7B - (s. 122) Çağdaş Türk resminin genç kuşak tem-
silcilerinden Setenay Alpsoy bireyin
kentle kurduğu ilişkiye getirdiği özgün
yorumlarıyla dikkat çeken bir isim.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversi-
tesinden mezun olan Setenay Alpsoy,
aynı üniversitede yüksek lisansını ta-
mamladı. Bugüne kadar 20’nin üzerin-
de karma sergiye katılan genç sanatçı,
ilk sergisini 2008 yılında Evin Sanat
Galerisinde açmıştı. Akademide Neşe
Erdok Atölyesinde eğitimimi alırken
üçüncü sınıfın sonlarında artık bize
hocalarımız kendi dünyanızı oluşturun
demeye başladı. Bu referansla birlikte
etrafımıza daha farklı gözle bakmaya
başladık. Hepimizin seçtiği, yakın bul-
duğu kendine konular oldu. Benim seç-
tiğim konu kent oldu. İlk bakışta kent
peyzajları olarak algılanan resimler,
incelendiğinde birer figür ve karakter
olarak ön plana çıkıyor. Alpsoyun şeh-
rin karmaşık estetiğini gözler önüne
seren eserleri, peyzaj resmini farklı bir
açıdan yeniden yorumluyor. Bu sefer
biraz daha bu kalabalığın içine girdim,
bir önceki sergilere nazaran. Tam için-
deyim, ortasındayım; bazen uzaktan
bakıyorum bütün bu keşmekeşe; bazen
de tek bir cama bakıyorum, pencereye
bakıyorum. İlk olarak içinde dolaşmak,
bu sokakların arasında dolaşmak beni
çok besliyor. Resimlerimde fotoğraflar-
dan referanslar alıyorum tabi, bu kom-
pozisyonlarla uğraşırken. O sokaklarda
dolaşmak ve o sokakların bana yeni
kapılar açması, beni resme itiyor. Göz-
lemlediği ve kendisinin de içinde yaşa-
dığı bu alanlarda sokakların boşluğu
ve sessizliği dikkat çekiyor. Resimlerini
açık koyu alt yapısı üzerine inşa eden
sanatçı, ışık gölgeyle desteklediği alt
yapıya renk öğesini de ekleyerek iste-
diği atmosferi ve yorumu yakalamaya
özen gösteriyor. Üstünde durduğum
birkaç kompozisyon var. Bunlar biri ne-
redeyse gökyüzünü hiç görmediğimiz,
zaman zaman çok ince bir detay olarak
gördüğümüz üst üste binaların yerleşti-
rilmesiyle oluşan resimler. Kimi zaman
kasvet, üstüne üstüne gelme hissini
yaratıyorlar, kimi zaman da dediğim
gibi sadece bir pencereden İstanbulun
görüntüsü yansıyabiliyor bize. Bazen
de dışarıya atılmış koltuklar dikkatimi-
zi çekiyor. O koltukların dışarıda da iş-
levini devam ettirmesi, içeride olması
gereken bir şeyin dışarıda olması gibi
tezatları ele alıyorum. Setenay Alpso-
yun ikinci kişisel sergisi 2012 yılında
“Denizin Ayırdığı Şehir” başlığıyla yine
Evin Sanat Galerisinde gerçekleşti.
Benzer temaların izini süren sanatçı,
kent üzerine çıktığı serüvene, bir bütü-
nü oluşturmak üzere devam ediyor. İs-
tanbul zaman zaman tabi ki yaşanmaz,
kaçılası, başka yerlere göç edilesi bir
his veriyor bana fakat yine de kaçsam
da iki gün sonra döneceğim yer tekrar
burası. Beni besleyen, ruhumu besle-
yen, resmimi besleyen yer burası tabi
ki. Yine burada dinleneceğim. Bu keş-
mekeş de bana çoğu zaman iyi geliyor,
resmime iyi geliyor. Sıkıntı yarattığı za-
manlar var ama mutluluğu daha fazla.
Setenay Alpsoy’un üçüncü kişisel sergi-
si “Görünmeyen Kent” 8 Mart’ta Evin
Sanat’ta ziyarete açılacak. 29 Mart’a
kadar açık kalacak sergide sanatçı ken-
te odaklı resimleriyle şehrin nasıl gö-
ründüğüne değil neler söylediğine bir
kez daha dikkat çekecek.