Maden Terimleri Sözlüğü -a abataj



Yüklə 5,49 Mb.
səhifə49/55
tarix23.02.2017
ölçüsü5,49 Mb.
#9294
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   55

TABLA TEKTONİĞİ, —> Plaka tektoniği.

TAHKİMAT, 1) Maden ocağını teşkil eden galeri, kuyu ve üretim yerlerini mal ve can emniyeti bakımından çalışılabilinir duruma sokmak ve çalışılabilir durumda tutmak için yerine göre ağaç, demir ve beton kullanılarak yapılan takviye. 2) İksa. 3) Destek düzeni.

TAHKİMAT LAMASI, —> Bağlantı pabucu.

TAHKİMATLI AYAK İŞLETME METODU, Maden yatağının şekli, büyüklüğü, tipi ve örtü tabakası ile yan kayaçların karakteri ve madenin ekonomik işletilmesi vb. hususlar dikkate alınarak çeşitli tahkimat kullanılmak suretiyle üretim yapma sistemi. Bu metot tabii tahkimatlı ve sun’i tahkimatlı olarak iki gruba ayrılabilir. Tabii tahkimatlı işletme metotları olarak topuklu mağara, damarda gerileme, muntazam topuk bırakılan oda ve topuk metodu, sun’i tahkimatlılar da kabak direk, domuz damı, beton ayak gibi vasıtalarla tahkim edilen eğik veya dik dilimli işletme metotları, küp kasalı, ufki dilimli ters V veya piramit, dik aynalı ve başaşağı işletme metotları şeklinde bir ayrıma tabi tutulabilir.

TAHKİMAT MALZEMESİ ZAYİATI, Özellikle ayaklarda olmak üzere, yerleştirme sırasında bozulan veya göçükte kaldığı için kurtarılamayan tahkimat malzemesi.

TAHKİMAT MUKAVEMETİ, Tek maden direği veya tahkimat ünitesinin kilonewton/m2 olarak taşıyabileceği azami tavan yükü.

TAHKİMAT RANDIMANI, Uzun ayak işletme metodunda, bir işçinin bir vardiyada yaptığı tavan tahkimatı ile emniyete aldığı tavanın, metrekare olarak ifadesi.

TAHKİMAT TAKVİYESİ, Galerilerde yapılmış bağların tavan ve yan basınçlara karşı bir set hâlinde karşı koymalarını sağlamak, alına yakın bağların ateşlemelerde deforme olmalarını veya devrilmelerini önlemek için boyundurukların veya yan direklerin, galeri istikametinde yerleştirilen kiriş şeklindeki direk veya profil demirleri ile takviyesi. Ayrıca; yeraltında kuyu ve yol tahkimatlarının üst ve yan basınçlara karşı direncini arttırmak amacı ile ilâve bağlarla desteklenmesi. Arına yakın mevcut bağların, ateşlemelerde hasar görerek devrilmelerini önlemek için boyundururk veya yan direklerin kiriş şeklindeki direk (Fırça) veya profil demirlerle takviyesi.

TAHKİMAT YOĞUNLUĞU, Münferit direk veya yürüyen tahkimat kullanılacak ayaklarda 1 m2’lik tavan alanının tutulması için yerleştirilen direk veya yürüyen tahkimat sayısı. Bu sayı, tahkimat nizamına ve işletme tertibine bağlıdır. İşletme tertibinde en az ve en çok tahkimat yoğunluğu belirtilir.

TAHLİSİYE, 1) Kurtarma. 2) Can kurtarma. Kurtarma işlerinde görevli kimselere de tahlisiyeci, tahlisiye cihazları ile tahlisiye ekiplerinin hazır bulunduğu yere tahlisiye istasyonu, herhangi bir gereksinimde kullanılmak üzere tahlisiye cihazları ile donatılmış arabaya da tahlisiye (kurtarma) arabası denir.

TAHLİSİYE ARABASI, —> Tahlisiye.

TAHLİSİYE CİHAZI, Tahlisiyecinin kurtarma çalışmaları sırasında; dışarıdaki havayla solunum irtibatı olmadan 2, 4, 5 veya 7 saate kadar teneffüs edebilmesini sağlayabilecek şekilde içinde yüksek tazyikli oksijen tüpü, alkalipatron ve sun’i ciğer bulunan 16,5-18 kg ağırlığında kurtarma cihazı. Bu cihazda bulunan oksijen tüpü teneffüs için gerekli oksijeni verir, alkalipatron teneffüs edilmiş oksijen içindeki karbon dioksidi alıp geri kalanı sun’i ciğer vasıtası ile nefes alma devresine tekrar vermeye yarar.

TAHLİSİYE İSTASYONU, Maden ocakların-da meydana gelebilecek yangın, infilak vb. ocak kazalarında en kısa zamanda gerekli müdahaleyi yapmak üzere görevlendirilmiş ekiplerin bulunduğu ve hazır kurtarma cihazları ile teçhiz edilmiş yer.

TAHLİSİYECİ İŞARETLERİ, Tahlisiye-cilerin tahkikat ve kurtarma ameliyelerinde kullandıkları çeşitli darbe hareketleriyle verdikleri sesli veya ışıklı sinyaller. Karşıdan aynı işaretin tekrarı (evet) anlamına gelir.

1. Dur!                   1. Durdum!

2. İleri!

3. Geri!


2+2. İmdat. (aralıklı)

5. Her şey yolunda mı?               5. Her şey yolunda



1+2. Yardım lazım mı?     1+2. Yardım lazım!

TAHLİSİYE TAKIMI, Sondaj kuyularında arızaya uğrayan sondaj takımlarının kurtarılma-sına yarayan özel teçhizat.

TAHMİL-TAHLİYE, Yükleme-boşaltma.

TAHMİNİ MÜMKÜN REZERV, Maden arama çalışmaları ancak münferit noktalara inhisar eden, cevher kalitesi hakkında bilgilerle belirli numunelere dayanan, detay jeolojik ve metalojenik haritalarla cevherleşme uzantısı ve tekrarlanma ihtimalleri ortaya konmuş olan, emniyetli jeofizik endikasyonlar veya jeoşimik verilerle cevherleşmenin mümkün görülerek hesaplandığı rezerv sınıfı.

TAHNİT, Çürümeye karşı korumak için maden direklerine ilaç emdirilmesi.

TAKADDÜM HAKKI, Maden hakkı için ilk müracaat edene tanınan öncelik.

TAKE, Kafeslerin kuyu ağzında veya kuyu dibinde salınım yapmadan kafes tabanındaki rayın demiryolundaki ray hizasında durmasını sağlayan ve kafesin yükünü almaya yarayan mekanizma. Son zamanlarda takelerin yerini daha uyum sağlaması kolay olan geçiş köprüsü almıştır.

TAKOMETRE, 1) Optik yöntemle uzaklık ve yükseklik farkları ile düşey ve yatay açıların ölçümünde kullanılan teodolit. Âletin yapısında mevcut stadimetre çizgileri ile gözlem noktasında dik olarak tutulan mira üzerinde okunan değerlerden, âlet  noktası ile gözlem noktası arasındaki eğik uzunluk ve düşey açının da okunması ile yatay mesafe ve kot farkı bulunur. 2) Çabuk ölçer. Arazide yatay mesafe ile kot farkını direkt ölçebilen takeometreler mevcuttur.

TAKIM , 1) Kırmak, delmek, kesmek, ezmek, aşındırmak, parçalamak gibi cisimlerin yalnız mukavemetini yenmekle mihaniki bir iş gören ; kaldırmak, yükseltmek gibi mukavemetini yenmekte insan gücünün verimini arttıran yahut sadece adele kuvvetinin belirli bir noktaya veya alana teksif veya belirli bir yöne tesir ettirilmesini sağlamak hususunda el ve parmakların devamı hizmetini görerek bunların görevini tamamlayan fakat, makinalarda olduğu gibi ayrı ayrı görevleri olan birden çok parçalarla yardımcı organlardan müteşekkil bulunmayan basit seyyar araçlar. 2) Bir amacı ve işlevi gerçekleştirmek için oluşturulan insan grubu.

TAKIM DİZİSİ, Sondajda delme ameliyesini gerçekleştiren, matkaptan su başlığına kadar sıralanmış portkron, karotiyer, karotiyer başlığı, ağırlık tijleri, normal tijler, manşonlar, redüksiyonlar ve su başlığının meydana getirdiği dizi.

TAKIM KOPMASI, Aşırı dönme momenti, imalat hatası, malzeme yorulması, aşırı çekme vb. sebeplerle kuyuda bulunan sondaj takımlarının en zayıf noktadan kopması olayı.

TAKIM SIKIŞMASI, Kuyu cidarının göçmesi veya çamur özelliğinin bozulması sonucu askıda bulunan kırıntıların takım etrafında çökelmesi veya pompaj yetersizliği sebebiyle takım dizisinin kuyudadöndürelemez ve vinçle yukarı çekilemez duruma gelmesi.

TAKİLİT, Bazaltik bileşimde genç volkanik cam.

TAKLAMA, Birbirine karşı sürülen iki galeri birbirine yaklaştığı zaman yakınlığı ve istikameti kontrol bakımından kazma küpüsü veya tokmak vurmak suretiyle yapılan işaretleşme.

TAKOZ, 1) Vinçlerde fren mekanizmasında sürtünmeyi sağlayan ağaç, fiber, vb. malzemeden yapılmış parça. 2) Galeri veya ayak tahkimatında direkbaşı ile tavan arasına yatay olarak konulan ve tavandan gelen basıncı yani tavan yükünü direğe ileten ve böylece esneklik sağlayan direk parçası. 3) Ayak ve galerilerde tabandan gelen basıncı direğe ileten direk parçası.

TAKSİR, Maden ruhsat sahası alalarının maden yasasına göre küçültülmesi.

TAKVİYELİ PORTKRON, —> Portkron.

TALAŞ, Testere ile biçilen ya da rende, törpü, matkap, torna, planya gibi iş tezgahlarında işlenen bir şeyden dökülen kırıntılar.

TALİ  HAVALANDIRMA, 1) Kapalı işlet-mede ana havalandırma şebekesi dışında kalan yani normal havalandırmanın ulaşamadığı galeri, kuyu, lağım vb. yerlerin ana havalandırma ile irtibatlı olarak temiz hava tarafına kurulan ek havalandırma düzenleri ile havalandırılması. 2) İkincil havalandırma. Bu tür havalandırmada tali vantilatör (ikincil vantilatör) kullanılır. 3) Cebri havalandırma. —> Fiskete.

TALİ (ARA) KATLI AYAK İŞLETME METODU, Meyli 50½’den az olmayan hem madeni hem de taban ve tavanı sağlam, kalınlığı 15 m’ye kadar olan damarda, evvela damar içinde 60-70 m dik mesafeli ana nakliye galerileri sürüp bu galerileri damar boyunca 100 m aralıkları olan kelebelerle birleştirdikten sonra 100x75 m boyutundaki blok, ana galerilere paralel 5-10 m aralıklarla tali etajlara ayrıldıktan, taban galerisi ile ilk tali etaj arası da 15’er m aralıkla yapılan istihsal bürleri tamamlanıp üst kısmı huni haline getirildikten sonra tali galerilerin içinde yelpaze şeklinde lağım delikleri delip ateşleme yapmak suretiyle kazılan cevherin gravite ile bürlere inmesi esasına dayanan tahkimatsız işletme metodu. Bu usul, kalınlığı 15 m’den fazla olan damarlarda, ana nakliye galerileri rekup şeklinde sürülerek damar kalınlığı boyunca uygulanır. Aynı usül, panolar arasında topuk bırakmak suretiyle “tali katlı topuklu işletme metodu” olarak da yürütülebilir. Boşluklar sonra ramble edilebilir.

TALİ KATLI TOPUKLU AYAK İŞLETME METODU, —> Tali (ara) katlı ayak işletme metodu.

TALİ PERVANE, Ocaklarda ana havalandırma vantilatörüyle sağlanan hava akımı ile havalandırılması yapılamayan çalışma yerlerinin havalandırılması için kullanılan ikinci derece vantilatör. 2) —> Tali vantilatör. Tali havalandırma.

TALİ VANTİLATÖR, Ana havalandırma şebekesi ile havalandırılamayan tali yerlerin cebri havalandırılmasında, basınç elde etmek amacıyla emici, veya üfleyici olarak kullanılan, elektrik veya basınçlı hava ile çalıştırılabilen yardımcı vantilatör. Bunlar tek veya çok kademeli olabilir; ihtiyaca göre seri veya paralel olarak çalıştırılabilir. —> Tali havalandırma.

TALK, Kimyasal formülü 3MgO. 4SİO2. H2O olan, kaygan (yağlı, sabun hissi verir) beyaz-yeşil-gri renklerde, (toz halindeyken beyaz) tırnakla kolayca çizilebilen bir mineral. Talk, ateşe dayanıklı, ısı ve elektrik iletkenliği zayıf, yüksek sıcaklıkta sertleşir, katılaşır ve asitlerde bozulmaz. Bu özellikleri ile endüstride yaygın bir kullanma alanı sağlamıştır.

Ticari talklar saf veya içinde aynı parajenezde oluşan, kalsit, dolomit, kuvars, serpantin, magnetit, manyezit, klorit, tremolit, antrofillit veya krizotil bulunabilir. Lifli talkların “ Lif “ olarak ifade edilmesi, içindeki asbestiform minerallerinden ileri gelir. Seramik sanayiinde talk ve profilit ayrı ayrı veya birlikte kullanılır. Talkın seramik  sanayiinde kullanılabilmesi için homojen bir kimyasal yapıya ve pişme esnasında sabit bir küçülmeyi haiz olması gerekir ve ayrıca pişme rengi, tane iriliği ve dağılımı da önem arzeder. Boya sanayiinde yüksek tenörlü talk tercih edilir ve beyaz renkte olması, tane şekli, dağılımı ve yağ emme özelliği önem arzeder. Dolgu sanayiinde genellikle düşük kaliteli talk kullanılır ve talkların yağ emme özelliği, renk, tane şekli, boyu ve dağılımı önem arzeder.

200 mesh ve daha ince (-5 mikron maksimum) tane büyüklükleri arasında geniş bir talep ve kullanma alanı vardır.

Talkın kullanılışında gözönüne alınan özellikleri, yumuşaklığı, pürüzsüz oluşu, rengi, parlaklığı, yüksek kayganlık özelliği, rutubet içeriği, düşük oranda yağ emme özelliği, kimyasal etkinliği, erime noktası, düşük elektrik iletkenliği, yüksek dielektrik mukavemeti ve yüksek termal iletkenliğidir.

Talkın en önemli kullanım alanları, yukarıda sayılanların yanısıra çatı mâlzemesi, haşerelere karşı, lastik sanayii, plastik sanayii, kâğıt imâli, kozmetik ve ilaç sanayii, otomativ, cilâ, mürekkep ve filtre imâli alanlarıdır.

TAM ANALİZ, 1) Bir parti veya yığından alınan kömür numunesinde serbest rutubet, bünye rutubeti, alt ısı değeri, kül oranı, uçucu madde oranı ve sabit karbon oranı tayinlerinin yapılması. 2) Bir bulamaç içindeki bütün aniyon ve katiyonların saptanması.

TAM BLOK ÇALIŞMA YÖNTEMİ, Döner kepçeli kazıcının, örtükazı veya kömür dilimi içinde çalışması. —> Şekil, Blok çalışma yöntemi, Yarı blok çalışma yöntemi.

TAMBUR, 1) İçi boş silindir. 2) Tromel.

TAMBUR DEĞİRMEN, İçi boş silindirik değirmen. Bazılarının giriş ve çıkış tarafları kesik koni şeklinde olabilir. Tambur içi aşınmaya dayanıklı bir malzeme ile zırhlanabilir.

TAMBUR FİLTRE, 1) Tekne şeklindeki hazneye gelen şlamda bulunan sıvının dönen silindir şeklirdeki düzen vasıtasıyla emilmesi suretiyle, dış yüzeyine katı maddelerin yapışması ve sonra bunun üflenerek ve sıyrılarak alınması prensibi ile çalışan cihaz.

TAMBURLU KESİCİ, 1) Ayak zincirli konveyör üzerinde hareket ederek üzerinde kesici dişleri bulunan tek veya çift tamburun döndürülmesi suretiyle madeni kesip zincirli konveyörün üzerine aktaran mekanizasyon aracı. Tamburlu kesici, tambur çapı ve damar kalınlığına göre tam-veya kısmi kesme yaparak kazı yapabilir. 2) Kesici kazı makinesi.

TAM DOLGU, —> Ramble.

TAMİR , Onarma, onarım, herhangi bir kıymet biriminde oluşmuş aşınma, bozulma, eskime ve çürümelerin giderilmesi ve birimin eski haline getirilmesi için yapılan işler.

Yeraltı işletmelerinde kırılan veya bozulan tahkimatın değiştirilmesi olayı. Bu onarımı yapmak için çalışan kişilere de tamirci denir.—> Tarama .



TAMİRCİ, Yeraltı işletmelerinde bozuk bağları değiştiren usta.

TAMİRCİ EKİBİ, Yeraltı işletmelerinde bozulan tahkimatı tamir etmek için genellikle bir tamirci ustası ve bir yardımcı işçiden ibaret ekip.

TAM MEKANİZE AYAK, —> Alın mekanizasyonu. —> Mekanizasyon. Mekanize ayak.

TAM NUMUNE, Sondaj çalışmalarında planlı bir şekilde ve muntazaman her derinlikte alınan numune. —> Parça numune.

TAMANO BAKIR FLAŞ İZABE YÖNTEMİ, Bakır izabesi için geliştirilmiş ve  —> Flaş ergitme yöntemini esas alan pirometalurjik prensiplere dayanan yöntem. Tamano bakır flaş izabe fırınının, Outokumpufırınından farkı, “ settler” (dinlendirme-yerleşme) kısmında curufa daldırılmış elektrotların bulunmasıdır. Böylece curuftaki bakır miktarı azami ölçüde düşürülebilmektedir, (% 0,5 Cu civarında). Bu şekildecuruf flotasyonunun yükü azaltılmaktadır. Ayrıca fırının yanma kulesi kısaltılarak, kulede ısı kayıpları azaltılmakta ve böylece yakıt tasarrufu sağlanmaktadır. Tamano flaş izabe fırını, otokumpu fırınının daha geliştrilmiş bir şekli olmakla beraber, elde edilen mat ayrı bir konverterde işlem gördüğü için sürekli bakır izabe prosesi olarak kabul edilmemektedir.

TAMPONLU GALVANOPLASTİ, Üzeri bir fırça, bir sünger veya elektrolit soğuran bir cisimle çevrili anodun, işlem sırasında, katot yüzeyi üzerinde yer değiştirdiği —> Galvanoplasti.

TANDEM ARABA ÇEKİCİSİ, Tumba mahallinde kurulan ve ocak arabasını otomatik olarak çekebilen düzen. Arabaları millerinden kavramaya yarayan iki adet çekici pimi bulunan çift zincir, baş taraftaki birmakina ile hareket ettirilir. Pimlerden biri arabayı çekerken, diğeri çekilen arabanın altından kayarak bir sonraki arabayı milinden kavrar. —> Şekil.

TANE BÜYÜKLÜĞÜNE GÖRE TASNİF, —> Klasifikatör, Boyutuna göre ayırma.

TAPA, 1) Lağım deliklerinin patlayıcı madde ve sıkılama çamuru doldurularak sıkılanmasında kullanılan sopa. 2) Sıkılama çubuğu. 3) Tıkaç. 4) Sondaj borusu çimentolamasında, boru içinde yollanan ve iki parçadan müteşekkil, çimentonun halka boşluğa geçmesini mümkün kılan fakat geri bırakmayan özel sondaj takımı. —> Çimentolama

TAP ETMEK, Bakır işletmeciliğinde; mat veya cürufun cidardaki bir delikten dışarı alınması.

TARAK, Mermer işletmeciliğinde kullanılan, ucu dişli —> Kalem.

TARAK DUBASI, —> Tarak Gemisi.

TARAK GEMİSİ (TARAK DUBASI), Sualtı kazılarında kullanılan büyük yüzer aygıt. Sualtı kazıları, a) Kanal, akarsu ve liman yataklarının açılması ve derinleştirilmesi, b) Alçak kara parçalarının doldurularak yükseltilmesi için dolgu malzemesi ve inşaat kumu çıkarılması, ayrıca akaçlama (su toplama, drenaj) ve kanalizasyon sistemlarinin geliştirilmesi, c) Baraj, sedde, akarsu ve deniz kıyılarını denetim altına alan başka yapıların kurulması, d) Madencilikte ticari değer taşıyan sualtı çökellerinin sığ ve derin deniz madenciliği ile çıkarılması, e) Deniz canlılarının çıkarılması, amaçlarına yönelik olarak yapılır.

Tarak dubaları mekanik ve hidrolik dubalar olarak başlıca iki sınıfa ayrılır. Her iki sınıfta pek çok özel tarak dubası tipi olduğu gibi, her iki etkiden yararlanarak çalışan kombine dubalar da geliştirilmiştir. Tarak dubaları değişik türden çökelleri ve deniz dibi plaser maden yataklarını veya okyanus diplerinde teşekkül eden mangan yumruları vb. oluşumları kazıyabilecek biçimde tasarlanmış olmakla birlikte, limanlarda deniz derinliğini koruyabilmek için hafriyatı yapılan asıl mâlzemeler kum ve çamurdur.

Kepçeli tarak dubası temel olarak bir mavnaya yerleştirilmiş bir sualtı ekskavatörüdür. Başlıca farkı; kepçe, kepçe kolu ve kepçe kolunu yöneten vinç kolu tasarımlarının ve kepçenin kazı mekanizmasının daha değişik olması ve donanımın geniş bir yay çizerek çaşılabilecek şekilde mavnaya yerleştirilmiş bulunmasıdır.

Kapma kepçeli (klemşel) tarak dubalarının kepçesi, birbirine mafsallanmış taraklı iki çeneden oluşan bir kova biçimindedir.

Kova esnek tel halatların yardımıyla dibe daldırılır, çeneler kapatılır ve kepçe yukarı çekilir. Kepçeli tarak dubaları daha derinlerde de kazı yapabilir.

Kovalı tarak dubaları ise, kesintisiz bir zincir biçiminde yerleştirilmiş ve ayarlanabilir bir kolun çevresinde dönen kovalardan yararlanılarak su dibindeki malzemeyi kazarak dubaya veya mavnaya çıkarır ve getirdiği malzemeyi burada boşaltarak dibe doğru iner.

Skreyper ya da dreglayn olarak da adlandırılan çekme kepçeli tarak dubalarında, vinç kolunun ucunda kablolarla denetlenen kova, zemini sıyırarak tarar.

Hidrolik tarak dubalarında ise, merkezkaç (santrifüj) pompalardan (tulumbalardan) yararlanılır. Pompa karterindeki pervane merkezkaç etkisiyle katı, sıvı ve gaz karışımını dışarı püskürtür.

Tarak dubalarında yukarı çıkarılan malzeme sahile taşınacaksa önce mavnaya aktarılır oradan da borular yardımı ile kıyıya atık yerine veya zenginleştirme tesisine gönderilir. Eğer su tabanından çıkarılan malzeme açık denize atılacaksa tarak dubasından altı açılabilen ve römorkör vasıtasıyla çekilen mavnalara veya kendinden hareketli (zatül hareke)çamur klapelerine aktarılır. Böylece çamur, taban açılarak denize boşaltılır.

TARAKLI, 1) Mermer işletmeciliğinde taşların imalâttaki yerinde görünen yüzlerin tarakla işlenmiş hâli olup, taşların tarakla işlenmesine taraklama denir. 2) Kalemli.

TARAKLI DUBA, —> Dreç ameliyesi.

TARAKLI RAMBLE, —> Kısmi ramble.

TARAKLAMA, Mermer işletmeciliğinde, taşların tarakla işlenmesi.

TARAMA, 1) Tavan, yan veya taban basıncı sonucunda, daralan galerileri eski boyutlarına getirebilmek için veya herhangi bir galerinin boyutlarını büyütmek için yapılan genişletme işlemi. 2) Sondaj kuyularının kalibrasyonunu sağlamak için kuyu cıdarının özel matkapla (tarama matkabı, rimer) genişletilmesi ve temizlenmesi işlemi.

TARAMACI EKİBİ, 1) Ocaklarda arazi tazyikleri ve kabarma suretiyle daralmış galeri ve tabanları genişletmek için teşkil edilen ekip. Taramacı ekibi; tarama ustası, taramacı yedeği ve yeterli sayıda tarama işçisinden oluşur. 2) Taramacı.

TARAMA DELİĞİ, 1) Galeride orta deliklerin çevresinde bir veya birkaç sıra olarak delinmiş ve orta deliklerin ateşlenmesinden sonra sıra ile ateşlenen lağım delikleri. Gecikmeli kapsül kullanıldığı takdirde deliklerin ateşleme sırasına uygun kapsül kullanılır. 2) Yardımcı delik.

TARAYICI MATKAP, 1) Daha önce açılmış bir sondaj kuyusunun çapını genişletmek için kullanılan genişletme matkabı. 2) Rimer.

TASFİYE, —> Rafinasyon.

TASFİYE DÖKME DEMİRİ, Çelik elde etmek üzere tasfiye edilmesi gereken beyaz —> Dökme demir.

TASLAK, Mermer işletmeciliğinde, istenilen şekli verecek şablonlardan 1-5 cm paylı (toleranslı) olarak kabaca işlenmiş taş tomruklar.

TASMAN, 1) Madencilik faaliyetleri sebebiyle yeraltında oluşan boşluklardan dolayı, üst formasyonların oturması sonucu yeryüzünde meydana gelen çöküntü.

Bu çöküntünün tesir sahası üzerinde bulunan yapılarda hasarlar meydana gelebilir. Bina, kanal, karayolu ve demiryollarında kendini belli eden bu tür hasarlara tasman zararı denir. 2) İnhidam.

Yeryüzünde bulunan nokta tasman tesiri ile helisodial bir şekilde yer değiştirir. Bu noktanın yatay hareketine deplasman, düşey hareketine de çökme denir. —> Tasman hesabı.

TASMANDA BASINÇ, —> Tasmanda tesir açısı. Kırılma açısı.

TASMANDA ÇÖKME, —> Tasman. Tasman hesabı.

TASMANDA ÇÖKME FAKTÖRÜ, Tasman nedeniyle meydana gelecek çökmeyi hesaplamak için işletme yöntemine göre alınan faktör. Bu faktör 0,1-0,95 arasında değişir; genellikle hidrolik rambleli işletme yöntemi uygulanan yerlerde 0,1-0,3 kuru rambleli işletme yöntemi uygulanan yerlerde 0,5-0,6 olarak alınır. —> Tasman hesabı.

TASMANDA ÇÖKME MİKTARI, Yeryü-zünde meydana gelen çökmenin derinliği.  —> Tasmanda tesir açısı, Tasmanda zaman faktörü, Tasmanda çökme faktörü.

S= e.m.a.z  eşitliği ile hesaplanır.

S= Çökme miktarı, çökme derinliği (m)

             Yeraltındaki üretim alanı (m2)

e= ––––––––––––––––––––––––––––––––––

               Yerüstündeki tesir alanı (m2)

m= Damar kalınlığı (m)

a= Çökme faktörü

Hidrolik ramblede (dolguda) 0,1-0,3

Pnömatik ramblede 0,5-0,6

Göçertme yönteminde 0,75-0,95

z= Zaman faktörü: Koşullara göre değiştiğinden deneyle bulunur.



TASMANDA DEPLASMAN, —> Tasman.

TASMANDA EKSTANSİYON (Çekme), —> Tasmanda tesir açısı. Kırılma açısı.

TASMANDA KIRILMA AÇISI, Yeryüzünde maksimum ekstansiyon (çekme) ve kompresyon (basınç) görülen noktayı imalat sınırına dik düzlemin imalat sınırını kestiği nokta ile birleştiren doğrunun, bu düzlem üzerinde olup imalat sınırından geçen dik doğru ile yaptığı açı.

Maksimum ekstansiyon (çekme) ve kompresyon (basınç)ın, imalat sınırını belirleyen dikey doğruya yeryüzündeki mesafesi, örtü tabakasının cinsine göre genellikle örtü tabakası kalınlığının 0,18’i ile 0,37’si arasında olur. Bunu belirleyen kırılma açısı değeri ise; 10½-20½ civarındadır.

Tasman’ın imalat sınırına olan tesir mesafesi de, örtü tabakasının petrografik bileşimine ve tektonik strüktürüne bağlı olarak, genel olarak örtü tabakası kalınlığının 0,6’sı ile 2,43’ü arasında değişir (ortalama 0,7). Bunun açı cinsinden ifadesi ise; 20-55½ arasındadır (ortalama 35½). Derinlik arttıkça tesir ve kırılma açıları küçülür. Örta tabakası kalınlığı 50-200 m olan yerlerde tesir açısı 40½, 700-900 m olan yerlerde de 30½’den az olur.

TASMANDA KOMPRESYON (Basınç), —> Tasmanda tesir açısı. Kırılma açısı.

TASMAN ÖLÇMESİ, Bir maden sahasındaki yeraltı işletme faaliyetlerinin yer üstündeki çekme, çökme, kabarma, basınç ve kayma şeklindeki etkilerinin belli zaman aralıklarında yapılan ince nivelmanölçmeleriyle saptanması. Ölçme noktaları olarak, damar meyline veya damar doğrultusuna paralel alınan ölçme hatları üzerinde eşit aralıklarla çakılan metal kazıklar kullanılır. Ölçmeler, duruma göre, iki yılda bir veya yılda bir defa yapılır. İki ölçme arasındaki farklardan tasman miktarları hesaplanır. Ölçme noktaları olarak, bina köşeleri, çeşme olukları gibi sabit noktalar ile hassas olarak tesis edilen poligon noktaları alınır. Elde edilen neticeler bir tasman plânı üzerinde eşyükselti çizgileri ile gösterilir.


Yüklə 5,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   55




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin