Diğer öğrencilere gelince, onlar
çözülemeyeceğini bildiklerin
den
'mantıklı' ve 'gerçekçi' hareket etmiş, çözmek için hiçbir şey
yapmamışlardır.
Bilgi güçtür ama bazı sınırlayıcı bilgiler insanın gücünü
içinden bağlar. Özellikle kaybedecek fazla şeyi olmayanlar için
neyin yapılamayacağını bilmemek, bazen büyük bir avantajdır. Bir
kitapta sıfırın altından gelerek zirveye çıkmış insanların öykü
lerini anlatacak olsam, adını şöyle koyardım:
Başardılar, çünkü
başaramayacaklarına henüz kimse ikna edememişti!
Başarısızların çoğunlukta olduğu bir toplumda bireylere
neyin
yapılamayacağı daha çocuklukta öğretilir. İnsanlara çok büyük
hayaller kurmaması ve
hayallerini izlemek için kurulu düzenini boz
maması öğütlenir. Bu, 'gerçekçilik' ve 'mantıklılık' adına yapılır.
Bu 'öğretilmiş' çaresizlik derslerini almayı reddeden insanlar,
neyi başaramayacaklarını bilmeden büyürler. Girişteki öyküde oldu
ğu gibi en büyük işleri de çoğu kez bunlar başarırlar.
İstatistiklere göre insanların hayatlarındaki en büyük başarıları
1-35 yaşına kadar gerçekleştirmesine şaşmamak gerek. Hayatın ilk
yarısında daha çok şey başarıyorlar, çünkü
neyi yapamayacak
larını henüz bilmiyorlar! Neyin başarılamayacağının bu kadar
ısrarla anlatılmasının mantığı nedir?
Dostları ilə paylaş: