlamlı derecede düzelmektedir ancak hazır BH4 yoktur. 

Ancak folat ve B12, BH4 sentezini arttırabilmektedir. 

 

DİYABETİK NÖROPATİ: Diyabetik nöropati tedavisinde B12 etkilidir. Bunun nedeni tam 

olarak  bilinmiyor.  Klinik  olarak  diyabetik  nöropati,  klasik  B12  eksikliğine  oldukça 

benzemektedir.  En  iyi  sonuç  İM  uygulama  ile  alınmakta  ise  de  oral  B12  de  benzer  etki 

gösterebilir. 

 

SPERM  MİKTARINDA  DÜŞÜKLÜK:  B12  hücre  çoğalmasında  oldukça  önemli  olduğu 

için  B12  eksikliği  sperm  miktarında  ve  hareketliliğinde  azalmaya  yol  açmaktadır.  Bir 

çalışmada sperm sayısı 20 milyon/ml’den düşük olan erkeklere, 1 mg/gün B12 verildiğinde, 

hastaların %27’sinde sperm sayısı 100 milyon/ml’e yükselmiştir. Başka bir çalışmada sperm 

sayısı düşük olan erkeklerin %57’sinde 6mg/gün B12 ile sperm sayısında artış saptanmıştır. 

 

MULTIPL  SKLEROZ:  Santral  sinir  sisteminde  (SSS),  sinir  liflerinin  demiyelizasyonuna 

neden olan durumlardan en iyi bilinenleri: doğuştan B12 metabolizması bozukluğu olmak ve 

sonradan B12 eksikliği gelişmesidir. Multipl skleroz SSS’de demiyelizasyona neden olabilen 

diğer bir bozukluktur. Çalışmalarda, multipl sklerozu (MS) olanların serum, eritrosit içindeki 

ve  SSS’deki  B12  seviyelerinin  düşük  olduğu  gösterilmiştir.  MS  ile  aynı  anda  B12  eksikliği 

olması hastalığın şiddetini arttırabilir. 

 



 

 

 



Japonyadaki  bir  çalışmada,  MS  tedavisinde  B12  etkinliği  araştırılmışdır.  MS’li 

hastalarda  serum  B12  seviyesi  normal  iken,  ‘bağlı  olmayan  B12’  (ansature)  bağlama 

kapasitesinde  azalma  saptanmıştır.  Bu  eksiklik  de  B12’nin  hücre  içine  taşınmasında  soruna 

yol açmaktadır. Diğer bir deyişle, B12 ‘ye kapılar kapalı hale geliyor. Aynı çalışmada şiddetli 

MS’si  olan  6  hastaya  60  mg/gün  oral  metilkobalamin  verilmesi  ile  görsel  ve  işitsel  uyarı 

iletiminde %30 oranında düzelme saptanmıştır. Motor fonksiyonlarda ise düzelme olmamıştır. 

Bu sonuçlara göre,afferent duyu yolları B 12’den fayda görürken, efferent duyu yolları fayda 

görmüyor. Başka bir çalışmada, hidroksikobalamin MS ‘de etkisiz bulunmuştur. Dolayısıyla 

 

MS tedavisinde en başarılı olan B12 formu metilkobalamindir. 



 

TİNNİTUS: B12 vitamini, sinirsel aktivitenin dengelenmesinde görevlidirMiyelin ve hücre 

membran  proteinlerinin  metilasyonu  için  B12  zorunlu  bir  kofaktördür.  B12  eksikliğinde; 

demiyelizasyon,  aksonal  dejenerasyon  ve  nöron  ölümüne  bağlı  olarak  nörolojik  sorunlar 

oluşmaktadır. Araştırmacılar; tinnitusu olan ve işitme kaybı olan sadece işitme kaybı olan ve 

normal  işitenlerdeki  B12 seviyelerini karşılaştırmışlardır. Tinnitus  ve işitme kaybı  olanlarda 

%  47,  sadece  işitme  kaybı  olanlarda  %27  ve  normal  grupta  %19  oranında  B12  eksikliği 

saptanmıştır.  Bu  sonuçlara  göre  B12  eksikliği  ile  işitsel  bozukluklar  arasında  ilişki  vardır. 

Tinnitusta,  B12  tedavisi  bazı  faydalar  sağlamaktadır.  Kronik  tinnitusu  ve  işitme  kaybı 

olanlarda B12 seviyesine bakılması tavsiye edilmektedir. 

 

DOZ ARALIĞI 

 

Günlük alınması önerilen B12 miktarı 2µg’dır. B12 eksikliğinde önerilen oral miktar, 



2  mg/gün  bir  ay,  daha  sonra  1mg/gün’dür.  Bu  dozlar,  MS  dışındaki  diğer  durumlara  da 

uygundur. MS’de daha yüksek doz gerekmektedir. Metilkobalabin, siyanokobalaminden daha 

etkilidir. 

 

B12’ye bağlı açık bir toksisite bildirilmemiştir. 



 

 

ETKİLEŞİMLERİ 

 

Kimyasal  reaksiyonlarda  B12  vitamini,  folik  asidi  tekrar  aktive  etmekle  görevlidir. 



Sınırda  folat  eksikliği  olanlarda,  B12  eksikliği,  folat  yetmezliğine  yol  açabilir.  Yüksek  doz 

folik  asit  alımı,B12  eksikliğini  gizleyebilir.  Çünkü  folik  asit;  eritrositteki  değişikleri 

önleyebilirken, beyindeki B12 eksikliğini düzeltemez. 

 

B12  melatonin  sekresyonunu  etkilemektedir.  Yaşlılardaki  düşük  melatonin  seviyesinin 



nedeni,  B12  eksikiği  olabilir.  B12  tedavisi  melatonin  sekresyonunu  düzelterek  uyku  ritm 

bozukluklarının tedavisinde güzel bir seçenek olmaktadır. 

 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 



Yüklə 67,5 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin