YERALTI UZUNLUK ÖLÇME YÖNTEMİ, Yeraltında noktalar arası mesafelerin ölçülmesinde kullanılan yöntem. Eğimsiz yerlerde çelik şerit yere yatırılmak suretiyle; meyilli yerlerde ise, teodolitle doğrultu verilerek eğim açısı ve eğik mesafeler ölçülerek yapılan uygulama. YERALTINDA NİVELMAN YÖNTEMİ, Asma mira kullanılarak yapılan geometrik yükseklik ölçme. —> Nivo, Nokta nivelmanı. Asma miralarda geri okumalar (-), ileri okumalar (+)’dır.
YERALTINDA TEODOLİTLE YÜKSEK-LİK TAYİNİ, Yeraltında iki tavan noktası arasındaki yükseklik farkının teodolit yardımıyla bulunması. —> Teodolit, takeometre.
A- Noktası altında merkezlendirilen teodolit ile B-Noktasına asılan şakülü’ün üstüne gözleme yapılarak (j) açısı, ayrıca (b) âlet boyu ve (T) şakül boyu ve (D) eğik uzaklık değerleri ölçülür. Aşağıda eşitliklerden Dh- Yükseklik farkı hesaplanır.
B- YERALTINDA YÜKSEKLİK TAYİNİ, Yeraltında teodolit kullanılarak ve eğik veya yatay gözlemler yapılarak uygulanan yöntem.
YERİNDE ÇÖZELTİ MADENCİLİĞİ, —> Liçing, Liç.
YERİNDE (İN-SİTU) LİÇ, Terkedilmiş madenlerden veya düşük tenörlü oksitli cevher yataklarından sülfürik asitli liç solüsyonu yardımı ile bakır kazanma yöntemi. —> Bakır liçi. Bu yöntemin uygulanması için cevherin gözenekli, kırıklı olması, buna karşılık yan taşın geçirgen olmaması, bu yöntemin uygulanabil-mesi için ön şartlardandır.—> Yerinde liç uygulaması.
Yerinde liç konusunda yapılan çalışmaların en ilginci, 1967 yılında Kennecott Copper Korp un ABD Atomik enerji komisyonuna Safford, Arizona civarındaki düşük tenörlü bakır cevherlerini, önce yeraltında patlatılacak nükleer patlayıcı madde (nükleer bomba yani atombombası) ile parçalayıp kırmak ve bunu takiben yerinde liç etmek yolunda tekliftir.
Bu tip projeler üzerinde yoğun çalışmalar yapılmakla beraber, radyoaktivitenin yeraltı sularına ve genel olarak ortama etkisi anlaşıldıktan sonra, uygulamaya geçmek mümkün olabilecektir. ABD’de petrol yataklarından klasik usulle yapılan üretimin sonunda petrol yatağında üretilmeyen rezervi yeniden üretime almak için üretim kuyusuna petrol yatağı seviyesine nükleer patlayıcı madde yerleştirip patlatmak suretiyle orada meydana gelecek şokun tazyiği sonucu arazideki petrolün patlama yerindeki boşluğa sızması sağlanmak suretiyle petrol yatağından daha fazla üretim yapma yoluna da gidilmiştir.
Ayrıca, madencilikte yeraltında açılacak boşlukların da nükleer patlayıcı madde kullanarak açılması; onun verdiği ısı ve basıncın hem boşluğun açılması ve hem de boşluğun cidarındaki katmanların eriyip soğuması suretiyle, boşluk cidarının kendiliğinden tahkimi yönünde denemeler de olmuştur.
YERİNDE LİÇ UYGULAMASI, Düşük tenörlü cevherlerin özel sondaj kuyularından yapılan enjeksiyon ile yerinde çözelti haline getirilmesi ve pompalarla yerüstündeki arıtım tesislerine basılarak değerlendirilmesi. Yöntemin başarısı maden yatağının derinlik, tenör ve rezerv birimlerinin uygun özellikte olmasına bağlıdır. Yerinde liç, altın, gümüş, uranyum —> Şekil, okside bakır, trona, tuz gibi sınırlı sayıda ve genellikle klasik yöntemlerle ekonomik olarak kazanılmayan düşük tenörlü maden yataklarına uygulanır.—> Liçing; Yerinde (in-situ), Liç, Bakır liçi.
YERSEL FOTOGRAMMETRİ, —> Foto-grammetri.
YERÜSTÜ DÜZENLERİ, Maden işletme-lerinde çalışmayı sağlamak veya kolaylaştırmak amacıyla, yerüstünde kurulan ana ve yardımcı tesislerin tümü.
YERÜSTÜ MADENCİLİĞİ, Madenin yeraltına girmeden kendine özgü yöntemlerle elde edilmesi. —> Açık işletme.
YERÜSTÜ PATLAYICI MADDE DEPOSU, Yerleşim yerlerinden uzak ve tek katlı olarak, patlama olduğunda uzaklara tehlikeli parçalar saçmayacak, hafif ve yanmaz malzemeyle geniş saçaklı olarak örtülü, zemininde çivi, vida, herhangi bir yarık veya çatlak bulunmayan düzgün, sızdırmaz, herhangi bir cismin çarpmasıyla kıvılcım çıkarmaz ve kolay temizlenir biçimde, çimento şap veya mozaikle kaplı, ihtiyaca göre çeşitli bölmeleri olan, pencereleri çatıya yakın yükseklikte ve güneş ışınlarının doğrudan depo içine girmesini önleyecek biçimde ve havalandırma delikleri bulunan bina. Yerüstü patlayıcı madde depoları ihtiyaca göre sürekli, geçici ve gezici olmak üzere üç ayrı şekilde yapılabilir.
Bunlar beton ve taştan sağlam duvarlı ve tavanlı üst ve yanları toprakla örtülerek veya bir yamaçta açılacak galeriyle girilmek suretiyle tünel biçiminde de yapılabilir.
Üstü toprak örtülü ve galeri tipi gömme depoların üzerlerindeki toprak kalınlığı, güvenlik uzaklıkları yönetmeliklere uygun olarak saptanır ve yapılır. Bu depoların çıkış ağızlarına ve etrafına gereğine göre toprak veya beton sütre yapılır. —> Dinamit ambarı (yeraltı) —> Şekil s.438
YEŞİL ALTIN ; 24 karatlık yani 1000 saflık olarak tanımlanan has altına yalnız gümüşün katılmasıyla elde edilen altın cinsi, —> Altın ayarı.
YEŞİMTAŞI, 1) Genellikle yeşil, bazen de beyaz, sarı veya kahverengi, olan bünyesine Fe girmesi halinde koyu yeşil rengini veren jade grubu taşlar. Koyu renklisine kloromelenit de denir; figur yapımında kullanılır ve uğur taşı olarak kabul edilir. 2) Baltataşı.
YEVMİYE, 1) Bir işçinin bir vardiya süresinde yaptığı çalışma. 2) Bir işçiye bir vardiyalık çalışma karşılığı ödenen ücret.
YEVMİYE ADEDİ, Bir yerde çalışan işçilerin belirli bir dönemde yaptıkları yevmiye sayısı. Fiili yevmiye, yıllık ücretli izin, hafta ve bayram tatili diye üç bölüm halinde izlenir. Fazla mesai yevmiyesi de tüm işçinin çalışılan günlerde normal çalışma süresinden fazla çalıştıkları zamanın saat olarak toplamları 8’e bölünmek suretiyle elde edilen yevmiye sayılarıdır. Bu yevmiyeler de fiili yevmiye sayısına ilave edilir.
YAĞ CİLA, Çoğunlukla biraz bulanık olan minerallerde olan ve yağlı bir cismin görünümünü veren cila. Bu görünüm; nefelin, kardierit ve bazı kuarslarda vardır.—> Mine-rallerin parlaklığı.
YIĞILMA AÇISI, Yığın halinde olan malzemenin heyelan yapmadan durabildiği açı değeri. Bu açı, yığını teşkil eden koni kenarının yatay düzlemle yaptığı açının ölçüm değeridir. —> Denge açısı.
YIĞMA, Dekapaj pasasının taşındığı düzlemden daha üst seviyeye doğru yapılan boşaltma işlemi.
YIĞMA LİÇ, —> Bakır liçi.
YIĞIN LİÇİ,—> Siyanür liçi ile altın üretimi.
YIKAMA, Sondaj tekniğinde matkabın ilerleyebilmesi için sondaj dibinde veya kuyu çevresinde yerinden sökülen parçacıkların dışarıya alınması için yapılan iş. Bunun için genellikle sıvı, nadiren de basınçlı hava kullanılır. —> Sirkülasyon. Lavaj.
YIKAMA EĞRİLERİ, Maden yatağında mevcut kömür veya cevherin özelliklerini ve kalitesini saptamak, kurulacak zenginleştirme tesisinin projesini hazırlamak veya çalışmakta olan lavvarın çalışma durumunu (lavvar randımanını) kontrol etmek için çizilen ve kömür veya cevherin karakterini belirleyen eğri. Yıkama eğrisini çizmek için ilk iş madenden numune alınır, ikinci iş olarak numune tartılır, tane büyüklüğüne göre tasnif edilir, üçüncü iş olarak da bunlar ayrı ayrı yüzdürülür. Beher fraksiyonun kül nisbetlerini veya tenörlerini tesbit etmek suretiyle son olarak yıkama eğrileri ile ilgili hesaplar yapılarak bu hesap sonuçlarına göre yıkama eğrileri çizilir.
YIKAMA KASASI, —> Jig.
YIKAMA RANDIMANI, Zenginleştirme tesislerinde yıkamaya verilen kömür ağırlığının (ton) yıkama tesisinden alınan konsantre cevher veya satılabilir kömüre oranı ile elde edilen değerin (%) olarak ifadesi.
YIKANMA YERİ, 1) İşçilerin vardiya başı ve sonunda elbise değiştirip hazırlandıkları yer. 2) Banyo (hamam).
YIKANMIŞ KÖMÜR, —> Lave kömür.
YILDIZ TAŞI, —> Kuars, Güntaşı.
YILIN SON GÜNÜ MEVCUDU, Yılın son gününde çalışan işçi sayısı ile yıllık ücretli izinde ve hafta tatilinde olanların tamamı.
YİTRİYUM GRUBU, —> Nadir toprak elementleri.
YOKLAMA, Bir nevi maden arama.
YOL APLİKASYONU, Topoğrafik plân üzerinde son şekli verilen yol ekseninin arazi üzerine işaretlenmesi. Yolun doğru ve kurp dönemeç içinde olan kısımları topoğrafik alet ve yöntemlerden yararlanılarak ahşap kazıklarla arazide işaretlenir. İşaretlemede ayrıca, arazi kırık noktaları, yol kenarları, şev üstü, şev dibi gibi önemli noktaların, başlangıç noktasına göre mesafeleri aplikasyon defterine ve kazıklar üzerine (0+120), (1+411) şeklinde yazılır. —> Şekil.
Yatay konumda ve farklı doğrultulardaki iki ardışık aliyman doğrultusu arasının R- yarıçaplı bir dairesel yay ile birleştirilmesi durumunda ortaya çıkan geometrinin aplikasyonu .
YOL ÇİVİSİ, —> Ray çivisi. Trifon.
YOL DEMİRİ, Ray.
YOL MAKASI, —> Makas.
YOL MARANGOZU, Demiryolu döşeyip bakımını yapan usta.
YOL MASTARI, Demiryolunda ray açıklığını ölçme ve tesbit etmeye yarayan gereç.
YOL PABUCU, —> Cebire.
YOL TERAZİSİ, Demiryolunu belirli meyilde döşemeye veya döşenmiş demiryolu raylarının eğimini ölçmeye ve kontrol etmeye yarayan gereç.
YOL TRAVERSİ, —> Travers.
YOL VERİCİ, Elektrikli makineleri çalıştırma şalteri.
YONMA, Mermer işletmeciliğinde, taşların el aletleriyle ve işçiler tarafından gerekli şekilde yontulması olup muhtemelen yontma kelimesinin değiştirilmiş ifadesi.
YONU, Mermer işletmeciliğinde, yüzleri yontulmuş taşın ifade edilmesi. El ile yontulanlara “El yonusu” denir.
YÖNLENDİRİLMİŞ SONDAJ, Sondajın özel istikamet ve ölçü aletleriyle planlı ve kontrollu olarak saptırılması.
YUMAKLAMA, Topaklama
YUMUŞAK TEL DAMAR, Mermer işletmeciliğinde, muhtelif form ve yönlerde yumuşak damar parçaları.
YUVA, Direk dibi.
YUVARLAK DAMARLI HALAT, Çelik halatı teşkil eden damarların en kesitleri yaklaşık olarak daire biçiminde olan halat.
YUVARLAK VİDA, 1) Diş uçları yuvarlatılmış vida. Keskin köşeli kesiti olan vidaların pislik, kum, toz ve pastan zarar gördükleri dikkate alınarak kirli su, vana milleri, hortum rekorları, demiryol koşum takımları gibi yerlerde kullanılır. 2) Kaytan vida.
YÜK HATTI, —> Hidrolik kesit.
YÜKLEME MAKİNESİ, 1) Paletli, lastik veya demir tekerlekli olarak imâl edilip kepçenin geriye veya yana doğru hareketi ile postayı arkasındaki veya yanındaki arabaya veya bant sistemine boşaltan iş makinesi. Bu makineler çürük arazide kazma ve yükleme işlerinde, sağlam arazide lâğım atıldıktan sonra alına çekilerek yükleme işlerinde kullanılır. 2) Kepçe. 3) Loder. 4) Açık ocakta serbest haldeki malzemeyi çalışma sahası içinde bulunan tekerlekli nakil aracına yüklemede kullanılan paletli veya lastik tekerlekli iş makinesi.
YÜKLEME SACI, Yükleme esnasında, madenin vagonlar arasına düşmesini önlemek için konulan iki ucu kıvrılmış sac parçası.
YÜKLE-TAŞI-BOŞALT TEKNİĞİ, 1) Kazılmış malzemenin, bir yükleyici vasıtası ile lastik tekerlekli ve damperli taşıma aracına yüklenip, tumba yerine taşınıp boşaltılmasının düzenlenmesi işi. 2) İngilizce kelimelerin baş harfleri olarak LHD (Load-Haul-Dump) tekniği. 3) Raysız taşıma tekniği.
YÜKLEMEDE DİAGO-NAL KAMYON KONUMU, Kamyon kasasının kademeye diyagonal konumda ve kepçe dönme yayı üzerinde bulu-nuşu. Kazıcı dönme açısı 30° ile 120° arasında değişir.—> Şekil a.
YÜKLEMEDE DİK KAM-YON KONUMU, Örtükazı kademesine dik çalışma yönteminde kamyonların kazıcının her iki tarafına veya tek tarafına dik olarak ya-naşması. Bu durumda kazıcı-nın dönme açısı 30° ile 90° arasında değişir.—> Şekil b.
YÜKLEMEDE PARALEL KAMYON KONUMU, Ör-tükazı veya kömür kademesi dışında, kademeye paralel olarak yanaşan kamyonun ring usulü hareketi. Dolan kamyonun yerini arkada bekleyen boş kamyon alır. Bu durumda kazıcının dönme açısı 90° ile 180° arasında değişir.
YÜKLEYİCİ, Yükleme makinesi, Loder.
YÜKLEYİCİ-KAMYON ÖRTÜKAZI YÖNTEMİ, Küçük kapasiteli açık işletme örtükazı işinde kullanılan pratik çalışma metodu. Verim alınabilmesi için malzemenin çok iyi lağımlanmış veya yumuşak olması gerekir. Lâstik tekerlekli yükleyicide bu durum çok daha önemlidir. Lâstiklerin kaymaması ve aşınmayı azaltmak için tekerleklerine bazen zincir veya zırh geçirilir.
YÜKLEYİCİNİN KEPÇESİNİN DOLMA FAKTÖRÜ, —> Çalışma verimi.
YÜKELEYİCİNİN YAPACAĞI İŞ MİKTARI, —> Çalışma verimi.
YÜKSEK (DÜŞEY) FIRIN, Pik demir üretiminde en çok kullanılan, üstten şarj edilen ve alttan boşaltılan dikey bir eritme fırını. Hava (veya diğer gazlar) fırın tabanına yakın yerden, alttan fırına üflenip, şarj kitlesi arasından yukarı doğru yükselir. Yukarıdan inen katı şarj maddesi ile yukarıya yükselen gazlar arasında kimyasal reaksiyonlar olur. Fırına yakıt verildiğinde, o da şarj ile birlikte üstten doldurulur. Yüksek fırınlarda yakıt olarak kok kullanılır. Fırındaki şarjın ergiyip, taban kısmındaki haznede toplanması ve alttan alınması arzu edilir. Genellikle fırının en sıcak kısmı, hava borularının bulunduğu düzeyin biraz yukarısına rastlar. Bu bölgeye ergitme zonu denir. Yüksek fırınların termik randımanları yüksektir. Yüksek fırınların en iyi örneğini demir ve çelik ergitme tesislerinde kullanılan düşey fırın teşkil eder ve ortalama 28-30 metre yüksekliktedir. Bakır, kurşun, çinko, nikel cevherlerinin ergitilmesinde 5-6 metre yükseklikteki yüksek fırınlar kullanılır. Demir-Çelik üretiminde kullanılan yüksek fırının içi ateşe ve ergiyen maddelerin etkilerine dayanabilen tuğlalarla örülmüş ve tersine kapatılmış iki kesik koni şeklindedir. İç hacmi 250-850m3 arasında olup 1m3 fırın hacmine göre 24 saatte 0,5-1,4 ton ham demir (pik) elde edilebilir.—> Yüksek fırında reaksiyon.
YÜKSEK FIRIN CÜRUFU, Şarjın içindeki yabancı elemanların fırın hararetinde buhar olmayan ve redüksiyona uğramayan oksitlerin birbirleri ile birleşmiş ve akar hale gelmiş şekli. Cürufun bileşenleri SiO2,CaO ve Al2O3 olup, CaO miktarının %50 oranını geçmemesi gerekir.—> Cüruf.
YÜKSEK FREKANS İNDÜKSİYON FIRINI, —> Direnç fırınları.
YÜKSEK FIRIN KATKI MALZEMESİ, Yüksek fırına verilen cevherdeki yabancı maddelerin kolay erimesini ve cüruf haline geçmesini sağlamak için cevhere katılan malzeme. Bu katkı maddeleri maksimum %25 civarında; bazik özellikli (kireçtaşı, dolomit, olivin, fluorit), asit özellikli (kum,çakmak taşı, aluminli silikatlar ve tuğla kırıntıları) ve diğer (manganez ve krom cevherleri ile fosforit ve kemik gibi) malzemelerden oluşur.
YÜKSEK FIRINDA KULLANILAN DEMİR CEVHERLERİ,
Manyetit (Mağnetit) Fe3O4; demir içeriği %45-70, mıknatıslı, siyah veya koyu renkli.
Hematit Fe2O3; kırmızımsı kahverenkli, Fe tenörü en fazla %70. Pul pul ve parlak yapıda olanlarına spekülarit denir.
Limonit: 2Fe2O33H2O; demir miktarı %30-50
Siderit: FeCO3, demir miktarı %25-40, içinde genellikle mangan bulunduğundan değerli cevher sayılır.
İçinde belli miktardan fazla fosfor ve kükürt içeren cevherler yüksek fırında kullanılmaz.
YÜKSEK FIRINDA REAKSİYON, Yüksek fırına demir oksidi olarak giren cevherden oksijenin ayrılması işlemi.
YÜKSEK GENİŞLEMELİ KÖPÜK, Hacmi 500-1500 misli genişleme özelliği gösteren köpük yapıcı sıvı. Bu madde, galeri, baca vb. yerlerde meydana gelen açık alevli yangınlara müdahale ile alev ve ateşin yayılmasını önlemek, söndürmek ve kısa zamanda yangın sahasının hava akımı ile irtibatını kesmek ve daimi baraj yapma imkanlarını sağlamak için kullanılır. —> Rijit köpük.
YÜKSEK GERİLİM DAĞITIM ŞEBEKESİ, —> Elektrik enerjisi dağıtım şebekeleri.
YÜKSEK ISI PERLİTİ, —> Perlit.
YÜKSEK KALİTE BAKIR, L.M.E. esaslarına göre elektrolitik bakır olarak iki kalitede muamele gören katot bakırı ve hadde ürünlerini ifade eden terim.
YÜKSEK KALİTE TİP KALAY, Rafine kalay muhtevası % 99,85 olup, ağırlığı 12 kg’dan az ve 50 kg’dan çok olmayan külçe veya kütük şeklindeki kalay.
YÜKSEK KARBONLU ÇELİK, —> Çelik.
YÜKSEK KARBONLU FERROKROM, Bünyesinde genellikle % 2-10 oranında, ortalama % 4-6 karbon (C) ihtiva eden ferrokrom. Bir ton yüksek karbonlu ferrokrom elde edebilmek için 4500-7500 kWharasında değişen elektrik enerjisine ihtiyaç vardır.
YÜKSEK TEVETTÜR, Yüksek voltaj.
YÜKSELTGENME, —> Elektroliz.
YÜREK, Vinç ile yapılan nakliyatta vinç halatının taşınacak araçla irtibatını sağlamaya yarayan ara parça. Vinç halatının ucu yürek üzerindeki yerine yerleştirildikten sonra, kelepçelerle sıkılarak halatın yüreğe emniyetli bir şekilde irtibatlanması ve böylece kafes vb. araçların koşum takımlarının halata kolayca bağlanması sağlanır. —> Halat, Halat kelepçesi.
YÜRÜME YOLU, —> Şekil, Adam yolu
YÜRÜYEN DREGLAYN, 1) Üniversal bagerlerin lastik tekerlekli, paletli veya raylı yürüme düzenine karşılık, yürüme hareketini adım atma şeklinde gerçekleştirme düzenine sahip dreglayn. 2) Adımlayandreglayn. —> Dreglayn.
YÜRÜYEN TAHKİMAT, Hidrolik ve mekanik enerji ile sıkılanan, boşaltılan ve ilerletilen tahkimat düzeni. —> Alın mekanizasyonu.
YÜZDÜRÜCÜ, Flotasyon işleminde köpük teşekkülüne yardımcı olan ve köpüğün yeterince sağlamlığını sağlayan reaktiflere verilen genel ad. —> Reaktif.
YÜZEY BÜYÜTME, Kırma ve öğütme işlemleri sonucu tanelerin serbestleşerek yüzeylerinin; ergitme, çözeltme, sinterleme, briketleme, koklaştırma gibi işlemlere açık hale getirilmesi; diğer bir deyişle yüzey büyütmesi sağlanarak kimyasal olayda reaksiyon hızının arttırılması, fiziksel olayda ise (flotasyonda) yüzdürülecek veya batırılacak katı maddelerin yüzeylerine reaktiflerin etkisinin artırılması amaçlanır.
YÜZEY İŞLETMESİ, Derinliği 10 m ile 40 m arasında değişen huni şeklindeki açık işletme.
YÜZEY NİVELMANI, Nivelman aletiyle yatay ölçmesi yapılmış olan bir yüzey üzerinde, birçok noktanın yüksekliklerinin bulunup koordinatlarına göre bu noktalar plana işlendikten sonra enterpolasyonyoluyla o yüzeyin tesviye münhanili haritasının yapılması. Nivelman aleti ile yapılan yüzey nivelmanında yükseklik farklarının çok fazla olmaması lazımdır. Zira dik arazide gözleme aletinin sık sık yer değiştirmesi gerekir.
YÜZ, Mermer işletmeciliğinde taşın imalâttaki yerinde görünen en büyük yüzeyi.
YÜZLEME, Mermer işletmeciliğinde iki kesişen kenarın kalemle doğrultularak taş yüzü düzleminin belirtilmesi.
Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - Z
|
ZAMAK, —> Çinko spesifikasyonları.
ZAR TAŞI, Sert ve silisli kayaçların (granit, andezit, riyolit, trakit gibi) parke taşı olarak kullanımı için boyutlandırılmış şekli. 4x6 cm olarak boyutlandırılanlar yaya trafiğinin yoğun olduğu yerlerde 6x8cm boyutundakiler yaya ve araç trafiğinin karışık olduğu yerlerde kullanılır. 8x10 ve 10x12 cm boyutlu taşlar ise; 4x6’lıkların kullanım alanlarında uygulandığı gibi,aşırı yüklere ve asidik ortama dayanıkılıkgerektiren endüstri ortamlarında da kullanılır.
ZATÜLHAREKE ÇAMUR KLEPESİ, —> Tarak Gemisi.
ZAVİYE, —> Açı istasyonu.
ZAYIF KİREÇ, —> Kireç.
ZEBARİF, Yalancı süsler.
ZEBERCED, Olivinin saydam ve sarı veya açık yeşil renkli türü. Yeşil renklisine “Yeşil zeberced” denir. Minerolojide krizotil olarak adlandırılır. —> Alumin.
ZEFİR, —> Gökyakut.
ZENGİNLEŞTİRME, Tüvenan madenin (cevher, kömür, endüstriyel hammadde vb.) fizik ve fizikokimya prensiplerinden faydalanılarak, bileşimleri değişmeksizin pazarlanabilecek veya teknolojide kullanılabilecek bir ürün haline getirilmesi. Diğer bir ifade ile tuvönan maden; kırma, ayırma ve tasnif işlemlerine tabi tutulmak suretiyle; zengin ürün (konsantre), ara ürün (mikst) ve artık olarak ayrılır.
ZERKARİ , 1)Altın işletmeciliği. 2)Sırmacılık.
ZENGİNLEŞTİRME TESİSİ, —> Konsantratör.
ZENİT AÇISI, —> Eğim açısı.
ZEOLİT, Alkali ve toprak alkalilerin hidratlı tabii silikatlarından oluşan bir mineral grubu. Bu minerallerden başlıcaları: Klinoptilolit, filibsit, laumonit, heulandit, erionit, şabazit, mordenit, analsim, natrolit.Zeolit önemli fiziksel özellikler gösterir. Feldispatların ve diğer alumino-silikatların zeolite dönüşmesine zeolitleşme denir. İyon değiştirme, su ve gaz tutma özelliklerinden dolayı ziraatte, balıkçılıkta; su, gaz ve radyoaktif artıkların temizlenmesinde, kurutmada, güneş enerjisi ve gaz depolanmasın-da, koku kontrolunda, yapı elemanı olarak, puzzolan çimento üretiminde, iyi kalite kağıt yapımında kullanılmaktadır.
ZIMPARA , 1) Orta ile ince taneli, belirli bir istikamet göstermeyen, nadir olarak şistik veya tabakamsı görünümde, siyah, koyu gri, korund tanelerini muhtevi, önemli miktarda manyetit, nadir olarak hematit, yer yer irice taneli porfirik korund ihtiva eden kayaç. 2) Metamorf boksit. 3) Metal, tahta ve daha başka maddelerin yüzünü aşındırıp düzeltmeye va parlatmaya yarayan üstüne zımpara tozu yapıştırılmış kalın kağıt veya bez. 4) Zımpara kağıdı.
Literatürde Türk, Yunan ve Amerikan tipi olmak üzere 3 tip zımpara taşı kaydedilmiştir. Her tip zımparanın aşındırma özelliği, içindeki aluminyum okside bağlıdır. Mineralojik olarak zımpara 3 ayrı isim altında tanımlanır :
1- Mormas (gerçek) zımpara; (Korundum, manyetit veya hematit içerir) genellikle kırmızımsı - siyah renkte.
2- Spinel zımpara : Spinel (Magnezyum alimunyum oksit)+ korund (Aluminyum oksit)+ manyetit (demir oksit) içerir. (Belirgin olarak spinel içerir, korundum bulunmayabilir.)
3- Feldispatik zımpara : Bu tür, spinel zımparaya benzemekle birlikte % 30-50 oranında plajioklas (triklinal sistemde kristallenen feldispatların bir grubu) içermektedir.
Zımpara taşı çok sert olduğundan toz halinde aşındırıcı ; bileyi taşı olarak da taşları ve madenleri cilalamakta kullanılır. Ayrıca zımparadan yüksek alüminalı çimento yapımında yararlanılır. Piyasada satılan ufalayıcıların çoğu zımparadan yapılır ve bunların %3'ünü zımpara kağıdı ve bezi teşkil eder.
Türkiyede ve Yunanistan da üretilen gerçek zımparanın kaliteleri bileşimlerine göre değişir ve aşağıdaki gibidir. —> Çizelge.
ZIRHLI KONVEYÖR, —> Zincirli konveyör.
ZIRHLI TAHKİMAT, Ayaklarda alında kazı ve nakliyat için alna gelen kısmı açık, tavan- göçük kısımları çelik zırhla kaplı, 2’den 4’e kadar hidrolik direkle teçhiz edilmiş yürüme takımları bulunan; nakliyat ünitesini taşıyan kısmı bulunan ve tavan- göçük zırhları arasında ünitenin taşıma gücünü artırmak için yardımcı silindirle tavan zırhının önünde tavanı emniyete almak için mandallı uzatma sarmasıyla donatılmış tahkimat ünitesi.
ZIRNIK, Kimyasal formülü As2S olan, kirli-turuncu, sarı-turuncu veya gri-sarı, eğer demir miktarı fazla ise kirli-kırmızı renkte, çok higroskobik, havada kolayca oksitlenen, kristal yapıda, suda kolayca çözünen ve piyasada erimiş kütle, yaprak (pul), veya parça, veyahutta granüle halinde satılan bazı hallerde dokunulması tehlikeli olan, patlayabilen ve kükürt boyaları deri, viskoz, pamuklu tekstil gibi sanayi dallarında kullanılan madde.
ZİFT, 1) Katrandan ve başka organik maddelerin damıtılmasından elde edilen, az ısı ile eriyen, katı halde iken kolay kırılabilen, siyah, parlak madde. 2) Kara sakız.
ZİNCİR, Makine ve techizatta kuvvet ve hareket aktarma aracı. a= Bisiklet zinciri, b= Tahrik zinciri, c= Mafsallı zincir (Mafsallı zincirin baklaları vida ve somunlu olup, kolaylıkla ekleme yapılabilir) d= Konveyör zinciri.
ZİNCİRLE NAKLİYAT, —> Sonsuz halat ile nakliyat.
ZİNCİRLİ ANAHTAR, Genellikle birbirlerine vira edilmiş boruları ve manşonları sökmeye yarayan özel zincirle donatılmış anahtar.
ZİNCİRLİ BAGER, Bir gövde kolu üzerine zincir şeklinde birbirine bağlı veya özel bir zincir üzerine monte edilmiş kepçelerin (godelerin) hareket ettirilmesi suretiyle bagerin oturma düzleminin aşağısında kazı yapan iş makinası. Bunlar daha ziyade örtü tabakası ve maden kitlesi gevşek olan açık işletmelerde kullanılır.
ZİNCİRLİ KONVEYÖR, 1) Saç oluk içine dikine yerleştirilmiş bir lâma demiri parçasının, yani bir paletin, uçlarına takılı zincir veya zincirler tarafından hareket ettirilmesiyle, mâlzemenin sürüklenerek taşınmasını sağlayan konveyör. Bu konveyörlerde fazla aşınmaya uğrayan kısımlar, imâlat sırasında özel olarak sertleştirilip, bir zırh meydana getirildiği için bunlara zırhlı konveyör veya panzer de denir. Bu konveyörün zincir aksamı (a) yanlarda çift, (b) ortada tek ve (c) ortada çift olarak yerleştirilir. Genellikle uzun ayak sisteminde kömürün kendiliğinden veya sâbit olukta akmadığı yerlerde ve bazı hâllerde taban yollarında kullanılır. Çatalsız alınlı ayaklarda zincirli konveyör ayak ilerledikçe komple olarak alına itilerek kaydırılır. Tam mekanize ayaklarda nakliyat ünitesinin kaydırılması, yürüyen tahkimatla birlikte yapılır. 2) Zincirli oluk. Çeyn konveyör. —> Kaydırma, Fren diskli konveyör, Konveyör.
ZİNCİRLİ OLUK, Zincirli konveyör, Fren diskli konveyör.
ZÜMRÜT, Beril grubundan, sarı yeşil, mavi yeşil, hatta sarı renkli, cam parlaklığında, saydam değerli bir taş. Zümrütün fiziksel özellikleri temel olarak berilinkinin aynıdır. Işığı kırma ve saçılıma uğratma gücü çok yüksek değildir. Bu nedenle de taş fazlaca parıldamaz. Taşa asıl değerini kazandıran olağanüstü renginin, içerdiği az miktardaki kromdan kaynaklandığı sanılmaktadır. İyice ısıtıldığında taş rengini kaybeder.
Dostları ilə paylaş: |