5.3.5. Tedarik Zinciri Avantajı Tedarik zincirleri bir dizi süreç değil, bir sistemdir. Örneğin; bir faaliyetin
çöpünün diğerinin hammaddesi olarak kullanılması, “kapalı devre” bir sistem olarak
düşünebiliriz. Dünyamız da bu kapalı devre sistemlerden milyonlarca bulunmaktadır.
İş dünyası da geri dönüşüm yaparak ya da kaynakları aynı amaç için veya farklı
alanlarda kullanarak kapalı devre bir sistem yaratabilmektedirler. Buna örnekler;
kâğıdın tekrar geri dönüşümüyle kullanılması, yemeklik yağların araçlarda yakıt
olarak kullanılması, hurda çeliğin tekrar işlenmesi gibi daha birçok örnekle
çoğaltabilmektedir. Bu şekilde şirketler karbon ayak izlerini de azaltmış olacaklardır,
aynı zamanda maliyetleri düşürülmekte, üretimlerini de artırırlar.
Tedarik zincirinin yönetimi daha etkili ve verimli kılacak sürdürülebilir
uygulamalar sayesinde şirketler bir taraftan tedarik zincirlerinin kırılganlığını
azaltırken diğer yandan hem kendilerine hem de paydaşlarına bir kazan kazan
ekonomisi sayesinde değer yaratıldığını göreceklerdir (Yılmaz, 2013: 1-5). Tedarik
zincirinin sürdürülebilir olması şirketlerin maliyetlerini düşürecek aynı zamanda
rekabet avantajı sağlayacaktır.
Şirketlerin tedarikçilerinin de yeşil olmasını talep etmeleri, şirketlerin
sürdürülebilirlik konusundaki güvenilirliğini ve itibarını artırdığı gibi aynı zamanda
kendisinden kaynaklanmayan, ancak tedarikçilerinin yanlış uygulamalarından dolayı
zor duruma düşmesine neden olabilecek iddialara karşı da kendilerini korumuş
olmalarını sağlayacaktır. Örneğin Türkiye’de İpek Kağıt ve Tetra Pak,
“Sürdürülebilir Orman Yönetimi ” ni destekleyerek kağıt ürünlerinin hammaddesi
olan selülozu, Orman Koruma Konseyi (FSC) sertifikalı tedarikçilerden temin
etmektedirler (Başkol, 2011: 13-17).
83
Bir şirketin tedarikçilerinin de sürdürülebilir çevre standartlarına uyum
sağlaması farklılaştırma ve odaklanma rekabet stratejisi açısından şirkete avantaj
yaratacaktır şirketi rakiplerine göre avantajlı duruma geçirecektir.