KORPUS 2 : TÜRKÇE ÇEVĐRĐLER
1) “Yaşamın arı, duru, güzel ve düzenli nitelik taşıyabilmesi için bu dünyaya
sarılmak, tutunmak gerekiyordu.” (ŞĐPAL, 1989: 9)
2) “Sözünü ettiğim yeni duygu karşısında dehşete kapılmıştım, o saat babamın
ayaklarına kapanıp öpebilirdim onları, böyle bir duygudan ötürü af
dileyebilirdim.” (ŞĐPAL, 1989: 23)
3) “Bir kuş ya da benzeri bir şeydir belki. Sanırım çok eskiden kalma. Anlatıldığına
göre, bina önceleri bir manastıra aitmiş.” (ŞĐPAL, 1989: 33)
4) “Hayır, hiç korkmamak gerekir insanlardan.” (ŞĐPAL, 1989: 43)
5) “«Yazık», dedi ardından, «deneyiminizi biraz daha ileri götürebilirdik. Ama seni
fazla üzmek istemem.» ” (ŞĐPAL, 1989: 46)
6) “Bazen bu nazik davranışında ince bir alay havası ya da ironiye kaçan bir sitem
sezer gibi oluyordum. Ama belki de benim bir kuruntumdu bu.” (ŞĐPAL, 1989:56)
7) “Aynı şeyi bir kez de din öğretmeninin üzerinde denemesi için Demian’ı
sıkıştırıyordum, ama Demian buna pek yanaşmıyordu.” (ŞĐPAL, 1989: 61)
8) “Görüyorum ki, bir başkasına söyleyebileceğinden daha çok şey düşünüyorsun.”
(ŞĐPAL, 1989: 70)
9) “ Yaptıklarım, yapmam gereken şeylerdi; çünkü başka türlü nasıl davranacağımı
bilemiyordum.” (ŞĐPAL, 1989: 85)
342
10) “Demian’a karşı bir güvensizlik vardı içimde, hiç de ondan akıl almaya istekli
değildim.” (ŞĐPAL, 1989: 97)
11) “Kuş yumurtadan çıkmaya savaşıyor. Yumurta dünyadır. Doğmak isteyen, bir
dünyayı yok etmek zorundadır.” (ŞĐPAL, 1989: 102)
12) “Bana açmadığınız düşlerinizin olması gerektiğini biliyorum.” (ŞĐPAL, 1989:125)
13) “Hayır. Bir şey beni buraya çekti işte. Yoksa beni çağırdın mı? Beni çağırmış
olmalısın mutlaka. Burada ne arıyorsun? Bu gece vakti?” (ŞĐPAL, 1989: 135)
14) “Okul sona ermiş, lise bitmişti. Bir tatil gezisi yapacaktım, babamın fikriydi;
sonra da üniversiteye gidecektim.” (ŞĐPAL, 1989: 146)
15) “ «Genellikle böyledir, doğru,»” dedi adam. «Ama gereğinde bir ayrıcalık
yapılabilir elbet.» ” (TOGAR, 1987: 150)
16) “Adam yüzüne güleç bir anlam vermek için kendini bir hayli zorladı; zira polis
müdürü de ona, bu kez, yine hiç hoşlanmadığı öteki amcaoğlu Arthur’u
hatırlatmıştı.”(TOGAR, 1987: 150)
17) “Umut, merdiven çıkmayı kolaylaştırmıştır ona… Düş kırıklığı ile ancak
aşağılara inilir. Dilencilerin zoru kapılarladır.” (TOGAR, 1987: 40)
18) “Ne yazık ki, beni görmeye geldiğin Pazar ziyaretlerin artık düzensizleşti, yazık.
Sevgiyle, baban.” (SELĐMOĞLU,1998: 8)
19) “Sessiz, karanlık caddelerden yürüyerek eve giderken, ziyaretimize bir rastlantı
havası verebilmek için Funddahl’la karşılıklı nasıl konuşması gerektiğini
anlattım babama…” (SELĐMOĞLU, 1998: 12)
20) “Büyük karanlık gözleri sert bakıyordu, kalın çenesi bir heykelin çenesi gibiydi
ve konuşurken dudaklarını belli belirsiz kıpırdatıyordu: «Yalnız karne
343
karşılığında ekmek verebilirim, Pazar akşamları karne de geçmez.» ”
(SELĐMOĞLU, 1998: 13)
21) “ «Dün onun oğluna zayıf vermek zorunda kaldım,» demişti.”
(SELĐMOĞLU, 1998: 14)
22) “Bana yardımcı olur da kendisi için bir oda bulabilirseniz size çok müteşekkir
olurum.” (SELĐMOĞLU, 1998: 16)
23) “Haftanın dört akşamı anneme uzaktan hısım olan bir mutfak hemşiresinin
çalıştığı St. Vinzenz Hastanesine gitme iznim vardı. Orada çorba dağıtılıyordu,
bazen ekmek de.” (SELĐMOĞLU, 1998: 18)
Dostları ilə paylaş: |