4
GİRİŞ VE AMAÇ
Preeklampsi insidansı ırk, bölge ve ülkelere göre değişmekle beraber,
gebeliklerin yaklaşık %7-10’u civarındadır(66,67).
Preeklampsi anne ve bebek için ciddi morbidite ve mortalitenin eşlik ettiği
bir antitedir. Gelişmiş ülkelerde maternal mortalitede belirgin düşüşe rağmen
preeklampsi hala gebelik sırasındaki ölümlerin en sık nedenlerinden biri olmaya
devam etmektedir. Gebeliğe bağlı hipertansiyon kanama ve enfeksiyonla birlikte
maternal morbidite ve mortalitenin en sık rastlanan üç nedeninden biridir (6).
Ülkemizde anne ölümlerinin en önde gelen nedeni preeklampsidir (7). Morbidite
ve mortaliteyi azaltmak için sıklıkla gebeliğin sonlandırılması gerekir (64,65).
Preeklampsi primipar gebeliklerin %6` sında oluşurken esansiyel
hipertansiyonlu veya böbrek hastalarında bu oran % 30’ lara kadar
ulaşmaktadır(63,109).
*Vazospazma bağlı uteroplasental yetersizlik fetus hayatını;
*Eklampsi nöbetleri sırasında gelişen kardiovasküler, renal, pulmoner,
serebral komplikasyonlar anne hayatını tehlikeye sokar.
Hellp Sendromu ağır preeklampsi ve eklampsili hastaların %5-10’ unda
laboratuvar sonuçları ile kanıtlanan hemoliz (H), yükselmiş karaciğer enzimleri
(EL) ve düşük trombosit sayısı (LP) ile karakterize, ilk defa Weinstein tarafından
tanımlanmış bir sendromdur. Trombosit sayısı 100.000/mm3’ ün altındadır (11).
Hellp Sendromu ile preeklampsi arasında yakın bir ilişki bulunsa da bu
sendromun %16’ sında hipertansiyon hafif, %15’ inde ise hipertansiyon eşlik
etmeyebilir( 68).
5
Hellp Sendromunda maternal dexametazon uygulaması (doğum sonrası 12
saat ara ile 10 mg, ertesi gün 12 saat ara ile iki defa 5
mg olmak üzere toplam
30 mg) nın iyileştirmeyi hızlandırdığı ifade edilmiştir( 69).
Erken teşhis ve gereken önlemlerin alınması preeklampsinin seyrini
hafifletmekte, eklampsi nöbetlerini büyük ölçüde önlemekte ve dolayısıyla
maternal-fetal morbidite mortalite riskini azaltmaktadır(6).
Araştırmanın amacı HELLP(hemoliz,yükselmiş karaciğer enzimleri,düşük
trombosit sayısı) sendromu ve ağır preeklampsi olgularında maternal ve
perinatal sonuçların karşılaştırılmasıdır.
6
GENEL BİLGİLER
Hipertansiyon tanısı, Korotkoff faz V diyastolik sesi saptamada kullanıldığı
zaman, kan basıncının 140/90 ya da daha yüksek bulunması ya
da ortalama
arterial kan basıncının 105 mmHg ve üzerinde saptanması ile konur.
Gebelikte tespit edilen hipertansiyon etyolojik olarak tamamen farklı iki
gruba ayrılır. Birincisi gebeliğin neden olduğu, gebelikte ortaya çıkıp, doğum ile
geriye dönen "Gebeliğin oluşturduğu hipertansiyon", ikincisi ise herhangi bir
nedene bağlı olarak gebelikten önce de mevcut olan ve gebeliğe eşlik eden
"Kronik hipertansiyon" dur. Kronik hipertansiyonda mevcut hipertansiyonun
tedavisi ön planda iken, gebeliğin oluşturduğu hipertansiyon grubunda kan
basıncı yüksekliğinin önemi altta yatan patolojinin bir göstergesi olmasıdır.
Gebeliğin neden olduğu hipertansiyon genellikle gebeliğin 20. haftasından
sonra ortaya çıkmaktadır. İstisna olarak trofoblastik hastalık
ve çoğul gebelik
durumunda 20. haftadan önce ortaya çıkar.
Dostları ilə paylaş: