YAŞLILIKTA ENDOKRİNOLOJİK HASTALIKLARIN TEDAVİ KILAVUZU mmHg, koroner arter hastalarında ise 65 mmHg altına düşürülmemesi uygun görünmektedir.
(Kanıt düzeyi B).
Yaşlı hastalarda hedeflerin “bireyselleştirilmesi” uygun bir yaklaşım olacaktır. Bu popülasyonda
diyastolik kan basıncının düşük olması, postural ve postprandial hipotansiyon, diğer yandan da
düşmelere bağlı kırıklar ve bunların komplikasyonları göz önünde bulundurulmalıdır. Buna göre
fiziksel anlamda iyi durumda olan ve daha düşük kan basıncı düzeylerini tolere eden özellikle 80
yaş altındaki yaşlılarda genel popülasyon hedeflerinin (140/90 mmHg) uygulanması, bu kriter-
lere uymayan yaşlı popülasyonda ise daha ılımlı hedeflerin seçilmesinin uygun bir strateji olduğu
değerlendirilmektedir.
Yaşlıda antihipertansif tedavi nasıl olmalı?
Yaşam tarzı değişikliği hipertansif her yaşlıda önerilmelidir. Sigaranın bırakılması, kilo verilmesi,
aşırı tuz ve alkol tüketiminden kaçınmak, düzenli fiziksel aktivite, bol sebze ve meyve tüketilmesi
kan basıncında düşmeye ve kullanılan ilaç dozunun azaltılmasına neden olur. Yaşam tarzı deği-
şikliklerine rağmen kan basıncı regülasyonu sağlanamıyor ise antihipertansif ilaç tedavisi başlan-
malıdır. Hipertansif acil bir durum yok ise ortostatik hipotansiyondan kaçınmak için tedaviye
mümkünse tek ilaçla ve en düşük dozda başlanmalı, özellikle DKB ve postural semptomlara
bakılarak ilaç dozu yavaş bir şekilde arttırılmalıdır. Hipertansif acil bir durum yok ise iskemik
inme gelişimini önlemek amacı ile kan basıncı kademeli olarak düşürülmelidir.
Düşük doz tiyazid diüretik, uzun etkili kalsiyum kanal blokerleri ve anjiotensin dönüştürücü
enzim inhibitörleri (ACEİ) veya anjiotensin reseptör blokerleri (ARB) yaşlı hipertansif hasta-
larda kullanılması önerilen öncelikli üç ilaç grubudur (Kanıt düzeyi B). Ancak kan basıncını
düşürücü etkinliklerinden dolayı uzun etkili kalsiyum kanal blokerleri veya tiyazid diüretikler
ilk olarak tercih edilen ilaçlardır. Diüretiklerin renal fonksiyonlarda azalma ve elektrolit denge
bozuklukları yapabildiği unutulmamalıdır. Tedavi başlanmasından önce ve sonrasında böbrek
fonksiyonlarının kontrol edilmesi gerekmektedir. Bunun yanında tiyazid grubu diüretikler (hid-
roklorotiyazid, klortalidon, bendrofluazid) hipokalemi, hipomagnezemi, hiponatremiye neden
olabilmektedirler. Böbrek fonksiyonlarındaki değişikliklerle birlikte yaşlı hastalar bu değişiklik-
lere daha yatkındırlar. Altta yatan sol ventikül hipertrofisi varlığında bu elektrolit dengesizlikleri
aritmileri tetikleyebilir. Yaşlı hastalar glukoz intoleransı, hiperürisemi ve hiperlipidemiye yatkın-
dırlar. Dolayısıyla tiyazid grubu diüretiklerin özellikle yaşlı hastalarda bunları tetikleyebileceği de
akılda tutulmalıdır.
Kalsiyum kanal blokerleri içinde uzun etkili dihidropiridinler veya non-dihidropiridinler tercih
edilmelidir. Kısa etkili dihidropiridinler özellikle kardiyovasküler olay riskini artırabildikleri için
kullanılmamalıdırlar. Verapamil ve Diltiazem gibi ilaçların ciddi bradiaritmisi olan hastalarda
kontrendike oldukları unutulmamalıdır. Yine bu ilaçlar özellikle yaşlı hastalarda konstipasyona
sebep olabilirler. Dihidropiridin grubu kalsiyum kanal blokerlerin ise özellikle ayak bileğinde
ödeme neden olabildikleri unutulmamalıdır.
Anjiotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri ve anjiotensin reseptör blokörleri ise sol ventrikül
yetmezliği veya diabetik/hipertansif nefropatisi olan veya miyokard enfarktüsü geçirmiş olan has-
talarda öncelikle tercih edilmelidirler (Kanıt düzeyi B).