140
Okmeydanı Tıp Dergisi 28(3):138-141, 2012
TARTIŞMA ve SONUÇ
HELLP sendromu birçok sistemi etkileyebilen,
maternal ve fetal mortaliteye neden olabilen,
mikroanjiopatik hemolitik anemi, hepatik dis-
fonksiyon ve trombositopeni ile karakterize
gebeliğin ciddi bir komplikasyonudur. Şiddetli
preeklamptik hastaların % 10-20’sinde ve bü-
tün gebeliklerin ise yaklaşık % 0.5-0.9’unda
görülür
(8,9)
. HELLP sendromunda, kesin tedavi
yaklaşımı olarak ilk yapılması gereken gebeli-
ğin sonlandırılmasıdır
(10)
. Olgularımızın hepsi
kadın doğum servisinde tespit edildiği anda
sezaryen ile gebelikleri sonlandırılmış hasta-
lardan oluşuyordu.
Hemoliz; HELLP sendromunun majör özellik-
lerinden biri olup, mikroanjiopatik hemolitik
anemiye bağlıdır. Hasarlanmış endotel boyun-
ca oluşan yüksek akımın neden olduğu kırmı-
zı hücre fragmantasyonunun, intimal hasar,
endotelyal disfonksiyon ve fibrin birikimi ile
tutulan küçük kan damarlarının boyutunu
yansıttığı düşünülmektedir. Hemoliz ile kır-
mızı kan hücrelerinin harabiyeti serum laktik
dehidrojenaz (LDH) düzeyinin artmasına ve
hemoglobin konsantrasyonunun azalmasına
neden olur. Bu nedenle hemolizin teşhisi yük-
sek LDH ve bilirubin düzeyleri ile konulabilir
(11)
. Bizim olgularımızın da LDH ve bilirubin
düzeyleri HELLP teşhisini doğrulayacak düzey-
de yüksekti (Tablo 2).
HELLP sendromlu hastalarda karaciğer en-
zimlerinde değişik derecelerde yükseklikler
saptanmıştır. Magaan ve ark.
(12)
yaptıkları ça-
lışmada ortalama ALT değerini: 123±164 IU/L,
AST değerini: 179±344 IU/L olarak bildirmiş-
lerdir. Karaciğer enzimleri çalışmamızda daha
düşük düzeylerde idi. Bununla ilgili olarak;
doğumun literatürdeki olgulardan daha önce
sonlandırılmış olabileceği düşünülebilir fakat
konuyla ilgili veri bulunamamıştır.
HELLP sendromunda trombosit sayısındaki
azalma, tüketimindeki artışa bağlıdır. Trom-
bosit aktivasyonunda artış ve hasarlı vasküler
endotele adezyon sonucunda trombosit dö-
nüşümü artar ve ömrü kısalır
(11)
. Rahman ve
ark. HELLP sendromlu gebelerde tedaviye kor-
tikosteroid eklendiğinde annenin hematolojik
durumunda düzelme sağlandığını bildirmiştir
(13)
. Olgulamızın tedavisine de kortikosteroid
eklendiğinde, trombosit sayısında artış, LDH
ve karaciğer fonksiyonlarında düzelme göz-
lendi.
Preeklamptik hastaların %30-100’ünde görme
sistemi etkilenebilir
(14)
. Preeklampside görme
ile ilişkili semptomlar; görmede azalma, foto-
fobi ve görme alanı defektlerini kapsamakta-
dır. Çalışmamızda 16 olgunun takibi sırasında
antihipertansif tedaviye (% 84.2) gereksinim
olmuş, bu olgulardan 8’inde görme bozukluğu
(% 42.1) tespit edilmiştir. Olguların hipertansi-
yonları kontrol altına alındıktan sonra görme
bozukluğu da kendiliğinden düzelmiştir.
HELLP sendromunda komplikasyonlara % 13-
65 oranında rastlanır. En sık görülen kompli-
kasyon kan transfüzyonu gerekliliği, yaygın
intravasüler koagülasyon, akut böbrek yet-
mezliği ve ARDS’dir
(15)
. Bizim çalışmamızda da
en sık görülen komplikasyon kan ve kan ürün-
leri transfüzyonu gerekliliği idi. Dokuz olguya
(% 47.4) eritrosit süspansiyonu, 4 olguya da
trombosit süspansiyonu (% 21.1) verilmiştir.
İki hastamızda akut böbrek yetmezliği geliş-
miş, her ikisine de hemodiyafiltrasyon uygu-
lanmıştır. Hemodiyafiltrasyon uygulanan has-
taların birinin böbrek fonksiyonları normale
dönmüş, diğerinin ise klinik seyrinde ARDS de
gelişmiş ve multiorgan yetersizliği nedeniyle
yaşamını yitirmiştir.
Klasik bir tedavisi bulunmayan HELLP sendro-
munda mortalite ve morbidite, erken tanı, ya-
kın takip, destekleyici tedaviye kortikosteroid
eklenmesi ve gereğinde mekanik ventilasyon
uygulaması ile her geçen gün azalmaktadır.
Dostları ilə paylaş: