Eklemler Hakkında Genel Bilgiler
Eklemler iskeletin çeşitli kemiklerini birbirine bağlayan fonksiyonel bağlantılardır. Embriyonun
erken çağlarında komşu kemik taslakları, embryonal bağ dokusu aracılığı ile birbirine aralıksız
olarak bağlanmış durumdadır. Embryonal hayatın üçüncü veya öldürücü ayında bazı kemik
taslaklarını birbirine bağlayan mesenşim içerisinde boşluklar görülür. Bu boşluklar gittikçe büyür
ve biri biriyle birleşir ve bu şekilde iki kemik taslağı arasında dar bir aralık meydana gelir. Bu
sırada iki kemik taslağını birbirine bağlayan mesenşimin büyük bir kısmı kaybolur. Yalnız en dış
kısımları ince bir tabaka halinde kalır ve sonra fibröz bağ dokusu karakterini alarak eklem
kapsülünü meydana getirirler. Bazı kemik taslaklarını birbirine bağlayan mesenşimin bir
kısmında bazı eklemlerde görülen meniscus veya discus adı verilen oluşumlar veyahut diz ve
kalça eklemlerinde olduğu gibi, iki eklem yüzeyini birbirine bağlıyan iç bağlar meydana gelirler.
Eklem yüzlerini örten kıkırdak tabakası da, kemik taslaklarını birbirine bağlayan ara
mesenşimden meydana gelir.
Şimdi anlattığımız şekilde, yani kemik taslakları arasında bir boşluğun oluşması ile meydana
gelmiş eklemler, komşu kemiklerin hareket edebilmeleri için en uygun eklemlerdir. Bu gibi
eklemlere diarthrosis veya junctura synovialis denir.
Gövdenin bazı kısımlarında kemik taslakları arasında boşluklar meydana gelmez ve taslaklar
sonradan da birbirine aralıksız olarak bağlanmış durumda kalırlar. Bu şekilde meydana gelen
eklemlerde hareket az veya hiç olmaz. Bu gibi eklemlere synarkosis denir. Eklem boşluğu
meydana gelmemekle beraber, bunlarda da kemik taslaklarını birbirine bağlayan mesenşim,
47
embryonal bağ dokusu karakterini her zaman için muhafaza etmez. Bazı eklemlerde bu ara doku,
fibröz bağ dokusu, bazen kıkırdak ve bazen de kemik dokusu şeklinde gelişir. Kemik taslakları
arasındaki mesenşimin çeşitli yönlerde gelişerek çeşitli dokular meydana getirmesi, embryonal
hayatta başlar ve ekstrauterin hayatta da devam eder. Ara mesenşim fibröz bağ dokusu şeklinde
gelişirse, eklemler syndesmosis, kıkırdak karakterinde olursa synchondrosis ve kemik
niteliklerini alırsa synostosis denir.
Bütün organlarımızda olduğu gibi, gövdemizin çeşitli kısımlarında bulunan eklemlerin meydana
gelmesi de, gelecekte bu eklemlerin yapacakları göreve göre seyreder. Oluşmuş eklemlerde de
komşu kemiklerin durumu, eklem yüzeylerinin şekli ve eklemin yapısına katılan bütün dokuların
özelliğinin, eklemin görevine göre ayarlanmış olduğunu görüyoruz. Vücudumuzda bulunan bütün
eklemler fonksiyon bakımından birbiriyle az veya çok birbiriyle ilgilidir ve hepsi beraber, bütün
gövdenin normal şekil, durum ve hareketlerini sağlayan bir sistem meydana getirirler. Bundan
dolayı bir eklemin şekil, durum ve yapısında meydana gelen değişiklikler, başka eklemlerin şekil,
durum ve yapısında da değişikliklerin meydana gelmesine sebep olur. Bu bakımdan ayrı ayrı
eklemlerin rolü ve önemi aynı derecede değildir ve eklemin yeri, şekli, durumu, yapısı bu
özelliklere bağlı olan görevine göre değişir. Bazen tek bir eklemin normal özelliğinin
kaybolması, birçok organların ve hatta. bütün gövdenin normal durumunun hem morfolojik, hem
fizyolojik bakımdan değişmesine sebep olabilir.
Eklemler, hareket sisteminin en önemli elemanlarından biridir. Hareket, sisteminin aktif
organlarını kaslar yaparlar. Kas hücrelerinin sitoplazmasında geçen olaylar sırasında besin
maddelerinde saklı olan potansiyel enerji, kinetik enerji haline çevrilir ve kas liflerinin kasılması
anında kendini gösteren kuvvet, kasın yapıştığı iskelet parçalarını hareket ettirir. Fakat, iskelet
parçalarının hareket edebilmesi için, bu parçaların muhakkak bir veya birkaç eklem aracılığı ile
birbirine bağlı olması şarttır.
Bazı eklemlerin yapı ve şekilleri komşu kemiklerin hareket edebilmeleri için çok az elverişlidir.
Fakat böyle olmakla beraber, bu eklemler de vücudumuzun eşitli kısımlarında çok önemli
görevler yaparlar. Bu gibi eklemler çoğunlukla küçük kemikler arasında bulunurlar. Az hareket
eden fakat sağlam eklemler aracılığı ile birbirine bağlı olan küçük kemikler, bir araya gelerek
eklemleriyle birlikte sağlam ve aynı zamanda yaylı, elastiki sütün ve kemerler meydana getirirler.
Örneğin ayak iskeleti, burada bir çok küçük kemiklerin az hareket eden eklemler aracılığı ile
birbirine bağlanmasından, çeşitli durumda bulunan kemerlerle desteklenmiş bir kubbe meydana
gelmiştir. Bir taraftan kemiklerin sertliği ve sağlamlığı, diğer taraftan eklemlerin yapısına katılan
dokuların elastikiyeti, bütün vücudumuzun ağırlığını taşıyan ve aynı zamanda bastığımız yüzeyin
çeşitli durumlarına uymak zorunluluğunda olan ayak iskeleti için çok önemlidir.
Eklemler, hareket sistemine ait organlar arasında çeşitli hastalıklara en çok maruz kalan
unsurlardır ve hekimlikte çok önemli rol oynarlar. Eklemlerin hastalanmasını kolaylaştıran
sebeplerin en önemlisi, görev anında daimi olarak ve çoğunlukla ağır mekanik etkiler altında
kalmalarıdır. Bundan başka. dışarıdan gelen etkiler bilhassa travmalar ve eklemlerin içyüzünü
örten sinovial zarın enfeksiyonlara karşı olan duygunluğudur.
Diarthrosis (juncturae synoviales-Tam hareketli eklem)
Vücudumuzun yer değiştirme ve çeşitli parçalarının durum değiştirmelerine imkan veren
eklemler, diarthros adı verilen oynayan eklemlerdir (oynaklar). Diartrozlarda eklem yapan komşu
kemiklerin ekleme katılan parçaların dar bir aralık aracılığı ile birbirinden ayrılmış olmaları
şarttır. Komşu kemiklerin bu aralığa bakan yüzlerine eklem yüzleri denir. Eklem yüzleri uzun
kemiklerin uçlarında bulunurlar. Kısa ve yassı kemiklerde eklem yüzleri komşu kemiğin
durumuna göre ayarlanmış olup, kemiğin çeşitli parça ve yüzlerinde bulunabilirler. Eklem aralığı
48
ve eklem yüzlerinden başka, bütün diartroz1arda komşu kemikleri birbirine bağlayan ve bütün
eklemi dıştan saran, bağ dokusundan yapılmış bir eklem kapsülü bulunur. Eklem kapsülü komşu
kemiklere eklem yüzlerinin dışında yapışır ve bu şekilde bütün eklem yüzlerini ve eklem aralığını
içine alır ve eksiksiz olarak her taraftan kapalı olan bir boşluk (cavum articulare-eklem boşluğu)
meydana getirir. Bundan başka bütün eklemlerde komşu kemikler arasındaki bağlantıyı
kuvvetlendiren ve eklem kapsülünün dış yüzüne yapışmış durumda ve yönleri eklemin
fonksiyonuna göre ayarlanmış bağlar bulunur. Bazı eklemlerde dış bağlardan başka, eklem
boşluğunun içerisinde eklem yüzlerine yapışmak suretiyle eklem yapan kemikleri birbirine
bağlıyan iç bağlar dar vardır. Şimdi bütün diartrozlarda görülen bu oluşumları, yani eklem
yüzleri, eklem kapsülü, dış ve iç bağları, şekil, durum ve yapı bakımından ayrı ayrı gözden
geçirelim.
Dostları ilə paylaş: |