Microsoft Word 08-ozkul-osman doc



Yüklə 409,33 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə21/24
tarix02.01.2022
ölçüsü409,33 Kb.
#40824
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   24
acarindex-1423873173

biligGüz / 2009, Sayı 51 

 

166 



barışması için baskı uygulamaktadırlar (http: //www.asam.org.tr/ 12 Temmuz 

2007). 


Bu noktada mevcut duruma bakacak olursak; 1988 yılından itibaren göçmen 

durumuna düşürülen yaklaşık 1 milyon Azerbaycan Türkü çok ağır  şartlar 

altında yaşamlarını sürdürmektedirler. Çeşitli ülkeler ile yerel ve uluslararası 

yardım kuruluşlarından alınan yardımlar ile yaşamlarını sürdürmeye çalışan 

göçmenlerin geleceğe umutla bakabilmeleri için Azerbaycan Devleti, bölgesel 

ve uluslararası güçler tarafından atılmış adımlar yetersiz kalmaktadır.  

Azerbaycan’ın ve haliyle göçmenlerin en büyük umutları Türkiye’dir. Ancak 

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik ve özellikle reel-politik şartlar 

Türkiye’nin Azerbaycan göçmenleri ile yeterince ilgilenmesine olanak tanı-

mamaktadır. Çünkü Türkiye’nin genelde Kafkasya ve daha özelde Ermenis-

tan, Gürcistan ve Azerbaycan gibi ülkelerle ilgili politikaları, hem Rusya hem 

A.B.D. hatta Avrupa Birliği tarafından dolaylı ekonomik, politik ve terörist 

hareketler aracılığıyla baskı altında tutmaktadırlar. Bu faktörler de göz önüne 

alındığında, Türkiye’nin ancak mevcut şartların içerisinde yapılabileceklerin 

en iyisinin yapıldığını söylemek de pek mümkün değildir. Bu konuda yapıl-

ması gerekenler ile yapılabilenler karşılaştırıldığında, mutlaka politik ve pro-

paganda araçlarının yeterli olarak kullanıldığını söylemek zordur. 

Azerbaycan bağımsızlığın ilk yıllarını sancılı geçirmiş birçok dış tehdit, iç istik-

rarsızlık ve ekonomik zorluklarla mücadele etmek durumunda kalmıştır. An-

cak bağımsızlıktan sonra on yedi yıldan fazla geçmiştir. Azerbaycan özellikle 

yapmış olduğu petrol ve doğal gaz anlaşmaları ile ekonomik sorunlarını çöz-

me yoluna girmiştir. Azerbaycan halkının sıradan kesimleri gibi göçmenler de 

umutlarını petrolden gelecek olan gelire bağlamışlardır. Zira yaşanan bu 

umutlarda petrol geliri ile hem güçlü bir ordu kurularak topraklar işgalden 

kurtarılacak ve hem de göçmenlere olan devlet yardımı artacaktır. Ancak 

halkın bu umutları da giderek tükenmektedir. Zira elde edilecek gelirlerin 

halkın bu kesimlerine yansıtılmayacağı endişeleri gittikçe güçlenmektedir. 

Yani bu süreçte Azerbaycan’ın kendi ülkesi içindeki demokrasiyi geliştirmesi 

ve gelir dengesizliği ve insan hakları ile ilgili problemleri de çözmesi önemli 

bir aşama olacaktır.  

Her  şeye rağmen bu gün Azerbaycan ve Ermenistan için Dağlık Karabağ 

sorununun çözümü doğrultusunda en uygun yöntem, barışçıl yöntemlerdir. 

Onun içindir ki, bu sorunun çözülmesi için yapılabilecek her türlü diplomatik 

girişimler uygulanmaya konmalıdır. En son çare olarak tabii ki, savaşa baş-

vurulması kaçınılmaz olabilir. Çünkü Dağlık Karabağ ve bunun sonucu ola-

rak ortaya çıkan bir milyon mülteci gibi sorunları bulunan bir ülkenin geliş-

mesi mümkün değildir. Azerbaycan’ın dünyanın uygar ve gelişmiş devletlera-



Özkul, Vermez, Dağlık Karabağ Göçmenlerinin Sosyo-Ekonomik Sorunları

 

 

167 



rasında yer almasını engelleyen iki sorunun, yani Dağlık Karabağ ve ekono-

mik sorunların mümkün olan en kısa zamanda çözülmesi gerekmektedir.  

Mültecilerin ve mecburi göçmenlerin evlerine dönebilme umutları her geçen 

gün biraz daha azalırken, artık on yedi yılı çoktan aşmış olan bu zaman dilimi 

içerisinde göçmenlere yardım eden yerel ve uluslararası yardım kuruluşları-

nın da sayısında giderek bir azalma görülmektedir. Azerbaycan halkının her 

ferdi gibi göçmenlerin de en büyük dileği; Ermenistan tarafından işgal edil-

miş topraklarının kendilerine verilmesi ve en temel insan haklarından olan; 

“kendi evleri ile kendi yurtlarında yaşama” haklarının geri iade edilmesidir.  

Dış yardımların giderek azaldığı ve umutların giderek tükendiği bir ortamda 

20 yüzyıldan 21. Yüzyıla miras kalan bir insanlık dramı yaşayan Azerbaycan 

Türklerine yardım elini uzatmak Azerbaycan hükümetinin vatandaşlarına 

olan tabii vazifesi, uluslararası kurumların insanlık adına olan borcu, Türkiye 

Cumhuriyeti devletinin tarihi bir sorumluluğu ve Türk milletinin ise bir kar-

deşlik görevidir. 


Yüklə 409,33 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   16   17   18   19   20   21   22   23   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin