YÜZÜCÜ VÜCUDU YANILSAMASI
Harvard gerçekten iyi bir üniversite mi? Bilmiyoruz...
Yazar ve borsa simsarı Nassim Taleb, inatçı kilolarına karşı
harekete geçme kararı verdiğinde muhtelif spor dallarını
gözden geçirdi. Jogging yapanlar onda zayıf ve mutsuz bir
intiba bırakıyordu. Vücut geliştirenler geniş ve ebleh
duruyorlardı. Tenisçiler, yazık, halleri pek bir üst orta
tabakaydı. Fakat yüzücüler Nassim Taleb’in hoşuna
gidiyordu. Yüzücülerin endamlı, zarif vücutları vardı.
Böylece Nassim Taleb, haftada iki kez yaşadığı semtteki
yüzme havuzunun klorlu suyuna girip sıkı mı sıkı antrenman
yapmaya karar verdi. Bir yanılsamanın tuzağına düştüğünü
anlaması epey uzun sürdü. Profesyonel yüzücülerin o
kusursuz vücutlara sahip olmalarının sebebi çok antrenman
yapmaları değildir. Tam tersi: Onlar, vücut yapıları öyle
olduğu için iyi yüzücülerdir. Vücut yapıları seleksiyon
kıstasıdır, aktivitelerinin sonucu değil.
Kadın mankenler kozmetik ürünleri için reklam yapar.
Böylece kimi kadın tüketici o kozmetik ürünlerinin insanı
güzelleştirdiğini düşünür. Ama o reklamlardaki kadınların
manken olmasını sağlayan şey kozmetik ürünleri değildir.
Mankenler tesadüfen güzel insanlar olarak dünyaya
gelmişlerdir ve sadece bu sebepten kozmetik ürün
reklamlarında yer alırlar. Yüzücülerdeki gibi güzellik burada
bir seleksiyon kıstasıdır, bir sonuç değil. Seleksiyon kıstası ile
sonucu karıştırdığımızda hep yüzücü vücudu yanılsamasının
tuzağına düşeriz. Bu yanılsama olmasa reklamların yüzde
50’si işlemezdi.
Ama mevzu hep seksi bir vücut değil. Harvard en iyi
üniversitelerden biri olma namına sahip. Birçok başarılı insan
Harvard’da okumuş. Bu Harvard’ın iyi bir üniversite olduğu
anlamına mı gelir? Bunu bilmiyoruz. Belki de üniversite
berbattır ama bütün dünyadan en iyi öğrencileri topluyordur.
St. Gallen Üniversitesi’nin böyle olduğuna ben şahidim.
Şöhreti müthiştir ama eğitim (20 yıl önce) vasattı. Bir takım
sebeplerden dolayı –öğrencilerin iyi seçilmesi, dar vadideki
iklim, kantin yemekleri?– her şeye rağmen mezunlarının çoğu
bir yerlere geldi.
İşletme yüksek lisansı kursları bütün dünyada gelir
istatistikleri ile öğrenci çekmeye çalışır. İlgilenenlere, bir
işletme yüksek lisansının gelir seviyesini ortalamada yüzde
falanca miktar yükselttiği hesapları yapılır. Amaç, basit bir
hesapla, ateş pahası okul ücretlerinin kısa sürede parasını
çıkardığını göstermektir. Birçok insan bu tuzağa düşer.
Okulları istatistiklerde sahtekârlık yapmakla suçlamak
istemiyorum ama beyanları yine de değersiz. İşletme yüksek
lisansı yapmaya çalışmayanlar işletme yüksek lisansı
yapmaya çalışanlardan tamamen farklı tabiattadır. Gelir
seviyesinde sonradan oluşan farkın işletme mastırından başka
bin farklı sebebi vardır. Yani burada da yüzücü vücudu
yanılsamasıyla karşılaşıyoruz: Eleme kriteri sonuç ile
karıştırılıyor. Mesleğinizde ileri eğitim almak istiyorsanız,
lütfen kendinize gelirinizin yükselmesinden başka nedenler
bulun.
Mutlu insanlara, mutluluklarının temelini sorduğumda,
sıklıkla şöyle cümleler duyuyorum: “Bardağı yarı boş değil,
yarı dolu görmek lazım.” Bu insanlar şanslı doğduklarını
kabul edemiyor ve her şeyde olumlu bir yan görmeye meyilli
oluyorlar. Mutluluğun büyük ölçüde doğuştan olduğunu ve
hayat boyunca sabit kaldığını görmek istemiyorlar.
Dolayısıyla, yüzücü vücudu yanılsaması insanın kendisiyle
ilgili yanılsaması olarak da ortaya çıkabiliyor. Üzerine
şanslılar bir de kitaplar yazınca, aldatmaca kalleşliğe varıyor.
Dolayısıyla bundan sonra kişisel gelişim kitaplarından uzak
durun. Bu kitapların % 100’ü mutlu olmaya doğal eğilimli
insanlar tarafından yazılmıştır. Sonra da her sayfada öğütler
savururlar. Bu öğütlerin işlemediği milyarlarca insan olduğu
gizli kalır, çünkü şanssızlar kişisel gelişim kitapları
yazmazlar.
Sonuç olarak: Arzu edilen şeylerin –çelik gibi kaslar,
güzellik, yüksek gelir, uzun yaşam, karizma, mutluluk–
vaadlerinin yapıldığı her yere dikkat edin. Yüzme havuzuna
atlamadan önce aynaya bir bakıp kendinize karşı dürüst olun.
|