II INTERNATIONAL SCIENTIFIC CONFERENCE OF YOUNG RESEARCHERS
649
Qafqaz University
18-19 April 2014, Baku, Azerbaijan
Performans değerlendirmenin en yaygın kullanımı; çalışanların yükseltilmesi, görevlerinin yeniden tanımlanması, üst
görevlere hazırlanması, ücretlendirilmesi ve ya işten çıkarılması gibi yönetsel kararların alınması ile ilgili
olmaktadır.Performans değerlendirmelerden elde edilen bilgiler, bireysel ve kurumsal düzeyde eğitim ve geliştirme
ihtiyaçları konusuna da ışık tutmakdadır.Performans değerlendirme bir çalışanın güçlü ve zaıf olduğu yönlerini ortaya
şıkarması nedeniyle o çalışanın eğitme ve gelişme açıklarının belirlenmesinde ve uradan yola çıkarak, organizasyonun genel
anlamda eğitim ve geliştirme politikalarının saptanmasında kullanıla bilir.
Performans değerlndirmenin amacı; organizasyondaki çalışanların iyiden kötüye doğru sıralanması değil, örgütsel
amaçların astlar tarafından öncelikle anlaşılma ve benimsenme derecesinin ortaya çıkarılması, amaçların her kes tarafından
asgari seviyyede yerine getirilmesinin temin edilmesi ve herkesin mutlu olduğu dinamik çalışma ortamının sürekli
muhafaza edilmesidir.Bu işleri gerçekleştirirken performansı geliştirkmek ve beklenenleri veremeyen çalışanların gelişmeye
ihtiyac duydukları alanları ortaya ıkarmak temel hedefler arasında yer alır.
Performans değerlendirme sisteminin kurula bilmesi için öncelikle belirli bir sürecin başlatılması ve ön çalışmaların
yapılması gerekir.Burada değerlemenin kimlere uyğulanacağı, kimler tarafından uygulanacağı, değerleme periodlarının ne
olacağı, ne zaman gerçekleştirileceği, hangi değerleme yönteminin seçileceği gibi konuların açık ve anlaşılır biçimde
belirlenmesi söz konusudur.
Performans değerlendirilmesinde izlenen politika ve uygulanan yöntemlerin ne ölçüde başarıya ulaşdığını ölçmek için
son aşamada sonuçların kontrol edilmesi gerekir.Beklenen etkinlik sağlanmamışsa uygulanan yöntem kökünden
değiştirilebilir ya da işletme ihtiyaçlarına uygun yönde geliştirilebilir.Etkinliğin ölçülmesinde en geçerli ölçüt, işgörenlerin
uygulamaya gösterdikleri ilgi ya da tepki ile anlaşılır.Şayet geniş kesimlerin tepkisini çeken bir değerleme yöntemi
seçilmişse ya da yöneticilerin seçilen yöntemi sert ve katı bir otorite anlayışı ile uygulaması söz konusu ise böyle bir
değerleme çalışmasının başarılı olması beklenmez.Daha kötüsü böyle bir uyğulama işgöten ve yönetici çatışmasına ve
gereksiz sürtüşmelere yol açabilir.Bu nedenle, performans değerlenmesinin çok duyarlı bir konu olduğu göz pnünde
bulundurulmslı, değerleme yönteminin seçiminden uygulanmasına kadar son derece titiz davranılmalı, elde edilen sonuçlar
yakından denetlenmeli, uygulanan yöntemde aksamalar varsa bunları zamanında giderici etkili önlemler alınmalı ve her
şeyden önemlisi değerlenmenin bir cezalandırma aracı değil, tersine işgörenlerin eksk yönlerini tamamlayıcı, onların
yetişme ve yükselmelerine yardımcı bir teknik olarak algılanması sağlanmalıdır.
Işgörenlere ilişkin yapılan değerlemenin ne ölçüdü sağlıklı ve tuutarlı olduğunu denetlemek amacıyla Gos eğrisi ve
Halo etkisi olmak üzere iki yöntemden yararlanıla bilir.
Gos eğrisi
İşgörenler üzerinde yapılan değerlendirmelerin denetiminde kullanılan bir yöntemdir. Burada beş derece ve bunları
değerleyen yüzdeler (puan yerine) vardır. Bu derecelerin taşıdığı anlam açıktır. Sözgelimi III derecede bulunan işgören işine
uyum sağlayan, bilgi, yetenek ve kişiliği ile göz dolduran bir kişidir. I. derecede yer alan işgörenin işin gereklerine yetersiz
kaldığı görülüyor. Bu durumda işine son vermek ya da eğitmek sözkonusu olabilmektedir. V derecede yer alan işgören ise,
işin gereklerinin çok üstünde yeteneklere sahip olmasına karşın uyumsuzluk nedeniyle verimli kullanılmadığı
görülmektedir. Genel çizgileriyle yapılan işgören değerlendirmesinde bu gos eğrisine yakın sonuçlar elde edilmezse (ki
sonuçların %50’si normal düzeyde gösteriliyor) o zaman işgören değerlendirmesini kuşkuyla karşılamak gerekmektedir.
Halo etkisi
Halo etkisi, yöneticilerin, işgörenleri belirli bir alanındaki mükemmelliklerine bakarak, diğer alanlarda da olduğundan
daha yüksek değerlendirilmeleridir. Bu durumun tersi de sözkonusudur. Belirli bir alanda başarısız olan işgören, diğer
alanlarda da başarısız değerlendirilebilmektedir. Bu şekilde, işgörenin başarısız olan yönünün ön plana çıkması durumuna
“boynuz etkisi” denir. Bu tür hatalar işgörenlerin gelişimini büyük ölçüde olumsuz olarak etkilemektedir.
Değerlendiricilerin halo etkisinde kalmalarının çeşitli nedenleri vardır. Bunlardan birisi, değerlendiricilerin ilk izlenimin
etkisinde kalarak hatalı değerlendirme yapma eğilimidir. İlk karşılasmada kişi değerlendirmeyi yapan kişiyi olumlu ya da
olumsuz olarak etkileyerek, değerlendirmenin sonucunu kendi lehine veya aleyhine etkileyebilecektir. Halo etkisine yol
açan bir diğer neden ise, değerlendiricilerin işgörenlerin performanslarının bir yönünün olağanüstü iyi veya olağanüstü kötü
olması ve değerlendirmeyi de bu doğrultuda yapmalarıdır. Bu tür hataların önlenmesi ya da azaltılması yönünde pek çok
öneri geliştirilmiştir. Özellikle bu hatayı bilinçli olarak yapmadığı varsayımından hareket edildiğinde, verilecek eğitimler
yolu ile değerlendiricilerin bilinçlenebileceği ve bu tür hataları yapmaktan kaçınacağı ifade edilmektedir. Ayrıca bazı
performans değerlendirme sistemlerinde verilen puanlar ya da yapılan değerlendirmeleri destekleyici, kişinin performansına
ilişkin örnek ve olayların belirtilmesi istenerek, değerlendirme hataları önlenmeye çalışılmaktadır.
Dostları ilə paylaş: |