direnç değiştirilebilir. Bu sistemle demonstre edilebilen bazı kalp fonksiyon prensipleri aşağıda
belirtilmiştir.
1. Vena rezervuarı (deposu) görevini yapan kabın aşağı indirilmesi ya da yukarı kaldırılması
ile, diyastol - sonu volüm ile bir sistolde pompalanan kan miktarı arasındaki ilişki gösterilebilir.
Rezervuar yükseltilince kan hızla kalbe akarak kalp boşluklarını fazlaca gerer, genişletir. Bunu
izleyen sistolde pompalanan kan volümünün artması, Frank - Starling prensibini ispatlar.
2. Sağ atriyum basıncı değişmez kaldıkça, arteriyel direncin artırılmasının,
pompalanan kan
volümüne etkisi olmadığı gösterilebilir. Bundan anlaşılır ki, fizyolojik sınırlar içinde, arteriyel
basıncın artması, kalbin pompalama gücünü önemli derecede etkilemez. Bununla beraber, çok
yüksek arteriyel direnç kalbi etkiler ve sistolik volümü azaltır.
3. Kalp atım sayısı üzerine çeşitli faktörlerin etkileri, kalp akciğer preparatı ile incelenebilir.
Kalbe kan akımı artırılınca atım sayısının arttığı; perfüzyon sıvısının ısısı artırılınca ve perfüzyon
sıvısına norepinefrin ilave edilince atım sayısının arttığı; asetikolin ilave edilince atım sayının
azaldığı; kalp sinirleri uyarılınca atım sayısının buna göre değiştiği gösterilebilir.
Normal insanda
veya hayvanda kalp aktivitesi, geniş ölçüde merkezi sinir sistemi tarafından
ayarlanır. Medulla oblongata'dan çıkan n. vagus'un kolları kalbe gelirler. Omuriliğinin thorasik
bölgesinden kök alan sempatik sinirler de kalbe gelirler. Sağ taraftaki n. vagus daha ziyade S - A
düğümüne, sol vagus ise, daha ziyade A - V düğümüne gelir. Kalpten ağrı duyusunu merkezlere
ileten (afferent)
sinirler, sempatik sinirler içinde bulunurlar.
Deney hayvanlarında kalbin vagus siniri kesilirse, kalp atım sayısı artar. İnsanlara atropin
enjekte edilirse, aynı şey gözlenir; zira atropin vagus sinirinin kalbe olan etkisini önler. Buna
göre, vagus siniri normal durumda kalbin gereğinden fazla çalışmasını önlemektedir (vegal ton).
Vagus
sinirinin kesilmesi, yahut atropin ile etkisinin ortadan kaldırılması sonucu vegal ton
ortadan kalkmakta ve istirahatta bile kalp atım sayısı artmaktadır. Daimi ağır egzersiz yapanlarda
(maraton koşucularında) kalp atım sayısı, diğer insanlardakinin yarısına yakındır (dakikada 35 -
50 kadar). Bu kişilerde vagusun tonik etkisinin daha bariz olduğu anlaşılmaktadır.
Deney hayvanlarında vagus siniri elektrik akımı ile uyarıldığında, kalp atım sayısı ve
atriyumların kasılma gücü azalır. Uyarma şiddeti artırılırsa, kalp diyastol halinde iken durabilir.
Kalp üzerine sadece sempatik sinirlerin etkisini gözleyebilmek için, kalp - akciğer, Prepatını
incelemek uygun olur. Böylece merkezi sinir sisteminin işe karıştığı diğer
düzeneleyici etkiler
ortadan kaldırılmış olur. Kalp-akciğer prepatında dolaştırılan kana, sipatik sinir uçlarından
salınan transmitter madde olan norepinefrin ilave edilirse atriyumların ve ventrikulusların
kasılma gücü artar. Buna bağlı olarak kalbin pompaladığı kan miktarı (kardiyak output) ve
arteriyel kan basıncı yükselir.
Sempatik ve parasempatik sinirler kalp üzerine etkilerini, peysmeyker (S-A düğümü)
potansiyelini değiştirerek yaparlar. Sipatik sinir peysmeyker patansiyelini daha çabuk eşik değere
ulaştırır; parasempatik ise geciktirir. Kalp atımları arasındaki mesafenin uzaması, bir dakikadaki
kalp atım sayısını azaltır.
Dostları ilə paylaş: