İskelet Sistemi
Osteoartiküler komplikasyonlar hastaların %10-85’inde görülmektedir.
B. melitensis
olguların çoğundan sorumludur. Klinikte en sık artrit, spondilit, sakroileit, osteomiyelit,
Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 38 -
tenosinovit ve bursit görülür. Ağırlık binen büyük eklemlerde (örn. kalça, diz, ayak bileği)
tutulum, küçük eklemlere göre daha sık olmaktadır. Sakroileit ve spondilit en sık görülen
tutulumlardır. Spondilit genellikle yaşlı erkeklerde izlenirken, sakroiliak eklem tutulumu her
iki cinste, genç ve yaşlılarda izlenir. Spinal brusellozda en sık lumbar bölge, özellikle L4-L5
vertebra tutulumu görülür. Birden fazla vertebra tutulumu ve komşu olmayan vertebraların aynı
anda tutulumu da izlenebilir.
Osteoartiküler komplikasyonlarda radyografik bulguların uzun süre sonra ortaya
çıktığını da unutmamak gerekir.
Sinir Sistemi
Brusellozda depresyon ve dikkat kaybı sık karşılaşılan şikayetlerdir, ancak santral sinir
sisteminin direkt invazyonu olguların %5’inden azında görülür. Nörolojik komplikasyonlar
hastalığın herhangi bir safhasında gelişebilir. Nörobrusellozda izlenen klinik tablolar; menenjit,
ensefalit, meningoensefalit, miyelit, radikülonörit, beyin apsesi, epidural apse, granülom,
demiyelizan ve meningovasküler sendromları kapsar.
Kardiyovasküler ve Solunum Sistemi
Endokardit; bruselloz olgularının %2’sinden azında görülmesine rağmen, bruselloza
bağlı ölümlerin önemli kısmını oluşturur. Romatizmal kalp hastalıklarının ve
B. melitensis
enfeksiyonlarının yaygın olduğu ülkelerde endokardit olgularına daha sık rastlanmaktadır.
Hem doğal hem protez kapak enfeksiyonları bildirilmiştir. En sık aort kapak tutulumu olmakla
birlikte, mitral kapak tutulumu da bildirilmiştir. Perikardit, miyokardit, beyin, aort ve diğer
damarları içine alan mikotik anevrizmalar komplikasyon olarak gelişebilir. Derin ven trombozu,
akut brusellozda nadir bir komplikasyondur.
Brusellozda solunum sisteminin tutulumu nadir görülür. Kontamine aerozollerin
inhalasyonu veya hematojen yolla yayılım sonucu bronkopnömoni, akut solunum sıkıntısı
sendromu (ARDS), akciğer apsesi, ampiyem, plevral effüzyon, mediastinit, granülom, nodül,
hiler ve paratrakeal lenfadenopati görülebilir. Pulmoner komplikasyonlar genellikle ağır değildir
ve bruselloz tedavisi ile düzelir.
Genitoüriner Sistem
Brusellozda genitoüriner sistem tutulumu hastaların %1-20’sinde görülür. Tek taraflı
epididimoorşit en sık görülen formudur ve idrar sedimenti genellikle normaldir. İnterstisyel
nefrit, glomerulonefrit, sistit, prostatit, piyelonefrit, renal apse ve IgA nefropatisi nadiren
bildirilmiştir. Hastaların bir çoğunda genitoüriner semptomlar ve sistemik semptomlar beraber
görülür. Klinik tablo genellikle (%78) akuttur ancak subakut veya kronik olgular da (%22)
genitoüriner tutulum görülebilir.
Bruselloz, gebe hayvanlarda ikinci ve üçüncü trimestrde plasental trofoblastta çoğalır.
Hayvanların plasentasında bulunan eritritol
Brucella türlerinin kullandığı başlıca şekerdir ve
insan plasentasında bulunmaz.
Brucella türleri insan korioamniotik dokuyu gebelik sırasında
enfekte edebilir ve prematür eylem, düşük ve ölü doğuma neden olabilir. Brusellozun gebelikteki
olumsuz etkisinin diğer bakteriyel enfeksiyonlara göre daha sık olduğu tartışmalı olmakla
birlikte bruselloz tedavisi fetus açısından önemlidir.
Hematolojik Komplikasyonlar
Brusellozun seyrinde anemi (%74), lökopeni (%30-50), lökositoz (%4-15),
trombositopeni ve pıhtılaşma anormallikleri gibi hematolojik bulgular sık görülür. Pansitopeni
Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 39 -
sıklığı ise %3-21 arasında bildirilmiştir. Bu anormallikler hafif olabilir ve bruselloz tedavisi
ile düzelir.
B. melitensis’e bağlı gelişen enfeksiyonlardaki hematolojik bulgular B. abortus
ve
B. suis olgularındakilere göre daha ağırdır. Hematolojik bulgularla gelen, deri ve mukoza
kanamaları olan hastalar sıklıkla akut lökoz ile karışmaktadır.
Deri Bulguları
Deri lezyonları bruselloz olgularının %5’den azında gelişir. Bu lezyonlar döküntü,
papül, ülser, apse, eritema nodozum, peteşi, purpura ve vaskülit şeklindedir ve tedavi ile düzelir.
Kontakt dermatit, enfekte hayvanla teması olan veteriner hekimlerde daha sık rastlanır.
Göz ve Kulak Bulguları
Üveit, optik nörit, endoftalmit, episklerit, kronik iridosiklit, yuvarlak keratit ve
multifokal koroidit bruselloz hastalarında bildirilen göz tutulumlarıdır. Vitröz sıvıda
Brucella
izole edilebilir. Bruselloz üveitin nadir nedenlerindendir ve genelde geç komplikasyon olarak
gelişir. Optik nörite bağlı kalıcı görme kaybı da bildirilmiştir.
Brusellozda işitme kaybı gelişebilir. Genellikle vestibulo-kohlear sinir tutulumuna
bağlı sensorinöral işitme kaybı görülmekle birlikte mikst tip işitme kaybı görülebilir. İşitme
kaybı genellikle tedavi ile düzelir, kalıcı sağırlık nadirdir. Bunun yanında tinnitus ve vertigo da
bruselloz seyrinde sık rastlanan bulgulardır.
TANI
Bruselloz tanısı, yalnızca klinik bulgularla konulamaz. Klinik bulgularla beraber
bakteriyolojik ve serolojik testler mutlaka yapılmalıdır. Endemik bölgelerde yaşayan, ateş
hikayesi olan veya endemik bölgeye seyahat hikayesi olan hastalarda,
Brucella enfeksiyonu akla
gelmelidir. Hasta hikayesi çok iyi alınmalıdır. Hastalara bu amaçla bazı temel sorular mutlaka
sorulmalıdır; hastanın mesleği, gıda tüketimi, hayvanlarla temas hikayesi, endemik bölgelere
seyahati olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Brusellozun, ülkemizde yaygın görüldüğü ve
endemik bir hastalık olduğunu unutmamak gerekir. Uzun süreli ateş hikayesi olan veya bir
haftadan daha uzun ateş hikayesi olan, hastalarda, bruselloz araştırılmalıdır.
Brusellozlu hastalarda rutin kan değerlerinde önemli değişiklikler gözlenir, fakat bunlar
tanı koydurucu değildir. Hastalarda kan sayımı, idrar analizi, karaciğer ve böbrek fonksiyonları
ile ilgili biyokimyasal testler gözden geçirilmelidir.
Brusellozun kesin tanısı, bakterinin kandan veya diğer dokulardan izolasyonu ile konur.
Hastalardan kültür, akut safhada ve ateşli dönemde, antibiyotik verilmeden önce alınmalıdır.
Antibiyotik alan ve kültür negatifliği olan hastalarda serolojik testlerden yararlanılır. Brusellozda
kullanılan serolojik testler; Rose Bengal plak testi (RBT), Standart tüp aglütinasyon testi (SAT),
ELISA, Cooms testi, kompleman fiksasyon testleridir. Bu testlerden serolojik tanıda en yaygın
kullanılan testler; Standart tüp aglütinasyon testi, Cooms testi ve ELISA testidir. Rose Bengal
plak testi, bir tarama testidir, tanıda kullanılmaz (Tablo 4). Bu serolojik testlerden en yaygın
kullanılanı tüp aglütinasyon testidir ve serumda tek titrede ≥1/160 veya serum aglütinasyon
titresinde iki-dört kat artış anlamlıdır. Seruma 2-merkaptoetanol ilave edilerek sadece IgG
düzeyleri ölçülebilir. 2-merkaptoetanol, serumda IgM ve IgA’nın aglutinan aktivitelerini yok
eder. Bu yöntem, kronik bruselloz ve relaps tanısında yararlıdır. Serumda IgG düzeyleri bir
yıl yüksek kalabilir, ancak relapsta IgG titre artışı görülür. Brusellozlu hastalarının tedavisinin
takibinde SAT titresinin takibinin önemi yoktur. Bruselloz olgularında bu titre 6 ay-1 yıl yüksek
kalabilir. Bruselloz tanısında PCR yöntemi de kullanılabilir, hızlı tanı için önemlidir, ancak
henüz standardize edilmemiştir.
Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 40 -
B. abortus, B. melitensis ve B. suis pek çok ortak antijene sahiptir, dolayısıyla antikor
titreleri türe özgül değildir.
Yersinia enterocolitica serovar O:9, Escherichia coli serovar
O:157,
Escherichia hermannii, Francisella tularensis, Stenotrophomonas maltophilia, Afi bia
clevelandensis ve Vibrio cholerae çapraz reaksiyona neden olan antijenlere sahiptir. V. cholerae
aşısı da pozitif serolojiye neden olur.
B. canis enfeksiyonu düşünülürse B. canis antijeni
kullanılmalıdır, çünkü
B. canis’in B. ovis dışındaki Brucella türleri ile antijenik benzerliği
bulunmamaktadır.
Tablo 4. Bruselloz tanısında kullanılan laboratuar testleri
LABORATUAR TESTİ
HASTA ÖRNEĞİ
YORUM
Bakteriyolojik tanı için testler
Kan kültür
Kan, kemik iliği
aspirasyonu,
Antibiyotik verilmeden önce
kültürler alınmalı, İnkübasyon
süresi klasik yöntemlerde 3-21
gün, otomatize kan kültürlerinde
3-7 gün.
Diğer materyallerden kültür
BOS, eklem sıvısı,
apse materyali, biyopsi
materyali (dalak, karaciğer
ve lenf bezi aspirasyonu)
Örnekler bir saat içinde
laboratuvara ulaşmayacak ise
buzdolabında bekletiniz veya
soğuk zincir ile gönderiniz.
Serolojik tanı için kullanılan rutin testler
Rose Bengal plak testi
Serum
Hızlı tarama testidir. Pozitif
sonuçlar mutlaka kültür ve SAT
ile doğrulanmalıdır.
Standart tüp aglutinasyon
testi (SAT)
Serum
Titre artışını gözlemek için bir
hafta sonra testin tekrarı gerekir.
1/ 160 ve daha yukarı pozitif titre
tanısal değeri yüksektir. Daha
önce tedavi edilen hastalarda titre
uzun süre yüksek kalabilir.
ELISA
Serum
Tedavi takibinde kullanılabilir.
Başarılı tedavi ile IgM, IgA, IgG
titresi düşer. Relaps durumlarında
IgA ve IgG titresi artar.
Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 41 -
Hayvanlarda tanı; serum, mikroskopi (Köster boyası) ile veya fetus, plasenta, vajinal
mukus, testiküler doku, semen, süt veya sekresyonların kültürü ile konur. Serolojik tanıda
standart aglütinasyon testi ve ELISA yöntemi önerilir. Domuz, koyun ve keçide deri testi
pozitiftir.
II. OTURUM
Oturumun Konu Başlıkları: Ayırıcı tanı, Bildirim Basamakları ve Sürveyans, Sevk Kriterleri,
Tedavi, Korunma ve kontrol
ÖĞRENİM HEDEFLERİ
Bilişsel Alan:
Katılımcı bu oturumun sonunda;
Ayırıcı tanısındaki hastalıkları ayrıştırabilmeli
1.
Tedavisini açıklayabilmeli
2.
Sevk kriterlerini sıralayabilmeli
3.
Korunmada genel önlemleri sayabilmeli
4.
Halk eğitiminde halka verilecek mesajları söyleyebilmeli
5.
Sağlıklı kişilerin korunması için gerekli önlemleri sıralayabilmeli
6.
Bildirim basamaklarını açıklayabilmeli
7.
YÖNTEM:
Görsel işitsel eğitim araçları
Beyin fırtınası
Vaka tartışması
Küçük grup çalışması
SÜRE: 45 dk
ARAÇ GEREÇ:
Küçük çalışma grubu masaları
Renkli karton
Postit
Flip chart, kağıtları, kalemleri
Barkovizyon, CD
Form
Örnek Vaka Senaryosu:
Mehmet Bey 21 yaşındadır ve çobanlık yapmaktadır. Evli ve kırsal
bölgede ailesi ile beraber yaşamaktadır. Geçimini hayvancılık ve süt ve süt ürünleri satarak
sağlamaktadır. Yüksek ateş, skrotal ağrı ve şişlik şikayetinin iki günü geçmesi üzerine
kaygılanarak üroloji polikliniğine başvurur. Yapılan fi zik muayenede orşit ön tanısı ile
muayene edilen hastada karaciğer enzimlerinde hafi f yükselme, trombositopeni, hafi f anemi
ve beyaz küresi normal saptanmıştır. Mehmet Bey’in hastalığının ayırıcı tanısında hangi
hastalıkları düşünürsünüz?
Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 42 -
AYIRICI TANI
Brusellozun ayırıcı tanısında öncelikle düşünülmesi gereken hastalıklar Tablo 5’te
verilmektedir.
Tablo 5. Brusellozun ayırıcı tanısında akla gelmesi gereken enfeksiyon ve enfeksiyon dışı
hastalıklar
ENFEKSİYON HASTALIKLARI
ENFEKSİYON DIŞI HASTALIKLAR
Tüberküloz
Sarkoidoz
Sifiliz
Lenfomalar
Enfeksiyöz mononükleoz
Lösemiler
Sepsis
Hepatoma
Tifo
Romatolojik hastalıklar
Kala azar
Sıtma
BİLDİRİM VE SURVEYANS
Bruselloz bildirimi zorunlu A grubu hastalıklar arasında yer almaktadır. Bildirim ve
sürveyans “Bulaşıcı Hastalıkların İhbarı ve Bildirim Sistemi Standart Tanı, Sürveyans ve
Laboratuar Rehberi”ne göre yapılmalıdır.
Klinik tanımlama
Bir kişide hayvancılıkla uğraş, mesleki temas veya enfekte hayvana ait ürünlerin (özellikle taze
peynir başta olmak üzere süt ve süt ürünleri) tüketilmesi öyküsü ile birlikte; akut veya sinsi
başlangıçlı, devamlı ya da değişken süreli intermittan veya düzensiz ateş, yorgunluk, iştahsızlık,
kilo kaybı, baş ağrısı, özellikle geceleri yoğun terleme, vücutta yaygın kas ve eklem ağrılarıyla
karakterize hastalık. [NOT: Çeşitli organların lokal enfeksiyonları şeklinde görülebilir.]
Tanı için laboratuar kriterleri
Destekleyici
Serum örneklerinden Rose-Bengal testi ile antikor pozitifliği
•
Doğrulayıcı
Klinik örneklerden Brucella spp’in izolasyonu,
•
Daha önce tedavi almamış olguda, tek serum örneğinde STA ile antikor titresinin >1/160
•
olması,
En az iki hafta ara ile alınan çift serum örneğinde Brucella STA titresinin
•
≥4 kat artışı,
Vaka sınıflaması
Olası Vaka: Klinik tanımlamaya uyan ve destekleyici laboratuar testi ile pozitif bulunan vaka.
Kesin Vaka: Klinik tanımlamaya uyan ve doğrulayıcı laboratuar kriterlerinden en az biri pozitif
olan vaka
Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 43 -
SEVK KRİTERLERİ
Aşağıdaki klinik formlar ve komplike bruselloz olguları mutlaka yataklı tedavi kurumlarına
sevk edilmelidir:
Akut bakteriyemik bruselloz; yüksek ateşi olan, toksik görünümlü semptomları
•
gürültülü olan hastalar.
Nörobruselloz düşünülen hastalar; şuur değişikliği, menengial irritasyon bulguları
•
olan, konvülziyon geçiren, kranial sinir tutulumu, parazi veya paralizisi olan
hastalar.
Brucella
•
endokarditi düşünülen hastalar; kalp kapak hastalığı olan, kalp protezi olan,
kalp yetmezliği olan, kalp odaklarında üfürüm olan, konjunktivalarda peteşiyel
kanamaları olan, periferde bakteriyel tromboemboliyi düşündüren bulguları olan
hastalar.
Osteoartiküler tutulum düşünülen hastalar.
•
Protezi (eklem protezleri veya diğer) olanlarda gelişen enfeksiyon
•
Kronik hastalığı olanlarda gelişen bruselloz; malignitesi olan, kronik böbrek veya
•
karaciğer hastalığı olan, diyabeti olan hastalar.
Kemoterapi veya diğer immünosüpresif tedavi alan hastalar.
•
HIV/AIDS olan hastalar.
•
Gebeler
•
Daha önce bruselloz tanısı ile tedavi almış ve semptomları tekrar eden hastalar.
•
TEDAVİ
Brusellozda antimikrobiyal tedavi ile semptomlar düzelir, hastalığın süresi kısalır,
komplikasyon ve relaps insidansı azalır. Pek çok antibiyotiğin
Brucella’ya karşı invitro etkinliği
vardır, ancak
Brucella türleri intrasellüler mikroorganizmalar oldukları için invitro etkinlik her
zaman invivo (klinik) etkinliği göstermemektedir. Brusellozda kullanılacak antibiyotiğin in
vitro etkinliği yanında yeterli intrasellüler konsantrasyona ulaşması gereklidir.
Bruselloz tedavisinde tek antibiyotik kullanılmaz. Önerilen en az iki antibiyotiğin
kombine verilmesidir. Tedavi süresi, klinik formlara göre önerilen sürede olmalıdır.
Yapılan çalışmalar, tetrasiklin, doksisiklin, rifampisin, streptomisin ve trimetoprim-
sulfametoksazol’ün
B. melitensis’e in vitro etkili olduğunu göstermektedir. Dünya Sağlık
Örgütü tarafından komplike olmayan bruselloz tedavisinde önerilen tedavi seçenekleri, çocuk
ve erişkin dozları Tablo 6’da özetlenmektedir.
Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 44 -
Tablo 6. Dünya sağlık örgütü tarafından komplike olmayan bruselloz tedavisinde önerilen
tedavi seçenekleri
Önerilen rejim
Erişkin dozu
Çocuk dozu
Tedavi süresi
A. İlk seçenek
Doksisiklin
+
Streptomisin
2x100 mg/ gün
1 g/gün im
8 yaşın altındaki
çocuklarda önerilmez
6 hafta
2-3 hafta
Doksisiklin
+
Gentamisin
2x100 mg/ gün
5 mg/kg/gün iv/im
8 yaşın altındaki
çocuklarda önerilmez
6 hafta
7-10 gün
TMP/SMZ
+
Streptomisin
İlk seçenek rejim değil
8/40 mg/kg/gün
30 mg/kg/gün im
6 hafta
3 hafta
TMP/SMZ
+
Gentamisin
İlk seçenek rejim değil
8/40 mg/kg/gün
5 mg/kg/gün iv/im
6 hafta
7-10 gün
B. Alternatif seçenek
Doksisiklin
+
Rifampisin
2x100 mg/ gün
600-900 mg/gün oral
Çocuklara önerilmez
6 hafta
6 hafta
C. İkinci alternatif seçenek
TMP/SMZ
+
Rifampisin
2x (80 mg/400 mg) oral
600-900 mg/gün oral
8/40 mg/kg/gün
15 mg/kg/gün oral
6 hafta
6 hafta
TMP/SMZ
+
Doksisiklin
2x(80 mg/400 mg) oral
2x100 mg/gün oral
Çocuklara önerilmez
6 hafta
6 hafta
TMP/SMZ
+
Streptomisin
2x(80 mg/400 mg) oral
1 g/gün im
8/40 mg/kg/gün
30 mg/kg/gün im
6 hafta
2-3 hafta
Siprofloksasin
+
Rifampisin
2x500 mg/gün oral
600-900 mg/gün oral
Çocuklara önerilmez
6 hafta
6 hafta
Siprofloksasin
+
Doksisiklin
2x500 mg/gün oral
2x100 mg/gün oral
Çocuklara önerilmez
6 hafta
6 hafta
Bruselloz tedavisinde kullanılan ilaçlar, yan etki ve toksisite açısından takip edilmelidir.
Streptomisin toksisitesinden kaçınılması gereken durumlarda (ileri yaş, gebelik, böbrek
yetmezliği gibi) veya intramuskuler tedavinin verilemediği kişilerde (trombositopeni, sosyal
konum) doksisiklin ile rifampisin kombinasyonu tercih edilir.
Zoonotik Hastalıklar Hizmet ‹çi Eğitim Modülü - Zoonotik Hastalıklar
- 45 -
Çocuklarda dişleri boyama riski olduğundan, 8 yaş altında tetrasiklin kullanılmamalıdır.
Gebelerde ise rifampisin ile kotrimaksazol kombinasyonu tedavide kullanılabilir. Kotrimaksazol,
gebeliğin ilk trimestrinde verilmemelidir. Kinolonların da çocuklarda ve hamilelerde kullanılması
önerilmez.
Komplike bruselloz olguları; menenjit, endokardit, spondilit gibi fokal komplikasyonların
varlığında, gebelik brusellozlarında, hastalar yataklı tedavi kurumlarında yatırılıp, yakın gözlem
altında tedavi edilmelidirler. Bu hastalarda da antibiyotik tedavi ilkeleri benzerdir ancak tedavi
süresi uzundur. Tedavi en az 8-12 hafta verilmelidir. Tedavisi hastanede başlanılan ve taburcu
edildikten sonra ayaktan takip edilen hastalar, tedavilerinin tamamlanması açısından birinci
basamak bölgesinde yakından izlenmelidir.
Brusellozda tedavi başarısızlığı, akut olgularda; üçüncü haftanın sonunda hastanın
semptomlarının ve kültür pozitifliğinin devam etmesi, subakut ve kronik olgularda ise tedavi
sonunda enfeksiyona ait semptom ve/veya bulguların artması, Ig G sınıfı antikor, eritrosit
sedimentasyon hızı ve C-reaktif protein düzeyinde artış olması olarak tanımlanır. Tedaviden
sonraki 12 ay içinde enfeksiyona ait belirti veya bulguların tekrarlaması, Ig G sınıfı antikor
düzeyinde artış olması, yeni patolojik radyografik bulguların olması veya yeni kan kültürü,
kemik iliği veya doku kültürü pozitifliğinin olması relaps olarak kabul edilir. Bakteriyolojik
relaps çoğunlukla tedavinin kesilmesinden 3-6 ay sonra gerçekleşir. Tedavi başarısızlığı ve
relaps genellikle antibiyotik direncine bağlı değildir. Relaps için predispozisyon oluşturan
durumlar; yetersiz tedavi, etkinliği az olan antibiyotik tedavisi, hastalığın başlangıcında pozitif
kan kültürü, erkek cinsiyet ve trombosit sayısının ≤15x10
3
/mm
3
olmasıdır.
KORUNMA VE KONTROL
İnsan brusellozu, enfekte hayvanlarla direk temas veya dolaylı temas ile bulaşır. Bu
nedenle insanlarda enfeksiyonun önlenmesi ve kontrolü de bu temas zincirinin kırılması ve
hayvan rezervuarlarında enfeksiyonun kontrolü ve eliminasyonuna bağlıdır. Pratik olarak
hayvanlarda bu enfeksiyonun kontrolü ve eliminasyonu uzun soluklu enfeksiyon kontrol
programları gerektirir. Ayrıca bu programların uygulanması için eğitimli personel ve önemli
miktarda mali kaynak gerektiğini unutmamak gerekir. Bu açıdan toplumun, ülkemizde
sık görülen zoonotik hastalıkların bulaşı ve önlenmesi konusunda bilinçlendirilmesi önem
arzetmektedir. Hayvanlar için etkili canlı bakteri aşıları;
B. abortus (suş 19) ve B. melitensis
(suş Rev-1) türlerine karşı hazırlanmıştır. Bu aşılar ülkemizde de uygulanmaktadır.
B. suis veya
B. canis’e karşı geliştirilmiş aşı yoktur. Bu aşılar insanlarda uygulanmaz. Ülkemizde insan
brusellozunun büyük çoğunluğunun iki şekilde;
Meslek hastalığı olarak,
1.
Gıda kaynaklı olarak bulaştığını görmekteyiz. Korunma ve kontrol önlemlerini bu
2.
başlıklar altında aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
Meslek gruplarında hijyenik önlemlerin alınması:
Bu enfeksiyonun yaygın olduğu Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu’da,
aile hayvancılığının yaygın olarak yapıldığı bilinmektedir. Aile hayvancılığında, bütün aile
bireylerinin hayvanlarla yakın teması vardır. Bu temasın azaltılması, kontamine materyaller ile
bulaşın önlenmesi, bu aile bireylerinin eğitilmesinin kolay olamayacağını unutmadan, eğitim
çalışmalarını sürdürmek gerekir. Ayrıca aile bireylerinin yaşam alanları ile hayvan barınaklarının
uygun şekilde yapılandırılması da diğer bir çalışma alanıdır.
Zoonotik Hastalıklar Daire Başkanlığı
- 46 -
Hayvan bakıcıları, çobanlar, mezbaha çalışanları, sütçüler, suni tohumlama yapan
teknisyenler ve veteriner hekimlerin, enfekte hayvan dokuları, deri ve yünleri gibi hayvansal
materyallerle devamlı temas riski vardır. Bu meslek grupları, bruselloz, bulaşma yolları ve
önlemler hakkında devamlı bilgilendirilmelidir. Ayrıca; mezbahaların uygun yapılandırılması,
periyodik temizlik ve dezenfeksiyon işlemlerinin usulune uygun yapılması, çevre temizliği
ve kontamine atıkların usulune uygun şekilde yok edilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
İster aile hayvancılığında olsun, ister çiftlik hayvancılığında, kontamine hayvan atıklarının yok
edilmesi, çevre dezenfeksiyonu usulune uygun olarak yapılmalıdır. Çiftliklerde sanitasyon
koşullarının standartlara uygunluğu sağlanmalı ve kontrol edilmelidir.
Risk gruplarının kontamine materyal ile uğraşırken gerekli hijyenik kurallara uymalarının
sağlanması gerekir. Potansiyel olarak kontamine hayvansal materyaller ile temas durumunda,
çalışanlar uygun koruyucu giysiler giymelidirler. Materyalin özelliğine göre; su geçirmeyen
eldiven, yüz koruyucu maske, göz koruyucu gözlük, su geçirmeyen önlük, aerosol oluşturan
bir iş ise respiratör kullanılmalıdır. İş bittikten son eller mutlaka yıkanmalıdır. Eğer vücudun
her hangi bir yerine kontamine materyal bulaştı ise, bol su ile yıkanmalı veya hemen bol su ile
banyo yapılmalıdır. Gözlere herhangi bir materyal sıçradığında yine konjunktivalar bol su ile
yıkanmalıdır.
Dostları ilə paylaş: |