MüMİn sekman, Kişisel gelişim ve


Olumsuz iç konuşmayı yönetmek



Yüklə 1,62 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə48/114
tarix09.05.2022
ölçüsü1,62 Mb.
#56943
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   114
2 5204350642956535162

Olumsuz iç konuşmayı yönetmek
Öğrenilmiş  çaresizlik  en  çok  kendi  kendimizle  kurduğumuz  iç 
iletişime  (iç  konuşma)  bağlıdır.  Her  insan  kendi  kendisiyle  konu­
şur.  Bu  yolla  başına  gelenleri  yorumlar.  Mesela,  "Kendi  kendime 
dedim  ki,"  derken  bir  iç  konuşmamızdan  alıntı  yaparız.  Şu  anda 
içinizden,  "Ben  deli  miyim  ki,  kendi  kendime  konuşayım,"  diyorsa­
nız,  üzgünüm  ama  yakalandınız,  işte  bu  bir  iç  konuşma!  Şimdi 
de,  içinizden,  "Güzel  espriydi,"  dediyseniz  bu  da  bir  iç  konuşma! 
İçinizden,  "Bak,  gene  bildi!"  dediyseniz  bu  da  bir  iç  konuşma! 
"Bakalım  bunu  daha  nereye  kadar  uzatabilecek?"  diye  düşündüyse­
niz  bu  da  bir  iç  konuşma!  Şu  anda  iç  konuşma  yoluyla  düşünü­
yor, size yaptığım 'akıl okuma' şakasını yorumluyorsunuz.
Sokrat,  "Düşünmek,  ruhun  kendi  kendisiyle  konuşmasıdır,"  der. 
İç  konuşmalarımızla  kendimizi  motive  edip  güçlendirebileceği- 
miz  gibi,  zihnimizde  çaresizliğin  örümcek  ağlarını  da  örebiliriz. 
Araştırmalara  göre  aklımızdan  günde  ortalama  60.000  ile  80.000  ara­
57


sında  düşünce  geçmektedir.  Başka  bir  araştırmada  iç  konuşmaları­
mızın  %  75'inin  kötümser,  üzüntü  verici,  güçsüzleştirici  olduğu 
bulunmuştur.  Bunun  anlamı,  içimizden  konuşuruz  ama  bir  derdimiz 
olduğunda!
Aynı  olayları  yaşayan  kişilerden  öğrenilmiş  çaresizliğe  yatkın 
olanların  hemen  olumsuz  sonuçlara  teslim  olduğu,  diğer  bir  grubun 
ise  aynı  şartlarda  ve  aynı  sayıda  başarısızlığa  rağmen  direnmeye, 
denemeye  devam  ettiği  gözlenmiştir.  Farkı  yaratan  iç  konuşmala­
rıdır.  Peki  iç  konuşmalar  arasmdaki  farkı  yaratan  faktör  nedir? 
Kişilik, geçmiş deneyimler, anlık psikoloji, beklentiler, vs.
İç  konuşmayı  yönetmek  için  birkaç  teknik  anlatmak  istiyo­
rum.
1.  Bir  düşünceyi  içinizden  beşten  fazla  tekrarladığınızda  beyin 
onu  gerçek  olarak  algılar.  Kendinize  kırk  kez,  "Deliyim," 
derseniz,  gerçekten  delirebilirsiniz!  Olumsuz  iç  konuş­
maları  kafanızın  içinde  çok  tekrarlamayın.  Kendinizle 
konuşmanıza  engel  olamıyorsanız  gidip  başkalarıyla, 
konuyla  ilgisiz  şeyler  konuşabilirsiniz!  Dış  konuşma  yap­
tığınızda olumsuz iç konuşma yapamazsınız.
2.  Bir  düşünceyi  içinizden  çok  duygusal  bir  ses  tonuyla  söyler­
seniz,  beyin  daha  az  tekrarda,  daha  kolay  inanır.  "Ben  apta­
lım"  ya  da  "Kesin  olmayacak"  gibi  negatif  ve  sınırlayıcı 
düşüncelerinizi  'buğulu'  bir  ses  tonuyla  içinizden  çok  sık 
tekrarlamayın!  Bu  tür  cümlelerinizle  gücünüzü  bağladı­
ğınızın  farkında  olun.  Aptalsanız  bırakın  bunu  başkaları 
söylesin. Bir karar verin, kimden yanasınız?
3.  İç konuşma yaparken bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma yan­
lışına  çok  düşülür.  Arkadaşımız  randevumuza  biraz  geç 
gelince,  onu  beklerken  hemen  bunu  niye  yaptığına  dair  iç 
konuşmaya  başlarız.  Cep  telefonu  kapalıdır,  niye  geciktiği 
hakkında  bilgimiz  yoktur  ama  niye  gelmediğine  dair  fikir 
üretmede  çok  cesur  davranırız.  Bizi  önemsememesine  bağ­
larız  oysa kaza geçirmiştir ya da tersine kaza geçirdi sanı­
58


rız;  önemsemediği  için  gelmemiştir.  Zihnimizde  kendi 
kendimize  varsayımlar  kurar,  kendi  kendimize  inanırız. 
Kendi  akıl  oyunlarımıza  kanarız.  Başımıza  geleni  içimizde 
olana  göre  yorumlarız.  Bilgi  sahibi  değilseniz,  fikir  üret­
meye  çalışıp  aklınızı  boşuna  yormayın.  Uğur  Mumcu'nun 
deyişiyle, "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın."

Yüklə 1,62 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin